hesabın var mı? giriş yap

  • dünya'da batıya gittikçe eğitim, öğretim, görgü, medeniyet çoğalır, türkiye'de 1925'lere gittikçe.
    atatürk türkiye'nin batısıdır.

  • en güzeli de parasını vererek adını hiç geçirmeden prime time'da bu olaya farkındalık yaratmalarıdır. tebrik ve teşekkür ediyorum. emsal olsun.

  • kadın üç aşığı ile beraber odaya kapanır ve işe başlamışlarken malumunuz üzere kapı çalınır. kocasının geldiğini anlayan kadın aşıklarını saklamak için her birini birer çuvalın içine sokar ve kocasını karşılar.

    - hoş geldin kocacığım.
    - hoş bulduk hanım da bu çuvallar ne böyle?
    - bugün pazara gidip biraz alışveriş yaptım bey.
    - hmm ne var bu çuvalın içinde?
    - canlı koyun aldım bey, evin içine etmesin diye çuvala koydum.
    - hmmm… gümm!.. (çuvala bi tekme atar)
    çuvaldan,
    - beeeğeeeee…
    - gerçekten de koyunmuş bi de diğerine bakalım… gümm!..
    - bıt bıt bıdaaaak
    - bundaki de tavuk mu oluyor hanım?
    - e.. evet bey.
    - hmm… bakalım sonuncuda ne var.. gümmm!..
    - … (ses yok)
    gümmm!..
    - …
    adam başlar tekme tokat girişir çuvala ve en sonunda çuvaldan bezgin bi ses yükselir.
    - yaw batates olabiliriiim, soğan olabiliriiim.

  • insanlığın ilk beslenme şekli. temelde ısıya maruz kalmamış çiğ besinler, meyve, kuruyemiş ve yağlı tohumlardan oluşuyor. günümüzde vegan beslenmenin bir yan kolu olarak bazı insanlar tarafından kabul görmüş durumda. genellikle yiyeceklerin 40 derece üzerine çıkmamasına dikkat ediliyor. buna sebep olarak, besinlerin bu derecenin üzerinde enzim ve vitaminlerini kaybettiğini savunuyorlar.

    blender ve dehidratör başlıca el aletleridir. dehidratör, yeri gelince meyve ve sebzelerin içindeki suyu kurutmalarına yardımcı olur ve gıdaların ömrünü uzatır. ayrıca bunun daha hijyenik olduğunu da savunuyorlar. bilimsel arenada bu beslenme biçiminin daha sağlıklı olup olmadığı hala tartışılmakta.

  • 3 yasinda menenjit geçirip kör olmus, sonra 7 yasinda kendiliginden görmeye baslamistir tekrar. ama hayati boyunca talihsizlikler, acilar pesini birakmamistir. küçük kizini yine menenjite kurban vermistir. ve cenazesini kaldiracak parasi bile yoktur o zamanlar.
    hayatim adli otobiyografisinde geçen çok içli bir hikayedir bu: sabah saatin dördünde öyle ümitsizce para ararken, kendisi gibi fakir arkadaslarinin yardimlari da yetmezken ve cenaze masraflari için gerekli 10 frankin eksikligini hissederken bir adam laf atar arkasindan, "benimle birazcik eglenmek için ne istersin?" diye. "10 frank" der o da. küçük bir otele giderler. yabanci 10 frank'i pesin verir hatta. ve yapamayacagini anlar o zaman edith. aglamaya baslar adamin karsisinda; ve hikayesini, çocugunu kaybettigini, topraga verecek parasi bile olmadigini anlatir. ve adam parayi alarak gitmesine izin verir...
    söyle yazar piaf (ki fransizca serçe demektir piaf): "iste, bugüne kadar darda kalanlara en ufak bir karsilik bile beklemeden yardim etmemin asil nedeni bu adamdir. peki, bu adam bana bir fahise gibi davranmis olsaydi... belki de bugün birçok insanin vücudunu, birçogunun da ruhunu son anda kurtaran biri olmayacaktim. bugün dahi, bana başkalarina yardim etme duygusunu saglayan bu insana minnettarim".
    bilmiyorum, hislenirim ben...

  • kendi deyimi ile ''tanrı'nın eli'' ni iki kere kullanmı$tır aslinda..

    1986 senesinde oynanan ingiltere macı sonrası maradona bu mac icin ''bu bir takımı yenmek degil bir ülkeyi yenmek demi$ti.''

    bu macın 51. dakikası icinde maradona topu orta saha civarından almı$, hoddle'i gectikten sonra valdano ile duvar pasına girmi$ havalanan topu shilton'un rahatca alması beklenirken maradona kendisinden beklenmeyecek kadar yükselmi$ ve kafasını sol yumruguna siper ederek shilton'un önünden topu elle aglara yollamı$tı. zaten herkes bu golü ezberlemi$ti, tarihte yerini almı$tı bu gol.

    mactan sonra basın toplantısında maradona tarihe gececek olan ''un poco con la cabeza de maradona y otro poco con la mano de dios" cümlesini kurmu$tu.. yani biraz maradona'nın kafası biraz tanrı'nın eli.

    **

    1990 dünya kupasında acılı$ macını milano'da 1-0 kaybederek ba$lar arjantin. ikinci mac sovyetler birligi iledir. arjantin'in maradona dahil cok fazla sakat futbolcusu vardı ve istenen oyun oynanamıyordu.

    14 haziran günü sovyetler macına cıktı arjantin ve belki de turnuva'nın arjantin icin ilk kader anı ya$andı. 10. dakika icerisinde nery pumpido kendi defans oyuncusu jorge olarticoechea ile ceza sahasında carpı$tı ve ayagi kırıldı.. kaleye sergio goycoechea gecti.. troglio ile 27. dakika da 1-0'da öne gecti arjantin, ama sovyetler inanılmaz bir baskı kurmaya ba$ladı arjantin kalesinde.. üst üste ataklar icin artık maradona bile kendi kale diregi önünden ayrılamaz olmu$tu ki tanrı'nın eli ikinci kez sahneye cıktı.

    artık sovyetler baskısının dayanılmaz durumda oldugu anlardan birinde kullanılan korner atı$ına ceza sahası icerisinde oleg kuznetsov muhte$em bir kafa vuru$u yapar. o sıra ön direk önünde bekleyen maradona top kaleye girmek üzereyken topu bu sefer sag eliyle durdurur ve topu ileri firlatir. herkes $a$ırmı$tır, maradona dı$ında. aynı 1986'da ki gibi yan gözle hakeme bakar maradona.. hakemin olayı aynı 4 sene önce oldugu gibi fark etmedigini görünce de sol ayagı ile topu havaya diker.. isvecli hakem oyunu devam ettirir, bir süre sonra da arjantin 2. golü bulur ve sovyetler birligi'ni 2-0 ile turnuva dı$ına yollar.. eger o top gol olsa ilk macını kaybeden, ücüncü macında beraber kalan arjantin grubu sovyetler birligi'nin arkasında sonuncu olarak tamamlayacaktı.

    nası baglanır ki bu 24 saat uyumayan bir insan icin?. maradona güzel birisidir i$te.

  • türkiye'nin acil çözüm bekleyen en önemli sorunu bence mülteci sorunudur.
    hatta bunlara mülteci bile denemez, ülkelerindeki yaşam koşullarını beğenmeyenler buraya gelip ağalar gibi yaşıyorlar.
    benim vergilerimle sağlık hizmetlerinden bedava faydalanıyorlar.

    tüm mültecilerin geri gönderilmesini istiyoruz.
    cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacaklardan bu sözü almak istiyoruz.
    bu sözü ikna edici bir şekilde vermeyene de oy moy yok.

    ev satın alma koşuluyla vatandaşlık alan yabancıların da tüm işlemlerinin iptal edilmesini istiyoruz.(fransa buna benzer bir iptali yapmıştı daha önce, demek ki oluyor.)
    tüm dünyada konut açığı nedeniyle yabancılara konut satışı büyük ölçüde azaltılmış olduğu halde bizde bir de üstüne ödül veriliyor.

    merak ediyorum, türkiye gerçekten yönetiliyor mu?
    yok mu şu memleketin sahibi?

    bir atatürk aramaktan da vazgeçtik, o kadar lükste de gözümüz yok, birazcık memleketini seven gerçek bir lider arıyoruz.