hesabın var mı? giriş yap

  • al sana kapı gibi algı oyunu. metroyu chp'li belediye yapınca olmaz tabii. ulaştırma bakanlığının u'su olacak ki hükümet yapmış gibi görünsün.

    akılları bu tarz alavereye iyi çalışıyor.

  • bence herkesin matematiğe veda ettiği bir an var. kimi ilk x’i, y’i gördüğünde, kimi ilk türevleri gördüğünde çekip gidiyo. benim matematiği anlamadığımı iliklerime kadar anladığım an ilkokul 1.sınıfta 7'şerli çarpım tablosuna geldiğimiz andı hala antipatiğimdir bu dangalak 7'li tabloya. 8x7 bilirdim, söyledim ama 7x8 de ne oluysa kitlenir mala bağlardım

  • --- spoiler ---

    başlık: beyler ülkeyi ecevitte kaydeden var mı

    entry: beyler diyorum ki ülkenin boku çıktı. önceki bölümlerde kaydeden varsa oradan başlatalım. ben ecevit'te kaydetmiştim ama gül ün başbakan olduğu zaman yanlışlıkla üstüne yazmışım.

    çok da parlak değil ama ecevit bölümüne ait kaydı olan oradan başlatabilir mi? oradan 3 kasım 2002 seçimlerinde cem uzana kastırıyoruz. yüzde yedi küsürdü, onu kastırıp yüzde yirmi yirmibeşe çekersek bu iş tamamdır.
    --- spoiler ---

    olm lksjdlkadaklsd

  • bu tip şeyleri görüp çok üzülenleri rahatlatmak için:

    1) dünyayı olduğundan kötü gösteren bir yöntem bu. gerçek örneklemi göremiyoruz. belki 100 kişinin 50'si saydı bir şeyler. haberciliğin kendisi, hikayeyi şekillendiriyor. ("evlilik programları izlemeyenler kolayca kitap ismi sayarken, diğerleri sayamıyor").

    2) diğerleri de demiş, benim başıma da geldi: yüzüme mikrofon tutulunca araba farına tutulmuş geyik gibi kalakaldım. lan nickimi söylesem zaten üç dünya klasiği eder ama olmuyor o anda. zaten çoğu klasiği okuyalı bilmem kaç sene oldu. bugün okuma diyetimin kaçta kaçı klasik? sıfır.

    *

    yalnız şu son noktadan yanlış bir yerlere varmamak lazım. yani bugün her okumayı internetten yapıyoruz diye, "roman gereksiz olabilir" denilmiş mesela. roman okumak bu çağda niye gerekli diye bir düşünüyorum. cevabı, eskilerin tv yerine radyo dinlemesine benziyor.

    radyo dinlerken, aktif olarak bir dünya hayal edersiniz. bu hayalin büyük kısmı gözünüzde canlandırma kısmıdır, yani görme ile alakalı. zaten beynin de önemli bir kısmı görmeye ayrılmış (korteks'in %30'u. dokunma hissi için sadece %8'i, duyma hissi içinse %3'ü).

    o canlandırma kısmı efor ister, beynin diğer kısımlarını da işin içine katar. seçimler yaparsınız, "şu da olsun bu sahnede" diye. bu zevkli bir şey.

    ben halihazırda bu yeteneği kaybettiğimi düşünüyorum. tv'de bu dünyalar zaten hazır geliyor. internet + cep telefonu kombosunda hayli hayli hazır. aktif olarak hayal kuracağım hiç bir alan kalmadı. tuvalette bile video izliyorum artık. eskiden tuvalette boktan boktan hayaller kurardım ne güzel.

    roman okumak, bu hayal yeteneğini, bu oyun alanını korumaya yarar. ben bu hayal işini podcastlerle ve audiobooklarla da pek yapamıyorum (ikisini de çok dinlememe rağmen). yani onları bilgi için dinliyorum ama dünyanın içine girmek (immersion) zor oluyor.

    oysa kindle aldım bir tane, onunla kanepeye uzanıp siyah beyaz okuyunca aynı kitabı, kafam başka bir moda geçiyor. beynin o kısmını da arada sırada çalıştırmak lazım.

  • allah aşkına bu ne ya :)

    millet öyle bi yazmış ki sanırsın hepsi afganistanda uyandı :)

    askerlikte ilk sabah azıcık kafanı çalıştıracaksın. ortalama zekalı bir erkek gibi davranırsan tuvalette sıra bekler, tıraş olurken lavabo paylaşır, yüzünü yıkayamadan ictimaya çıkarsın.

    gece yatmadan önce uzun dönemlere2 kritik soru soracaksın:
    1. sabah kalkış saati kaç?
    2. tuvalet nerede?

    gerekli cevapları aldıktan sonra kolundaki casio f-91w saatininin alarmını "koğuş kalk" saatinden yarım saat önceye kurar; temiz tuvalete sıçar; boş lavaboda tıraş olursun.

    sonra diğer ortalama zekalılar bunlarla uğraşırken boş koğuşta yayıla yayıla giyinip, temiz hava almak için dışarı çıkarsın.

    olay budur askerlikte ilk sabah.

  • --- spoiler ---

    zeki demirkubuz ve nuri bilge ceylan'dan bahsettikten sonra, gıcırtılı bir şekilde kapı açılıyor(demirkubuz'un tüm filmlerinde neredeyse), sonra elma yuvarlanıyor içeri. (nbc- bir zamanlar anadolu'da)
    --- spoiler ---

  • saruman: alo? ha anne naber.
    deniz the brutal: iyiyim bak kuzenin baba olacak bi ara tebrik et.
    s: ha? ne zaman ?
    dtb: karısı bir aylık hamileymiş.
    s: e doğursun ederiz daha kutlanacak bişi yok ki?
    dtb: oğlum saçmalama ara çabuk.
    s: iyi iyi. lan ne diyces ki şimdi herife?

    kuzen: alo
    s: alo naber kuzen?
    k: iyilik senden, nası gidiyo
    s: iyi iyi ya şey diycektim...
    k: ne?
    s: eeeaa komuşun çocuğu..?
    k: ???!!!!

  • duyduğu zaman insanı üzen bir söylem... kardeş biraz daha sabret. daha dün ekonomi bakanımız söyledi. 2,5 milyon kişiyi işe alacaklarmış. ayrıca şubat ocaktan iyi. mart da şubattan iyi olacak. nisan üçünden iyi mayıs alayına haziran hepsine... sonra hepsi bize...

  • sabah sabah güldüren ve endişelendiren yurdum insanı. habere gördüğüm en güzel yorum ;

    yamtar kurtbaş (tüm yorumları) 22.07.2009 10:52:03
    damacana aktif mi yoksa pasif durumdamıymış?