ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
asla iyileşmeyecek çocukluk yaraları
-
13 yaşında olup 28 kişi tarafından tecavüze uğramak ve güvendiği devlet erbaplarının ona "kendi isteğiyle yaptı" demeleri. işte bu yara kapanmaz.
(bkz: n. ç.)
edit: başlık başa.
snow white'ı pamuk prenses diye çeviren ilk insan
-
bence çevirinin en güzel kısmını
“mirror mirror on the wall, who’s the fairest of them all?” u (ayna, duvardaki ayna, kim en “beyaz”?)
“ayna ayna söyle bana, benden güzel var mı bu dünyada?”
diye çevirerek yapmıştır.
aşırı ırkçı ögeler barındıran bu masal ülkemizde standart bir peri masalı olarak yer alıyor ve küçücük çocukların beynine en azından bir de güzel olmak için illa beyaz tenli olmaları gerektiği saçma kompleksini kazımıyor.
yine karbeyaz yerine pamuk prenses diye çevirmek de odak noktayı eski avrupanın beyazlık eşittir asalet sevdasından uzak tutmuş.
bu çeviriyi yapan adam ya da kadını tekrar tebrik ediyorum. çevirinin gurusudur bana göre kendisi.
ağlayan erkek
-
asla ağlatan erkek kadar kıymeti bilinmeyecektir
telefon şakaları
-
istanbuldaki galatasaray milan sampiyonlar ligi macindan onceki gece. sene 2001 olsa gerek. saat ikide ter icinde ama cin bir fikirle uyanmistim birdenbire. milan'in kaldigi oteli ogrenmistim bir sekilde, ve bir cirkinlik yapip kilit bazi futbolculari rahatsiz etme fikriyle sarsilmisti bunyem.
plan cok basitti, resepsiyonu arayacak, koyu bir ingiliz aksani patlatarak, oliver bierhoff'un ingiltere'den yakin dostu oldugunu ve kendisini cok onemli bir haber verecek oldugumu soyleyecek ve resepsiyonda muhtemelen uyuklamak uzere olan kisinin tedbirsizliginden yararlanip bierhoff amcamla basbasa kalacaktim. hakikaten de oyle oldu :
speedy - cok kritik bir mevzu var, oliver'ın cep telefonu da kapali, lutfen beni odasina aktarir misiniz?
resepsiyon - hmm..aaa.. peki efendim hemen aktariyorum
speedy - keh keh keh
--
oliver bierhoff - hmsmshh, alo?
speedy - bay bierhoff?
oliver bierhoff - evet?
speedy - efendim merhabalar, ben lust ozel dedektiflik firmasindan dedektif roger smith, sizi bu saatte onemli bir gelisme yuzunden rahatsiz etmis bulunmaktayim.
oliver bierhoff - hmsmshh..
speedy - efendim bugun yaptigim arastirmalar sonucu kesfetmis bulunmaktayim ki, sevgili esinizin, takim arkadasiniz zvonimir boban ile bir iliskisi var
oliver bierhoff - himsh..hot. kimsin lan sen? gudik?
speedy - bu gelismeden haberdar olmaniz gerektigini dusunmustum
oliver bierhoff - lan gudik, kimsin sen?
speedy - roger smith efendim, ozel dedektif
(cat)
sonuc
oliver bierhoff belki inanmadi soylediklerime, ancak macta tel tel dokuldu, ve 60'nci dakikada oyundan cikarildi. galatasaray ise maci 2-0 kazandi..
bierhoff'tan sonraki ilk munasabetim luis figo ile olmustu, lakin o bu kadar sansasyonel degildi.
kaşıkla yemek yemenin varoşluk belirtisi olması
-
bazı tatlıların kaşıkla yendiğini sanan varoşlar da varmış. hiçbir şey kaşıkla yenmez, sadece köylüler eve kaşık sokar.
creme bruleemi az önce tribüşonla yedim.
vedat milor'un cv'si
-
6-7 kişi bir araya gelse oluşturulamayacak cv'dir.
sonra ben de yaparım dersin "adana kebabın dışı kıtır içi sulu olmalı" diye. ama olmaz :(
armağan çağlayan'ın çatlak şanzel ropörtajı
-
doktor öldürmesi ve sonrasında "alışkanlık yapıp" bir kaç kişiyi yaralaması armağan çağlayana komik gelmiştir ki kahkahasını tutamıyor.
komik mi bu? gülünecek bir şey mi?
çöp kadar değeri olmayan insanları meşhur etmeyin.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: ayı postu giyip anap binasına gittim
entry1: vızıl vızıl oldu heryer. koca partiyi böyle dağıttılar zamanında demek ki
entry2: anap yanımda
nadir yapılabilen espriler
-
kamp ateşi için çalı çırpı toplayan kişiye "oo alırım bi dal" demek.
the casual vacancy
-
j.k. rowling'in bir tek harry potter'ı yazacak bir yazar olmadığının kanıtıdır. gerçekten iyi bir hikaye anlatıcısı olduğunun kanıtıdır. böylece sıradan bir olay hakkında, koca bir roman yazıp, bunu da sıkmadan okutabiliyorsa o kitap başarılıdır. hayranlıkla okudum! bitmesin istedim, tıpkı harry potter serisinde olduğu gibi...
ve ben anlamıyorum, "yazmasın başka şey, yazmasın, harry potter yazsın" diyenleri... evet yazsın, ama canı gerçekten istiyorsa yazsın. yazarlık hayatına hepimizi büyülemiş, harika öykülerle adım atmış olabilir, ama ömrü boyunca harry potter'a mahkum olacak demek değildir bu. ben bu kadının başka ne hikayeler anlatacağını merak ediyor ve sabırsızlıkla bekliyorum şimdiden bir sonraki kitabını.