hesabın var mı? giriş yap

  • bildiğini zanneden kişiler tarafından bile bilinmeyen farklardır.

    birinci olarak psikiyatrist, tıp fakültesi sonrası 5 yıl psikiyatri eğitimi almış uzman doktordur. psikolog, psikloloji bölümü mezunudur. ancak bu bölümden mezun olup direkt danışan alamaz çünkü klinik psikoloji yüksek lisansı yapması gerekmektedir.

    "psikiyatrist ilaç verir, psikolog konuşur" da yanlış bir bilgi. psikoterapiyi hem psikiyatrist hem de eğitim almış psikolog yapabilir ama ilaç tedavisini yalnız psikiyatrist yapabilir. psikoterapinin babasının bir psikiyatrist olduğunu düşünürsek, psikologların yaptığı ama psikiyatristlerin yapmadığı birşey olarak görmek saçma olur.

  • bütün listesine aşkölçcer gönderdikten sonra;

    "arkadaşlar face'ten size aşk ölçer yolluyo olabilirim sakın yanlış anlamayın virüs falan değil gerçekten yolluyorum manyağım çünkü ben"

  • bugün yeni bir paylaşım geldi;

    ilgili paylaşım

    finlandiya'nın en ünlü yapılarından biri olan helsinki katedrali önündeki merdivenlere eşofmanlarıyla oturup, donut yiyerek poz veren kişi; finlandiya başbakanı sanna marin.

    bizim memlekette çok uzun yıllar görülemeyecek bir tablo.

    edit1: yapmacık paylaşım denmiş. bu kadın başbakan olduğunda instagram sayfasında asansörde aynada çektiği selfie fotoğrafları vardı. neyin yapmacığı? kanıt

    edit2: yaklaşık 6 aydır finlandiya’da yaşıyorum. finlere böyle bir başbakan gerçekten çok yakışıyor. finler yaşantılarında inanılmaz mütevazi insanlar. sanna marin de direkt halkın temsilcisi.

  • -bizim $irketimiz cesur ve akillica riskler alabilen lider ruhlular sayesinde $u anki seviyesine ula$mi$tir. peki ya siz? risk alabilen bir insan misiniz?
    -evet efendim, ben hep risk alirim
    -bir ornek verebilir misiniz?
    -tabii ki. gecen gun kahvede ihaleyi 9'a aldim ve battim, ama yilmadim, bir sonraki elde 8'e aldim yine battim.

  • ekonomi kötü diyen kadına ''ekonomi kötü diyorsun ama 100 kilosun'' diyen iğrenç bir varlığın olduğu röportaj.

    kalitesizliğin kitabını yazar bu piçler. şununla ne tartışacaksın?

    en ucuz gıda olan karbonhidratları yiye yiye insanlar fakirlikten şişmanlıyor ama bu cahillere bunu anlatamazsın, kendileri de makarna, pirinç, ekmek (halk ekmek) yemekten davul gibi geziyorlar sonra hastaneleri dolduruyorlar sonra devletimize şükürler olsun hastaneler bedava diyorlar.

    bunlarla tartışılamaz bunlar parazit.

  • "anlamaya çalışıyorum", "bir dakika canım"..."hmmm", "hııh","ama canım..." cevapları ile konuya olan hakimiyetini tekrar ve tekrar ispat etmiş bir adet sunucunun yaptığı saygısızlıklar zinciridir.

  • efendilik, beyefendilik, zeka falan değildir.

    piçliğin, fırlamalığın, şişkin egonun üzerine biraz para serpmektir.

    ha, biz parayı da bulsak, bi türlü o piç adam olamadık. ince ruhluluğumuz ve düşünceliliğimiz, özgüvensizliğimizle üst üste binince, bok oldu ortalık. bazen "-mış" gibi yaptık. ama reçeteyle olacak iş değildi; tutmadık, tutulmadık; çok eğreti durdu. kimse fark etmediyse de, kendi kendimize fark ettik bu eğretiliği; içimize içimize utandık.

    neyse, namussuz bi fırlama olmadığıma üzülecek değilim. sadece adaletsiz dünya, bu kadar fazla adaletsiz olmayaydı, iyiydi.

  • kimi zaman melankolik bir ruh hali, üzücü bir olay sebep olur uzun uzun yolları aşma isteğine. gel gör ki bu isteği gerçekleştirdiğinde kalabalık yolları aşıp, tek senin yol aldığın, rüzgarın yüzüne vurduğu, bilmediğin yerlerde tanımadığın küçük çocukların uzaklardan sana el sallamasıyla mutlu olursun. yol senindir, hayat güzeldir. dünyalar senin olmuştur.