ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
redhack'i yakalama yöntemleri
-
valla bi ekmek kasasının altına bi bilgisayar koyun. sonra bi sopayla kasanın ucunu kaldırın. sopaya ince bi ip bağlayın ve uzakta bi yerde gizlenip beklemeye başlayın. açıkta bilgisayar gördüğünü sanan redhack hayvanı hemen gelecektir. kasanın altına girdiğinde ipi hızla çekin. tebrikler redhacki yakaladınız. emin olun benim yöntemim bazılarınınkinden daha güvenilir.
25 haziran 2015 edirne'de vurulan bekçi köpeği
-
ya hakikaten bir $ey diyemiyorum, demek de istemiyorum. yoldan gecen iki tane geberene kadar dovmek istedigim serserinin ozel bir firmanin bahcesinde duran kopegi motordan inip pompali tufekle vurmasidir.
hala mi cezasi yok simdi bunun $imdi ?
eger hassas bir yapiniz varsa izlemeyin;
https://www.facebook.com/…4/videos/902166213172394/
entry'mi editliyorum, ve lutfen icinizde bu canlilara karsi biraz sevgi varsa (hayvan demeye dilim varmiyor) haklarinin savunulabilmesi, onlarin esya kategorisinden cikarilip , hakettikleri degerin verilmesi icin
asagidaki dilekceyi destekleyin.
https://www.change.org/…ition-no_msg&fb_ref=default
bir daha affiniza siginarak editliyorum;
bu igrencligi yapan ki$ilerin e$gali $urada mevcut; eger suc duyurusunda vs. bir sekilde yardimi olabilmesi acisindan bunu da ekliyorum. desmond david hume a te$ekkurler.
https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/…54027_o.jpg
hiçbir chat programının msn kadar tat vermemesi
-
karakter sınırlaması nedeniyle olması gereken başlık: "hiçbir chat programının msn messenger kadar tat vermemesi"
evet bunu kabul edelim. eskiden msn messenger'da daha güzel chat yapardık. daha bir zevkliydi. ifâdeleri, üst kısmına yazılan iletiler, yazı karakterleri, daha bir interaktif oluşu ne bileyim ya daha güzeldi msn messenger.
hele de beklediğin kişinin online oluşunu gösteren o pencerenin alttan çıkması bile kalbini küt küt attırırdı insanın. (bkz: msn'de onun online oluşunun beklendiği günler)
şimdi yer gök mesajlaşma programı. evet whatsapp'da güzel fena değil ama msn başkaydı msn.
edit: icq'yu biliyorum elbette. yeri dolmaz. burada bahsettiğim o çetleşme kolaylığı ve msn'e ait güzelliklerdi. kabul edin ki icq mesajlaşma için hantal kaçıyordu bir de konsept olarak başkalarını bulma, arkadaş edinme gibi özellikleri vardı. msn'in birilerini arama fonksiyonu yoktu.
edit: ve tabii ne dinliyor özelliğini de unutmayalım. sevgiliden mi ayrıldın? koy sezen'i görsün karşıda. "bunalımlı şarkılar dinliyor bak kötü olmuş çocuk" desin.
yine msn'e kendi kendime keşfettiğim bir yol vardı. araçlar/kişiler penceresine girdiğinde kişinin üzerinde sağ klik yapardın. eğer "sil" özelliği aktifse kişi seni silmiş anlamına geliyordu.
msn yıkılınca sanki bir cumhuriyet devrilmiş gibi bir sürü etnik mesajlaşma programları çıktı. birinden çık ötekine gir, kişilik bölünmesi yaşa, yetişeme. ne gıcık bir durumdu şu an.
uçak yolcusu çomarın yediği ibretlik dayak
-
atar yapan magandalık yapana haksız olana birden fazla kişi engel olmaya kalkınca haksızı tutmak gibi bir huyu var bizim milletin. adam barzo adam hödük. adamın ensesinin kalın olması avrupa görmüş olması bir şey ifade etmiyor. eşeklik bakii. hem gücü yettiği ile üstelik uçakta kavga etmeye kalkıyo. başkaları kulaklarından tutup s..ip attılar diye haksız mı olacaklar. aferin onlara.
nash dengesi
-
basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, hiç bir oyuncunun pozisyonunu değiştirmek için "incentive"i bulunmadığı denge noktasıdır.
mesela uzun uğraşlar sonucunda (a,a,a) konumuna geldiniz, eğer bütün oyuncular bulundukları yerden memnun iseler, oyun burada bir dengeye gelmiş demektir. bu dengeye nash dengesi denilmesinin sebebi ise bu denge şeysini nash isimli paranoyak bir iktisatçının bulmuş olmasıdır, yoksa nash'in hiçbir özel anlamı yoktur, tıpkı pareto optimumundaki paretonunda hiç biz özel anlamı olmaması gibi. bugünlük bu kadar.
gelmiş geçmiş en iyi yerli reklam
-
daha önce yazılmış ama ben de şunu şuraya koymak istiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=up0tis6jvse
"aganigi naganigi" ikilemesini dilimize (dilimize derken günlük konuşma dilimize arkadaşlar, güzel türkçemize değil) sokmuştu bu reklam ilk çıktığında. ilginç şekilde; etrafımda kimsenin duymadığı, kullanmadığı, sözlükte de yazmayan ama kimsenin de ne anlama geldiğini anlamakta da hiçbir zorluk çekmediği bir ikilemeydi. o zamana kadar duyan bilen yoktu ama bu reklamda duyduktan sonra herkes neyi ifade ettiğini bir çırpıda anlamıştı. ve reklamdan sonra da bir süre de ağzımıza takılmıştı. muhtemelen kuru yemişin direkt mala gittiği(bkz: direk mala gider) bilgisini halk arasında yaygınlaştıran reklam budur. hatta daha da abartıyorum, bu reklamdan sonra artık bir daha fındığın reklamının yapılmasına ihtiyaç kalmamıştır çünkü fındık kolektif hafızanın derinliklerine direkt mala giden gıda olarak kazınmıştır. reklam sektörünün kendi çapında en büyük başarılarındandır.
ebru baki'nin efsane kuru
muhammad the messenger of god
-
izlemeyenlerce hz. muhammed’e hakaret ediliyor diye protesto edilen film.
aslında hakaret falan yok. tamamen iran yapımı bir film olmasından mütevellit eleştirilmekte. zira peygamberin tasviri falan da yok ortalıkta. 3 saatlik filim
bir yerinde çocuğun parmaklarının arasından gözü görünmekte. bir yerde ise profilden
kirpikleri. onun dışında üzerinde yerel kıyafetlerle görünen bir çocuk var. sadece saçlarını görebiliyoruz
çoğunlukla da başı örtülü birisini. sesi zaten yok. konuştuğu yerler sessiz. alt yazı ile anlatılıyor.
şimdi burada hakaret nerde ben anlamadım?
şöyle internette gezinince kimler bu filmi izlemeyi günah sayıyor görmeniz mümkündür.
cübbeli ahmet denilen kişi. kimdir kendisi?
“peygamber efendimiz bugün yaşasaydı mahmut hoca efendimize benzerdi” diyen adam.
“rüyamda peygamber efendimizi gördüm, aynı mahmut hoca efendimize benziyordu” diyen adam.
giyildiğinde rüyanızda hz. muhammed’i göreceğiniz vaadiyle mes satan kişi.
bunlar peygambere hakaret sayılmazken bu filim mi hakaret.
dahası allahu ekber nidalarıyla peygamberin dini adına çocuklar öldürülürken ona hakaret yok
ve buna sessiz kalırken vicdanlar rahat ama bu filme susunca vicdanlar rahatsız.
islam’ın ve dahi dinlerin asıl meselesi bu zaten. özü vicdan olan dinin vicdansızların eline kalmış olması.
benim mümin kardeşim bu yobazların yaygara koparmasına bakma. al çoluğunu çocuğunu git filmini izle.
hem sanata doy hem de peygamber aşkına.
erkeklerin aşık olduklarında yaptıkları
-
iz bırakır.
aslında burada upuzun bir yazı vardı ama sildim. özeti buydu zira. kocaman bir iz ve pişmanlık.
hastası olunan sözler
cristiano ronaldo
-
vefakar topçu.
c.ronaldo : "başarılarım için arkadaşım albert fantrau'ya teşekkür etmeliyim. beraber 18 yaş altı şampiyonasında oynadık. bizi izlemeye gelen sporting lisbon menajeri kim daha fazla gol atarsa takıma onu alacağını söylemişti. ''
c.ronaldo : ''maçı 3-0 kazandık ben ilk golü attım albert ise ikinci golü attı üçüncü golde ise ben dahil herkesi etkileyen bir olay yaşandı. albert kaleciyi geçmişti ben de yanında koşuyordum albert'in tek yapması gereken topu boş kaleye göndermekti ama o topu bana pas attı. maçtan sonra neden yaptığını sorduğumda ise '' sen benden daha iyisin'' demişti. ''
gazeteciler albert fantrau'ya hikayenin gerçek olup olmadığını sorduğunda albert '' evet hikaye gerçek ronaldo o maçtan sonra sporting altyapısına girdi ben ise futbolu bıraktım ve şu an işsizim '' cevabını verdi. gazetecilerin ''işsiz biri olarak bu kadar büyük bir eve, böyle güzel bir arabaya ve ailenin ihtiyaçlarını karşılayacak parayı nereden buldun ? '' sorusuna albert fantrau'nun verdiği cevap ise her şeyi açıklıyordu. '' bunların hepsi cristiano ronaldo 'dan.''