hesabın var mı? giriş yap

  • hayatımın ilk duruşmasına zamanın sirkeci adliyesi'nde girdim. hakime hanım kısa sarı saçlıydı. benim ilk duruşmam, davanın son duruşmasıydı. davayı kazandım ve hakime hanım bana ödenecek yasal vekalet ücretine üst sınırdan (tarifenin üç katı) hükmetti. daha sonra bunun yerleşik uygulama olmadığını, kendisinin benim ilk duruşmam olduğunu anlayıp, destek olmak açısından yaptığını öğrendim.

    yıllar sonra praetorium nedeniyle justinianus'la tanıştık. bir gün ev ziyaretine gidip eşi nurhan hanım'la karşılaştığımda tanıdık geldi, bir kaç sorudan sonra ilk duruşmamın hakimi olduğunu farkettim, o zamanki tavrını, desteğini saygıyla andığımı söyledim. güzel bir tesadüftü.

    başınız sağolsun üstat justinianus, huzur içinde uyuyun nurhan hanım, allah rahmet eylesin.

  • ben burda 10 bin lirayı boklayanları görünce şaşırıyorum. pardon da siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? sektörde kimin ne aldığı aşağı yukarı bellidir. elbette 25 bin tl ve üzeri maaş alanlar var, anca buraya sizin gibi gelip 10 bin lira para mı yea demez. bu paranın altında da alsam üstünde de alsam gelip buraya 10 bin tl para mı yea muhabbeti yapmam. çünkü bence türkiye şartlarında "kötü" bir para değil. maaşlı çalışanların yüzde kaçı 10 bin tl üzerinde çalışıyor acaba?

    beyler uyarayım, böyle kız da düşüremezsiniz. "vaayyy errrrkeğe bak 10 bin tl para mı diyor, off demek ki çok zengin" dediklerini sanıyor olamazsınız. umarım sanmıyorsunuzdur.

  • kendini sahibinden daha zeki sanan canlı.

    bir süredir kanepede uyuyakalıyorum. uyandıran da olmadığı için, sabaha kadar kanepede uyuyorum haliyle. kanepede uyumayı çok sevmekle birlikte, bir süre yatakta da yatma ihtiyacı duyuyorum. bu nedenle, alarmımı normalden 1 saat erkene kurmaya başladım. alarm çalınca kanepeden kalkıyorum, alarmı bir saat sonraya kuruyorum ve son 1 saat yatakta uyuyorum.

    bu arada, kedim de ben uyandığım için çok ısrarcı bir şekilde mama istiyor diye, onun mamasını da 1 saat önce vermeye başladım. yani kanepeden kalkıp, kediye mama verip, yatağa geçip, 1 saat daha uyuyup, sonra kalkıp işe gitmek üzere hazırlanıyorum artık.

    ilk gün durumu gözlemleyen akıllı(!) kızım, 2. gün, kanepeden kalkıp, mamasını verip, yatakta uyumaya gittiğimde tüm mamayı yemiş, 2. alarmla yataktan kalktığımda, sanki ben yeni uyanmışım, sabah mamasını hiç vermemişim gibi benden yine aynı ısrarcılıkla mama istedi. aklı sıra beni kandıracak.

    tabi ben ne yaptım, bu davranışı yüzünden onu ve zekasını takdir ettim. o gün için tekrar mama verdim.

    artık kanepeden kalkınca sabah yemesi gereken mamanın yarısını veriyorum, yataktan kalkınca da kalan yarısını.

    kimin kimi kandırdığı belli değil kısacası.

  • bazen ben de öyle düşünüyorum ama dört yaşındaki kızım kucağıma oturup sohbet etmeye, bana sarılıp öpmeye başlayınca kendimi inanılmaz huzurlu hissediyorum. özellikle yaş ilerledikçe çocuklarımın yanında olmak psikolojimi düzeltiyor. iş stresinden kurtuluyorum ve eğer çocuklarımla yeteri kadar zaman geçirmişsem daha huzurlu ve derin bir uyku uyuyorum. kısacası çocuklarla zaman geçirmek, onlara sarılıp onlarla ten teması kurmak sanırım mutluluk hormonu salgılıyor ve psikolojime inanılmaz iyi geliyor. yaz tatillerinde eşim ailesinin yanına çocuklarla tatile gittiğinde bazen ben işlerden dolayı gidemiyorum. böyle zamanlarda daha özgür olsam da, daha az yorulsam da resmen depresyona giriyorum.

    edit:
    tanım: olmayan durum. bazı şeyler değişiyor sadece ve çocuklar mutluluk kaynağıdır.

    edit 2: bugün gördüğüm bir paylaşım tam da benim söylediğimi doğruluyor
    https://twitter.com/…tatus/1324413337497706503?s=21

  • yoğurda ekmek doğrayıp yiyin. evleninceye kadar böyle idare edin. evlendiğinizde eşiniz doğrar ekmeği.