hesabın var mı? giriş yap

  • insanlık eşitlik ve özgürlük mücadelesinde mevzi kaybedip geriye düştükçe yeni duyduğum bu "sendromlarla" daha çok karşılaşacaktır.

    toplumlar uygarlık aşamasına ulaştıkları zamandan itibaren ve bundan yaklaşık 15yy öncesine kadar köleler ve efendiler biçiminde örgütleniyorlardı, tabii tüccarlar da vardı. uzak asya'da 2000 yıl önce feodal devrim başlamıştı ve avrupa'nın yüksek köle kültürüne sahip köleci devletlerinin yıkılması sonucunda geri avrupa feodal döneme çok daha geç girmiştir. bu tarihler her toplum için değişiyor ve bir bıçak hamlesiyle kesilip başlamıyordu elbette...

    insanlık tarihinin en yoğun ve şiddetli sömürü döneminde kölelerin emeğine el koyan ilkel devletlerin sahibi hükümdarlar, surların içine hapsedilmiş insanların gözünde tanrı katındaydı.

    devletler gelişti ancak kölelik devam ettiği müddetçe tanrı-hükümdarlar varlığını sürdürdü. firavun, hammurabi, 2. pakal, tengri kağan vb boyunduruğundaki insanlar için her şeye kadirdi.

    doğa tapınıcılığı, önceki dönemlerin dilden dile aktarılan iyi ya da kötü özelliklerinin liderler (tanrı-hükümdarlar, kabile şefleri) şahsında efsaneleşmesi (mitoloji) tek tanrılı dinlerin egemen hale gelmesine kadar sürdü.

    feodal devrim, toprağa bağlı köylülerce tarım yapılmasının köle emeği sömürüsünden daha nitelikli hale gelmesiyle, bilimsel gelişmeler ve elbette sınıf mücadeleleriyle gerçekleşti.

    altyapısal bu değişim sonucunda hükümdar-tanrılar yıkıldı ve yerlerini tanrının yer yüzündeki elçileri aldı. ortaçağ'ın tek tanrılı din devletlerinde imparatorlar, şahlar ve padişahlar tanrının gölgesi, kılıcı veya allah'ın elçisiydi, tanrının buyrukları ile hükmediyorlardı.

    demokratik devrim mücadeleleri ile insanlık toprağa bağlılıktan, imparatora tebaa, aşirete mensup, tarikata ve beylere kul olmaktan kurtuldu. feodal devrimi geç yapan avrupa bu kez -diyalektiğe uygun biçimde- kapitalist devrime öncülük etti.

    sonuçta tanrı-hükümdarların ve tanrıdan yetki alan egemenlerin yerini zamanla temelde bizden farklı olmadığını bildiğimiz yöneticiler aldı.

    demokratik devrimini tamamlamış toplumlarda yöneticiler toplumdaki bireylerle eşit kabul edilmekte fakat bu devrimlerin gerisine adım adım düşen bizim gibi toplumlarda yukarıda yer alan sıralamaya uygun biçimde yöneticiler giderek kutsallaşıp, tanrılaşma merdivenlerini tırmanmaya başlarlar.

  • " biz 'orspu' deyince kabahat, "emre aydın, başka adamlarla, başka şehirlerde" deyince romantik oluyorsa skerim böyle üslup farkını.. "

  • büyük resmi görmekte zorlananlar için açılan kurs. kara kalem derslerini ünlü büyük resim üstadı melih gökçek verecek.

  • adını bile yazmak için 2 defa baktım amk. ilk defa duyuyorum ülkeyi. avustralya ’nın 1750 km doğusunda, gidiş 3 ay falan sürüyor sanırım.

    "vanuatu ile türkiye arasında turist vizesi anlaşması yapıldı. türkler vanuatu'yu artık vize almadan ziyaret edebilecek."

    dışişlerimizi bu başarısından dolayı kutluyorum. şimdiye kadarki tek ve en büyük başarıları bu sanırım.

    haberin altından bir yorum:

    "hayaldi gerçek oldu. bravo başbakana nasıl öderiz hakkını :)) ülke zaten hep tatil yapacak yer sorunu yaşıyordu özellikle asgari ücretliler."

  • türk insanının masalara farklı yaklaştığını gösterir.

    * hazır mobilyalar gibi renklendirici ve tatlandırıcı içermez.

    manyak mısınız olm? masa mı kemiriyonuz evde?