hesabın var mı? giriş yap

  • türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri(ymiş).
    tophanedeki nargilecilerden birinde 3-5 genç oturmuş tavla oynayıp futbol geyiği çeviriken 'rum piçi vatan haini' vs. tarzı laf ettiler hakkında, hemen yan masalarında oturan tömbekici öksürüklü dedelerden birinden 45 dakika azar işittiler, lefter'in yunan milli takımını yüklüce bir paraya rağmen reddedip, türkiye forması giymesinin hikayesini dinlediler, ben de öğrenmiş oldum, bok varmış gibi buraya yazdım.

  • kimi zaman günün ilk dakikalarında okuyanı neşelendiren durum güncellemeleri bütünüdür:

    --- spoiler ---

    "keşke sabah telefonun alarmı çaldığında polis kapıyı kırarak içeri girip: 'yat yat yat!' dese, biz de geri yatsak..."

    --- spoiler ---

  • vatandaşın aklına enteresan sorular getiren sözdür.

    üzümü tane bazında mı yoksa salkım bazında mı sayacağız acaba?! (rizeli bir vatandaş)

    1 karpuz mu yoksa bir dilim karpuz mu? (rizeli bir vatandaşın hemşehrisi)

    çarşıdan aldım 1 tane eve geldim 1000 taneyse çarşıda mı yiyelim? (rizeli bir vatandaşın görümcesi)

  • tam tersi bir durum olduğunu düşünüyorum. ateistlik bir hayat sorgusunun, bir entellektüel birikimin sonucudur. materyalist düşünce ateistin beynini zaten yeterince yormuşdur. ölümden sonrasına inanmadığı için elindeki hayatıda cezaevinde düşüp kalan ömrünü talan edecek kadar aptal değildir. ateistten değil, "cahil" müslümandan korkunuz.

  • silgi. okuldayken biri silgimi aldığı zaman, mahsus yanlış yazar, geri alırdım hemen. o silgi önümde durmazsa, sürekli geri alma planları yapar, ders dinleyemezdim.

  • müslüm gürses'i nerede sevdim ben biliyor musunuz?

    bir gün ona şaka yapılmıştı. müslüm baba'nın orkestrasına darbukadan hiç anlamayan bir adam oturtmuşlardı (sözde asıl darbukacısının eşi doğum yapmış). neyse işte müslüm gürses hazırlandı, şarkı çalıyor falan..ama darbukacı tam anlamıyla içine ediyor şarkının..müslüm gürses baktı böyle 1-2 falan olmuyor..durdurdu..inanılmaz sakin bir şekilde problemin neden kaynaklandığını sordu darbukacıya... sonra tekrar denediler, tabii yine olmadı falan..müslüm gürses yine çok sakindi. hatta ona darbukayı öğretmeye çalıştı kendi yanına gidip, ne yapacağını anlatmaya çalıştı falan..“çok basit bak yapabilirsin” falan dedi, cesaretlendirmeye çalıştı adamı. ne bilsin adamın ona şaka yaptığını… sonra tekrar..sonra tekrar.. darbukacı her seferinde şarkıyı katlediyor... bu durum uzun bir süre devam etti fakat baba en ufak bir kelime etmedi, hiç de sinirlenmedi. hatta en sonunda şakayı planlayan program sunucusu ayaklandı ve yalandan baya kızdı darbukacıya "beyefendi yapamıyorsanız gidin" falan dedi, ortalığı biraz karıştırmak istedi. darbukacı da "tamam o zaman ben gidiyorum" falan dedi kalktı ama orada baba devreye tekrardan girip "darbukacı gidemeeeeeeeezzz" dedi, yine destek çıktı adama ve bu durumu orkestranın içinde eritebileceklerini falan söyledi.

    hani bu şakayı planlayanlara göre normalde müslüm baba'nın zıvanadan çıkması ve olayların komik bir hal alması planlanıyordu ama o kadar naif ve ince bir adam vardı ki karşılarında, umdukları gibi olmadı.

    ben işte ilk kez orada çok sevdim onu. inanın o şakayı bi bülent ersoy'a veya muazzez abacı'ya veya bi ibrahim tatlıses'e falan yapsaydınız, verecekleri tepki çok başka olurdu. elleri ayakları falan titrerdi. bağırır çağırırlardı adama..belki iki dakikada kovarlardı. tam da şakacıların arzuladığı şeyler gerçekleşirdi.

    düşünmeden hızla kalp kıran, empati yoksunu insanları sevmem ben. müslüm gürses öyle değildi ve yine her zamanki gibi iyiler önce gitti.

    bazen isyan ediyorum bu sıralamaya. ruhun şad olsun baba.

    not: bu arada ilgili şaka şuradan izlenebilir.

    edit: link yenilendi. uyarısı için @scarletletter'e teşekkürler.
    edit2: link bir daha yenilendi (niye sürekli kaldırıyorsunuz ulan müslüm gürses şakasını internetten). @rahatsizadam'a teşekkürler.

  • bugün için geçerli olan tutardır. tabii dolar kurunun 17.20 tl olduğu ortamda bunu konuşmak zaten mantıksız ancak bahsi geçen "asla" bugün hükümet istifa etse, erdoğan aday olmayacağını açıklasa, türkiye tüm dış politika sorunlarını çözse bile demektir. şöyle ki;

    türkiye asgari ücret uygulamasına 1974 yılında geçmiştir. 1974 yılından bugüne net asgari ücretler ve dolar karşılıkları şu şekildedir: görsel

    görüldüğü üzere 1974 yılından bugüne kadar (verildiği dönemdeki) en yüksek asgari ücret karşılığı 430,13 usd ile 2016 yılında görülmüş. yine 1974 ile bugünün asgari ücret dolar karşılığı ortalaması 219,36 usd'dir. (2022 için 320 usd kullanıldı)

    bu verileri paylaşma sebebim asgari ücretin dolar karşılığının 430 usd'nin üzerine asla çıkmadığı ve bu seviyeye de henüz 15 temmuz, havalimanı patlaması vs. gibi önemli olaylar gerçekleşmeden ulaşmışız.

    asgari ücret için psikolojik sınırın 450 usd olduğunu düşünerek hesaplarsak, bugün ilk paragrafta yazdığım tüm olumlu gelişmeler olsa dahi doların inebileceği minimum seviye: 4250 tl/450 usd = 9.44 tl'dir.

    asgari ücretin 6.000 tl olacağı konuşuluyor. bunun gerçekleştiği gün için hesap yaparsak kurun ulaşabileceği minimum seviye 6000 tl/450 usd = 13.33 tl'dir.

    2023 seçimlerinden sonra asgari ücretin 10.000 tl olacağını düşünelim bu sefer dolar kurunun minimum seviyesi 10000 tl/450 = 22.22 tl olacaktır.

    yeni gelen hükümet bu seviyeyi geçmek isteyebilir, dolar karşılığını daha yüksek yapabilir diyenler çıkacaktır ancak bu mümkün değildir.

    bugün hükümetin değiştiğini, tüm olumlu gelişmelerin gerçekleştiğini ve doların 4 tl'ye düştüğünü düşünelim. bu durumda asgari ücretin karşılığı 4250 tl / 4 tl = 1063 usd edecektir. bunun işverene maliyeti ise 1.470 usd olacaktır.

    şimdi eğri oturup doğru düşünelim, bu ülkede herhangi bir işletmeye 1470 usd asgari ücret ödetmek mümkün müdür? asgari ücret tarihi boyunca ulaşılmayan bu seviyelere ulaşmak mümkün müdür?

    ben cevap vereyim: bu önümüzdeki en az 20 yıl için imkansız bir olasılıktır. dolayısı ile yapılan her asgari ücret zammı, zammı alanlara derman olmadığı gibi dolar kurunun yerini sağlamlaştırmaktadır.

    her bir asgari ücret zammının ardından (ki son zamda usd karşılığı sadece 320 usd'ydi) açıklanan tutarı 450'ye bölerek kurun ulaşabileceği minimum seviyeyi hesaplamak mümkündür.

    bu arada bazılarınız "dolar düşerse asgari ücreti de düşürürler" diyebilir. bunun için de yukarıdaki tabloya tekrar bakabilirsiniz. asgari ücret tarihinde asgari ücretin düştüğü hiç görülmemiştir. alım gücü düştüğü halde eline geçen paranın miktarı artınca halay çeken bir halka alım gücü yükselse de önceki aldığında daha az para verirseniz ortalık karışacaktır.

    bu nedenle de dolar kuru, "asgari ücret küçük eşit 450 usd" denklemine göre daha düşük olacağı seviyelere inmesi durumu faiz ayarı ile düşüş durdurulacaktır. tek çare paradan sıfır atmaktır ki paradan sıfır atmak yeni bir para birimine geçiş yapmak demektir. bu da 2009'daki gibi önce başka bir para birimine ytl gibi geçmeyi sonra tl'ye geri dönmeyi gerektirir. pratikte ise asgari ücret / dolar kuru dengesi değişmez.

    __
    not: bu hesapta gösterilen hangi yılın asgari ücretinin bugünkü değerinin daha yüksek olduğu değildir. asgari ücretlerin verildiği dönemdeki karşılıklarıdır bu nedenle de enflasyon hesabı yapmanıza gerek yoktur.

  • türkiye liginde gösterdiği performansla alman milli takımının euro 2016 kadrosunda kendisine yer bulacak ve şampiyonluk yaşayacaktır. (muhtemelen yarı finalde gol de atar). sonrasında türkiye'ye döneyim mi dönmeyeyim mi diye ikileme düşecek, almanlık ne güzel şey diyerek memleketinde kalmaya devam edecektir.

    sonra biri gelecek ismiyle ekşi sözlükte nick alacaktır.

    20 sene önce olduğu gibi.

    (bkz: stefan kuntz)

  • fazıl say'ın instagram hesabından yaptığı paylaşımda “repçinin vatan-millet-sakarya diyen marşı” ve “gülünç influencerların seçimi” diyerek norm-ender'in parla isimli marşını kötülemesidir. linkyahu birader herkes kendince bir katkı sunmaya çalışırken neden adamın yaptığı işi kötülersin? ha bana sorarsan sen kendi yaptığın marşı istediğin kadar öv, norm-ender'in bestelediği marş daha kolay söyleniyor ve daha akılda kalıcı. mesela 10. yıl marşına bak, bestesi ve sözleriyle söylemesi çok kolaydır. seninkinde bir anda üç kere şimşek diye bağırmamız sonra farklı tonlara geçmemiz gerekiyor. tamam sanatsal açıdan çok değerlidir kabül ama dillere pelesenk olacak bir marş değil. madem derdin 100. yıl ve atatürk, kendin besten tutmadı diye adamınkini boklamak neden ?

  • ''faruk hızlı ve nazik bir servis elemanı...''

    böyle bir kullanıcı yorumuna yer veren site. abi adam geliyor paketinizi veriyor parasını bir şekilde ödüyorsunuz ve gidiyor. bu samimiyet bu duygular ne zaman oluşuyor hiç anlamıyorum. ayrıca şu an ben de aynı restorandan sipariş verdim buyursun gelsin bakalım kimmiş bu faruk.

    edit: sipariş vereli 1 saat 40 dakika oldu hala ortada yok. hele bi gel faruk.

  • didem: hocam siz fethullah ile gorustunuz mu hic?
    ilber: gorustum tabiki ben herkesle gorusurum
    didem: nasil birisidir?
    ilber: gereksiz birisi

    5 dakika sonra:

    didem: hocam siz pensilvanya'da mi gorustunuz baska yerde mi?
    ilber: orda da gorustum burda da. bir donem herkes gorusuyordu ne var bunda?

    5 dakika sonra:

    didem: tam tarihi hatirliyor musunuz?
    ilber: bu bilginin sana tam olarak ne gibi faydasi olacak? cetelesini tutmadim. simdi adam burda yok diye kotuleyelim mi istiyorsunuz anlamadim ki?

    adam tarihsel olarak hasan sabbah, humeyni duzleminde fethullah'in hizmet hareketini karsilastiriyor spiker kizimiz ne zaman gorustunu? nerde gorustunuz? bidir bidir sorup duruyor. ilerleyen dakikalarda hoca cok sinirlenecek benden soylemesi.