ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
afganistan'dan 150 bin çoban getirilmesi
-
ben çalışırım lan. 5 bin tl ve insanla uğraşmayacağım bir iş.
nereye başvuruyoruz?
zorunlu edit : ülkede çoban mafyası var galiba.
mesaj kutum hep yeşil. kendimi özel hissetmedim değil hani.
hdp'nin türk bayrağı taşıması
-
hdp'nin "istanbul" mitinginde türk bayrağı taşıması olacak o başlık. türk bayrağını diyarbakır mitinginde taşımadıkları sürece parti başkanı benim için şu sözleri ile hatırlanacaktır.
başkan apo'nun heykelini dikeceğiz
kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yok. hepimiz birbirimizi biliriz.
rick and morty
-
maalesef eski tadı olmayan canımız, dizimizdir.
bunun bence iki sebebi var:
ilki, dizinin aldığı muazzam reaksiyon. düşünün; tv için bir animasyon yapıyorsunuz ve bu iş o kadar başarılı oluyor ki, hem dünya çapında meşhur oluyorsunuz hem de sizi dahi ve hatta ilah gören bir fan kitleniz oluşuyor. bu kitleden gelen yorumlar sizi elbette daha zekice ve şaşırtıcı şeyler yapmaya zorlayacak, ancak bu stres ne yazık ki yaratıcılığı baltalıyor. bölümler arası uzun vakitler olması ve bölümlerdeki esprileri, temayı, yine bölüm içinde kendi kendine eleştirmeler, bu konuda ipuçları veriyor. yazarlar, yeni şeyler bulmakta zorlanıyorlar ve bazen kendileri beğenmese bile hazır etmek zorunda hissediyorlar. meeseks'lerdeki ya da araç aküsündeki evren simülasyonundaki yaratıcılığı son sezonlarda hiç göremememizin sebebini buna bağlıyorum.
ikincisi, sıradan karakterlerin ve olayların diziden silinmesi. mr. goldenfold olsun, morty'nin okuldaki hayatı olsun, ve hatta jerry'nin beth kıskançlıkları olsun, basit ama güzel temalar sağlıyordu diziye. son sezonlarda rick ve morty sürekli bir gezegene dalıp sağa sola ateş ediyormuş hissiyatına kapılıyorum. sanki aksiyon sahneleri üzerine sürekli çalışılıyormuş gibi bir hava sezinleniyor. hatta bundan da sıkılmış olacaklar ki, aksiyonu sırf keyif için yapan rick ve morty koşturuyor ortalıkta. bir de ekstra göndermeli, karmaşıklaştırılmaya çalışılan olaylar zinciri, dizinin keyfini azaltıyor.
halbuki başarı formülümüz ilk sezonlar çok basitti:
sıradan olay (morty'nin mezuniyeti, goldenfold'un rüyası..)
+ yaratıcı tema (çoklu evrenler, zaman yolculuğu, evren simülasyonu..)
üstüne eser miktarda aksiyon ve mizah.
şimdi ise: suudiler cevaplasın bunu?! evet siyaset yapıyorum. hatta bunu eleştiremezsin çünkü ben kendi kendimi eleştirecek kadar zekiyim egosu. sen bu değilsin rick, ne olur geri dön.
hdp'li kızla yemeğe çıkacaklara tavsiyeler
-
ekmeği bölerek yemeniz avantaj sağlar
halinize şükredin avrupa bildiğiniz avrupa değil
-
doğru diyor. avrupa bildiğiniz avrupa değil. siz ne hayal ediyorsanız 10 katı daha güzelini hayal edin. öyle bir avrupa
burası patlayacak bir şey yapın
-
sakarya'da yaşanan patlamada iş güvenliği uzmanı aslı bozkurt'un ifadesinde geçen cümledir.
tam hali şu şekildedir;
"olayın olduğu gün sakarya’daydım. o bölgenin güvenli olmadığını bildiğim için fabrikaya gitmedim."
"işçilerden sürekli kendisine şikâyet geldiğini aktaran bozkurt, "işçiler bana, ‘burası patlayacak, başımıza bir şey gelecek, bir şey yapın’ diyordu. yapmış olduğum incelemeler sonucunda her şeyi iş sağlığı güvenliği kurul toplantı tutanaklarına yazmama izin verilmiyordu"
yani iş güvenliği uzmanı raporları yalan yanlış bir şekilde doldurması için çalıştığı firma tarafından mobinge uğruyor. aksi taktirde patlayan fabrika, firma ile anlaşmasını fesih ederek istediği gibi rapor dolduracak başka bir firma ile anlaşacak. bunu yapabiliyor çünkü sistem-yasalar-yönetmelikler buna müsaade ediyor. buna müsaade edenlerin* umurunda olan iki şey var; bir fabrikatörlerin* "rahatsız" olmaması, iki ab standartlarında denetim mekanizmalarının göstermelikte olsa yapılarak ilgili akreditasyonların ab kurumlarından alınması. ve maalesef tıpkı gıda kontrol görevlileri, yapı denetim firması çalışanları,çevre mühendisleri* gibi iş güvenliği uzmanları da benzer mobinglere yönetmeliklerin-kanunların yardımı ile kolayca maruz kalıyorlar. yani yediğimiz yemekler,içtiğimiz sular, oturduğumuz binalar, çalıştığımız fabrikalar, yaşadığımız doğa bizzat şirketler ve devletin işbirliği ile sadece göstermelik kontroller yapılarak önümüze sunuluyor. bize kalan ise kanser*, patlamada ölmek, doğanın talan edilmesi gibi felaketler zinciri oluyor.
haberde çok daha ilginç detaylar var. mesela emniyet müdürlüğünün denetimlerinden önceden haberleri oluyormuş. bu nedenle denetim öncesi göstermelik önlemler alıp denetimi sorunsuz geçiriyorlarmış. fabrikatörlerimizin emniyette bağlantıları olduğu iddiası yani. şaşırdık mı?
neresinden tutsan elinde kalan bir olay. allah ölenlerin ailesine sabır ve bütün bu yozlaşmışlıklara direnecek dirayet versin.
edit: suçu iş güvenliği uzmanlarına atanlar esas meseleyi kaçırıyorlar. denetim mekanizmaları şirketlerin insiyatifine bırakılacak şekilde düzenlenirse o imzaları atanlar her zaman olacaktır.
özetle yaşananlar iş kazası değildir, planlı-örgütlü cinayetlerdir.
bu ülkemize karşı yapılmış bir saldırıdır
-
oysa ben norveçli balıkçılara yapılmış saldırı olarak düşünmüştüm. bilgilendirici bir tweettir. ufkum açıldı.
alper tanga giydi mi
-
alper tanga giydi mi?
acep yenge kızdı mı?
fantezi amacın aştı mı?
imdi ilişki sallanır..
mercedes-benz türkiye'nin doğrudan satışa geçmesi
-
şimdi galericiler düşünsün