ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tesla araçların kazayı önceden fark edebilmesi
-
tesla'nın son yazılım güncellemesi ile gerçekleştirdiği olay. kesinlikle görece basit bir "takip mesafesi uyarısı" değildir.
olayın altında yatan mantık ise şöyle: tesla radar işaretini öndeki arabanın altından ya da çevresinden yansıtarak iki öndeki arabadanın konumunu buluyor (bunu yaparken radar işaretinin hangi arabadan yansıdığını ayırt etmek için de öndeki aracın mesafesini optik sensörlerle hesaplıyor).
bu şekilde hem öndeki arabanın, hem de onun önündeki arabanın mesafelerini biliyor. eğer öndeki iki arabanın çarpışmasının kaçınılmaz olduğuna karar verirse daha kaza gerçekleşmeden frene basmaya başlıyor, kaza gerçekleştikten sonra da çoktan kazaya karışmadan durmuş oluyor.
2023 yılının kaybedeni
-
türk milleti
moralsizlik+yalnızlık+düşük maaş+toplu taşıma
-
standart film başlangısı.
genelde kızımız böyle bir hayat yaşarken girer kadraja ilk.
eğer böyle devam ederse sanat
peşine seri katil falan düşmüşse gerilim
aşk kapısını çalarsa romantik
olay laboratuar ortamında / uzay üssünde vs. geçiyorsa bilimkurgu
bir anda kurt adamlar, vampirler, süper kahramanlar, cadılar çıkarsa fantastik
vs..vs..vs..
en kötü ihtimalle konuşan köpekler, sincaplar falan çıkar, o zaman izlemeyin bak.
7 mayıs 2020 döviz kuru haberlerinin yasaklanması
-
nasıl yani suriyeli kardeşlerimiz ülkesinin para biriminin tl'den daha değerli olduğunu göremeyecekler mi?
1996 yılına ait kral tv müzik ödül görüntüleri
-
20 senedir ssk örnekleri vererek bu dönemi kötüleyenler bir gidin artık.
hadi o zaman ben sayayım sizin döneminizi.
suriyeli terörist mülteciler yoktu.
ülke toprakları araplara peşkeş çekilmemişti.
tarım ve hayvancılık vardı.
samanı bile yurtdışından ithal etmiyorduk.
türk ordusuna fetöcüler doldurulmamıştı.
kiralar emekli maaşından daha yüksek değildi.
emekli ikramiyesiyle ev araba alınabiliyordu.
okullarda andımız okunuyordu.
türklük ayaklar altına alınmamıştı.
ingiltere nin çöpü satın alınmiyordu.
televizyonlarda kaynım bana atladı programları yoktu.
her yer apaçi rapçi dolu değildi.
para karşılığı vatandaşlık satılmıyordu.
devlet kurumlarını tarikatlar yönetmiyordu.
kağıt, sigara, içki fabrikaları vardı.
okulu biten gençler yurtdışına kaçmıyordu.
pkk ile gizli anlaşmalar yapılmıyordu.
cihatçı örgütler ülkede bomba patlatmıyordu.
araptaparlık yoktu.
cuma hutbelerinde atatürk e küfredilmiyordu.
üniversite bitirmenin bir değeri vardı, diplomalı kasiyerler yoktu.
edit: bana faili meçhuller demeyin; muhsin yazıcıoğlu, kaşif kozinoğlu, sinan ateş der olayı kapatırım.
cmylmz diamond elite platinum plus
-
halktan, sokaktan kopmuş diyesim geliyor ama pek çok kişi söylemiş zaten.
cem yılmaz muhtemelen hiç metrobüs'e binmemiş. hiç marmaray'la denizin dibinde kalıp yürümemiş. en son ne zaman tahtakale'de dolanmış bilmem. üç harfli marketlerden alışveriş yapmış mı hiç? kusura bakmayın ama türkiye'de sıradan hayatın son 20 yıldaki akışından pek bir detay yok artık esprilerinde. zaten kendi dar arkadaş grubu dışında kaç kişiyle gerçek ilişkiler kurabilir bunca servet ve şöhretle. sonuçta tükeniyor o kaynak da. ben 70'li, 80'li yıllar nostaljisi yüklü filmlerini de çok başarılı bulmuyorum. çünkü bende bir karşılığı yok.
ha, yaşım da cem yılmaz'a yakın bu arada. nesil farkımız yok. ama hayat apayrı yerlere sürüklemiş bizi. halbuki 90'larda ben de istiklal'de fink atıyordum. aynı mizah dergilerini okuyor, aynı barlarda içiyor, aynı sınırlı medyaya maruz kalıyorduk. her şey çok güzel olacak örneğin, ne kadar bizden, sokaktan bir filmdi. ama son izlediğim ali baba filmindeki karakterler gerçek hayattakinin kötü bir kopyasından da kötü. gülünç bile değil, acınası. halbuki sokakta çok daha komiği ve sahicisi var bunların. ama cem görmemiş ki bu evrimi. en son ne zaman nalbura, elektrikçiye, iddia bayine gitmiş? gerçi gitse bile hangi seviyede ilişki kurabilir ki?
şimdi ben yine toplu taşımadayken cem teknesiyle koyları dolanıyor. çevresinde de onlarca şakşakçı. bu saatten sonra da pek bir güncel ortak gülmecemiz olmaz herhalde.
eski esprileri, eski filmleriyle yad edelim artık. her şey için teşekkürler.
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
-
yeşil zeytini içine sokulan biber
cem küçük'ün sedat peker tweet'i
-
cem küçüktür. kibrit kutusuna rahat girer.
rakının yurt dışında tutmamasının sebebi
-
kurtarılacak bir memleketleri olmamasından kaynaklanıyordur.
tayyip coffee
-
hiç gitmeseniz bile başkalarının içtiği kahvenin ücretini ödüyor olabilirsiniz, dikkat etmek lazım.