hesabın var mı? giriş yap

  • "oto tamircileri, tekstil atölyeleri" eleman bulamıyor çünkü kayıt dışı (sigortasız) çalıştırıyor. günde 10 saat çalıştırdığı personele asgari ücreti bile çok görerek 1500 lira maaş veriyor.

    ortada tamah edecek bir az bile yok aslında!

  • satıcı görevini yapmış, ürünü hasarsız olarak ulaştırmış; alıcı çıkan ambalajları geri dönüşüme ulaştırarak görevini yapmalı ve israfı önlemelidir.

  • tren otobüste o olgunluğa erişmek yerine yakında uçakta da çemkirmeye başlarız çünkü ileri değil geri giden bir toplumuz.

  • fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetiminin anlaşmış olduğu sponsorların desteği, devletin kösteğiyle yapılmaya çalışılan stat.

    evet gün be gün stattaki gelişmeleri ve ilerlemeyi takip eden insanlar var. bunun sebebi ise koskoca bir camianın iki senedir evsiz kalmış olmasıdır. maçlara giden insanlarız neticede. kendimizi, dask'ın kamu spotunda sığıntı psikolojisi içindeki aile gibi hissediyoruz. tam tuvalete girecekken başakşehir giriyor tuvalete falan. arada konyagiller'de kalıyoruz. kimi zaman ankara diyor ki, "biz yaşadığımız müddetçe, burası sizin de eviniz." çok da rahat ediyoruz kimi zaman, yalan yok. unutmadan, kasımpaşa başta bir süre misafir etti bizi. hani zaten nicedir pek hoşlanmayız birbirimizden, kavga dövüş ayrıldık. bir daha görüşmeyiz herhalde. izmir çok ısrar ediyor bir yandan sağolsun, "ille bizde kalın" diye ama yazık, onların da evlerinin durumu malum; kendilerine zor yetiyor. nasıl kıyarsın ki yani? e elazığ da davet etti bir keresinde ama orası da baya uzak şimdi allah için, kibarca reddetmek zorunda kaldık ama kalplerimizi fethettiler bir kere, onları da yazdık aklımızın bir köşesine; tıpkı burnumuzun dibinde olup da paçamızdan aşağı çekmek isteyenler gibi...

    konya'sı, ankara'sı, izmir'i, elazığ'ı, izmit'i hatta ne kadar da olsa başakşehir'i, kasımpaşa'sı ve aklıma şu an gelmeyen nicesi... hepsi sağolsunlar, bizi ya misafir ettiler ya da etmek istediler evimiz yapılana kadar. nitekim yıkılan evimiz, koca bir ülkenin direkt veya dolaylı yardımlarıyla yeniden yapılıyor şimdi. mesele para ise, kendi paramızla yapıyoruz ama konu destek ise, allaha şükür sevenimiz öyle çokmuş ki herkesin ucundan kıyısından bugün bize destek olduğunu söyleyebilirim.

    debe editi: 1- olumlu/olumsuz birçok yorum aldım; hepiniz vâr olun. ulan memlekette bu kadar güzel futbol seyircileri varken meydan nasıl olur da bu kadar kalitesiz insanlara kalmış olabilir, aklım almıyor.

    2- ey beşiktaşlılar; olm bir sahip çıkın lan:

    www.kartalsozluk.com

    3- gezi şehitleri ölümsüzdür!

  • tarikat problemlerini,başka bir tarikata sorarak konuşmak.lan bunlar istanbul sözleşmesinde hepsi tek ağızdı.şimdi ise saniyesinde satış.

  • 9 yıl önce, stajyer öğrenci olarak çalıstığım hukuk bürosunda patron -aynı zamanda amcam- oğlunun telefon faturasını yatırmamı ister. fatura bedeli iki aylık kyk kredim tutarında. bürodan ücret almıyorum, karın tokluğuna çalıştırılmak için biçilmiş kaftanım çünkü yemek de yemiyorum büroda. dışarıda deli gibi yağmur yağıyor ve ben yaklaşık 30 dklık yürüyüş mesafesine bir saat içinde gidip, faturayı yatırıp geliyorum. patron sinirli, çünkü ona göre geç kaldım. ben sıçan gibiyim, çünkü donuma karar ıslanarak yürümüşüm. devamı;
    patron:neden geç kaldın?
    ben:yürüyerek gittim.
    patron:kızım sende hiç kafa yok mu otobüse binseydin.
    ben: o tarafa buradan otobüs yok.
    patron: neden taksiye binmedin?
    ben:..

    -neden taksiye binmedin?

    çünkü param yoktu, çünkü parası olmayan insanların aklına bile gelmez taksiye binmek. çünkü oğlunun yani kuzenimin telefon faturasını yatırmak için,hukuk fakültesi okuduğum için belki bir şeyler öğrenirim, belki işe yararım diye çalıştığım bürondan bana beş kuruş bile vermiyorsun. çünkü babam yani kardeşin işsiz. bana harçlık veremiyor. ama ben ne iş olsa yapayım, gerekirse yağmurda it gibi ıslanıp fatura ödeyeyim, belki elime üç beş bir şey geçer diye yanına geldim ve sen bana "neden taksiye binmedin?" diyorsun.

    bu ancak tek sıfatı zengin olan bir insanın kurabileceği bir cümle işte benim için. yağmurda ıslanan birine neden taksiye binmediğini sormayın.

    durum guncellemesi: artik taksiye binebiliyorum, kimseye neden taksiye binmedigini sormuyorum yine de. bir de bana neden taksiye binmedigimi soran herkesi affettim, amcami bile.