hesabın var mı? giriş yap

  • ev sahibi arap. üç hafta önce mesaj attı “her şey iki katına çıktı, ekonomi kötü, kirayı da artırıyorum. ya verin ya da çıkın” dedi. elimizde kontrat var. haklarımızı biliyoruz. isterseniz mahkemeye gidin çıkmıyoruz dedik. adam üç haftadır taciz ediyor. evde huzur kalmadı. gece gündüz arıyor mesaj atıyor, tehdit imalarında bulunuyor. yine de bir zorbaya boyun eğmeyeceğim. çıkmayacağım. yasal hakkım neyse kullanacağım. her şeye rağmen bu ülkede hak var hukuk var. kimse kirayı iki katına çıkaramaz. ama öyle zor ki bu süreç. keşke herkeste vicdan denen şey olsa, dini sadece namaz ve oruca indirgemese. her mesajı allah kuranla başlayıp sonunu tehditle bitirmese.

    edit: arkadaşlar hala zaman zaman mesaj atıp son durumu soranlar oluyor, bu sebeple buraya güncelleme yazacağım. biz kendi evimize taşındık! zaten kiradayken kendi evimizin teslimatını bekliyorduk, tüm bu olayların bu şekilde sonlanması tek güzel şey oldu. eski ev sahibi buraya ilk entry girdiğim dönem birkaç mesaj daha atmıştı. fakat biz çok kararlı durduk ve hatta ters bir mesaj attık sınırlarını aşma içerikli. o mesajdan sonra sustu ama yine de arada bir “evi satacağım, iki ay sonra satacağım, yarın satacağım vs” diye mesajlar yollamaya devam etti. o mesajlara cevap vermedik ve tabii ki de evi satmadı, sadece aklına düştükçe eski sevgili gibi yazdı iş olsun diye. biz taşınacağımızı haber verince de sevinçten havalara uçtu. böyle işte. sonuç olarak biz ev sahibi olayından kurtulduk.

    bundan iki üç yıl öncesine dek ev kredisi altında hayatımı sınırladığımı düşünür ve üzülürdüm. pişman olurdum böyle bir borca girdiğime çünkü arkadaşlarım arabalarını değiştirir, güzel güzel plansız tatillere çıkarken ben hesap yapardım. ama özellikle de bu yaşadığımız şeylerden sonra iyi ki diyorum. iyi ki zamanında cesaret edip bir ev almışız. herkesin önceliği tabii ki farklıdır ama demek ki benim için güzel bir araba veya hesapsız bir tatildense yaşadığım evde kafamın rahat olması daha önemliymiş.

    çok uzattım. bu süreçte abartısız yüz küsür mesaj almışımdır. belki daha fazla. herkes ya yardım etmeye çalıştı bilgisiyle ya da destek mesajı attı. hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. umarım hak eden ve iyi niyetli herkesin hikayesi mutlu biter.

  • muhtesem dortlu. bunlari akil edip orf adet gelenek yapan zihniyetin amina koyim! arkadas nedir bu iki haftadir beynim sikildi bunlara yardim etcem diye. kendim yapsam kafayi yerdim. bunca tantana topu topu uc bes saatlik eglence icin deger mi lan. cok istiyosan git giy gelinligini damatligini kiy nikahini olsun bitsin be. cigeri bes para etmez insanlari, hayatta hic gormek istemedigin adamlari bi kac saat eglendircen diye bu yapiliyor ya ne diyim.

  • akıllı telefonların ve gelişen teknolojinin insanlığı karşı karşıya bıraktığı parmak deformitesi. saatlerce elden bırakılmayan telefon eğer serçe parmağa yanlış bir baskı yapacak şekilde tutulacak olursa bu deformite oluşabilir. örnek yanlış tutuşlar 1, 2, 3, 4, 5, 6. şu entryde (#35004248) gördüğümüz gibi telefonu yanlış bir şekilde tutmak serçe parmakta ağrıya da sebep olabilir. bazı serçe parmak ağrıların sebebi telefon ağırlığından kaynaklıdır ve sonrasında geçer ancak uzun süreli yanlış tutuş serçe parmağı yamultabilir. hiç durmadan kullanıyor olsak da her zaman elimizde tutmak zorunda değiliz akıllı telefonlarımızı. telefonu elimizde saatlerce tutmamızı gerektirmeyen şu tarz aletlerbulunuyor. parmakları ağrıyanlar için güzel bir çözüm yolu olacaktır. şunu söylemekte de fayda var. telefonu uzun süre kullanmak katiyetle bu deformiteye yol açar demek anlamsız olur çünkü uzun süre kullanmanın yanında başka bir tetikleyici etmen bulunuyormuş genelde. bunlardan en göze batanı telefonu yanlış tutmak. akıllı telefonların kullanımının artıyor olması duruş bozukluklarında artışa sebep olduğu gibi parmak ve el deformitelerinde de artışa sebep olacağı ortada. şu anda etrafta duruşları yaşlıları andıran gençleri nasıl görüyorsak serçe parmağı yamulmuş yaşlılar da gelecekte bu kadar sık görülebilir. teknolojinin getirdiği faydaların yanında birçok zararının bulunuyor olması bana hep ironik gelmiştir.

    daha fazla bilgi için
    https://www.google.com.tr/…_pinky_is_real_or_is.amp
    http://www.dailymail.co.uk/…ed-way-hold-gadget.html
    http://www.wisediaries.com/…-to-your-pinky.html?m=1

  • şehzade mustafa'nın annesi, kanuni'nin eşidir.

    zannedildiği gibi hürrem'e yenilmemiştir. çünkü hürreme yenilen kanuni'nin bizzat kendisidir.
    mahidevran sultan, o gösterişli saray hayatından sonra bir anneye en yakışanı yapıp, babası tarafından öldürtülen oğlunun yasını sessiz sedasız çekerek, fakirlik içinde manisa'da sürgün hayatı yaşamıştır.

    kanuni o kadar yenilmiştir ki hürrem'e; ilk göz ağrısı olan karısına bir maaş bile bağlatmamıştır.
    onu açlığa terk etmiştir.
    kanuni o kadar yenilmiştir ki hürrem'e; kendi oğlunu öldürttüğü yetmezmiş gibi, karısı mahidevran sultan'a bir saraylının başına gelebilecek en kötü şeyi yaşatmış ölmekten beter etmiştir.

    kanuni sözüm ona ''muhteşem yüzyıl'' yaşarken,
    kendi karısına ve öz oğluna aslında hiç de ''muhteşem'' bir baba olmamıştır.
    böyle bir babanın yönettiği o ''muhteşem'' yüzyıl ne ilginçtir ki hürrem'in oğlu tahta geçince bitmiş,
    osmanlı duraklama devrine girmiştir.

    kim bilir belki de kanuni tarafından boğdurulan şehzade mustafa'nın,
    hatta yıllarca sürgün edilip, hürrem'in hırsının ve kininin altında ezilmesine izin verilen mahidevran sultan'ın ahı tutmuştur.
    belki de onun için osmanlı devleti bir daha asla ''muhteşem'' olamamıştır.

  • o ağlayıp hiç susmayan bebe kürt çocuğu olaydı, empatinin dibinie vurup, demagojinin kaymağını yapıp, hepimizin yüreklerini dağlayabilecek performansa sahip, yazar.

  • bacaktan vurulan nasıl ölüyor yazmış birisi. evet dostum, bacakta zaten atar damar falan yok, bacak sadece deri ve kemikten oluşuyor.

    bir insanın ölmesi için alnından bazuka ile vurulması lazım. burada bir komplo kurulmuş.

  • [https://www.facebook.com/…/videos/1562666227369348/ test linki

    farkli ulkelere mensup pek cok kisinin tukuruklerini toplayarak irklarini tespit etmisler.
    benim en cok hosuma giden fransiz hanimefendinin en sonunda soyledigi, bu test herkes icin zorunlu olmali boylece dunyada kimse kavga etmezdi ve savasmazdi sozu oldu.

    dikkat ceken bir ayri nokta herkesin ırkına ne kadar onem verdigi ve komsu memleklerinden hic hoslanmadigi.

    kurt kizcagiza nefret ettiginiz bir irk var mi diye soruldugunda turk halkindan nefret ediyorum dedikten sonra elleriyle agzini kapatip (agzimdan kacirdim seklinde) halktan degil yonetiminden diye duzletmesi ve en sonunda turk irkindan cikmasi.

    sonuc : saf irk diye bir sey yoktur, at gozluklerini atin once kendinizi sonra cevrenizi sevin, sayin.

  • parasını enpara'da değerlendirmek isteyenlere duyurulur. döviz kuru yükseldiğinde online hizmetlerini "teknik arıza" adı altında kapatmakta ve döviz kuru düşünceye ya da dengeleninceye kadar erişimi engellemekteler. dolayısı ile ne sisteme giriş, ne de işlem yapabiliyorsunuz. böyle ucuz oyunlar oynayan bir yapı haline dönüştüler ki bu ülkede normal böyle işler. bundan sonra paramı yastık altı yaparım, yine bu şark kurnazlarına yedirmem. adam değilsiniz adam, hanginizin boğazından geçecekse de haram olsun.

  • ramiz dayının gençliğini canlandıran abimiz oyunculuk konusunda beni büyülemiştir. hiçbir türk dizisinde bir kabadayı karakteri bu kadar iyi oynanmamıştı zannımca. kendisini izledikçe canım ihaleye fesat karıştırmak veya çıkar amaçlı suç örgütü kurmak istiyor.

  • bir türk boksör çıkıp "ben sizin savaşınızda yer almak istemiyorum, askere de gitmeyeceğim" diyip vicdani ret hakkını arasa hayatını karartacak tipler olarak muhammed ali'nin dik duruşunu öve öve bitiremezler.