hesabın var mı? giriş yap

  • ofiste sabah sabah poğaçamı kemirirken, yüzümde tatlı bir tebessüm oluşturan batman özlem adlı otobüs firmasının muavin ve şoförlerini alkışlıyorum. ülkemizde daha çok görmek istediğimiz güzel hareketler bunlar.

  • bugün benim için özel bir gün.

    üniversite yıllarından tanıdığım biri ile çok uzaklardan görüşme fırsatım oldu. çocuk 20'li yaşlarının başlarında.

    "cf" oldum, "cf'yim" tarzı bir şey dedi. dikkat bile etmedim. sonra baktım google'dan, cystic fiberosis(sp) diye bir şeymiş.

    "akciğer nakli yaptılar bana" dedi. "geçen sene tam bugün saat 15:xx'te".

    bir an şaşırdım, fotoğraflarını gördüm. çocuğun göğsünün altından boydan boya kesmişler. ameliyattan ~bir hafta sonra hastanede her tarafına borular bağlı iken çekilmiş fotoğrafları vardı. gülüyordu.

    sormadım bile neden "bir yılı kutluyorsun" diye. dinledim sadece. ve sonra baktım google'a...

    akciğer nakillerinden sonra 1 sene yaşama oranı %80, 5 sene yaşama oranı ise %25'lerde imiş.

    çocuk nasıl derseniz, içi içine sığmıyor. nasıl tutunuyor hayata, nasıl değer veriyor her geçen saniyesine. ilk işini de kapmış, nasıl mutlu....allah değil 30'unu, 90'ını, 100'ünü göstersin diye dua ettim...

    ve düşündüm, ulan iki gün öncesine kadar ufak ufak sorunlar yüzünden kendimi dünyalar şanssızı ilan eden ben değil miydim?

    şehir fırsatını kaçırdı diye bütün gün ağlayan iş arkadaşım değil miydi?

    şu an sol frame'de dikkat çeken başlıklardan biri sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk gece değil mi?

    bazı şeyler beynimin içimde dolanıp durdu. hayatı sorguladım, hepimizin elinde olan ve dönüp bakmaya bile tenezzül etmediğimiz rutin "şanslar", "fırsatlar" o çocukta olsaydı neler yapardı diye sordum kendime.

    utandım.

    siz siz olun, kıymetini bilin sahip olduklarınızın. aşk acısıymış, şuymuş buymuş...değmez. insan böyle anlarda anlıyor işte.

    ders dolu bir gün geçirdim.

  • bundan 20 yıl önce bunun gibi yaratıklar alenen öğrenci dövebiliyorlardı. öfke kontrol sorunun varsa sktir git başka iş yap.

  • başlık:yaptığım espiri sayesinde sharapova gibi kız

    entry:gibiyorum beyler.

    arkadaş grubuyla çok elit bir mekana gittik beyler. ben zaten bu kıza hasta oluyorum bebek gibi bişey.

    neyse bizi içeriye alan garson dedi ki '' efendim çin minderine oturmak ister misiniz ? ''

    bende dedim ki '' el mikseri ile kafiyeli olan bişeyin üzerine oturmak istemem .''

    daha fazla bişey söylemeye gerek yok sanırım.

    2.esprine gülebilen özürlü bi kızı istismar ediyosun

  • oha abi, ekşi sözlükte hata yapanın yaşamaya hakkı yok. adam hata yapmış ve ölmeyi hak etmiş. 8 çocuk arkada kalmış ama olsun adam risk almış ve sonucuna katlanmış. üzülmüyoruz, öyle diyorlar...

  • teorik gök cismi. biraz bilgi verelim hakkında.

    kara delikleri muhtemelen duymuşsunuzdur. bunlar, güçlü bir kütle çekim gücüne sahip olan cisimler. çoğunluğunun oluşum aşamaları büyük ölçüde biliniyor ve bunlar birer yıldız ölüsü. ancak galaksilerin merkezinde süper kütleli olan ve nasıl oluştukları çok da iyi bilinmeyen türleri de mevcut. bu cisimlerin içine düşen herhangi bir şey, "sıfır hacim ve sonsuz yoğunluk" bölgesine doğru çekilir ve -en azından bildiğimiz kadarıyla- oradan çıkamaz. kara deliklerin varlıkları şüpheli değildir ve gözlemlerle doğrulanmıştır.

    kara deliklerin matematiksel olarak tersine beyaz delik diyoruz. bunlar teorik cisimler. yani var olmalarının önünde fiziksel yahut matematiksel bir engel olmamakla beraber herhangi bir gözlem aracılığıyla, var olduklarına dair bir kanıt bulunamadı. bunlar da bir kara deliğin tam tersini yapıyorlar; içlerinde bulunan cisimleri orada tutmuyor ve dışarıya atıyorlar.

    şimdi önce bir kara deliğin temsili çizimine göz atalım:
    görsel
    görselin kaynağı

    yeşil bölge, yani ergosfer, olay ufkunun hemen dışını çevreleyen yerdir. olay ufku, görselde "event horizon" olarak gösterilmiş olan, köprüden önceki son çıkış. buradan kara deliğe düşmeye başladığınızda geri dönüşü olmayan yola girersiniz ve resimde "singularity" olarak gösterilmiş olan, yukarıda da bahsettiğim sıfır hacim ve sonsuz yoğunluk noktasına doğru çekilirsiniz.

    beyaz delik için bunun matematiksel olarak tersi demiştik. peki o zaman bir kara delikle bir beyaz deliği birleştirirsek ne elde ederiz? bunu:
    görsel
    görselin kaynağı

    bunun bir adı da einstein-rosen köprüsü. görüldüğü üzere prensip oldukça basit: bir tarafından sizi çok güçlü bir kütle çekim kuvvetiyle içine çeken bu cisim, sizi diğer taraftan aynı güçle dışarıya fırlatacak. peki bu mümkün mü?

    genel görelilik buna itiraz ediyor. bunun nedeni, cisim henüz tekilliğe doğru ilerleyip resimdeki tünele vararak beyaz deliğe geçiş yapamadan önce, kara deliğin kendi üzerine kapanacağı ve o geçidi de kapatacağı iddiası. yine genel göreliliğe göre, bir kara delikten geçerek beyaz delikten çıkabilmek için o tüneli açık tutabilmek ancak negatif enerji ile mümkündür ki genel görelilik negatif enerjinin varlığına pek sıcak bakmadığı için solucan deliklerinin varlığını da olası görmez.

    ancak kuantum fiziği aynı fikirde değildir. bildiğimiz parçacıkların zıt ikizleri olan antimadde adlı parçacıklar, negatif enerji etkisi yaratarak solucan deliğinin geçidini açık tutabilirler. bu sayede solucan deliği kendi üzerine çökmez. böylece uzay zaman içerisinde bir noktadan yola çıkıp çok daha uzak bir başka noktaya ışıktan daha önce varmak mümkün hâle gelir. elbette bu gerçeğe rağmen solucan delikleri teorik cisimler olmaya devam ediyorlar ve gözlemsel kanıtları bulunana dek de öyle kalacaklar.

  • varlığını duyduğum fakat hiç izleyemediğim şu videoda seulden ayrılırken oyuncuları tarafından uğurlanışı var şenol hocanın. 2009 yılında oradan ayrılıp trabzonsporun başına geçeceği dönem.hatta videoda da "yarın antremana çıkıcam" diyor. videoyu izleyince başkası adına gururlanmak ne demek ilk defa hissettim. 11 saatlik uçuş mesafesinde,bambaşka bir kültürde,hiç bir kelimesini anlayamadığın bir dilde tamamen takım çalışması ve doğal olarak insan odaklı bir iş yapmaya gitmişsin. geçirdiğin sürede iz bırakmış olmalısın ki futbolcuların sana saygı ve sevgisinden uğurlamaya gelmiş havaalanına. aynı dilde tek kelime diyalog kuramamış insanların üzerinde büyük bir etki bırakmış şenol hoca. onlar bile sizden çok şey öğrendik hocam diyorlar. o anda bile şenol güneş birşeyler anlatmaya,birşeyler öğretmeye çalışıyor ve bence bu sezon beşiktaş soyunma odasında da çokça çınlayacak bir cümle kuruyor; "kendinize güvenin,korkmayın.korku aklın katilidir."

    hocayı izledikçe köy enstitüleri mezunu idealist bir öğretmeni izliyormuş gibi hissediyorum. ego yok,hayatının her anını bir kelime daha öğretmeye adamak var. abartı yok,sadelik var. yaptığı işi en doğru şekilde yapmaya çalışmak var.şov yapmak yok,akıl yürütmek var. şan,şöhret yok,bilimsellik ve akılcılık var. ben yok, biz var.

    şenol güneşe saygı duymamak mümkün değil. ülkemiz için tecrübelerinden faydalanabileceğimiz renkler ve takımlar üstü bir konumda olması gerekirken ligde hala şampiyonluğu var mı yok mu diye boş tartışmalar içerisindeyiz. çok yazık.