hesabın var mı? giriş yap

  • ben bu kasetlerin bana vadettiklerine inanmayı tercih etmiştim. 1000000 oyunluk kasetin tersine doğru giderek sonlara doğru gizlenmiş, diğerleri ile aynı olmayan oyunları bulmanın hayalini kurmuştum. pazarlama mantığından habersiz olan ufak bir çocuğun hayaliydi tabi. bu kasetlerin başlı başına bir pazarlama harikası olduğunu kavramak şöyle dursun, bir de küçük çocukları sevindirmek için 512334. sıraya diğerlerine benzemeyen özel bir oyun koyacaklarını düşünecek kadar hayalperest davranmıştım. tabi zamanla jetonum düştü, anladım ki ilk 50 oyunluk sayfanın dışına çıkmak bile boşa enerji kaybı. bu nedenle kaset değiştirmeye gittiğimde bir daha 2 in 1 bile almadım. bir tane 29 in 1 kasetim vardı, ondaki 29 oyun da birbirinden farklı ve lezzetliydi. üstelik o kaset piyasada satılmıyordu, direk devre halindeydi ve en güzel oyunların bir toplamasıydı. contra’sıdır, ninja mario’sudur hep sayesinde öğrenmiştim. o zamanlar alıştırmışlardı işte bizi kâr mantığı ile üretilmiş ürünler yerine korsan almaya. kim bilir her 10 oyundan birinin tank olduğunu keşfeden kaç çocuk kaseti satan adama küfretmiştir. işte bir nesil de böyle öğrendi hayatın gerçeklerini.

  • aradan geçen üç hafta sonunda, protestolar bitmeyince ve devlet mekanizmaları da desteğini çekince başkan evo morales başkanlıktan istifa ettiğini açıkladı bugün. daha önce de (bkz: #97125691) numaralı girdimde izah ettiğim üzere bu morales'in katıldığı ve seçildiği üstüste dördüncü seçim. kendisi 2009 yılında iki dönem kuralı getirmişti ama 2016 yılında bir referandum yaparak kendi getirdiği süre kısıtlamasını kaldırmak istedi. ancak halk, küçük bir farkla da olsa (yüzde 51,5) bu hamleye karşı geldi ve referandumda yenildi. bunun üzerine yüksek mahkemeden kendi lehine karar çıkartıp bu seneki seçimlere katıldı.

    muhalefetin hakkını yememek gerek. sonuna kadar direnç gösterdiler ve seçim sonuçlarını tanımadılar. hükümet tarafı ne kadar kışkırtırsa kışkırtsın kitlesel şiddet olayları yaşanmadı (evet 3 kişi hayatını kaybetti ama hem tekil olaylardı hem de hükümetin ortamı kızıştırıp kendini haklı çıkarma çabalarının bir ürünüydü). bu olaylar sırasında iyice köşeye sıkışan evo morales, kendi kalesi olan cochabamba kantonuna çekilmişti ve başkanlıktan vazgeçmeyeceğini söyleyerek muhalif protestoları yasadışı ilan etmişti.

    ancak zaman içerisinde önce polis teşkilatı kendisine olan desteğini çekti. hatta öyle ki görev yerlerini (başkentteki başkanlık saray muhafızlığı dahil) terkettiler. daha sonra ordu bir açıklama yaparak, görevlerini terk eden polislere karşı bir eylem planlarının olmadığını ama siyasi krize bir çözüm bulunmasını yoksa işlerin daha da karışacağı uyarısında bulundu. ordudan gelen bu uyarı, 'darbe mi geliyor?' endişelerine yol açsa da muhalefet bir darbe istemediğini, mücadelenin demokrasi için yürütüldüğünü deklare etti. başta amerika devletler topluluğu (adt - ya da ispanyolcası ile organizacion de los estados americanos) olmak üzere uluslararası toplum da seçimlerin yenilenmesi ve bir askeri girişim olmaması için uyarılarda bulundu.

    evo morales, bu baskılar gelince önce seçimlerin yenileneceğini söylese de muhalefet ikna olmadı ve istifa edip çekilmesi yönündeki baskılara devam etti. devlet içerisinde de destekçisi kalmayan morales, direnmenin mantıksızlığını kavramış olacak ki bugün itibariyle istifa ettiğini ve seçimlerin yenileneceğini deklare etti. ancak yenilenecek olan seçimlere katılıp katılmayacağı henüz net değil (muhalefetin morales'in tekrar edilecek seçimlere katılmasını kabul edeceğini zannetmiyorum). şimdi asıl merak edilen husus morales'in geleceğinin ne olacağı. ülkeyi terk edecek mi yoksa yargı önüne mi çıkarılacak, bekleyip göreceğiz.

    şimdilik bu kadar, gelişmeler oldukça aktarmaya, eklemeler çıkarmalar hatta gerekirse yeni girdiler yazmaya devam edeceğim.

    tema: latin amerika tarihi

  • başlığı tam toparlayamasam da içerikte toparlıycam. burda kastettiğim genellikle devlet kurumları tarafından alınan haksız paralardır. bunlar kanunen legaldir ama vicdanen haksız alınan paralardır.

    - misal, motosikletlerden alınan köprü ve otoyol ücretleri. bunlar otomobillerle aynıdır ancak bir motosiklet bir otomobilin 4 te biri kadar yer kaplar. otoyola verdiği hasar da diğer motorlu araçlara göre çok daha azdır. buna rağmen devlet baba keser hesabı, ödetir paşa paşa otomobil geçiş parası kadar parayı.

    - yurt dışı çıkış harcı da buna örnektir. devletin, "sen yurt dışına çıkıyorsan sende para çoktur, az da bize ver hele" demesidir. hesapta legaldir ama haksızlıktır.

    - beynelmilel ehliyet mevzusu var örneğin. ingiltere'de 5.5 pound'a alınan belge, yurdumuzda turing kurumuna verilen yetki nedeniyle sadece o kurumdan verilebilmekte ve bunun için de 415 tl alınmaktadır.

    - pasaport bedeli de benzer şekildedir. avrupa birliği ülkelerinin, nerdeyse tüm dünyayı vizesiz gezmeye yarayan kıymetli pasaportları kuş kadar bedelle halka verilirken bizim her yere vize almamızı gerektiren pasaportumuz için 400-500 lira paralar alınmaktadır.

    bunları daha sayayım desem sayfalar dolar. hesapta hepsi legaldir bu masrafların ancak vicdanlara sığmayan, mantığı olmayan, ucubik paralardır bunlar. gün gelir de ödemeyiz inşallah bunları.

  • 19 yıl önce "bu fakirin bir nikah yüzüğü var" diyerek iktidara gelen "zengin olursam bilin ki haram yemişimdir" diyen erdoğan şu an 1500 odalı sarayında lüks içinde yaşıyor.

  • kendisine dair şöyle bir gözlemim var. bugün sabah ofise gelen gazeteleri okurken hürriyet gazetesi çılgın makinist faciası diye bir başlık atıp olayı doğrudan makiniste bağlamıştır. wall street journal ise demiryolu müfettişleri ile röportaj yapıp olasılıkları sıralamış ve sorumlunun trendeki karakutunun incelenmesinden sonra belirleneceğini söylemiştir. görünen o ki türk medyasındaki sorumluyu atama mekanizması yurtiçi, yurtdışı ayırt etmiyor. buradan kendilerine sesleniyorum ispanyadaki haberi bari tarafsız, infazsız verin de gazeteye benzeyin.

  • araştırmanın kısmen de olsa bir geçerliliği varsa eğer bunun sebebi, virüsün sigara içenlerin ciğerlerinde tutunacak bir dal, içine sızıp çoğalacak doğru düzgün bir hücre bulamamasından kaynaklıdır.

    bu iyi midir, kötü müdür siz karar verin artık.

  • bugun kilo verme ile alakali inanilmaz bir deneyim yasadim. sirtimda 2 adet canta, 2 notebook, external diskler, elimde iki adet kitap dolu torba ile evden iceri girdim ve girerken acaba su an kac kilo cekiyorum diye sacma ama sonucunun boyle olacagini tahmin etmedigim bir soru isareti belirdi.

    ciktim tartinin ustune, tam 105 kilo cekiyordum. eski kilomdu, vermeye basladigimda uzun suredir 105'tim ve 2013'un mayis ayinda kendi capimda kilo verme denemelerine baslamistim. esimle gulduk ettik, eglendik ancak tartidan inip, elim ve sirtimdakileri bir kenara biraktigimda kafamda simsekler cakti. bi dk lan dedim, su an tam 15 kilo daha azdim 105'ten. elim ve sirtimdakiler 15 kilo, ben 90 kiloydum ve ciddi agirlardi. 15 kilo vermeden evvel ayaklarima ne tasittigimi ve kilo verme ile alakali inanilmaz bir terapi ile karsi karsiya oldugumu farkettim. evet bu resmen bir terapiydi.

    halen bir 10 kilo daha fazlam var, vermem lazim. ıdeal kilom 80 civari ve ben su andan itibaren cok daha motive bir sekilde vermek icin elimden geleni yapmaya hazir hissediyorum kendimi!

    tanim: enfes birsey, siz de fazlaliklarinizi verin, kurtulun!