hesabın var mı? giriş yap

  • takı merasimi esnasında damadın, kendisini tebrik eden arkadaşına; "sağ ol kardeşim! daha iyisi senin olsun." demesi.

    üstelik bunu kameraların tüm netliğiyle kaydetmiş olması ve kız tarafı, erkek tarafı hep beraber düğün kasetini izlerken gelinin babasının içinden geçirdiğini yanlışlıkla dile getirerek "araba almış sanki pezevenk! demesi.

    işte o an; damadın rezillik rekorunu, kayın pederin egale ettiği andır.

  • game of thrones'a adanmış bir eser

    reyizin piçi çıktı büyük duvara
    sarı cüce düştü karıya kumara
    haber salın ceymi denen davara
    winterfellden yola çıktı yiğitler

    yola çıkın çadırları toplayın
    atlarılan ovaları kaplayın
    drogo derler yiğit öldü ağlayın
    winterfellden yola çıktı yiğitler

    kuzeyde mavi gözlü iblis ürüdü
    winterfelli bembeyaz kar bürüdü
    reyiz öldü bir boz kurt uludu
    winterfellden yola çıktı yiğitler...

    anan vermiş öz dayına meyili
    yok nasılsa olsa zinanın delili
    cofri piçi senin günlerin sayılı
    winterfellden yola çıktı yiğitler

    ibne imiş şol lordların hepisi
    yılan imiş robert reyizin karısı
    seni bulacaam olm cofri sarısı
    winterfellden yola çıktı yiğitler

    jorah reyiz ak saçlıya boş değil
    taze dula bu yaptığı hoş değil
    gönül sevmiş,gizli sevda suç değil
    winterfellden yola çıktı yiğitler

  • -ya sen google musun?
    -neden?
    -aradığım tüm cevaplar sende de.

    (bkz: ba dum tsss)

    -ilk karıma çok benziyorsun.
    -kaç kere evlendin ki?
    -hiç!

    (bkz: ba dum tsss)

    -ikizin var mı?
    -yoo neden?
    -o halde dünyadaki en güzel kadın olmalısın.

    (bkz: ba dum tsss)

    -neyin 42 tane dişi var ve hulk'u zapt edebilir?
    -neyinmiş?
    -fermuarımın!

    (bkz: ba dum tsss)

    -hayatın nasıl?
    -iyidir, seninki?
    -ona bakıyorum şuan!

    (bkz: ba dum tsss)

    -adın katrina mı?
    -yoo neden?
    -çünkü beni kasırga gibi vurdun bebeğim!

    (bkz: ba dum tsss)

    -pardon da bana bir içki borçlusun.
    -o neden?
    -çünkü seni ilk gördüğümde benimkini üstüme döktüm!

    (bkz: ba dum tsss)

    -bir yol tarifi alabilir miyim?
    -nereye?
    -kalbine!

    (bkz: ba dum tsss)

    -telefonumda bir sorun var ya!
    -nedir?
    -içinde senin numaran yok!

    (bkz: ba dum tsss)

    -merhaba nasılsın?
    -güzel.
    -nasıl göründüğünü sormadım!

    (bkz: ba dum tsss)

    -biraz bozuk para verir misin?
    -neden?
    -annemi arayıp hayatımın kadınını buldum diyeceğim de!

    (bkz: ba dum tsss)

    -pardon benimle mi konuşuyordunuz?
    -yoo.
    -e başlayın o zaman!

    (bkz: ba dum tsss)

    -off dişim ağrıyor!
    -neden?
    -çünkü çok şekersin!

    (bkz: ba dum tsss)

  • isveç'e vergi veren türkiye ile bağı kalmamış adama yapılan yardımdır. kızının avrupa'da ölmek daha iyi tarzı bir twiti vardı. bu adamlara mı yardım ediyorsunuz şimdi? bakın her şeyi geçtim yatağa düşene kadar beklemişler üstüne isveç'ten kalkan kurtarma uçağına gitmemişler ve siz ayaklarına özel uçak gönderiyorsunuz . devletin parasını böyle çarçur edip bir de utanmadan oyun konsoluna, makyaj malzemesine vergi getiriyorsunuz. daha kendi vatandaşınıza maske dağıtamadınız ama sorsan ortamlarda büyük devletiz. aferin size.

    edit: arkadaşlar bahsettiğim olayların hepsi adamın kızının twitter hesabında var. herkese tek tek cevap veremem. bahsettiğim ilk twit çok daha önce atılmış. birkaç gün önce açılan konuda linki paylaşılmıştı daha sonra silindi. ss alan varsa paylaşabilir.

    edit2: özelden iltica konusunda çok fazla mesaj aldım. evet herkes hangi profilde insanların isveç'e iltica edebileceğini az çok biliyor. zulüm gördüklerini iddia ettikleri bir ülkeden yardım istemek de ayrı bir yüzsüzlük gerçekten.

  • acil isler dışındaki (tutukluluğun gözden geçirilmesi vs) tüm duruşmaların ertelenmiş olmasına rağmen, anlaşmalı boşanma nasil acil sayılıp, tek celsede bosanma kararı verilmiş, merak etmekteyim.
    kanun önünde herkes eşitti değil mi? yarın sıradan vatandaş denesin bakalım, boşanma davası bu kadar hızlı sonuçlanacak mı?

  • 7 aylık hamile sigarayı bi türlü bırakamamış bi arkadaşım vardı. doktorun dediği 3 tane iç bari lafını 3 tanenin zararı olmaz olarak algılamıştı zavallım.

    ha tabi bu 3 tane ile kalmadı ve içtiği sigara sayısı günde bildiğin 10'u geçmeye başladı. bi gün birlikte kontrole gittik. doktora "sizin dediğiniz 3 tane sigarayı günde 10'a çıkardı" diye şikayet ettim. doktor ultrasona aldı kızı. yak dedi bi sigara.

    yuh dedim içimden doktora bak. arkadaşım şaşırdı tabi. yak dedi doktor yak...

    yaktı arkadaşım. bak şimdi sana ne gösterecem dedi ve 3 boyutlu ultrasonda arkadaşım içine bi nefes çekerken doktor da o sırada bebeğin yüzünü zoomladı...

    ben hayatımda böyle bi irkilme böyle bir rahatsız yüz ifadesi daha önce görmedim arkadaş.

    off off!

    sigara içerken keyif alan insanlardanım. bırakmayı da düşünmedim hiç. muhtemelen de başlayacam yine sütten kesilince miniğim. şu sıralar 5 aylık hamileyim. ama bana hamileyken sigara içmeyi savunmayın, yapmayın etmeyin.

    1 sigara; en fazla 10 fırt bilemedin 15 nefes olsun. 15 nefeslik zevk için değer mi o ifade bilemedim.

    o ifadeyi unutmam mümkün mü?

    unutulur mu?

  • adam gibi senarist çıkmamasından deniliyor ancak temel sorun sanatın böyle bir iki adam tarafından bir anda peydahlanacak bir şey gibi algılanmasından kaynaklanıyor bence. sanat dediğimiz mesele bir toplumun yaşayışından, siyasi hareketlenmelerinden, toplumsal belleğinden beslenir. tabi ki bunlardan beslendiği kadar bir senarist ise edebiyat, tiyatro, bilim, felsefe ve sosyolojiden (temel olarak bilimkurgu ihtiyaçları bunlardır yoksa başka disiplinlerden de beslenebilir) beslenir. şimdi bilimkurgu senaristi yok derken geçen hafta ekşi sözlükte sosyolojinin gereksizliğinin tartışıldığını unutmayalım. herhangi bir düşünce ortamı yaratmadan birilerinin çıkıp iyi bilimkurgu yazmasını beklemek saçma olur.
    içeriğinde düşünce ve teoriyi çokça barındıran bir daldır bilimkurgu ve düşünün ki sosyal bilimleri ve felsefesi eksik ve edebiyatında da hiç doğru düzgün bilim kurgu olmayan bir ülkeden yola çıktığı zaman hem düşünce sistemini oturtması, hem toplumun hafızasına yönelik nokta atışları yapması, hem buraya ait olan bilimkurgu dilini oluşturması, hem sanat yönetmenine (makyajları vb. yapan kişiler) atıyorum bir uzaylının neye benzemesi gerektiğini göstermesi (görselimiz de yok bu konu da elbet, resimsiz bir toplumuz), hem de ilginç olması ve klişelere çokta düşmemesi gerekiyor. insanın ömrü yetmez.
    kısacası; sanatta kendi başına peydahlanan kahramanlar yoktur, olamaz ve bu kafamızdaki sanatçı tektir, doğuştan yeteneklidir fikrini yok etmemiz lazımdır. sanatçı bir toplumla yaşar, hatta sanatçı da toplumun eseridir, onun yetenekli elidir.

    edit : çokça bilimkurgu yazmaya kalkışmış ve yavaş yavaşta olsa projelerini ilerletmeye çalışan genç bir senaristin notlarıdır.

  • lise 2. sınıftayız, liselerarası satranç turnuvası yapılacakmış. okul müdürü, istiklâl marşı öncesi duyuru yapıyor;
    -arkadaşlar, liselerarası satranç turnuvası var. anlayanlar bi' el kaldırsın, sayıya göre aramızda da bir organizasyon düzenleyip takım oluşturalım.
    30-40 kişi falan el kaldırdı. bizim sınıftaki piç akın da elini kaldıranlar arasında. müdür;
    -akın yavrum sen niye elini kaldırıyorsun? biliyor musun satranç oynamayı?
    kendinden emin bir tavırla akın;
    -benim satrançta turnuva ikinciliğim var hocam.
    -iki kişi mi katılmıştınız çocuğum turnuvaya?

    tüm okul senkronize şekilde kahkaha patlattı. piç akın'ı da oraya gömdük ve evlere dağıldık.