hesabın var mı? giriş yap

  • saf bir asker şiddetli basur şikayetiyle revire gider ve askeri doktor tedavi eder. sonrasında gelişen ufak bir diyalog.

    - sevk aldın mı olm sen?

    + birazcık aldım komtanım...

    - ne diyorsun lan sen hayvan herif. zevk mi dedik sana sevk sevk!

    (bkz: dayak)

  • harika olmuş. kişisel marvel filmleri sıralamamda the avengers ve captain america the winter soldier'dan sonra en iyi film olarak yerini aldı.

    (fragmanlar ve cast harici spoiler içermez)

    bir defa başta rdj ve chris evans olmak üzere kadronun tamamına yakını çok iyi oyunculuk çıkarmış. tek şikayetim martin freeman'dan yana. yine klasik, nev-i şahsına münhasır jest ve mimikleriyle görüyoruz kendisini. ayrı parantezi hak eden oyuncular ise t'challa karakterine can veren chadwick boseman. t'challa'nın aksanı, gerektiği yerde olması gereken duyguyu yansıtması falan on numara. ve elbette canımız spider-man'imizi sonunda olması gerektiği gibi oynayan tom holland. spidey/peter parker'ın bu filmde henüz gençliğinin verdiği fırlamalığı ve bir yandan da neler olup bittiğine tam emin olamamaktan kaynaklanan şaşkınlık durumları çok güzeldi.

    senaryo ve kurguya gelirsek film uzun olmasına rağmen izleyiciyi pek sıkmadan, gerekli yerde aksiyonu, gerekli yerde espriyi ve gerekli yerde plot twist'i vererek tam dağılmak üzere olan konsantrasyonu yeniden toparlıyor. sanırım sadece 1 yerde hafif sıkılır gibi oldum, onun sebebi de malum sahneyi fragmanlar ve tv spot'lar ile zaten tamamen vermeleriydi. ilk kez izliyor olsam sanırım sıkılmazdım.

    salona girerken en korktuğum şey filmin bir captain america filminden ziyade avengers filmi olacağıydı, zira sinemaya giderken yolda soundtrack albümünü dinlediğimde de cap temalarından çok avengers temaları vardı ancak beklediğim gibi pek olmadı. avengers filmin çok merkezi bir noktasında bulunmasına rağmen russo kardeşler bunun bir captain america filmi olduğunu da çok iyi yansıtmış. fakat bazen filmde öyle olaylar oluyor ki "bu da yapılır abime be?!" demekten kendinizi alamıyorsunuz. yapılan team cap ve team iron man promosyonlarının bir sebebi varmış ve bu sebep sadece iki takımın birbiriyle çarpışması değil.

    filmin zayıf noktalarına gelirsek;

    bir kere kötü karakter sıkıntısı çoğu marvel filminde olduğu gibi dikkat çekiyor. daha doğrusu kötü karakter sıkıntısı değil de, baş kötünün motivasyonu diyelim. bu filmde de bu motivasyon çok ama çok zayıf kalmış.

    müzikler bu sefer pek etkili değil. iron man'deki ac/dc tonlarını zaten beklemiyordum ama en azından the avengers'ta veya captain america the winter soldier'da akılda kalan tınılar vardı. bu filmde ise aklımda kalan en ufak bir nota yok açıkçası.

    herkes aunt may'i çok beğenmiş ancak ben pek beğenmedim. bir kere marisa tomei bu karakter için biraz fazla genç gösteriyor. bunu toparlayacak bir diyalog yazmışlar aslında ama yine de ben eski, beyaz saçlı, tonton may hala'yı sevenlerdenim.

    klasik olarak filmin artı ve eksilerini listeyelerek entry'i tamamlayayım.

    artılar:

    +genel olarak senaryo
    +klasik team up filmi kafasından uzaklaşmaları
    +oyunculuklar
    +t'challa / black panther / chadwick boseman
    +malum plot twist ve sonrası
    +çizgi romanda yaşanan bazı olaylara güzel giriş yapmaları
    +havaalanı sahnesi!!!
    +spider-man / peter parker / tom holland
    +her cap. filminde olduğu gibi bunun da marvel sinema evrenini derinden etkileyecek bir film olması.

    eksiler:

    -kötü karakterin motivasyonu
    -aunt may
    -müzikler
    -fragmanlarda çok fazla sahne gösterilmiş olması
    -filmin en başındaki sahnelerden birindeki iğrenç cgi (arabalı sahne)

    filme puanım da 8,5/10

  • -alooo
    -sey,meraba.
    -kimi aramıstınız?
    -ya sizi aramıstım aslen,
    -kimsiniz siz?
    -ben sizinle tanısmak istiyorum numaramın tam tersine sahipsiniz de.
    -elimin tersiyle de tanısmak ister misin?

  • videoyu izlemeden yorum yazacaklar olacaktır, tavsiyem önce bi izlesinler. başlığı okuyunca insan haberde kendine saldırmaya çalışan köpeği kovalamaya çalışırken yanlışlıkla elindeki 30 günlük kundaklı bebeği düşüren bir anne var sanıyor, durum lakin ki öyle değildir. videoda tahminen "abe çocuum aç be bi süt parası" bilmemne diye dilenme aksesuarı olarak kullandığı çocuğu, köpeği görünce "beni yeme bunu ye" diye köpeğe atıp kaçan bir kadın var. yuh diyoruz.

  • şeytan, atını mahmuzlamış giderken don kişot bağırdı;
    -“bir dakika bekle! sana son bir soru daha soracağım; ondan sonra ne cehenneme gidersen git!”
    şeytan, atının dizginlerini çekti;
    -“sor bakalım,” dedi alaycı bir sesle, “ama lafı uzatma işim acele...”
    -“ormanda savaş naraları atanlar senin adamların mıydı?”
    -“elbette… benim adamlarım çoktur!”
    -“iyi ama mağripliler gibi ‘allah, allah!’ diye bağırıyorlardı?”
    -“ne sandın ya!.. 'şeytan, şeytan!’ diye mi bağıracaklardı?
    bizim işimiz bu: "aldatmak, daima aldatmak!”
    (cervantes - don kişot)

    din ile aldatmak, allah ile aldatmak... en kahredici aldatma biçimidir. şeytan bile allah ile aldatanlardan daha temizdir... insanoğluna en büyük zararı allah ile aldatanlar verir. allah ile aldatanlar günümüzde şeytanı emekli etti... şeytan görevini bunlara devretti...

    debe edit: teşekkür ederim...

  • -osmanlı devleti tarafından paşa ünvanı verilen ilk ve tek kadındır. tam adı emine necibe ilhami hanım sultan’dır.

    -babası damat ilhami paşa, annesi sultan abdulmecid’in kızı münire sultan’dır.
    kuzeni mısır hıdivi mehmet tevfik paşa ile evlenmiştir.

    -kendisinin bir ilk olmasını sağlayan paşa ünvanı kendisine sultan ii. abdülhamid tarafından verilmiştir.

    -i. dünya savaşında ingiltere’nin, abbas hilmi paşa’yı yani oğlunu mısır hıdivi olarak tanımadığını ilan etmesiyle mısır’dan ayrılıp istanbul’a yerleşmiştir.

    -istanbul’a yerleşince günümüzde mısır konsolosluğu olarak kullanılan yalıya yerleşir. bu yalının tarihi 1781 yılına dayanmaktadır. ii. abdülhamid tarafından kendisine hediye edilen yalıyı tekrar inşa ettirir.

    -türkiye cumhuriyetinin kuruluşunun ardından yaşadığı yalıyı devlete armağan etmeyi düşünür. ancak yazışmalarda kendisine emine valide paşa yerine bebekli emine hamım denmesi üzerine kararından vazgeçer.

    - o dönem mısır’ın diplomatik olarak kullanabileceği bir binasının olmadığını öğrenir. ölünceye kadar oturmak ve öldükten sonra av köşkünün yıkılması koşuluyla mısır hükümetine yalısını bağışlamıştır.