hesabın var mı? giriş yap

  • yunanların kendilerinin helen ırkının temsilcileri olduğunu belirtmek için kendi ülkelerine verdikleri isim. dünyanın geri kalanı ise grek ırkından olduklarını düşündükleri için greece veya dile göre türevlerini kullanırlar. yunanlıların grek yerine helen mirasını sahiplenme isteğinin altında yatan grek kültürünün batı anadoluya yayılmış olması ve türkiyenin bu kültürün bir kısmını elinde bulundurmasıdır. helenler ise sadece yunanistan yarımadasındadırlar. yunanlılar kendilerini ayırmak isterler. türkler ise iyon soyundan geldikleri tezi ile bu ülkeye yunanistan demektedir. ki bu aslında bayağı bir aşağılama içerir. iyonlar tüm doğu akdenize yayılmış bir göçmen kavimdir. felsefe, demokrasi ve pek çok değerli kültür hazinesinin doğuşunu sağlayan greklerle karışmış olmalarına karşın bu çok şanlı bir tarihe sahip ırkla alakası yoktur. özetle biz iyon, onlar helen olduklarını savunur ama dünya bilir ki onlar grektir*

  • düzenli bir ordu düz bir arazide hava ve kara kuvvetleri ile üzerinize gelecekse hendek kazmazsınız. "gel burayı bombala" diye işaret fişeği yakmaktan farkı yoktur bunun. haberi yapanı da, eğer varsa hendeği kazanı da tebrik ediyorum

    tanım : kolpa haber

    edit : özelden ve umumdan "o hendekleri tanklara karşı kazıyorlar" diye yazanlar oldu

    1. türkiye suriye sınırı yüzlerce km. uzunluğunda, bizim mekanize kuvvetlerimiz istedikleri yerden girer çıkarlar. hendek kazmakla o iş olmaz.
    2. eğer mevzilendiginiz mevkiyi tanklara korumak için kazdıysanız, iyi bir de hava savunmanız ve topçu desteğiniz vardır umarım, çünkü bunlar yoksa tankları yollamadan sizi tepenizden ve uzaktan bombalarlar. parçanız kalmaz.

    1. madde için (bkz: maginot hattı)
    2. madde için (bkz: ikinci körfez savaşı)

  • elimiz bos gelmeyelim diye aldigimiz aslinda bes para etmeyecek urunler. ilk aklima gelen konya sekeri, bu kadar sacma sapan birsey olamaz. ureticisi bile hala nasil batmadik diye sasiriyordur. bir digeri afyon kaymagi, meshur diye fabrikasyona donmusler zerre kaymaga benzemiyor. peki ya o hosmerim tatlisi nedir allah askina..

  • tescilli bir aktrolün "böyle olsa ne olurdu" düşünceli kompozisyon çalışması. ikisi alman biri arap 3 kişi varsa, kendi aralarında arapça konuşan kim?

    puanım 100 üzerinden 7-8 falan. imla kurallarına falan dikkat edilmiş, o yüzden..

  • benim bu.

    sadece güzel değilim işte amk. bir de erkeğim. düşündüm de para da önemli. tamam beyler ben değilmişim, dağılabilirim.

  • swatch tarafından resmi olarak açıklanmış olan blancpain işbirliği ile üretilmiş saatlerdir. avrupa fiyatı 390 euro, türkiye fiyatı 13bin lira, dünya fiyatı 400 dolar olarak açıklandı. renkler 5 okyanustaki 5 deniz tavşanından geliyor. renkler genel olarak çok güzel ancak bir siyah opsiyonun olmaması hayal kırıklığı oldu zira saatin orijinali siyah.

    saatin teknik özelliklerine gelirsek öncelikle kasa yine bioceramic denen plastik malzeme. mekanizma swatch'un son derece iyi zaman tutan, 90 saat güç rezervi olan ve tamamen makine üretimi olan dünyanın tek saat mekanizması yani sistem 51 ile geliyor. bu sayede blancpain de hala hiç quartz mekanizmalı bir saate bulaşmamış oluyor. mekanizma okyanuslara ithafen dekore de edilmiş ki bu segment için çok fazla bir şey dekoreli mekanizma. ve ayrıca mekanizma şeffaf bir cam sayesinde görülebiliyor ki saate yeni ilgi duyanlar açısından muazzam bir şey bu. kayış bu kez nato kayış. bu çok mantıklı zira hem dayanıklı hem ucuz hem de diver saate yakışan bir kayış türü nato. cam da yine moonswatch'a göre daha iyi bir cam. bezel tek yönlü olarak 120 açıda dönüyor ve saatin fosforu da en iyisi olan superluminova. su geçirmezlik ise 50 fathoms yani 50 kulaça denk gelen 91m.

    aslında bence şekli ve kağıt üstündeki özellikleri oldukça keyifli. tasarım oldukça güzel. detaylar muazzam. şeffaf caseback, dekore edilmiş otomatik mekanizma, nato kayış, daha iyi cam, döner bezel ve superluminova fosfor çok güzel.

    gel gelelim saatin 3 adet çok büyük eksisi var. ilk olarak sistem 51'in en büyük handikapı tamir edilemiyor olması. yani bir süre sonra ister istemez saat daha kötü çalışacak ve/veya tamamen çalışmayı bırakacak. bu durumda saat olacak çöp. zaten swatch da maksimum mekanizma ömrüne 10 sene diyor. kullananlardan bilindiği üzere de 4-5 sene gibi bir süre sonunda saat artık eskisi gibi çalışmamaya başlıyor. ya çok geri kalıyor ya zembereği 90 saatin yanına bile yaklaşmıyor vs.

    swatch'un bir diğer ıskası da plastik olması. plastik bir dalış saati zaten başlı başına komik bir de kullan-at mekanizma ile birleşince okyanuslara adanmış saatlerin sürdürülebilirlik açısından durumu facia. özür diler gibi kayışı geri dönüşümlü balıkçı ağlarından yapmışlar bir de. satışa çıktığında aktivistler saldırmazsa mağazalara iyidir, o derece :)

    üçüncü handikap ise elbette fiyat. kullan at bir saat olmasa ve mekanizma tamir edilebilir ya da en azından değişebilir olsa bence blancpain etiketinden ötürü 400 dolar verilirdi ancak bu durumda çok fazla bir fiyat bu. öyle ki 50 dolar daha koyunca seiko'dan gmt mekanizmalı bir saat ya da 3 adet çelik kasalı, otomatik mekanizmalı seiko 5 alınabiliyor. yine tissot, citizen, casio gibi seçenekler bu fiyat segmentinde geliyor. hatta orient kamasu gibi çelik kasalı, 200m su geçirmezliği olan gerçek bir diver'dan 2 adet dahi alınabiliyor. artık çokça bulunan ve kişiselleştirme dahi sunabilen muazzam microbrand markaları saymıyorum bile. diyeceksiniz ki iyi ama bunların hiçbirinde saatte bir blancpain yazmayacak. doğru fakat en azından ömürlük olacaklar bu saydığım saatler. bu saatte ise saati aslında yıllık 40 ila 80 dolar gibi bir fiyata 5 ya da 10 seneliğine kiralamış gibi oluyorsunuz. ben kendi adıma güzel bir microbrand saat almayı bu durumda tercih ederim. mekanizma tamir edilebilir ya da en azından değiştirilebilir olsaydı yüksek fiyatına rağmen hiç düşünmeden bir tane almak isterdim. bu durumda ise benim için no-go.

    son olarak ekonomik durumda bence swatch bu kez omega işbirliğinin yanından geçemeyecek bir iş yaptı. mühendislikte ürün tasarlanırken 3 sac ayağı dikkate alınır: 1- ürünün dizaynı 2-fiyatı 3-teknik özellikleri ve kullanım koşulları. bu 3 özellik ne kadar dengeli olursa ürün o kadar genele hitap edip ticari başarı sağlar. burada ise dizayn başka yöne fiyat ve teknik diğer yöne bakıyor. buradaki ayrışma çok büyük. bu nedenle swatch'un marketing gücüne rağmen istenen ölçüde bir başarı beklemiyorum. zaten moonwatch başlığı ile bu başlık arasındaki ilgiden de bu anlaşılabilir diye düşünüyorum.

  • karayip yerlilerinin, gölgesinde uyuyanın bir daha uyanmayacağına inandığı ağaç. hippomane mancinella.

    sütleğengiller (euphorbiaceae) familyasındandır. boyu 3 metreden 15 metreye kadar uzanabilir. düz ve açık kahverengi bir kabuğu; uzun dalları vardır. yumurta şeklindeki yaprakları 10 santimetre uzunluğundadır ve dişli kenarlara sahiptir. küçük ve pembe çiçeklere sahiptir. elma şeklinde sarı-yeşil meyveleri vardır.

    ağaç henüz tam olarak tanımlanamamış güçlü bir toksin içerir. sütü andıran beyaz özsuyu güçlü bir alerjik dermatite, deride içi su dolu kabarcıklara neden olan forbol ve diğer cilt tahriş edici maddeleri içerir. toksin o kadar güçlüdür ki meyvelerden sıçrayan yağmur damlaları ya da çiy, deride kabarmalara sebep olabilir. yanan odundan gelen dumanı ise geçici körlüğe neden olabilmektedir.

    ismi, yaprak ve meyveleri elmayı andırdığı için ispanyolca 'küçük elma' anlamına gelen manzinella'dan türemiştir. "dünyanın en zehirli ağacı" olarak bilindiği için ispanyolca manzanilla de la muerte (küçük ölüm elması) olarak da anılmaktadır.

    guinness rekorlar kitabına girecek kadar tehlikeli sayılan ve "dünyanın en zehirli ağacı" (bkz: ölüm ağacı) olarak bilinen ağac, florida, bahama, karayipler, batı hindistan, orta amerika ve güney amerika bölgesinde ender rastlanan bir ağaç türüdür.

  • benzer şekilde, devlet memurları birbirine yılbaşı hediyesi olarak şişeyle viski alırdı. evde hala hediye şişeler duruyor.

    türkiye'de içkinin 1980'lerden (ve özellikle 1990'lardan) sonra ne kadar büyük bir problem haline getirildiğini hatırlamaya yaşı yetmeyenler bunlara şaşırıyor, halbuki içki kamusal alanda nispeten yaygın olarak bulunuyordu, görülüyordu. bugünkü gibi görünmez kılınmamıştı. gelenekler de ona göreydi o yüzden.

  • fransız arabaları, alman arabalarına rağmen kendilerine pazar bulabilme başarısına sahiptir.

    debe edit'i: hiç beklemediğim bir entry ile ilk defa debe'ye girmiş olmam bir yana, yaklaşık 14 senedir yazıyor olduğum sözlükte, en beğenilenlerimde gelmiş geçmiş en iyi olarak birinci sıraya oturmuş olması ilginçmiş gerçekten. madem öyle, güzel filmler ve şarkılar unutulmasın. #50283014 filmleri izlensin, #52593384 şarkıları dinlensin.

  • bugün siparişimden bambaşka ürünler (yaş kedi maması) çıkınca müşteri hizmetlerine canlı bağlandım. birkaç dakika içinde tekrar sipariş oluşturuldu ve mamaları sokaktaki dostlarımızla paylaşmam rica edildi. bir kez daha başka bir ülkede yaşıyormuş gibi hissettirdi. teşekkürler amazon.

  • kabe bile selde yıkılıyor neyin masalını anlatıyorsunuz.
    ayrıca buna göre doğal afette mezarı zarar gören şehitlere hakaret etmiş sayılırsınız.
    zira bu mantığa göre gerçek şehit ile kofti şehit buradan anlaşılır gibi bir sonuç çıkıyor.