hesabın var mı? giriş yap

  • açık kasa kamyonetin taşıdığı tarım işçilerini taşıyan kamyonete tırın çarpması sonucu gerçekleşmiş kaza.. 15 kişi, 15 can, dile kolay.. tarım işçisi, servise gerek yok, ticari mal gibi kasada veya römorkta gider.. görürsünüz kimsede bir tepki uyandırmaz bu kaza.. bu tür kural ihlalleri en ağır şekilde cezalandırılmalı ki, kimse cesaret edemesin bir daha.. ne diyim, olduğum yerde kalakaldım..

  • benim böyle bir tanıdık polis vardı. 400 puan kazanmıştı ama en sonundaki boss travesti'yle mücadelesinde yenilince, puanları silindi ve en başa döndü. save etmemiş...

  • seçtiğiniz mesleğe göre değişir. iibf'de okuyorsunuz, amaç ales ya da kpss ise yüklenin gno'ya. yok özelde çalışacaksanız; hele ki sektör okuduğunuz bölümle alakalı değilse, son seneye başlamadan stajınızı yapıp işi öğrendiyseniz, e staj yaptığınız yer de sizi tuttuysa o-hoo son senenin tadını çıkarın. ayrıca özel sektörde kolay kolay kimse; ''hımm şu dersi aa ile geçmişsin, seni seniiii anlıyorsun bu işten, kaptın maaşı köftehor'' demez. özel sektör öyle değil geçler.

    2:00'ı zor bulup da şimdi güzel paralar kazanan bir sürü insan tanıyorum. neden? çünkü hafız gibi ders ezberlemek yerine hedef belirleyip kendilerini geliştirdiler. ayrıca, ortalama 4:00 diye kimse sizi mezun olur olmaz müdür yapmayacak. biraz gerçekçi olun. ortalama kasacağım diye o üniversiteyi bomboş bitirirseniz daha çok işsiz kalırsınız.

  • whistleblower'ların hakkında çok fena spoilerlar vermeye devam ettikleri ya da dediğim gibi disney'in ve j. j. abrams'ın kasıtlı olarak bu tür haberler yayınlatarak seyircileri salonda ters köşe yapmaya çalıştıkları film.

    sızıntıların yeni kaynağı olan kişi the last jedi'dan daha bile kötü bir film olabilir diyor. haberlere göre bu kaynak "prodüksiyon hakkında bilgi sahibi olan", yani "içeriden" biri. o kadar ki, bu kaynak geçtiğimiz haftalarda sosyal medyaya düşen, seyircilerin salondan çıkmak istedikleri ama görevliler tarafından durduruldukları söylenen sözde ön gösterimden sızdırılan bilgilerin ve senaryo detaylarının neredeyse hepsinin doğru olduğunu söyleyip, "böyle bir ön gösterim yapılmadı, yalan bu bilgiler" diye haberler yapılsa bile disney'in iyice panik moduna bağladığını söyledi. yani o sızıntıların gerçek olduğu anlaşılmış oldu. kaynak, filmin halihazırda 5 farklı versiyonu bulunduğunu, son sızıntılardan sonra iki farklı versiyonun daha hazırlandığını eklemiş. görünüşe göre ortada sadece farklı farklı finalleri olan bir film değil, farklı farklı birden çok kurgusu yapılan bir film var.

    adamın (ya da kadının) demesine göre film karman çorman ve kafa karıştırıcı bir haldeymiş. olaylar birbirine doğal ve mantıklı bir şekilde değil de bağlanmaları gerektiği için bağlanıyormuş. film devamlı bir bilgi alıp bir gezegene gitmek, sonra oradan başka bir bilgi alıp başka bir gezegene gitmek şeklinde ilerliyormuş. film gibi değil de video oyunu gibi deniyor. bu arada filmin adında geçen ve bizlerin de "acaba neyi kastediyorlar" diye fikirler ürettiğimiz "skywalker'ın yükselişi"nin ne olduğu da belli olmuş. bundan sonrası bayağı spoiler, okumak istemeyenler başka başlıklara geçebilirler :

    --- spoiler ---

    - film boyunca jedi kavramı skywalker ismiyle eş anlamlı olarak kullanılıyormuş ve filmin sonunda tamamen skywalker ile yer değiştiriyormuş. anladığım kadarıyla kylo ren'in the last jedi'da rey'e sarfettiği, "geçmişi unut. jedi, sith arkamızda bırakalım" tarzı lafların vardığı nokta bu oluyor. sith kısmını bilemeyeceğim ama anlaşılan jedi'lık müessesesi tarih olup skywalker'lık gibi bir şeye evriliyor. yani saruman'ın the two towers'ın başlarında yüzük savaşı'nı başlatırken sarfettiği "a new order will rise" repliği gibi bir durum oluyor bu "the rise of skywalker". jedi'lık ölüyor, skywalker'lık doğuyor.

    - daha önceki sızıntıda george lucas tarafından eklendiği söylenen the secret skywalker kişisi bu son kurguda filmden kaldırılmış ve filmin son sahnesinde rey, kim olduğunu henüz bilmediğimiz başka bir kadına "i'm rey. rey skywalker" diyor ve film bu şekilde bitiyor.

    - yine daha önceki sızıntılarda filmin başlarında olduğu söylenen, luke'un gençken leia'yı jedi olarak eğittiği sahneler de filmden çıkartılmış. ancak leia yine de rey'e bir ışın kılıcı veriyormuş.

    - kylo ren ve rey film boyunca the last jedi'da olduğu gibi force aracılığıyla skype görüşmesi tarzı görüşmeler yapıyorlarmış ve aralarındaki bağ bu şekilde kuvvetleniyormuş. sonuç olarak tabii ki aşık oluyorlarmış ve kylo aşkın gücü sayesinde iyi tarafa geçiyormuş.

    - imparator'un tam olarak nasıl geri döndüğü ya da nasıl hayatta kaldığı sızıntılara sebep olan bu kimbilir kaçıncı kurguda söylenmiyormuş. daha önce return of the jedi'ın sonunda darth vader tarafından öldürülen palpatine'nin aslında gerçek palpatine olmadığı, onun bir klonu olduğu, bu filmde bu sayede geri döndüğü şeklinde bir detay varken bu kurgudan bu sahneler çıkartılmış. ayrıca bu kurgudan palpatine'nin gençliğini oynadığı söylenen matt smith'in sahneleri de kesilmiş.

    - rey'in anne ve babasının bir sith hançeriyle öldürüldüğü, bu hançerin üzerinde sith dilince rünler olduğu ve bu rünlerde ne yazıldığını çözebilmesi için c-3po'ya reset atıldığı söyleniyor. teaser trailerda görünen kırmızı gözlü c-3po büyük ihtimalle bu resetlemeyle alâkalı. e kendisine reset atılınca haliyle bütün hafızası da siliniyor. sonra tekrar bir geri yükleme yapılıyor mu belli değil ama hikaye bu şekilde kalıyorsa 9 filmin sonunda c-3po'nun 9 filmde olan biten her şeyle ilgili bütün hafıza kayıtlarının da silinip droidin sıfırlanması durumunu bekleyebiliriz sanırım.

    - başta kylo ren olmak üzere birçok kişi adına the wayfinder denilen bir nanenin peşine düşüyorlar. bir çeşit sith holocron'u olan wayfinder, rey'in ailesini öldürmüş olan sith hançerini bulabilmek için kilit önem taşıyormuş. harry potter serisinin son bölümünde lord voldemort'un bulabilmek için obsesif bir şekilde peşine düştüğü mürver asa gibi bir nesne anlaşılan.

    - rey bu sith hançeri sayesinde her şeyi çözüyor ve sırları öğreniyor.

    - palpatine gerçekten de rey'in büyükbabası çıkıyor.

    - filmin sonunda luke, leia ve anakin'in kanlı canlı bir şekilde palpatine'le dövüşmek için geldikleri söylenen sahnelerin hepsi bu kurgudan çıkartılmış. onun yerine force ghost'lar olarak gelip palpatine'le uğraşmak yerine rey'le konuşup ona destek oluyorlar. yine bir harry potter benzerliği yaşanmış oluyor böylece. 4. kitap harry potter and the goblet of fire'ın sonlarında lord voldemort mezarlıkta tekrar bedenine kavuşup harry'le düelloya tutuşunca kendi asasından öldürdüğü kişilerin hayaletleri çıkıyor ve harry'le konuşup ona güç veriyorlardı (evet, annesi ve babası da dahil).

    - daha önceki sızıntıda filmde olduğu söylenen millenium falcon'ın son savaşta havaya uçması, o sırada içinde bulunan lando calrissian, chewbacca, r2-d2 ve c-3po gibi karakterlerin topluca öldükleri sahne bu kurgudan tamamen çıkartılmış durumda.

    --- spoiler ---

    yani öyle anlaşılıyor ki bu filmin sadece farklı farklı finalleri değil, birçok farklı ve alternatif kurgusu hazırlanmış durumda. belki hâlâ bile hazırlanıyor. seyircilere test screening seansları şeklinde yapılmasa da, stüdyo yetkilileri ve yapımcılara çeşitli screeningler yapılıyor. içeriden birileri bu detayları dışarı sızdırıyor. sızdırılan bilgilerin büyük çoğunluğu gerçeklik payı taşıyor. ancak 20 aralık'ta film gösterime girdiğinde sinemalarda gösterilecek olan nihai kurgunun hangisi olacağı ve bu sızdırılan senaryo detaylarının hangilerini ne oranda barındıracağı henüz bilinemiyor. ortalık karışık diyebiliriz ama rahatlıkta. son sızıntılarla ilgili detaylı bilgileri okumak isteyenler aşağıdaki linke tıklayabilirler :

    https://boundingintocomics.com/…lace-and-confusing/

  • arkadaşlar ben özelde çalışan bir öğretmen olarak tek hayalini kurduğum şey eşimle ve kızımla bir otele tatile gitmek .maaşımla bırakın tatili faturalarımı ödeyemiyorum.gerçekten kendimi geçtim artık ülkem adına o kadar üzülüyorum ki.
    duzeltme : imla

  • geçen sene, mayıs ayı. bir otelde müdürlük yapıyorum. yaz sezonu için personel takviyesine ihtiyacımız oldu.
    kariyer.net'e falan ilan verdik.

    " ön büroda çalıştırılmak üzere; en az lise mezunu, iyi derecede ingilizce bilen, sezonluk elemanlar alınacaktır.
    tekirdağ şarköy x otel "

    cv'leri bizzat değerlendirip, 2 kişiyi görüşmeye çağırdım.
    bu görüşmelerin ilki. 25 yaşlarında, turizm otelcilik mezunu, diksiyonu düzgün ve tecrübeli bir arkadaş. ismi fırat.

    patronumuz, fırat ve ben ofisteyiz.
    çalışma saatleri ve iş yoğunluğu hakkında bilgilendirme yaptık, fırat'ın referanslarını ve geçmiş iş tecrübelerini değerlendirdik ve görüşmenin bizim için en önemli kısmına geçtik.

    -let's continue in english.

    +i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.

    ( yani diyor ki; bence bu kısma hiç geçmeyelim. eğer ingilizce konusunda benimle sidik yarıştırmaya kalkarsanız, sizi kızdırabilirim. iyi düşünün.)

    -ehehe okey. ( korktum lan, bildiğin korktum. patronumun gözünden düşmekten, iş görüşmesine gelen bir çocuk tarafından rezil edilmekten korktum. çaresiz sustum.)

    fırat'ı işe aldık.

    1 hafta sonra; büyük çoğunluğu belçikalı, bir kısmı ise ingilizlerden oluşan bir turist grubu geldi.
    fırat'ı ara ki bulasın!!

    ya tuvalete girmesi gerekiyor, ya da ailevi bir telefon görüşmesi yapması lazım.
    turistler lobideyken, fırat'ı bulmak imkansız.
    kopuk uçurtma..

    - fırat bir sıkıntın mı var?

    + yok müdürüm herşey yolunda.

    - ingilizce bildiğine emin misin?

    + i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.

    - hiç bilmiyorsun di mi lan?

    +we can give up.

    adam tek kelime ingilizce bilmiyor lan, tek kelime..
    iş görüşmesine gelirken, bir cümle ezberlemiş gelmiş.
    yalnız zekasına hayran kalmamak mümkün değil. işe yaradı mı? yaradı..

    savunması da komik..

    -ne bileyim müdürüm. şarköy'de turist ne gezer diye düşündüm ben.

  • daha gemi batmamışken bulunduğu kamara bir grup erkek tarafından basılıp, toplu tecavüz edilip, deliller ortada kalmasın diye okyanusa atılırdı mesela...
    gariban kesimin yanında yaptığı danstan sonra, oğlum jack alma bu kızı yollu diyenler olurdu mesela...
    jack'le yattığı gün, jack onun hakkında ulan bu kız bana veriyorsa önceden ne boklar yemiştir denilerek terkedilirdi mesela...

  • "alone" kelimesinin bilinen en eski formu, yani "all an", ta eski ingilizceye dayanıyor. o zamanlarda ve hala "tamamen" anlamındaki "all" ile "tek" anlamındaki "an" kelimelerinin birleşimi olan ve görüldüğü gibi "tamamen tek" manasına gelen bu tamlamanın yazı dilindeki karşılığı nesilden nesile değişerek sırasıyla "all ana" ve "all ane" hallerini alıp 1300'lerde, yani orta ingilizcede ise iyice daralarak "alone" halini almış. ki söz konusu bu evrim burada da sonlanmamış. 1400'lerin sonlarında kelime daha da daralıp "lone" halini almış. "lonely" kelimesinin ingilizce kelime hazinesine dahil oluşu ise 1600'lerde gerçekleşmiş.

    yüzlerce yıla yayılan bu süreçte değişen yalnızca kelimelerin formları da olmamış elbette. büyük britanya adasının istilalar ve felaketlerle dövülen kıyılarındaki değişim rüzgarından anlamlar da nasibini almış.

    "all an", "all ana", "all ane", "alone" ve "lone" kelimelerinin anlamı ortak: "tamamen tek", "bir başına". kullanım alanları ise öznenin ya da nesnenin durumunu bu duruma yeni özne ya da nesneler eklemeksizin bildirmekle sınırlı. "lonely" kelimesi ise yalnızca nitelediği özne ya da nesneyi salt nitelemekle kalmıyor, aynı zamanda nitelediğinin üçüncü bir etken tarafından nitelendiğini de belirtiyor. yani, bir örnekle, «i am alone» cümlesi öznenin "bir başınalık" haline işaret ederken, «i am lonely» cümlesi öznenin "bir başına bırakılmışlık" haline işaret ediyor. bu minvalde «i am lonely» diyen bir kimse, sebebi üçüncü kişi ya da kişilerde saklı bir eylemin edilgen nesnesi olduğunu ilan etmiş oluyor. ki bu izahat, "lonely" kelimesini "alone" kelimesine nazaran daha bir hüzünlü, daha bir içten, daha bir hisli kılan nedenleri de açıklıyor. özü itibariyle bir durum bildirisi olan «i am lonely» ifadesi, doğru kulaklarla buluşması halinde bir yardım çığlığı halini alabiliyor.

    kelimenin bu bağlamsal niteliğine dair önemli tarihlerden bir diğeri de 23 temmuz 2004. bu tarihin dokuz gün öncesinde, 14 temmuz 2004'te, lonely mahlasını seçen bir kimse lounge.moviecodec.com'un forumuna giriyor ve saat sabah 9.49'da "i am lonely will anyone speak to me"* başlıklı şu gönderiyi paylaşıyor:

    «please will anyone speak to about anything to me»
    yani,
    «lütfen biri benimle herhangi bir şey hakkında konuşabilir mi»

    "i am lonely" cümlesinin google sunucularına ilk kez giriş yaptığı bu günün dokuz gün sonrasında, 23 temmuz 2004 tarihinde ise insanoğlunun google kullanım alışkanlıklarındaki kırılmanın muhtemel başlangıcı olan hadise gerçekleşiyor. wetfeet2000 mahlaslı biri saat sabaha karşı 02.10'da google'a «i am lonely» yazıp aratıyor ve karşısına çıkan ilk gönderi, yukarıdaki gönderinin ta kendisi oluyor. google'a «i am lonely» yazıp aratan ve kendisini bir codec sitesinin forumunda bulanların sayısı aynı gün saat 04.50'de kendini gösteren rhombus'ın, 29 temmuz'da paul'un, 4 ağustos'ta keefy'nin girişiyle daha artmaya başlıyor. bizzat benim de tüm bu olaydan habersizce yaptığım bir "i am lonely" aramasının sonucunda karşılaştığım ve bugün dahi hala süren 44.562 gönderili bir çılgınlık halini alan bu hadiseyi bu başlık altında anmamın nedeni ise paul'un 5 ağustos 2004 tarihli şu gönderisinde gizli:

    «obv. we’re not as lonely as we think. well, at least, we’re not "alone" in being lonely...»
    yani,
    «belli ki sandığımız kadar da yalnız değiliz. yani, en azından, yalnız olmakta "yalnız" değiliz...»

    evet, "alone" ile "lonely" arasındaki fark bu gönderide gizli işte. daha önce şu entry'mde de ifade ettiğim gibi, yalnızlık insanın standardı ve sabitidir ve tedavisi mümkün olmayan bu hastalığın acısı yalnızca diğer yalnızların birlikteliği sayesinde unutulabilir. bu halin adı da "yalnız olmakta yalnız olmamak"tır işte. yalnız bırakılmışların beraberliğinde yalnızlığın ortadan kalkmasıdır. insan hala "lonely"dir olabildiğince ama "alone" değildir artık ki bu da onu yolda tutmaya yeter de artar bile.

    bir de kulakta the beatles'ın "eleanor rigby"si oldu mu bir de bakmışsın yalnızlıkta kalabalıklaşmış bu hayat keyifli bir hal alıvermiş.