hesabın var mı? giriş yap

  • gereksizdir. mademki türkiye'de yaşıyorsun. temel kavramları anlayacak ve konuşabilecek kadar türkçe'yi de bir zahmet öğren. eğer, ''diyarbakır''dan istanbul'a uçakla gelecek kadar da türkçe bilmiyorsan, bu ülkenin vatandaşı değil. ancak, turisti olabilirsin.

  • devlet tiyatrolarında izlenen bir oyundur.

    oyunun adı çok önemli değil. oyunlar genel olarak kaliteli. indirimli olarak 6.00 tl'ye alınan bilet ile gerçekten çok iyi oyunlar izleniyor. kaldı ki balkon vs. gibi kategorilerde alınırsa bilet fiyatı 4.00 tl'ye kadar düşüyor.

    sinema biletlerindeki fahiş rakamları da göz önüne alırsak devlet tiyatrolarında izlenen oyunlar parasına mutlaka değiyor.

  • mutlaka uyanmak zorunda olup da diğer yöntemlerle uyanamayanlar için son çare:

    ana malzemeler:

    1 adet müzik çalar (alarmlı olmalı)
    2 adet speaker (üzerinde on-off tuşu olmamalı bu çok önemli)
    1 adet uzatma kablosu (ses sistemi için)
    1 adet vazo (dirsek boyunda)
    1-2 lt renkli sıvı (puding kıvamında ve kolay temizlenen)

    uygulama:

    uyanmak istenen saatten 15 dk öncesine alarm kurulur. tercihen nefret edilen bi şarkı çalması için ayarlanır. müzik çalar yatılan odadan başka bir odada olmalıdır. uzatma kablosuyla speakerlar yan odadan yatağın başucuna kadar getirilir. zamanı geldiğinde alarmın çalacağından emin olarak ikinci aşamaya geçilir. renkli sıvımız vazoya doldurulur, uyku semesi dökülmeyecek bir yere konur. odanın kapısı kitlenir ve anahtarlar vazoya atılır, gönül rahatlığıyla yatılır. sabah ev ismail yk ile inlerken uyanılır. acilen müziği kapatmak için kapıdan çıkmaya çalışılır ama o da ne? kapı kilitli! hemen göze daha önce orada olmayan abidik vazo çarpar. her şey netleşir. kollar sıvanır, iğrenç bi yüz ifadesiyle anahtar çıkarılır, kapı açılır, müzik kapatılır. eli-kolu yıkamak farz olmuştur artık. (hatta yüzü yıkamayı garantilemek için lavabonun aynasından görülecek şekilde alına uyan, salak vs tarzı şeyler yazılabilir.) tamamen ayılan bünye güne başlamaya hazırdır. tabi böyle bir aksiyonla başlanan günden ne hayır gelir o benim sorunum değil.

  • şüphesiz ki pluton'dur. gezegenlikten çıkartmaya çalıştılar ama o çizgisini hiç bozmadı: mesafeli ve istikrarlı. yürü be pluton!

  • tatil dediğimiz şeyin bir rahatlama, huzur bulma ortamı olması gerekmiyor muydu? kakuma mülteci kampında hayatının değişmesini bekleyen sudanlı gibi yerde yatarak tatil mi olur amk?

  • annesi ve babasi paris seyahatinde otelde kalacaklar,babasi ucuz bir otel istiyor sadece konaklayacagiz vs, annesi pahali bir otelde israr ediyor ve pahali otelde kaliyorlar.

    aksam odada bir findik faresi gorunce babasi soyleniyor gordun mu, simdi nasil anlaticaz bunu diye cunku sadece biraz ingilizceleri var. annesi resepsiyonu ariyor ve:

    - do you know tom and jerry diyor.
    -yes diyor resepsiyondaki
    annesi:
    -jerry is here! diyor.

    cem yilmazdaki cakmak hikayesinden sonra hakikaten bu da efsane, muthis zeka`::))`

    edit: debe de bir numara olmak da varmis,tesekkurler canlar.

    edit2: bilmeyen arkadaslar soruyor tek tek yazmak zor oldu, cakmak hikayesini cem yilmaz gosterisinde anlatir: babasinin midesinde yanma vardir ve ingiltere' de doktora giderler ama babasi midesindeki yanmayi anlatamaz. annesi bir cakmak alir ve karin bolgesine tutup yakar, gezdirmeye baslar yanmayi anlatmak icin ve anlatir. hikaye bu.

    edit3: altta yazan entry sanirim bir aciklama gerektiriyor. hikayeyi ayhan sicimoglu bostanci gosteri merkezinde bir konser sonrasi aktarmistir. olayin dogrulugu veya baska bir boyutunu bilemem,bizzat ayhan sicimoglu' ndan dinledim.

  • askerliği yaptıysanız sevinç verici, yapmadıysanız yürek dağlayan derecede hüzün verici bir durum. başıma geldiğinde yapmamıştım askerliğimi ama kız gerçekten bunu mu ima etti emin değilim. laf sokmuş da olabilir, biraz serseri manyak bir tipi vardı zaten kızın. daha sonra mekanın badigartının platonik kız arkadaşı olduğunu öğrendim. platonik diyorum çünkü çocuk buna hiç açılmamış. o gün beni hırpalarken anlamış kız, çocuğun buna hisleri olduğunu. evlendilerse de hakkımı helal etmiyorum. benim katkım büyük oldu ilişkiye ama bir nikah şekerini çok gördüler. hiç unutmam beni kenara çekip kapıyı göstermişti aşık badigart. yani öyle kibarca "sizden mekanı terk etmenizi istemek zorundayım bayım. buyrun lütfen" şeklinde değil... "şu kapıyı görüyor musun arkadaşım?" dedi. "görüyorum abi" dedim. "seni o kapı gibi dümdüz yaparım" dedi. "kapı düz değil ki" diyerek büyük bir bok yedim. lan zaten bu badigartların "arkadaşım" demesinden korkacaksın, "arkadaşım" dedi mi bil ki kötü bir şey olacak, ya mekana almaz, ya mekandan atar. gel birlikte dans edelim arkadaşım, damın olmasa da gir tabi arkadaşım yok. "alamıyoruz arkadaşım." e nerde kaldı arkadaşlık o zaman? alamıyorsan hani arkadaşlık? hani arkadaşındım? arkadaşlık nerde? nerde dostluk? hani arkadaşlık?

  • dünyanın en saçma yolunda (ortaköy-beşiktaş arası günün saatine göre orta şeridi ortak kullanılan üç şeritli yol) "hızlı" arabası ile "hız" yaparak polis aracına kafadan çarpmış ve 1 polisin ölmesine, 1 polisin yaralanmasına neden olmuştur.
    bakalım ampulsever babası ne yapacak?
    acaba hapis yatacak mı?
    bu kaza bana sevim tanürek'in öldüğü kazayı hatırlattı.

    edit: sikayet geri cekildi ve davadan beraat etti. turkiye'de herkesin, herseyin bedeli var diye soyluyorlardi yok diyordum herseyin olamaz diye ama varmis. ruzgar cumlemize bunu kanitlatti.

    allah rahmet eylesin.
    toplumsal ahlak ve adalet duygumuzu kaybettik, basimiz sagolsun.

  • dünyanın ilk romanı olduğu kabul edilen, 1021 yılından önce japon bir kadın tarafından yazılmış, genji adındaki birisinin hayatını konu alan romandır. henüz türkçe çevirisi bulunmamaktadır. türkçe adı genji'nin hikayesi olarak çevrilebilir.

    okumak isteyenler için ;
    ingilizce
    asıl hali
    modern japonca

    hikayenin ana karakteri genji, imparatorun en sevdiği cariyesi kiritsubo’nun oğludur. koreli bir bilge, genji’nin ileride çok parlak bir kaderinin olacağını söyler ancak genji’nin annesi diğer cariyelerin oğullarının arasında yaşanan kıskançlıktan ötürü hasta olur ve ölür. imparator bu trajik ölümden ötürü bir süre kendinden geçer ancak daha sonra başka bir cariye bulur ve yeni cariyesi ona eski aşkını hatırlatır.

    sarayda genji’nin arkasında duran kimse olmadığı için imparator genji’yi saraydan gönderir ve kendisine sıradan bir birlik kurarak bu birliğin üyesi yapar. bu sırada imparatorun lady kokiden’den olan en büyük oğlu tahtın varisi seçilir.

    genji büyüdükçe çok yakışıklı ve çok yetenekli olmuştur, herkes kendisine özenir ancak tahtın varisi lady kokiden ve ailesi kendisinden korkmaktadır. romanın ilk kısmı genji’nin saraydan ayrıldıktan sonraki ilk zamanlarını ve genji’nin evliliğini, ilk oğlunun doğuşunu anlatır.

    bu sırada imparator ölür ve lady kokiden’in oğlu yönetime geçer. genji’nin bazı entrikaları skandala sebep olur ve bu sebeple kendisi başkentten kovulur, birkaç yıl suma’da yaşamak zorunda kalır. hikayenin ikinci kısmında genji eski bir devlet görevlisiyle ve onun kızı akashi ile tanışır.

    yıllar sonra genji tekrar başkente döndüğünde imparator tahttan çekilmek zorunda kalır. genji tekrar saraydaki konumuna gelebilmiştir ve akashi’nin bir kızı olmuştur. daha sonra genji uzun sayılacak bir yolculuğa çıkarak başkentten ayrıldıktan sonra kendisini koruyan, kendisine destek olan herkesin yanına giderek şükranlarını iletir. genji tekrar saraya döndüğünde üçüncü kez evlenir ve üçüncü prensesten bir erkek çocuk doğar. bu çocuk daha sonra budist din adamı olur.