hesabın var mı? giriş yap

  • acun ile çalışan çoğu kişinin aile düzeninin bozulması ve boşanmaları tesadüf olabilir mi?

  • skor oynayanlar 6-1 oynasın. 7+ olması kuvvetle muhtemel.
    di maria ve veratti oynamıyormuş bildiğim kadarıyla.
    barcelona'nın bu tarz geri dönüşlerini çok gördük.
    o yüzden 5 atarlarsa kimse şaşırmasın.

  • teşhisi koyana "tutma o zaman bana mı tutuyorsun ?" karşılığını vereceğim var olmayan hastalık.

    hem sen bunu nefsini terbiye etmek için yapmıyor musun abi ? aç kalmak için değil açı anlamak için yapmıyor musun ? e o açların önünde her gün milyonlar tıkınıyor, sen daha 2 yudum su içen adama katlanamıyorsun ama ?

    bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ?

    otobüste su içmezse ölecek ateist hastalığı yoktur, orucunu bireysel olarak tutamayan, orucun amacını kavrayamamış insan hastalığı vardır. geçen sene sokakta su içti diye iki kızın dayak yemesi bu hastalığa bir örnektir.

  • bilim-kurgu dizilerinin şahıdır. belki de dünya üzerinde şimdiye kadar çekilmiş en iyi dizilerden birisidir. stargate sg-1 tamamen bambaşka bir gerçeklik sunar. sizi gerçek dünyadan uzaklaştırıp ya da yakınlaştırarak- burada hangisinin doğru olduğunu bilemedim-, alternatif bir gerçekliğin kapılarını açar. sosyoloji, dinler tarihi, mitler, iskandinav efsaneleri, fizik, uzay gibi kavramları farkına bile varmadan size yavaş yavaş zerketmeye başlar. uzaylıların gerçek olduğu ve evrende bir savaşın sürdüğünü anlatır aslında temel anlamda. iyi ve kötünün savaşıdır bu elbette. bilmediğimiz fizik kanunlarını bize anlatır ve "hım evet bu da böylemiş demek ki" dememizi sağlar. alternatif bir gerçeklik sağladığı için dünya üzerinde yaşanmış ya da mitlerde yaşanmış kavramlar orada bir gerçeklik halini alır. sizi yavaş yavaş sarıp sarmalamaya başlar. asgard ın ne olduğunu öğrenirsiniz, furlingsler ve nox dan haberiniz olur. ittifakın son ve bize en yakın üyesi olan kadimleri keşfedersiniz. evrende bizim bilmediğimiz farklı algılayışa göre şekillenmiş teknolojiler olduğunu keşfedersiniz. her kültürün kendine ait naif özellerini daha net kavrarsınız. aslında diğerleri ile ne kadar aynı olduğumuzu görürüz. diğer ırklarla temel anlamda bir farkımız yoktur. fizyolojik farklılıklarımız iyi ve kötünün algılayış şeklini değiştirmemektedir. iyi ve kötü kavramları tüm galakside ya da evrende hemen hemen aynıdır. dinleri algılayış şekliniz bile değişir çünkü o kadar farklı inanış vardır ki evrende, bunu görmek bile şaşırtıcı olabilmektedir. mısır medeniyetinin ne üzerine şekillendiğini anlarsınız ya da iskandinav mitlerindeki tanrı kavramının neye göre şekillendiğini kavrarsınız. elbette gerçek dünyada işler öyle değildir belki ama stargate evreninde işler öyle yürümektedir. siz de "hayır" demezsiniz.

    stargate in de kendine göre yasaları olduğunu anlarsınız. naquadria nın nasıl bir madde olduğunu size anlatırlar. sürekli farklı gezegenlere gidip yeni uygarlıklar keşfedilir. bazıları ile dostluklar kurulur, bazıları ise her zaman ki gibi düşmandır. stargate sg-1 yemek aralarını süsleyendir artık. o kadar fazla izlemişsinizdir ki, artık gerçeklik farklı bir algı olarak gözünüzde canlanmaktadır. stargate sg-1 ile tanışmam inanılmaz kötü bir döneme rastlamaktadır. hayata dair umutlar azalmıştır. herşey kötü gitmektedir. bir anda stargate hayatınıza girer. günlerce stargate izlenir. her bölümde yeni bir bakış açısı kazanılır. hayata dair, yaşamaya dair yeni yeni duygular filizlenmeye başlar. kopamazsınız. erteleyemezsiniz. bir anda huzur yavaş yavaş size doğru gelmektedir. stargate evreni size bambaşka kapılar açmıştır. sizi daha mutlu ve umutlu bir yere doğru sürüklemiştir. açılış müziğini dinlerken bile huzurla dolduğunuzu hissedersiniz. sizi mutlu hissettiren kavramlardan bir tanesidir stargate. stargate sg-1 biter ve stargate atlantis devam eder. daha sonra ise seriye stargate universe katılır. her dizide farklı bir şeyler yakalarsınız. brad wright diye bir adamın varlığından haberdar olursunuz. tüm fikirler aşağı yukarı bu adamdan çıkmaktadır. daha fazla detayı merak edersiniz. dünya üzerinde asgard ı seven, kadimlerin neler yaptığını merak edenin sadece siz olmadığınızı öğrenirsiniz. stargate in kendine göre bir havası vardır. dünyayı kurtarmak üzereyken bile yapılan espriler inanılmaz eğlencelidir. verilen anlık tepkiler çok gerçekcidir. tamamen gerçek bir dünyadır. bu dünyayı görmek isteyen ve bu dünyada bir süre yaşamak isteyenler için açılmış huzur kapıları gibidir. stargate gibi alternatif bir dünyanın olduğu bir gerçeklik , gerçekten yaşanılabilir olandır. o gerçekliği uzun süre yaşamak adına belli periyotlar ile bu dünyaya dönersiniz. bir daha kopmak istemeseniz de herşeyin bir sonu vardır. stargate de sonlanır ama artık eskisi kadar üzmüyordur. umutsuzluk yerine umut veriyordur. hayatı daha yaşanılabilir kıldıkları için bu evrene ne kadar teşekkür edilse ya da minnet duyulsa azdır sanırım. kötü dönemler herkes için vardır, umuda ulaşmak ise bazılarına bir dizi kadar yakındır.

  • "bu sefer olmadı zaytung, üff :((" tipi yorumları içim kaldırmıyor artık. abi her espri size komik gelecek diye yapılmıyor, hatta bazıları sinir bozucu da olabilir. bazısı kırıcı olabilir. mizah herkesi güldürecek; ama kimseyi rahatsız etmeyecek bir şey değil.

    içim şişti, yaşlı dedeler gibi yorum yapmayın artık.

  • restoran: muhitte bir kebapçı

    siparişlerde sürekli bir şeyi unutmalarına kafamın attığı bi gün bütün notların altına "emekli albay takeiteasy" yazmaya başladım.

    not: sumaklı soğanı unutmayın haaa. emekli albay takeiteasy. (getirdiler hem de en alasından salata tabağı getirdiler eşantiyon)

    sonraki notlarda işin iyice boku çıkarılır:

    not: kebabın yanında 5-6 içli köfte hediye yollayın. emekli albay takeiteasy. (oha)

    artık makaranın dozu artırılır:

    not: albayım uyuyor. zile basmayın! (ahahahah)

    hatta o gün siparişi getiren adam sormuştu, "albayım memnun mu hizmetimizden filan gibilerinden de albayın porsiyonların küçüklüğünden yakındığını belirtmeden edememiştim. sonradan çaktılar tabi mevzunun dümen olduğunu..

  • gece 2-3 maçı.. nakkaştepe'deki halısahada maç yapılmaktadır ve halısahanın hemen dibinde villalar vardır*

    -ulan skecem oynayacağın topu pas versene lan!
    -abi top iste sen de!
    sibel can: çocuklar biraz sessiz lütfen..

  • saçma sapan karşılaştırma.. mesela rus kızları mı, türk kızları mı diye sorsalar; ben, düşünmeden türk kızları derim.. çünkü düşünsem, rus kızları derim.

  • gündem malum. iş yerinde sıkıldığımda herkes gibi benim de imdadıma değişik grupların yayın organları yetişiyor bu ara. tabi ki de bunların arasında açık ara lider yine habervaktim.com.

    diğer gelişmelerde olduğu gibi erdoğan bayraktar'ın istifasını tüm gazeteler nasıl görmüş diye eğlenirken habervaktim'de karşıma bu manşet çıktı:

    chp'de bir istifa depremi daha!*

    antalya'nın merkez ilçelerinden kepez'de chp'nin belediye başkan aday adayı olan zeki başaran, eski ak partili erdal öner'in aday gösterilmesi üzerine partisinden istifa etti.

    sanırım gündemin hızına yetişemeyip delirip inzivaya çekileceğim artık. chp kepez belediye başkan aday adayı da istifa ettiyse ülke gerçekten karışmış olmalı. bakalım taraf'ta bu haberi görücek yürek var mı?

  • ramazan başladı, mesai başladı... biz de başlayalım..

    --- spoiler ---

    asıl büyük kurt olan nizamettin güvenç ilk andan hatta en başından beri polat'ın ali olduğunu biliyor. bunu çözen, çözmeye yaklaşan, çözmeye uğraşan herkesi de ortadan kaldırtıyor. hatta buna istemeden dahil olanları bile ortadan kaldırtıyor. ilk günden son güne kadar polat'ın önü hep açılıyor.

    zaten dizi açık açık o meşhurt helikopter sahasında hesaplaşma sahnesinde, görevin başarısız olduğunu bildiriyor. yani kurtlar vadisi operasyonu normalde başarısızlıkla sonuçlandı. polat normalde kendine bir ülke seçip tatile çıkmalıydı.

    yani aslan akbey ve ali candan bu işi pek kıvıramıyolar. özellikle şans gibi gözüken aslan'ın ölümünden sonra polat'ı kovalayan polise çarpan araba ve kılıç kovalarken fotosunu çekene çarpan otobüsün bir anlamı var. tapınakçılar her anı adım adım izliyorlar.

    senaryo seyirci ile top gibi oynadığı için herkes polat'ın bazen şansının yaver gittiğini ya da her adımını çok iyi atığını gösterse de aslında birileri sürekli ortamı, hataları düzeltiyor. hatta nizamettin'in baron seçimini geciktirmek için saçma salak oy vermemesi de sırf bu yüzden. bir şekilde polat'ı o koltuğa oturtmak.

    burda asıl amaç; devletin içinden gelen, devletle bağı olan birinin koltukta oturması. zira o zaman devlet konseyin çok üzerine gelmiyor zira kontrol altında tuttuklarını düşünüyorlar. polat'ın da karahanlı gibi zamanında devlete hizmet etmiş olması, onu oldukça cezbedici kılıyor.

    zaten polat dizide hiç bir zaman inanılmaz başarılı biri olarak lanse edilmiyor. millet biraz "vaay polat" kafasında olduğu için abartıyor. oysa ki ne dostu çakır'ı koruyabiliyor, ne laz ziya'nın ihanetini engelleyebiliyor, ne aslan akbey'in olası ölümünden sonrasını iyi planlıyor. hatta ikizi tilki andrei ortaya çıkınca başarısızlığı iyice ayyuka çıkıyor. kendisi kadar olanı bile yenemiyor. çeçenleri savunamıyor.

    polat'ın yegane avantajı bulunduğu ortama çok iyi ayak uyduruyor. mekana hemen ısınıyor. bunun dışında çok da aman aman bir özelliği ya da uzun vadeli plan yapabilme durumu yok. hatta karahanlıplanlarını iptal ederken onu korumaya çalışmasına rağmen adam çat diye ölüyor.

    --- spoiler ---

    sadece türkiye'de değil dünya çapında meşhur olması gereken bir dizi aslında. bu kadar grift bir senaryo yazmak da her babayiğidin harcı değil tabii. bunun yüzde 20'si kadar abd'de senaryo yazıp dizi çekince "kült" oluyor. yazık şu dizinin uyarlama senaryosunu hiç bir ülkeye satamadılar.

  • (bkz: faber castell grip)

    amk 18 lira diyorlar kalem için, uçlu kalem hem de, ucu ayrı para.
    sen yorulunca bırakıyorsun, kendi yazıyor herhalde.
    ya da bu kadar para ettiğine göre; yanlışları fark edip yazmıyor da olabilir.
    lan yoksa????

    edit: uyaranlar oldu. bu kalem çeşit çeşitmiş pahalı olana antrasit deniyormuş.
    ben sadece 2 liralık simli çiçekli kalemler aldığım için bilemedim.