hesabın var mı? giriş yap

  • muhtemelen en büyük pişmanlığı, michael jordan'ı nike'a kaptırmak olan firma. hikaye şöyle:

    1980'li yılların başında, michael jordan hâlâ kuzey carolina üniversitesi'nde kolej basketbol oyuncusuyken, aralarında nike ve adidas'ın da bulunduğu birçok spor giyim şirketi onunla sponsorluk anlaşması yapmak için girişimlerde bulundu. o zamanlar nike, spor ayakkabı pazarında adidas'a kıyasla nispeten daha küçük bir oyuncuydu. ancak nike'ın yenilikçi yaklaşımı ve jordan için benzersiz bir ayakkabı ve kıyafet serisi yaratma isteği michael jordan'ın dikkatini çekti.

    nike'ın jordan'a attığı adım devrim niteliğindeydi. ona, daha önce yapılmış hiçbir şeye benzemeyen, artık ikonik olan air jordan serisini, kendi imzasını taşıyan ayakkabı serisini teklif ettiler. adidas ise daha geleneksel bir yaklaşıma sahipti; jordan'a tasarım sürecinde aynı düzeyde yaratıcı kontrol ve katkı sunmuyordu. michael jordan aslında adidas'la çalışmak istiyordu ancak nike'ın teklifi zamanının ötesindeydi.

    michael jordan'ın menajeri david falk, nike ile anlaşma sağlanmasında etkili oldu. jordan'da basketbolu aşacak ve kültürel bir fenomen haline gelecek bir marka yaratma potansiyelini gördü. air jordan ayakkabıları yalnızca sporcular arasında değil, aynı zamanda hayranlar ve spor ayakkabı meraklıları arasında da oldukça popüler hale geldi. nike ve michael jordan arasındaki bu ortaklık her iki taraf için de oyunun kurallarını değiştirdi.

    buna karşılık adidas, jordan'ın basketbol sahasının ötesindeki potansiyelini göremedi.
    adidas, bireysel sporcu markası oluşturmaktan ziyade takımları desteklemeye daha çok odaklanıyordu. adidas, daha geniş bir kitleye hitap edecek imza niteliğindeki bir ürün serisi yaratmak için jordan gibi karizmatik ve sıra dışı bir sporcuyla ortaklık kurmanın değerini tam olarak anlayamadı.

    sonuç olarak michael jordan, nike ile anlaşma imzaladı ve markayla olan ortaklığı, spor pazarlama tarihindeki en başarılı ve ikonik işbirliklerinden biri haline geldi. air jordan ayakkabı ve giyim serisi, jordan'ın basketbolu bırakmasından on yıllar sonra bile gelişmeye devam ediyor. adidas, tüm zamanların en iyi sporcularından biriyle kalıcı bir birliktelik kurma fırsatını kaçırdı.

    özetle adidas, michael jordan'ı nike'a kaptırdı çünkü çığır açan bir sporcu-marka ortaklığı yaratma potansiyelini fark edemediler ve ona nike'ın sunduğu düzeyde yaratıcı kontrol ve vizyoner bir yaklaşım sunmadılar.

    dailymail

  • mültecilerin sınırdışı edilmediği taktirde yakında ölümüzü dirimizi her gün birimizi silkeceğini gösteren olay.

  • bim'in 9 aylık bilançosunda gördüğümüz durum. bu kadar düşük kâr marjıyla ben olsam dükkânı kapatır giderim. küçük esnaf en az yüzde 50 koyarken koca bim'in buncacık marjla faaliyet göstermesi resmen topluma yararlı olmak için diye izah edilebilir. kapitalist sistemde bunun bir izahı olamaz.

    --- spoiler ---

    bim, 2022 yılının 3. çeyreğinde piyasa beklentisi olan 1,91 milyar tl’nin hafif altında 1,78 milyar tl net dönem kârı elde etti. böylece bu çeyrekte net kâr marjı bir önceki çeyreğe göre 0,6 puan azalarak yüzde 4,3 seviyesine geriledi. 2022 yılının ilk 9 ayında ise net kârı 4,79 milyar tl olurken, net kâr marjı yüzde 4,7 olarak gerçekleşti. bim’de ciro büyürken, brüt kar ve fvaök marjı geriledi.
    --- spoiler ---
    https://www.paramedya.com.tr/…al-kirikligi-yaratti/

  • şahsımın bu şirketlerde ortaklığı yoksa ben hiçbir şey bilmiyorum. 3-5 tane müteahhit rahat etsin diye 85 milyon köle gibi çalışıyoruz.

  • geçenlerde sevdiğim bir aile dostumuzun yanına gittim. beni bulunca da arkadaşının hukuki bir konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyip beni arkadaşına kitledi*

    abinin yanına gittim. altmışlı yaşlarda bir abi, söze eşini kaybettiğini söyleyerek başladı. o kadar rahat ve kanıksamış bir şekilde söyledi ki kendi kendime eşi öleli en az 2 sene olmuştur diye düşündüm. eşimden geriye miras kaldı, bu işi nasıl çözeriz? dedi. hemen aklımdan beynimde yerleşik olan insanların ne kadar maddiyatçı olduğuna dair fikir dizisi geçti (klasik hikaye işte ölenler ölür kalanlar mal kavgası yapar). sonra konuştukça hikaye biraz daha açıldı. abinin ve rahmetlinin çocukları olmamış. rahmetli eşin üzerine de sadece bir araba varmış. veraset ilamı almışlar tam 42 kişi rahmetlinin mirasçısıymış. abimiz de bu mirasçıların paylarını ödeyip arabayı almak istiyormuş. aklımdan arabanın değeri epey yüksek galiba başka türlü 42 kişiyle uğraşılmaz düşüncesi geçti. konuştukça arabanın da pek para etmediğini öğrendim. en sonunda "hocam yanlış anlamayın ama ben sizin yerinizde olsam bu kadar uğraşmazdım. 42 kişiden vekalet toplamak imkansız gibi bir şey. bana 50.000 lira verseler bu işle uğraşmam, zahmetine değmez ayrıca sonuç da garanti değil" dedim. kendisi sonuna kadar bu şekilde uğraşacağını belirtti. benim sunduğum alternatifleri de dinlemedi.

    sonra muhabbet biraz ilerledi. eşinin 18 yıl boyunca kanserle mücadele ettiğini, tedavisi için kolaylık olur umuduyla 3 yıl önce bu arabayı aldıklarını ve arabaya 36 bin lira verdiklerini ama eski araba olduğu için çok arıza yaptığını bir araba parası da tamir için verdiklerini, eşinin kanserle mücadelesini, cesaretini anlattı. öldüğü günü en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordu ve hikayenin sonu yaklaştıkça gözleri dolmaya ve sesi titremeye başladı.

    eşi ölünce dünyasının başına yıkıldığını, eşinin her şeyi olduğunu, eşi olmadan ne kadar eksik ve aciz kaldığını anlattı. en sonunda da "bu miras işiyle de beni biraz meşgul etsin diye uğraşıyorum, derdimden uzaklaşmak için" dedi ve insanların birbiriyle yalnızca menfaat temelli ilişkiler kuran duygusuz yaratıklar olduğuna dair ön yargım uzun bir aradan sonra yıkıldı. bu kadar ön yargılı olduğum için kendime de epey kızdım.

  • ben bu davada erkeği tutuyorum.

    adam beyninin %100'ünü kullanıp kendince bir taktik bulmuş, şansını deniyor. napsın yalnız mı ölsün bu erkekler, illa ki bir şekilde ilişki kurmak zorundalar. öyle rahatsız edici bir durum da göremedim, hayır dersin olur biter. ifşa edip etkileşim arayışına girmeye ne gerek var?

  • bunun churchill olduğuna emin miyiz? bana daha çok stalin ya da hitler gibi geldi.

    tanım: adıyamanlı bir simyacının soda, tuz ve limondan hazırladığı bir iksir.