hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaşlar burada bir noktaya değinmek istiyorum. ihtiyaç sahibi insanlara duyarsız kalamayan, gelirinin ciddi sayılabilecek bir kısmını bu tip durumlara yardım amaçlı gönderen bir insanım. öncelikle bunu belirteyim.

    ancak ne kadar çabalasak da bu tip yardım kampanyaları ile kalıcı bir çözüm getiremiyoruz. asıl yapmamız gereken bu felçten kurtarma ve buna benzer durumların 30 bin liraya mal olmamasını sağlamak olmalı. sonuçta bu çözümü getirecek ameliyatı uzaylılar yapmıyor ve ilaçlar uzaydan getirilen maddelerle üretilmiyor. bu arkadaşlarımızın sorununu çözmek çok zor olmayan süreçlerle sağlanıyor. neden 30 bin lira? birileri bu işten zengin olduğu için 30 bin lira. bu tip kampanyalara destek verdiğimiz kadar, fırsatçı tıp sektörüne karşı da savaş vermeliyiz. bu konudaki isyanları da desteklemek yerinde olacaktır.

  • valla kendisinin de evladının da hayati tehlikeyi atlatıp iyi olduğu haberine denk geldiğinde resmen gülümsedim ve inanılmaz mutlu oldum. 2 yaşındaki çocuğun 4. kattan beton zemine düşüp sağ kalması mucize evet ama özellikle annenin o yükseklikten düşüp bırakın sağ kalmayı tek kemiğinin bile kırılmaması kesinlikle akılalmaz.

    yaratıcı kesinlikle koruyor anne'leri. ve hep korusun onları ve evlatlarını.

  • one ring to rule them all, one ring to find them, one ring to bring them all, and in the darkness bind them.
    yüzüklerin efendisi tabii ki tek yüzüktür, hepsine hükmedecek tek yüzük (bkz: the one ring).

    tek yüzüğün efendisi evet sauron'dur. nitekim gandalf da bu durumu "there is only one lord of the ring, only one who can bend it to his will. and he does not share power." şeklinde ifade etmiştir.

    ancak yüzüklerin* efendisi derken kastedilen sauron değildir. the lord of the rings trilogy, sauron üçlemesi değil tek yüzük üçlemesidir. aslında baştan sona bütün olay tek yüzüğün etrafında döner. yüzüğün bulunması, taşınması, yok edilmesi. tabii dolayısıyla süreçteki karakterler ve onların hikayeleri de olaya dahil oluyor. eyyorlamam bu kadar.

    debe editi: hannon le*

  • 2 yıl aradan sonra ilk ve son entryi giriyorum.

    ilk seferinde beceremedim ama bu sefer tecrübeliyim. aylarca içkiden uzak durdum sırf bana cesaret vermesin ve yapamayım diye ve bu uzaklığı atladığım ilk an bu noktada bulunuyorum.

    ne kurtulmaya ne de yaşamaya gücüm var. sadece mutlak huzura ermek istiyorum. türümüzün devamını sağlayamıyorum. belki de aşırı evrimleşip berbat canlılara dönüştük kim bilir. ama ben evrim halkasından çıkarak daha güçlü canlılara yer vermek istiyorum.

    sizleri tanımak, bu ortamın bir parçası olmak güzeldi. mutlulukla kalın. matrixteki bir 1 artık 0 oldu :)

  • sırf müzik dinlemek için radyo programcılarının birbirinden saçma muhabbetlerine maruz kalmak istemeyen bizler, müzik uygulamalarını, hışırtısız, çekme problemi olmadan rahat rahat dinliyoruz.

    karşımda bir şeyler anlatan birini dinlemek istersem de podcast açıyorum.

    yeniliklere ayak uydurabilenler kazanıyor. ayrıca teknolojik gelişmeler ve değişen ihtiyaçlarla birlikte yok olan birçok meslek var, radyocular tek değil.

  • bir nevi tam olmasa da türk ponzisi diye de geçer. finans tarihinde bu tip adamların örneği çoktur. hatta çok yakın zamanlarda long term capital management hadisesi de bu olaylar sahnesinin bir oyuncusu olmuştur.

    banker kastelli dolandırıcı değildir. batışı dolayısıyla dolandırıcı olmuştur. batarken onu ltcm olayındaki gibi kimse tutmadığı için de halkın parasını külliyen kaptırmıştır.

    sistem basittir, bugün gel paranı bana ver, ben bu paranı yatırayım bilimum menkul değerlere. yarın gel sana para vereyim o menkul değerin kazandıracağından daha fazla. nasıl bunu yapabilmiştir? çünkü fazlasıyla büyük bir leveraged pozisyon almıştır. yani yarın gelip parasını ve faizini alan adama o gün gelen adamın yatırdığı paradan da vermiştir. yani sistemin işlemesi hep daha fazla sayıda insanın gelip para yatırmasından ibarettir.

    bu tip sistemlerin ortak özelliği de stabil olmamalarıdır. çökmeleri tesadüf değil almost surely olarak adlandırılır. neden mi? diyelim ki bir güvensizlik ortamı oldu, herhangi bir sebepten. birisi parasını vade süresi dolmadan çekmek istedi. kastelli pozisyonunu çözmek leverage'ini indirmek zorunda kaldı adamın parasını geri ödeyebilmek için. bunun sonucunda fiyatlar oynadı, elindekilerin değeri azaldı. rational expectations devreye girdi, halk yatırımının güvenliğinden kuşkulandı. paralarını geri istemeye başladılar. kastelli daha da çok pozisyon çözmek zorunda kaldı. bu böyle loop halinde gitti ve çöküşü getirdi.

    ekonomi bilgisinden yoksun bu adamcık böyle eşekler gibi çöktü işte, ama finans dünyasının guruları tarafından kurulmuş ltcm çöktükten sonra daha noolsun. bütün bunlar piyasanın iç dinamiklerinin sonucudur şekerim. biz altın gününden şaşmayalım, geçenlerde bana çıktı biliyo musun, ilahiiii, deeeermişim.

  • kadına laf edip karışacağına kendini tesettüre sokmuş sporcudur. inancınızı böyle yaşayın canımı yiyin.

  • ekonominin en temel prensiplerinden birisi, sayılar üzerinden değil, oranlar üzerinden konuşmak gerekliliğidir.

    asgari ücret 2000 lira olursa bugün 1000 lira olan kira 1500 liraya çıkar, 40 liraya aldığın kıymanın fiyatı 60 lira olur derken alım gücü en iyi ihtimalle aynı kalır. amaçlanan şey alım gücünü arttırmak, yani 1.400 lira alan insan 2.000 lira vermek değil, 1.400 liranın değerini arttırmak olmalıdır.

  • ilgili videonun 1:41 anında danimarka basbakani'nin "abdullah bu ne diyo amk?" bakisi ve abdullah gul'un "olm ne sandin ulke ulke degil ki xd" seklindeki yuz ifadesi ile klasikler arasina girmis efsane olay.

  • yoldan geçerken uğrayacak olanlara nereye gittiklerini bilmeleri açısından not düşelim.

    180 yıldır faaliyet gösteren esnaf lokantasıdır.

    yalnızca kuzu tandır, kaymaklı ekmek kadayıfı ve kuru soğan servisi vardır. kadayıfın kaymağı gerçek afyon kaymağıdır ki bir çoğunuz afyon kaymağı diye yediğiniz şeyin bu kaymakla alakası yoktur.
    bayram tatillerinde kapılar kapalıymış. her sabah 11 gibi açılan kapılar öğleden sonra 16:00 gibi kapanıyor çünkü yemek o saatlerde bitmiş oluyor.

    yaklaşık 5 nesildir ailecek işletildiği için isimler de gelenekselleşmiştir. kadir oğlu ahmet, ahmet oğlu kadir şeklinde.

    son nesilin temsilcisi olan kadir moleküler biyoloji ve genetik eğitimini yurtdışında tamamlamış, sonra aile mirasını devam ettirmek için mesleği eline almış. babasıyla birlikte çalışmakta. bir organizasyonda gözlemleme fırsatım oldu. aldığı sorumluluğu bilen ve sektörde nadir bulunan efendi gençlerden biri olduğunu gördüm. umarım böyle devam eder.

    ezcümle buraya kuzu tatmak için değil, havasını solumak için gitmelisiniz ve tabiki kendinizi buranın kendine has kültürüne teslim etmelisiniz. mekan kendi kültürünü yaşatmak için faaliyetini sürdürüyor. daha çok yemek satmak gibi bir dertleri yok. günlük üretim miktarı standart.
    diğer yandan selam vermek buranın kültürünün bir parçası. içeri girdiğinizde göz ile de olsa mutlaka selam verin. öyle hemen masaya oturup bön bön bakmayın.

    ne yazık ki ülkemizde eski ile pis sözcükleri karıştırılıyor. oturacağınız masalardan üçü 1800 ortalarından kalmadır. mermerdir. diğer üçü de 1938'den beridir mekanda ve bunlar da akdeniz sediridir. tezgah ve parkelerle birlikte iç vitrinlerde yine 1938'den kalmadır. günlük rutin temizlikleri yapılmakta. kişisel kaprislerinizi kapıda bırakarak mekanı deneyimleyin. mutfak kültürümüz için çok kıymetli bir mekandır. kıymetini bilelim.