hesabın var mı? giriş yap

  • bunu yapmaya çalışırken art arda 3 kırmızı ışıkta geçen bir gerizekalı gördüm ben.

    sabahın erken saatleri olması, kaza olmasını önledi. açıkcası arkasında olduğum için ne yapmak istediğini uzun süre anlamadım. 3. kırmızı ışığa yaklaşırken mesaj yazdığını gördüm, sonrasında gaza bastım, yetiştim ve kısa bir korna çaldım delikanlıya. "ne var amuaaaaa goyyyim?" şeklinde surat ve el hareketiyle karşılık verdi. çünkü kendisi fernando alonso'nun sol taşşağıydı ve hem mesaj yazıp hem de araç kullanabilirdi.

  • 5071tl alacak meslek grubu sokaklarda 3-4 kişi halinde dolaşacak, 4013tl alacak meslek grubu ise okullarda bir şeyler öğretmeye çalışacak.

  • çalışma bakanlığı tarafından hazırlanıp işçi cinayetlerine ilişkin patronu ve devleti aklamaya yönelik yayınlanan kamu spotu

    eskiden gizli gizli yaparladı böyle algı yaratma işlemlerini fakat artık demek istedikleri şeyi kendi kesimleri anlamaması endişesinden spotunun sonunda "iş kazası diye bir şey yoktur" yazma ihtiyacı da hissetmişler.

    gözlerimiz "fıtratında var" cümlesini aradı...

  • ankaranın merkezinde bir liseye başlıyorum. ilkokul ve ortaokulun varoş çevresinden sonra burası bir garip. ne konuşmaları anlıyorum ne tarzı. ama yine de aram iyi milletle. ayakkabı muhabbeti açılıyor adidas diyor, çeyrek boğaz yarım boğaz muhabbetleri. adidaslara gözüm takılıyor. biri nike diyor altında hava torbası var diyor yuh diyorum. ama şaşkınlık had safhada. beden dersi için spor ayakkabı alınacak. ortaokulda bile spor dersine iskarpinle çıkardık. şimdi burada olmaz annem para veriyor ben anlamam sen git al diyor. ulus'un denizciler caddesinden samanpazarına doğru gidiyorum. ulan tezgahta adidas, giriyorum abi kaç para bu 7 lira 5 lira olur mu? olur olmaz derken 5 liraya alıyorum. nasıl seviniyorum ben de yarım boğaz laflarına gireceğim, bilekleri koruyor diyeceğim. ayağımı ileriye uzatarak. okula gidiyorum ayağımda gıcır gıcır adidas. bakıyorum ne laf eden var ne soran. yine başkasının bu kez tam boğazlı bir kırmızı adiadası konu oluyor. atlıyorum yarım boğazlı adidas iyidir diyerek ayağımı kaldırıyorum. bana bakıyorlar ama ayakkabıya bakmıyorlar bile. iyi de oğlum bu adidas değil ki? nasıl değil nasıl anlaşılıyor ki? adidas'ta 3 şerit olur diyorlar sendeki 2 şerit. beynimden vurulmuşa dönmüyorum tabi ki, sadece şaşkınım, hayranlıkla inceliyorum arkadaşlarımı vay be bu kadar bilgiyi nasıl akıllarında tutuyorlar diye.

  • asıl sorun nusretin o an sahada olabilmesidir. nasıl girdi, kime kaç riyal akıttı bilen var mı?
    edit: fifa başkanı gianni infantino nusretin kankitosuymuş. insan böyle hayırlı dostlar biriktirmeli işte.

  • madem ki bir $ekilde afi$e edilmi$ bulunduk anlatalim.
    90 li yillarin baslarinda satirlarin sahibi bir "gece kalkip yemek yeme" hastaligina tutulmu$tur. oglunun gozleri onunde $i$manlamasina dayanamayan anne de her gece yatmadan mutfak masasina bir tabak meyve soyup hazirlamakta bulmu$tur cozumu.

    bir gun agizda aci bir tat ile uyanilmistir. mutfaktan annenin feryatlari gelmektedir. anne meyve soymayi unutmu$, entry sahibi de topraginin degismesi icin mutfak masasinin uzerine birakilmi$ olan 3 saksi menek$eyi yemi$ yutmu$tur.

  • iyi kahve içmek isteyenlerin önemsediği bir ilişkidir. su nitelikli kahvenizi vezir de eder rezil de. çünkü, içtiğimiz kahvenin %98’i sudan oluşuyor. yani kahvede kötü su kullanımı; düz, acı veya sirkemsi bir son fincana neden olabilir.

    öncelikle; kahve demlemek tamamen çözünmeyle (extraction) alakalı: yani öğütülmüş kahve içindeki tat ve aroma bileşenlerinin fincana aktarılması. suyun içerisindeki magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller daha iyi bir çözünmeye yardımcı olabilir. mesela magnezyum; meyvemsi ve keskin tatların, kalsiyum ise kremamsı notaların çözünmesine destek olur. bu aslında çözücü iyonların pozitif yüklü olmasıyla alakalıdır. genel olarak kahve içerisindeki tat bileşenleri negatif yüklüdür. dolayısıyla bu bileşenler minerallerin pozitif yüküne doğal olarak bağlanırlar. fakat suda gereğinden fazla mineral olması da çözünme için istenen bir durum değildir. bu minerallerin suda kalabalık olması tat bileşenleri için daha az yer anlamına gelir. dolayısıyla ihtiyacımız olan dengedir: ne çok sert su ne de çok yumuşak.

    peki bunu nasıl ölçeceğiz? burada imdada tds (total dissolved solids) yetişiyor. tds suda çözünmüş mineral, tuz, metal ve diğer katıların ölçümüdür. sca (nitelikli kahve kuruluşu) 75-250 mg/l tds aralığını tavsiye ediyor. hedef olarak ise 150 belirtilmiş.

    su sertliği ise kalsiyum, magnezyum, demir gibi bazı spesifik minerallerin yoğunluyla alakalıdır. bu mineraller ne kadar çoksa su da o kadar serttir. sca’nın sertlik önerisi ise 17-85 mg/l. hedef ise 51-68 mg/l arası.

    suyun ph değeri de önemli bir rol oynar. su eğer nötr ise ph 7.0’dır. su alkaliyse bu değer artar, asidikse düşer. su ne kadar nötrse o kadar iyidir. sca 6.5 – 7.5 arası bir su kullanımını tavsiye eder. yüksek alkali yavan bir fincana sebep olur.

    özetle; kötü suyun iyi kahvenize engel olmasına izin vermeyin. konu nitelikli kahve olunca her detay çok önemli. iyi kaliteye sahip su hem kahve kalitenizi hem de ekipmanlarınızı korur.

    not: perfect daily grind isimli sitede yayımlanmış bir makaleden faydalanılmıştır.

  • yıllar sonra ilk defa büyük bir keyifle çizgi film izlerim diye kaltım ama, lan öyle bir çizgi filmler var ki 20 dakika izledim, mevzuyu anlamadım amk? çakmaktaşlar nerde lan şerefsizler!!!11