hesabın var mı? giriş yap

  • yenikapı-hacıosman metro seferini yapan belirli bir makinistin (7.50 civarında yenikapı'dan yola çıkan treni kullanan kişi oluyor, artık sesinden tanıyoruz) her sabah hareket etmeden önce sevgi dolu bir sesle "sevgili yolcularım, hepinize çok güzel bir gün diliyorum" diye anons yapması, beş karış suratlı metro ahalisinde tebessüm oluşturması.

  • ilişki iki kişi arasında yaşanan özel bir şeydir ve başkalarını buna karıştırırsan artık senin kontrolünden çıkar. maşallah kozan ailesi evinde ne var ne yok ilişkilerinde ne oldu herkesle paylaşıyorlar. yani kozan ailesinin ağzında bakla ıslanmıyor. misal,

    esma ağlamış, üzgün bir surat ifadesiyle kapıyı çalar. anne kapıyı açar.
    - aaa esma ne işin var kızım sabah sabah.
    - hiç anne........anne
    - efendim kızım
    - anne ben birkaç gün burada kalabilir miyim?
    - tabii kalabilirsin güzel kızım benim. (yanağını okşar) da ne oldu esma neden burda kalmak istiyorsun? selim’le tartıştınız mı yoksa?
    - yok anne ya daha kötü.
    - ne oldu kızım yaa annene de mi anlatmıycaksın?(kızgın)
    - anne......selim.......bu sabah...........osurdu
    - neeee?
    - duydun işte. ben de çıktım buraya geldim.
    - aaaa. tamam kızım sen git elini yüzünü yıka ben de kahvaltıyı hazırlıyayım.

    biraz sonra yatak odası,
    - cemal kalk canım esma geldi.
    - canım kızım benim.... ama suzan neden gelmiş ki sabah sabah.
    - cemal......bu sabah selim.............osurmuş. esma da....
    - kalkmış buraya gelmiş. ah suzan ah suzan. hiç büyümüyecek senin bu kızların.....................gerçi alışkın değil bizim kızlarımız böyle şeylere. biz hiç osurmadık onların yanında.
    - cemal ne yapacağız şimdi boşanırsa bunlar.
    - ah kadınım bu kadarcık şeyden boşanılır mı?

    biraz sonra telefonda,
    - alo çiçek uyandınız mı kızım?
    (çiçekle kocası yatakta oynaşıyorlardır)
    - uyandık tabii annem benim.......anne ne oldu sabah sabah kötü bir şey mi var.
    - kızım bu gün işin var mı?
    - önemli bir işim yok anne. ne oldu anlatmıyacak mısın?
    - esma geldi bu sabah......
    - eeee kötü bir şey mi var yoksa?
    - selim osurmuş esma’nın yanında çiçek.
    - neeee.. koskoca selim arhan.
    - neyse sen gelde bir konuş kızım kardeşinle.
    - tamam anne ben birazdan ordayım.

    necati-çiçek,
    - ne olmuş hayatım kötü bir haber mi?
    - sayılır. selim esma’nın yanında osurmuş.
    - hahahahaha çiçek bu mu yani?
    - ne var necati biz alışkın değiliz böyle şeylere
    - ama hayatım ben senin yanında hep osururum.
    - (sevgiyle bakar) ben seni çok seviyorum o yüzden de....
    - yani esma selim’i çok sevmiyor mu diyorsun?
    - (kızgın) ben gidiyorum necati!

    tekrar evde,
    - anne ben dayıma yardıma gidiyorum.
    - tamam oğlum.
    - anne bir şey mi oldu?
    - yok oğlum ne olsun?(küçükler her şeyi bilmez)
    - anne.....esma ablam neden gelmiş?
    - gelemez mi oğlum burası onunda evi.
    - gelir de ağlıyordu sesini duydum ondan soruyorum.
    - oğluuumm......bu sabah selim ablanın yanında osurmuş.
    - neee....
    - evet oğlum ablan da buraya gelmiş.
    - anne ben gidiyorum akşama konuşuruz. vay terbiyesiz.....

    biraz sonra arhan’ların mutfağı,
    (suzan durgundur, dalıp dalıp gidiyordur)
    - abla neyin var bugün senin durgunsun.
    - yok bişeyim nazlı sen pirinçlerini ayıkladın mı?
    - ayıkladık ya demin beraber abla.......abla senin birşeyin var anlatmıyorsun.
    - yok birşeyim kızım sen ordan bana bir domates versene.
    - ablaaaaaa
    - tamam tamam. esma geldi bu sabah.
    - eeeee
    - selim sabah yanında osurmuş.
    - inanmıyorum abla ya selim bey.
    - evet selim bey
    - valla hiç beklemezdim abla yaaa.

    bu sırada ozan’la dayısı köfte arabasının başında,
    - ozan neyin var be dayıcım. ceylan’la kavga filan mı ettiniz?
    - yok dayı allah korusun.esma ablam gelmiş bu sabah.
    - eeee
    - selim abi....sabah ablamın yanında osurmuş.
    - eh be dayım bu mu yani sorun
    - ya dayı ya osurmuş diyorum sana.
    - bu çok normal insansal bir davranış. gel sana evlilikte osurugu siradanlastirma sureci anlatayım........

    işte böyle kozanlardan birinin evinde biri osursa* bütün herkes öğreniyor bunu.

  • ölen evladını suçlarken kendisine ve oğlunu kucağına attığı cemaat yurduna leke sürdürmediği açıklamalardır. ahiretine faydalı olmak istemiş... umarım o çocuk ahirette yakana yapışır da yaşatmadığın günlerin hesabını sorar sana...

    siyasetçisi, seçmeni, göz yuman işbirlikçisi, cemaati, şeyhi ve şarlatanı... hepiniz bir olup gençlerin hayatını çaldınız... geberip gittiğiniz gün bu ülkenin en büyük 2. milli bayramı olacak..

    daha önce yazmışım, aynen bırakıyorum:

    "misket oynayıp, bisiklete binmesi gereken çocukları ekonomist yaptınız, dersleri ile ilgilenip ilk kız/erkek arkadaşlarını edinip, sosyal ilişkileri öğrenecek gençleri hukukçu yaptınız. üniversite sınavına hazırlanacak gençleri gelecek kaygısına boğdunuz, üniversitede okuyan gençleri özgürlükleri ile sınadınız.

    gençleri ülkeden kaçıp gitmeyi düşünecek hale getirdiniz. kendinizden ve destekçilerinizden nefret ettirerek büyüttünüz.

    ülkenin bugününü çaldınız, geçmişine ihanet ettiniz, geleceğine ambargo koydunuz, peşkeş çektiniz...

    geberip gittiğiniz gün bu ülkenin en büyük 2. milli bayramı olacak..."

  • olayda bir paradoks var dikkat çeken;

    1- dağ, bayır, orman vs kayarken kesinlikle kulaklık takılı olmamalı. hele de kulaklıktan müzik yayını kesinlikle verilmemeli. sağdan soldan ne geleceği belli olmaz.

    2- kulağında kulaklık olmasa o kızımızın cenazesi vardı bugün. ayıyı gördüğü/duyduğu anda eli ayağı kaskatı kesilecek, kuvvetle muhtemel düşecekti. arkadaki ayı da amerikan boz ayısı, insanı nasıl parçalardı belli değil.

    bu nedenle felaket şanslı bir kızdır. gel gelelim yukarıdaki paradoksun içinden çıkmak da zordur.

  • bildiğin türk milletine benziyor.

    birden saldırınca taş gibi oluyor. yavaş yavaş çaktırmadan elini sokunca dibine kadar girebiliyorsun.

  • dün gece öksürük nöbetleri geçiren oğlumun, uyanmaya yakın gülümsemesi ve uyanınca gördüğü rüyayı anlatması: bir havuz varmış, suyu kırmızıymış, içine hooop diye atlamış sular fışkırmış vs vs... :)

  • arapları bu kadar seviyorsan arabistana git o zaman. burası türkiye burada türkçe konuşulur.

  • mutlu olmaya odaklanmamak,
    kendini başkalarını mutlu etmeye adamamak,
    hayır demeyi öğrenmek,
    beklentilerini minimuma indirmek...