hesabın var mı? giriş yap

  • yedi sekiz yaşlarındayken o zamanlar bıçkın bir ergen olan halamın oğlunun dandirik teybinden tekrar tekrar ibrahim tatlıses'in seni yakacaklar şarkısını dinleyip hüzünlenirdim, gözlerime yaşlar dolardı. " seni yakacaklar benim yerime, seni tanrı bile affetmeyecek". kimi yakacaklar ulan, kimi affetmeyecekler? oyuncak tavşanını mı? daha adam gibi kıçımı yıkayamıyordum o yaşta afedersiniz, bu ne hüzün, bu ne melankoli?

  • yorumcu kalan 5dk’da artık 3 gol atması lazım, çok zor diyor.
    olm fener 5 dakikayı bırak, 5 haftada 3 gol atamadı aq. deli galiba.

  • yıl olmuş 2016 hâlâ sosyal medya eleştiriliyor. şurada sitede twitter başlığına girin ve ilk sayfaları okuyun. ne kadar izan yoksunu eleştiriler yapılmış. "sıçmaya gittiklerini yazıyorlar", "banane milletin her saat başı ne yaptığından?"... sonra ne oldu? twitter toplumsal ayaklanmaların kıvılcımı oldu. twitter anlık bir haber sitesi oldu. tamamen kimi takip ettiğiniz ve nasıl kullandığınıza göre muhteşem bir kaynak oldu.

    "sevin beni. ne olur bak çokgozel çıkıyom resimlerde. arkadaşlarım da var. yalnız değilim. hobilerim var. yalvarırım sevin beni. yeni makina aldım süper fotolar çekiyorum. merhametliyim, yaşamaktan çok iyi anlıyorum. sabah kahvaltısı, akşam yemeği nerede yenir nasıl yenmesi gerekir en iyi ben biliyorum. güneş batıyor oradayım, doğuyor selfiyle ispatlıyorum. yaşıyorum olm ben. hayattan zevk alıyorum valla bak. kitap okuyorum kahvem var görmedin mi geçen paylaştım. konserlere gidiyorum bisiklet biniyorum, kayak yapıyorum kumsalda bacak fotom bile var. sevin beni ne olur psikolojisinde bir paylaşım platformu."

    denilmiş. bu entry en beğenilenlere girmiş.

    arkadaşım bu kadar mı aşağılık görüyorsunuz kendinizi. insanların günbatımının fotoğrafını çekip koyması sizi neden rahatsız ediyor? "şu kitabı okudum çok güzel" demekle okuduğun kitabın fotoğrafını paylaşmak arasında ne fark var.

    bütün insanlar sizin düşündüğünüz gibi düşünmek mi zorunda? sen demek ki güzel bir doğa fotoğrafını yalnızca hava atmak için paylaşırsın, eleştirin bu yönde. senin kafan bundan başkasını düşünemiyor demek ki. yazık.

    her ortamda olduğu gibi sosyal medyayı da istismar eden insanlar var, evet. e böyle insanlar var diye, kendi halindeki kullanıcıyı niye aşağılıyorsun?

    2016 olmuş bak, bırakın artık popüler olanı aşağılayıp kendinizi daha üst bir konuma koymayı, insanlara tepeden bakmayı. twitter'ın size ağzınızın payını vermiş olması lazım.

  • valla sene olmuş 2021 hala dinlere falan inanan insanlar var. yetişkinleri sittiret de akıl bali olmamış bebelere yazık...

    edit: ucubet bir duruma 2.yorum olunca tam 87 mesaj almışım. 1i hariç gerisi dinime küfretme diyor. valla hiç öyle bir niyetim yok, cahille sohbeti keseli "decade" oluyor . spagetti canavarına da inanabilirsiniz sıkıntı yok.

    sıkıntı herhangi bir din için yürüyüş, panayır, tapınak vs yapıldığında devletten de izinli olarak bazı kaynaklar kullanılıyor. koruyan polis, ambulans, belediyeden otobüs vs. şimdi benim tüm dinleri reddetmem mümkün değil lakin içine doğduğum, eğitimini aldığım ve okumasını da bilip kitabını okuyup reddettiğim din islamiyet. zira aklım yetti, yorumladım ve saçma buldum. saçma bulmayana da tebrikler istediğini yapsın. bu noktaya kadar okuyup cuma-bayram namazı ve ramazanda oruç üçgenini tamamlayanlar kutu açık buyurun küfredin. biraz daha ileri seviye olanlarda da durum takvaniza bakar. ışte ben o yukarıdaki anlattıklarımin görev ifası için vergi ödüyorum. bunu helal etmediğim noktada o kul hakkını nassi telafi edeceksiniz? öyle bir şeye inanmasam da islamiyette kul hakkı kavramı din bağımsız mevcut, ne olacak?

    sekonder edit: akşam yazan insanlar sabah yazsaydı edit yapmazdım. inanan kitle içinden harika insanlar var. çok da güzel argümanları var bazılarına geri dönüş yapmak için çalışmam gerekiyor. ayrıca destek mesajlarını yazmamışım ki fav sayısı biraz gösterge oluyordur. hepinize tesekkkur ederim. ben sadece kendi fikrimi belirttim. hala bunu yapabildiğim bir coğrafyada yaşadığıma da mutluyum.

    ve evet bali değil baliğ

  • karacaahmet mezarlığındaki mutad devriyelerimden biri sırasında rastladığım bir şehit mezarı üstünden yaptığım araştırmayla haberdar olduğum kazanın aktörü olan p-325 borda numaralı kartal sınıfı hücumbot..

    24 eylül 1985 salı günü, sisli bir havada karadeniz'den boğaza girip geçişini tamamladıktan sonra kınalıada yakınlarında takip ettiği rotayı terkeden ve ters yöne doğru, doğrudan üzerine ilerleyen sovyet askeri eğitim gemisi "xacah"*ı muhtelif şekillerde uyarmasına rağmen hız kesmeyen geminin çarpmasıyla ortadan ikiye ayrılarak batmıştır..

    kartal sınıfı hücumbotlar hafif gövdeli, hızlı ve düşük profilli olduğu için farkedilmesi zor gemiler.. kocaman bir geminin onu kolaylıkla ikiye bölmesine şaşmamalı..

    gemi ikiye ayrıldıktan sonra basınçlı kapıları kapalı olan kamaralara sığınan denizcilerimiz dalgıçların yardımıyla kurtarılabilmiş, ancak çarpmanın etkisiyle yaralı olarak denize düşen denizcilerden 5ine maalesef sisli hava sebebiyle uzun süre ulaşılamamış..

    tor.asb.bçvş. ibrahim çelikbaş, (defin yeri: ....)
    tls.asb.kd.üçvş. ilhan kayacık, (defin yeri: ....)
    rad.asb.üçvş. cevat doğangüneş, (defin yeri: istanbul - karacaahmet mezarlığı)
    top.asb.üçvş. celil alan (defin yeri çanakkale)
    sey.asb.çvş. erol karakoç (defin yeri: istanbul - karacaahmet mezarlığı) ayrıca (bkz: #36875740)

    fi tarihinde yaptığım o ilk araştırmalarda okuduğum dava dosyalarına şimdi erişemedim.. belki kaldırılmıştır ya da bu sefer bulmayı beceremedim bilemiyorum ama özetle şu minvalde gitmiş tartışmalar:

    sovyet gemisi çarpışmanın ardından ahırkapıya çekilip alıkonuluyor.. mahkeme diplomasinin karmakarışık ağları arasında bir tiyatroya dönüyor ve sonunda bir yabancı devlete ait savaş gemisine yönelik kararı türk mahkemelerinin veremeyeceği kararına varılıp "xacah" salıveriliyor..

    gerçi çarpışmanın gerçekleşmesi bakımından tamamen kabahatli olan bu gemi ve mürettebatı, çarpışmanın akabinde hemen sos verip bizzat kurtarma çalışmalarına başlamış.. bizim kurtarma gemileri ulaşmadan önce ikiye ayrılan geminin şaha kalkıp su üstüne çıkan bir bölümünü askıya almışlar.. sovyet dalgıçlar pek çok askeri kurtarmış.. bir art niyet görünmüyor olanlarda ama yine de hiçbir yaptırım olmaksızın olayın örtbas edilmesi onurlu bir devlete yakışmıyor..

    gerçi ilk değildi, son da olmadı tcg meltem.. daha sonraları meşhur muavenet muhribini göz göre göre roketle vurdu amerikalılar..

    (bkz: tcg muavenet)

    bu güne kadar bizler için şehit olan yiğitlere devlet olarak hiçbir zaman layık olamadık gibi geliyor bana.. bu ve benzeri ayıplarımızı örtmek için algıda ve vicdanda çok köklü değişimler gerek.. hamasetten uzak adam akıllı vatanseverliği yüceltmemiz lazım..

    laf çok.. tumturaklı nutuklar gırla.. hamaset edebiyatı çok satıyor bu topraklarda, iyi iş yapıyor.. ama vatanseverlikte hep sınıfta kalıyoruz..

    neyse uzattım galiba biraz, mazur görün..

    -----
    fotoğraflar
    tcg meltem güzel günlerinde denizde
    tcg meltem kurtarma (fotoğraf kuvvetle muhtemel xacah'daki mürettebat tarafından çekilmiş, yaklaşmakta olan a-589 borda numaralı gemi tcg ışın)
    kurtarma çalışması
    meş'um heyüla, sovyet okul gemisi xacah

    -----
    dibine not: smolnyy sınıfı bir eğitim gemisi olan 244 borda numaralı xacah 1999'da hizmetten çıkarılıp hurdaya ayrılmış..

    -----
    tcg meltem'in hatırası, aynı isimli kız kardeşinin adıyla, 2004 yılında hizmete giren p-334 borda numaralı tcg meltemle yaşamakta..

  • ''bir misafirliğe gitsem
    bana temiz bir yatak yapsalar
    herşeyi, adımı bile unutup
    uyusam...

    kalktığımda yatağım hala lavanta koksa
    kekikli zeytinli bi kahvaltı hazırlasalar
    nerde olduğumu hatırlamasam
    hatta adımı bile unutsam''

    (bkz: melih cevdet anday)

  • "politika ile uğraşmayacak kadar akıllı olanlar, daha aptallar tarafından yönetilerek cezalandırılırlar." platon

  • 80 milyona dayanmış nüfusu olan ülkede kitap okuma alışkanlığı olan kişi sayısı kırk bin, bir de bu yavşaklara dil beğendiremiyoruz anasını satayım. dedirten fışkı. yetersiz dil yoktur, az dil bilgisi vardır. votka. nokta.

  • "yazmayin, baslamayin" diyenlere kulak asmayin.

    bazi ulkelerde insanlar kod yazsin diye devlet baskani duzeyinde kampanya duzenlenir, bizim ulkede birak devleti ayni isi yapan diger insanlar dahi "baslamayin" diye kostek olmaya calisir.

    cok acaip milletiz yemin ederim.

  • evde zor tutulan yüzde 50'ye dahil olduğumuz gündür.
    tanım: bomba korkusundan dışarı burnumuzu çıkaramamaktır.

  • 10 gün önce 5300 tl fiyatlı bir bilgisayar sipariş ettim buradan. normal fiyatı 6500-7000 arası. araya hafta sonu da girince 3 gün içinde elime ulaştı. akşam verdiğim sipariş akşam kargolandı zaten. o derece hızlılar maşaallah. ürün geldikten 2 gün sonra açtım ve kurdum. hem kutunun altındaki deformasyon hem de ürünün markasının resmi sitesindeki garanti süresi ( garantisi 3 ay önce başlamış ) bu bilgisayarın daha önce kullanılmış olduğunu düşündürttü bana ama bilgisayar canavar gibi.

    hemen e mail ile iletişime geçtim ve bana iade alacaklarını belirterek bir kod gönderdiler. yani eveleme geveleme yok, efenim servise gönderelim yok, siz açıp kurmuşsunuz iade alamayız yok. adamlar koşulsuz iadeyi kabul ettiler. ama burada benim mağduriyetim var tabii. bilgisayar indirimleri bitmiş ve malın fiyatı 7200 tl olmuş. diğer sitelerde en ucuz olanı 6800 tl. yani en az 1500 tl zararım var.

    sabah olunca telefon ile iletişime geçtim. durumu anlattım müşteri temsilcisine. iadeniz kabul edildi dedi. ben de iade etmek istemediğimi, indirimleri kaçırdığımı ve benim açımdan bir mağduriyet oluştuğunu belirttim. ''yetkililerle görüşüp sizinle bir saat içinde iletişime geçeceğim mutlaka'' dedi.

    yaklaşık bir saat sonra benimle aynı hanımefendi irtibata geçti. talebimin olumlu karşılandığını ve istersem ürünü iade ederek fiyat eşitlemesi ile aynı ürünü aynı fiyattan tekrar satın alabileceğimi belirtti. istersem ürünü göndermeyip kredi kartıma ürünün fiyatının yüzde 20'sini iade edebileceklerini belirtti.

    yani adamların açılmış ve kurulmuş bir bilgisayarı iade alması bile benim için çok iyiyken, yaşadığım ülkedeki alışveriş şartlarını unuttururcasına tüm mağduriyetimi farklı seçeneklerle gidermek için ellerinden geleni yaptılar.

    başka bir e ticaret sitesinden alsaydım bu ürünü, muhtemelen başıma ağrılar girene kadar sıkıntı yaşayacaktım ve çok çok büyük ihtimalle benim adıma olumsuz sonuçlanacaktı. en iyi şartlar altında hakem heyeti falan uğraşıp iade edebilecektim. geçenlerde başka ve büyük bir türk e ticaret sitesinde indirimden aldığım ürün iptal edildi ve bana tedarik sebebiyle göndermedikleri ürünü yüksek fiyattan satmaya devam ettiler . ( adı lazım değil hepsiburada )

    amazon, bana resmen müşteri memnuniyetinin zirvesini yaşattı. ben şimdiye kadar (internet alışverişini çok sık yapan birisiyim) genelde diğer sitelerden yapıyordum alışverişi. ama bu olay ve diğer sitelerdeki ufak tefek olumsuzlukları düşününce kesinlikle ilk tercihim amazon olacak. hatta ürünün fiyatı daha pahalı olsa bile ( çok ciddi fiyat farklar olmadığı müddetçe ) tercihim mutlaka amazon olacaktır.