ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
recep tayyip erdoğan'ın en iyi fotoğrafı
-
bir tane olmayandır.
farklı farklı kategorilerde şöyle sıralanabilir;
gülmenin bir insana yakışmadığını görmek için;
görsel
allah insanı açlıkla terbiye etmesin sözü için;
görsel
kızgın kategorisinde;
görsel
ceeee diyerek bebek güldüren kategorisinde;
görsel
duck face için;
görsel
düşünen adam profili için;
görsel
bir de bayıl istersen feriha için;
görsel
karizmatik olmaya çabaladığı ama olamadığı kategorisinde;
görsel
benim en sevdiğim;
görsel
gelecekten gelen foto, 14 mayıs'ta seçimleri kaybedince küsen kategorisinde;
görsel
edit: linki giden fotoğraflar güncellenmiştir. ilave kategoriler eklenmiştir.
şerefiniz kadar altın alın
-
“şerefimiz kadar altını piyasada bulamadık. o yüzden sizin şerefiniz kadar altın aldık” deyip 2 tane çeyrek fırlatın önlerine.
ali ağaoğlu'nun oğlunun askerlikten muaf olması
-
ali ağaoğlu'nun daha 20 yaşındaki oğlu alican ağaoğlu'nun kırgızistan trabzon fahri konsolosu olması sebebi ile askerlikten muaf olmasıdır. çünkü fahri konsoloslar askerlikten muaftır. babanızın turkiye'nin en zengin adamlarından biri olması 20 yaşında fahri konsolos olmanızla bağlantılı değildir şüphesiz. hayat zenginlere güzel. koskoca (20 yaşında) fahri konsolos ot mu yolsun askere gidip? bu işi yapacak çok fakir var bu ülkede. ne gerek var.
edit: http://www.haber61.net/news_detail.php?id=119142
burada yazıyor fahri konsolos olduğu. 4 temmuz'da olmuş. daha yeni.
ayrıca fahri konsolosların askerlikten muaf olduğu bilgisini google'dan buldum. sağlam kaynaktan doğrulayabilecek olan olursa sevinirim.
bu da öyle bi konsolosluk yok diyenlere gelsin. ağaoğlu resmi sitesinden:
http://www.agaoglu.com.tr/haber.asp?id=219
thy'nin asker sevkiyatında hosteslerin olmaması
-
thy'den konuyla ilgili ilk resmi açıklama geldi: senin ananı bacını o uçağa hostes yapsalar, zoruna gitmez mi?
m. serdar kuzuloğlu
-
kaşesinin yüklü olduğu bir etkinlikte tanışmıştım kendisiyle.
ios tabletini projektöre bağlama konusunda teknik sıkıntıları vardı, beni de etkinliği düzenleyenler bu sorunu çözebilir misin diye etkinliğin olduğu salona çağırdılar.
toplantı salonuna gittiğimde kendisine selam verdim fakat sağolsun kendisi ne dönüp kafasını kaldırdı ne de yanıt verdi; olabilir tabii, 15dk sonra başrolde olduğu bir etkinlik var ve teknik aksaklık nedeniyle gerilmiştir dedim.
otelin müdürü, teknik ekip, etkinliği düzenleyenler kendisine ne gerektiğini sorup, antalya'dan aldıralım ya da hemen uygulayalım demelerine karşın, her yardım teklifine karşı çıkıp etkinliği düzenleyenlere düzenli laf sokmakla meşguldü.
etkinliği düzenleyenler halbuki otele geldiği akşam kendisine teknik prova isteyip istemediğini sormuşlar kendisi bütün bunları asık bir suratla reddetmiş, önce odasına, sonrasında da otelin oturma alanlarının bulunduğu bahçeyi gören balkonuna çekilip kulağında kulaklığı purosunu yakmayı tercih etmişti.
yol yorgunluğu, her hafta gidilen başka bir şehir, başka etkinlik, başka yüzler, insanın bu koşuşturmada bulduğu her fırsatta yalnız kalmayı istemesi oldukça doğaldı, bana neyse.
elektronik cihazları adaptörlerle bir şeylere bağlamak, daha önce 1000 kere aynı ekipmanları kullansanız da bazı zamanlarda sıkıntılı olabilir, eşyanın/elektroniğin tabiatı. ekipmanlar özellikle adaptör ve kablolar bozulabilirler, o yüzden yedek bulundurmak bir b planına sahip olmak gerekir.
salonda teknik elemana şunu yaptınız mı, bunu uyguladınız mı diye her soru sorduğumda, serdar bey yüksek tondan 'olmuyor, olmuyor!' nidasını suratını göremediğim, sırtını izlediğim bir noktadan nasıl oluyorduysa suratıma patlatıyordu.
sunumunu başka bir ios tablete ya da mac bilgisayara aktarma tekliflerimizi red etti.
günün sonunda projektörün bağlı olduğu hdmi dağıtıcıyı pas geçip, kısa bir hdmi kabloyla adaptöre ve tablete direkt eriştik, görüntüyü aktarabilmiştik.
bunun üzerine teknik elemana bunu daha önce denediniz mi diye sorduğumda evet demiştiniz ama olabiliyormuş dediğimde, serdar bey niyeyse üfleyip püfleyip 'bunu denememiştik' diye çıkıştılar yine.
ben teşekkür ederim diyerek salondan ayrıldım.
ilk gazetecilik yıllarından bu yana yazılı ve çevrimiçi her mecradan takip ettiğim bir insanla ilk kez karşılaştığımda içine düştüğüm bu durum sanırım benim hatamdı.
sen kim köpek yüksek egoya sahip bir insana hiç bir beklenti içinde olmadan yardım etmeye çalışıyorsun ki.
29 temmuz 2015 tbmm olağanüstü toplantısı
-
oturuma başkanlık eden şafak pavey'in, kibarlığını bozmadan osman baydemir'in konuşmasını protesto eden milletvekillerine hitaben ''bu ülke sizin egolarınızdan daha değerlidir...'' diyerek noktayı koyduğu ve tansiyonu oldukça yüksek olan olağanüstü toplantı. helal.
boğazın buz tutması
-
yetkili agizlardan bilgi aktaralim:
bakin konuyla ilgili istanbul üniversitesi deniz bilimleri enstitüsü öğretim üyesi doç. dr. cem gazioğlu ne diyor:
“bizim bulunduğumuz enlemde o şartların oluşması mümkün değil. deniz suyu sıcaklığı -4’e düşse bile çok ince bir zar şeklinde donar. komple sistemin dibe kadar donması mümkün değil. bizim bölgemizdeki hava sıcaklığının kuzey buz denizi’ndeki seviyeye gelmesi mümkün olmadığından dolayı istanbul boğazı’nda donma olayı gerçekleşmez.
çünkü kuzey buz denizi ve civarında hava sıcaklığı -45, deniz suyu sıcaklığı ise -10’larda seyrediyor. boğaz suyunun donma sürecinin başladığı -4 derecenin altına inmesi için istanbul’daki hava sıcaklığının -25 derece olarak ölçülmesi gerekiyor.”
meteoroloji yüksek mühendisi gökhan abur’a ne diyor peki;
"istanbul son yüz yılda kandilli kayıtlarına göre -13,8, meteoroloji bölge müdürlüğü’ne göre -16 dereceyi gördü. termometreler -20’leri henüz kaydetmedi. 1900’lerden önce hava sıcaklığının -25’lere kadar düşüp düşmediği bilinmiyor; ama bilim adamları düşmediği görüşünde."
türk deniz araştırmaları vakfı başkanı prof. dr. bayram öztürk ise, boğaz’ın donması için 15 gün boyunca aralıksız kar yağmasının gerekli olduğunu, boğaz’daki 1,5 metrelik dalgaboyu ve poyraz nedeniyle donmanın mümkün olmadığını söylüyor.
peki bu fotograf ne?
http://img415.imageshack.us/…057/1954boaz2lr6go.jpg
1954 yilinda cekildigi iddia edilen bu fotograf aslinda tuna nehri'nden gelip karadeniz uzerinden bogaza yonelen buz parcalarinin olusturdugu bi goruntu. gordugunuz gibi vapurlar ve gemiler calismaya devam ediyor. cunku sadece suyun uzerinde buz parcalari yuzuyor. insanlar ise, kiyidaki birikmis buzlarin uzerinde duruyor. karsiya gecme olayi falan da yok.
dedelerimiz iyi kekliyor bizi...
iş çıkışı spora giden insan
-
her şeyi geçtim, türkiye şartlarında işi olduğu için bile tebrik edilmesi gereken insandır. gerçi ''türkiye'deki iş şartlarında azıcık paraya çalışmaya tahammül edebildiği için'' tebrik etmek daha doğru olur sanırım.
türkiye'nin en iyi müzik grubu
-
"sadece 1 kere mfö denmiş olması sözlüğün aktif kullanıcılarının yaş ortalamasının 30 altı olduğunun ispatı gibidir." diyenler için inanılmaz bir haberim var!
bazılarımız başlıkta arayıp, hali hazırda yazılmış olanı tekrar yazmamak gibi çok acayip bir şey yapıyoruz. ben de inanamıyorum ama nedense oluyor yani.
adetullah: (bkz: mfö) diyeyim bari
polisi sevmeyip sıkışık bir anda 155'i aramak
-
halkı sevmeyip vergisini maaş olarak harcamak ile aynı mantıktadır.