hesabın var mı? giriş yap

  • tetriste iyimserlerin cok sık dustugu stratejik bir hatadir.
    risk almaktir, onerilmez.

    acikta kalan bosluklari buyuk bir cubugun
    kapatacigini dusunup cubuk beklemek
    buyuk olasilikla oyunu kaybettirir.

    onun yerine bosluk sineye cekilmeli
    ve gelecek hamleler dogru oynanmaya calisilmalidir.

    ayrica bosluk icin cubuk bekleyenlerde
    gercek hayatta da bir takim mental rahatsizliklar olusur.

    misal trafikte ilerliyorsunuzdur.
    araclar kirmizi isiga dogru sagli sollu bosluklari doldururlar.
    ancak sol seritte en az 3-4 araclik bir bosluk kalir.
    cok tetris oynayan bunye bu durumdan
    korkunc rahatsiz olur ve dua etmeye baslar
    allaam nolur otobus gelsin o boslugu doldursun.
    sonra mucize gerceklesir.
    sol seritten upuzun bir otobus gelir boslugu doldurur.
    hayatta da bonus kazanilmis olur.

  • "...bu ülkenin en az paraya en sevilen karakterini oynamış oyunculardanım..."

    samanyolu tv dizilerinde oynayan kimsenin tanımadığı biri iken, kendisine dizide rol verip tanınmasını sağlamış gülse birsel'e büyük terbiyesizlik yapmış.

    ki eylem rolüyle aldığı aylık ücret de bugünün parasıyla 60 bin tl'ye denk geliyor.

    sonra vasfiye teyze tutunca aldığı ücret iki katına çıkarılıyor. vasfiye teyze olarak oynadığı mediamarkt reklamından 600 bin dolar kazanıp 2014 yılında istanbul boğazındaki bebek'ten 1.5 milyon tl'ye daire alıyor.

    dizide oynadığı zamanlarda da çok mutlu olduğunu söyleyen de yine kendisi.

    sorarlarsa baget ekmeği bölüp pul biberle yutuyordum dersin, kim bilecek.

    nankör ki ne nankör.

    (bkz: yalan dünya)

    ~

    ek: haberde pürüz çıktı dense de vasfiye teyze'li reklam, izleyenlerin de hatırlayacağı gibi tv'lerde yayınlanmıştı.

  • niye ingilizler federeri tutuyor ya da çoğunluk federeri niye tutuyor diye isyan edenler bir alıcı gözüyle baksınlar adama, bu kadar mı estetik olunur, adam rönesans döneminden çıkmış gelmiş sanatını icra ediyor gibi.

  • doğru kelimeleri bulamıyorum.. belki çok yanlış bi şekilde ifade edicem ama "ibnelik" gibi bir şey baba olmak. 22 saattir babayım ve ilk kez bir erkeğe aşık oldum. oğlum benim ya..

  • öncelikle bilgileri imdb trivia kısmında bulabilirsiniz.

    filmdeki robot sahneleri bilgisayar efektleriyle üretilmek yerine canlı aksiyon olarak çekildi ve daha sonra belirli açılardan görülen robot operatörü görüntülerden temizlendi.

    filmdeki kum fırtınalarının hepsi, ki bunlar sayesinde kuraklığı hissederiz, sete kurulan dev fanlarla sağlandı.

    stephen king'in "stand" adlı romanımurph’ün kitapları arasında görülebilir. king'in kitabı, insanlığın neredeyse yok olması ve hayatta kalanların yer değiştirme ve yerleşme mücadelesi hakkındadır.

    filmin başlangıcında gösterilen ve filmin sonlarına doğru tekrar gördüğümüz belgesel tarzı röportajlarda yer alan kişiler the dust bowl’dan alınma. bu kişiler, doğal felaketin aktörleri değil gerçek kurtulanları.

    ekip, miller'ın bulunduğu gezegene inerken ranger 1'den iniş sırasında arka planda müziğin yavaşladığını duyarız. her 1,5 saniyede bir tiktak sesi duyarız. bunun sebebi bu gezegenden duyduğumuz her tiktakın dünyadaki 17 saate eşit olmasıdır. cooper ve dr. brand'in bu gezegende geçirdikleri zamanla endurance'a dönüşleri arasında geçen zaman dünya zamanıyla 23 yıl 4 saat ve 8 gün anlamına geliyor. bu, miller'ın gezegenindeki tüm görevlerinin yaklaşık 3 saat 17 dakika sürdüğü anlamına geliyor.

    kitap raflarında gösterilen kitaplar, nolan'ın kara delikler ve tekillik hakkındaki araştırmaları için okuduğu ve kullandığı gerçek kitaplardı.

    - ınterstellar’ın hikayesi 79 yaşındaki ünlü fizikçi kip thorne’un etkisiyle yazıldı. prodüksiyondan önce fizikçi kip thorne iki ana kural belirledi. bunlardan birincisi filmde temel fizik kurallarını ihlal edecek herhangi bir şeyin olmamasıydı. ikincisi ise, filmde kullanılacak olan en çılgın teoriler ve spekülasyonlar bile senaristin yaratıcı zekasına değil bilime dayanacaktı. ikili her konuda anlaşmıştı. christopher nolan bu iki kuralı uyguladı. sadece ünlü teorik fizikçi thorne, ışıktan daha hızlı seyahat etme konusunda nolan’ı iki hafta boyunca vazgeçirmeye çalıştı. thorne, ayrıca solucan deliği ve kara delik sahneleri için de filme katkılar sağladı. özel görsel efektleri hazırlayan ekibe katkılar sunan thorne, filmde gördüğüm bilimsel gerçekliği yansıtan detayların bu kadar net olmasında pay sahibi diyebiliriz.

    filmin tanıtımlarında matt damon'a yer verilmedi, gösterimlere çağrılmadı. film yayınlanana kadar bir sır gibi saklandı.

    senarist, yapımcı ve yönetmen nolan, matthew mcconaughey'in 2012 yapımı mud filmini izledi ve çok etkilendi. daha sonra da ona rolden bahsederek teklif sundu.

    matt damon'un kurtarılması gereken bir karakter oynadığı üç filmden ikincisi. birincisi er ryan'ı kurtarmak (1998) ve üçüncüsü marslı (2015) idi.

    filmin ismi flora’s letter olarak belirlenerek çekimler yapıldı. bu sahte isim seçilerek filme ilişkin gizlilik hususuna tekrar dikkat edilmişti. flora da nolan’ın kızının ismidir.

    filmin her dakikası için 980 bin dolara yakın para harcandı. 2 saat 40 dakikalık filmin yapım maliyeti 165 milyon dolar.

    - filmde profesör brand'i canlandıran michael caine ile nolan'ın 6. ortak çalışması ınterstellar oldu. bundan önce batman begins, the prestige, the dark knight, ınception ve the dark knight rises filmlerinde beraber çalışmışlardı.

    - ımdp top 250 listesine giren 7. nolan filmi ınterstellar oldu.

    - oyuncular arasında altı oscar kazanan var: matthew mcconaughey, anne hathaway, sir michael caine, ellen burstyn, casey affleck ve matt damon;

    eğer bu bilgileri video olarak izlemek ve beni desteklemek isterseniz kanalıma göz atabilirsiniz

  • hadi inşallah corona vesilesiyle şu adet diye dayatılan, görgüsüzlük ve gösteriş budalalığından ibaret allah’ın cezası işkenceyi tarihin çöplüğüne gömelim de kurtulalım.

    edit: imla

  • disney+ için çekilen ve 2,5 ay önce izleyiciyle buluşan moon knight dizisinde "ermeni soykırımı" tabiri kullanıldı, üstelik hitler ve pol pot'la birlikte. dizinin ilk bölümünde yer alan replik tam olarak şöyle:

    --- spoiler ---

    "if ammit had been freed, she would have prevented hitler, the destruction of europe, the armenian genocide, pol pot"

    "ammit serbest bırakılsaydı; hitler'i, avrupa'nın yıkılışını, ermeni soykırımını, pol pot'u önleyebilirdi"

    https://www.youtube.com/watch?v=xqmj8sqlmo8

    --- spoiler ---

    disney gibi bir şirkette taslağından yayımlanana kadar sayısız elden geçen, her ayrıntısına incelikle eğilinen bir yapımda, diziyle doğrudan ilgisi olmayan böyle bir ifadenin sehven eklenmiş olacağına inanmıyorum. bu açıkça alınmış bir tavırdır, tarafım belli olsun tutumudur.

    bununla ilgili bir sorunum yok; disney ifade özgürlüğü çerçevesinde istediği tavrı alabilir. zaten bu tavrının hiçbir değeri de yoktur. çünkü soykırım bir suçtur ve bu suçun varlığına dair karar verebilecek organlar ya o olayın yaşandığı ülkenin mahkemesi ya da yetkilendirilmiş bir uluslararası ceza mahkemesidir. bunlar dışında yapılacak bir açıklama hiçbir değer veya geçerlilik taşımaz.

    ancak bunun şöyle bir önemi vardır: disney çok kısa bir süre önce türkiye'yi soykırım suçuyla açıkça itham etmiştir ama şu anda türkiye pazarına girmeye çalışmaktadır.

    madem disney 1915 olayları için "soykırım" tabirini kullanarak bir tavır alıyor, ben de buna karşı tavır alıyorum: yayımlandığı tüm ülkelerde moon knight dizisinin ilgili kısmı diziden kalıcı olarak çıkartılmadıkça, atalarımı ve devletimi haksız yere soykırımla itham etmekte olan bir platforma ne üye olacağım, ne de üye olunmasını kimseye tavsiye edeceğim.

    senelik 280 lira benim için çok bir şey değil, disney içinse hiçbir şey ifade etmiyordur. ama maksat tarafımız belli olsun.

    ha bu arada bu platformun marka yüzü olan oyuncular da bence nasıl bir platformu temsil ettiklerini ve hangi tarafta olduklarını şöyle bir oturup sorgulamalı.

  • yıllardır o kadar ekonomik kriz geçirdik, bir tanesinin halen içinden geçiyoruz ama bu kafalar hiç değişmiyor. daha şimdi bir entry okudum ve zavallı çocuğa acıdım.

    https://i.vgy.me/jzcp3d.jpg

    yahu arkadaşım madem paran yok ne diye evlenmeye kalkıyorsun? hadi bir hata ettin evlendin, büyük bir yükümlülüğün altına girdin, bir de ne diye üzerine çocuk yapıyorsun? nerede yaşadığınızın biraz farkına varın artık. bu orta doğu ülkesinde bir sabah uyandığında %50 fakirleşmeyeceğinin garantisi yok. %50 zenginleşmeyeceğinin garantisi var ama.

    bu ülkede kenarda kendini garantiye alacak kadar parası, yatırımı, mülkü olmayan birinin evlenmesi, yuva kurması, çocuk yapması artık akıl alır bir iş değil. dediğim gibi bir sabah kalktığında cebindeki para yarı yarıya azalacak, masrafların ikiye katlanacak. üzerine belki de işsiz kalacaksın. bunun etkisini mesela 5 yıl hissetmeyecek kadar birikimin var mı? yok.

    seni ve eşini zerre umursamam da o çocuğa yazık değil mi? muhtemelen güzel bir gelecek de inşa edemeyeceksin. şimdi o çocuğu dünyaya getirerek iyilik mi yapmış oldun kötülük mü? "allah rızkını verir" salaklığından yıllarca hepimiz çok çektik. hatta bir kısım insan ömrünün yarısına geldiği halde fakir bir ailede büyüdüğü için halen çekiyor. yazıktır, artık bir orta doğu bataklığında, ekonomisi çokmüş bir ülkede yaşadığımızın farkına varalım, adımlarımızı ona göre atalım.

  • ta 2002'den bu yana bu olacaklara dair toplumu uyaran atatürkçülere tüm ülkenin özür borcu olduğunu gösteren olaylar bütününün küçük bir parçası.
    her söylenen bir bir çıktı. hala yetmez ama evet mi?