hesabın var mı? giriş yap

  • ikinci dünya savaşı sırasında, 16 ağustos 1942 sabahı, (bkz: l-8) olarakta bilinen iki derinlik bombası ve 30 kalibrelik makineli bir cephaneye sahip abd donanması keşif balonu her zaman yaptığı rutin bir denizaltı taraması için san francisco körfezi'ndeki treasure ısland'dan havalandı, ancak saatler sonra keşif balonu kaliforniya'nın daly şehri kıyılarında başıboş bir şekilde sürüklenirken bulundu.

    nihayetinde, daly city'deki 419 bellevue bulvarı'ndaki bir evin önüne düştüğü tespit edilen keşif balonu, daha önce olaysız 1.092 sefer yapmıştı ve yakın zamanda herhangi bir sorunu olduğu tespit edilmemişti. yetkililer olay yerine intikal ettiğinde, motorların hâlâ çalışmakta olduğunu gördü, ayrıca herhangi bir arbede veya alıkoyulma belirtisi de yoktu, hatta cankurtaran botu ve paraşütler bile yerli yerindeydi.

    fakat, ordunun ve diğer yetkililerin kapsamlı araştırmalarına rağmen, l-8 balonunun iki mürettebat üyesi teğmen ernest dewitt cody ve teğmen charles ellis adams’ın bedenleri bulunamadı, ayrıca nasıl ortadan kaybolduklarıyla ilgili açıklama da yapılamadı. bazıları mürettebatın denize düştüğünü veya yaşadıkları teknik bir sorundan dolayı acilen atladıklarını öne sürerken, diğerleriyse ilk uçuşu olan teğmen charles adams’ın bir casus olduğunu veya mürettebatın uzaylılar tarafından kaçırıldıklarını iddia etti.

    olay, 2. dünya savaşı tarihinin kalıcı gizemlerinden biri olmaya devam etmektedir.

  • konuşmasından, hal ve hareketlerinden anlaşılabilen bir olay. son birkaç ayda kılıçdaroğlu siyasette level atladı diyebilirim. ulan adam hiçbir şey bilmiyorsa bile efendi efendi konuşmasını dinlemesini biliyor. mantıklı şeyler söyledi ve samimiydi. iletişimini ve siyaset dilini geliştirdiği çok açık.

  • tam kaynayınca mikroplar ölüyor diyecektim ki, bu ibneler kaynayan idrarı döküp yenisini koyuyorlarmış. yetmezmiş gibi, bir de kabuğunu soyup öyle taze idrarın içine koyuyorlarmış. o da yetmez, hemen koyup çektik olmaaaz, en az 24 saat o idrarda kabuğu soyuk şekilde bekleyecek.

    niye tuvalet gibi bi kavramları var, onu anlayamadım yalnız. direkt birbirlerinin ağzına işeyip sıçsınlar, iş gücünden, emekten tasarruf etsinler!

  • eskiden şöyle, balkon döşemesine kadar inen balkon demirleri olurdu. doksanların çocukları çok net hatırlayacağı bir detay olduğuna eminim.

    evde canı sıkılan çocuklar olarak, balkonun ucuna oturur, ayaklarımızı demirlerden geçirir aşağıyı izlerdik; sokaktan geçen tek tük araçlar, satıcılar, top oynayan çocuklar... hatta bu oturuşumuza kimi zaman da elimizdeki üflemeyle köpük yapan oyuncaklar eşlik ederdi. oturmanın sonu da çoğu zaman kafayı demire yaslamayla bittiği için, iyi kötü her çocuk o demiri tatmıştır diye düşünüyorum.

    daha sonra balkonların tabanları yükseltildi, şimdi de balkonlar komple yok oldu, fransız balkon denilen garabete geçildi. şimdiki çocukların arasa da bulamayacağı bir detay olarak mazide kaldı balkon demiri tadı.

  • yasananlar mi daha korkunc yoksa olay sonrasi ekiplerin ruya gormussunuzdur ehe mehe, hadi sizi baristiralim tarzi yaklasimi mi daha korkunc. karar veremedim.

  • ''futbolcuların saha içinde neler yaşadığını kimse bilmiyor. oraya çıkışımızı, maç içerisinde neler yaşadığımızı, stresi, her şeyi...'' demiş paşam!

    çok yanlış anlamışız biz seni! şu açıklamayı görünce vallahi içim acıdı lan!

    belçika güzeliyle evlen, lamborghini'ye bin, zikin taşağına denk gez, muhabirleri evinden aldır, sahada ve saha dışında her türlü çirkefliği yap, takımına, takım arkadaşlarına ve taraftarına saygı duyma sonra çık 'neler yaşadığımı bilmiyorsunuz' de!

    gerçi suç sende değil! şu karaktersizliğine rağmen sana forma verip arkanda duranda... müptezel seni...

    edit: dünün en beğenilen entry'leri'nden volkan'a sevgilerle...

  • serie a: ertelendi
    avusturya ligi: ertelendi
    la liga: ertelendi
    ligue 1: seyircisiz
    premier lig: seyircisiz
    avrupa ligi: seyircisiz
    şampiyonlar ligi: seyircisiz
    süper lig: zabaha gadar burdayıkk