hesabın var mı? giriş yap

  • hello greece!

    i am from turkey! my name is mustafa, in other words, moustapha!

    i hope that pease may be in the world. like atatürk said. (he did not step over greek flagg)

    ok, no more mister nice guy... i have home in istanbul. (in other words, konstantine). if you like to try turkish food like imambayıldı (in other words, imambayıldıkis), you can contact me... i have big house near taksim. (30 km... it is beylikdüzü).

    thanks and kalimera!!!!!!!

    mustafa

  • “nezaketsizlik kötüdür. insanlar artık böyle oldu. yapmayın, haddiniz olmayan cümleler kurmayın.” özetli bir dizi cümle haykırmış instagram’dan habere göre.

    birkaç sene önce kendisi ile tanışmam tesadüfen bir yazlık yerde oldu. adamın biri dünyada tek bir ürün yapıyor. bergüzar korel, bugün şikayet ettiği hadsizlik ve nezaketsizliğin alası bir yaklaşımla bunu dakikalarca sorguladı. ben de dükkanın dışındayım, sıra bana gelsin diye bekliyorum. o nedenle, her anına şahit oldum.

    merak edebilirsin, soru sorabilirsin, anlamaya çalışabilirsin. adamın ilgili insanlara ince ince anlattığına ben şahidim. yaptığını tutkuyla anlatan adamın tüm sakinliğiyle susup karşısında olan biteni izlediğini gördüm. karşısındaki bu kadın “nasıl tek yeaaaniiiaaa?” gibi cümleler kurdu, bu ürüne benzediğini düşündüğü şeyleri anlatma ihtiyacına girdi. adam neden bildiklerine benzemediğini biraz anlatır gibi oldu, kadın hesapta dinledi. aslında yargılamak ve bildiklerini göstermek için fırsat kolluyordu. adam devam etmedi. müşteri değil, yargıç gibiydi. yukarıda biri kezban diye ifade etmiş, ne yazık ki katılıyorum.

    sıra bana geldiğinde, adama dedim ki, “ne kadar zor olsa gerek böyle insanlarla karşılaşmanız. yaptığınızı anlamaya yakın bile değil.” “herkes bir dünya.” dedi sakince. nezaket budur.

    kıssadan hisse: başkalarının çöplerine laf söylemeden önce kendi çöpüne bakmak iyi fikir olur. bak bu örnek, senin de başkalarınca tam da şikayet ettiğin gibi biri görüldüğünü anlatıyor.

  • "2000 binden fazla saygın akademisyenden atıf almış bir akademisyenle karşı karşıyadadırlar."

    şu cümleyi bir profesör mü yazmış ? daha çok arda turan açıklamasına benziyor.

  • açılın, pınar -sema arasındaki husumetin nasıl başladığını ve olayların nasıl bu akşam yayınlanacak bölümdeki hale geldiğini anlatacağım.

    pınar ve sema ilk olarak survivor 2017 sezonuna katılıyorlar. ikisi de aynı takımda yer alıyor ve hepimizin bildiği gibi ikisi de milli atlet. sema yine aynı takımda olduğu adem kılıççı, serhat akın, ilhan mansız gibi isimlere gidip pınar'ın sinsi,yalancı biri olduğunu; 2012 londra olimpiyatında pınar yüzünden koşamadığını ve pınar' ın kendisinin hakkını yediğini söylüyor. olayın aslını bilmeden sema' nın dolduruşuna gelen takım arkadaşları da pınar' a cephe alıyorlar. bu durumun yarışmayın ilerleyen günlerinde pınar' ın elenmesine dolaylı olarak da olsa katkısı oluyor ve pınar eleniyor. sema'nın kendisi hakkında büyük ithamlarda bulunduğunu öğrenen pınar 2017 final gecesinde sema ile bu konuda yüzleşiyor. merak edenler için https://youtu.be/_cknxr56bby?si=uuqhsd50d8w_5yud

    2012 londra olimpiyatları konusuna gelecek olursak da; pınar olimpiyatta 400 metre branşında yarışan ilk ve tek türk kadın atletimiz oluyor. aynı zamanda 4 çarpı 400 metre bayrak yarışında 3 milli atletimizle birlikte koşuyor ve derece alamadan yarışı tamamlıyorlar. sema bu yarışa yedek olarak katılıyor ve yedek olduğu için koşmuyor.pınar' ın ve onunla birlikte yarışan diğer atletlerin kariyerlerleri ve kazandıkları madalyalar sema' nın seviyesinin çok üzerinde. buna rağmen sema atanma durumu olduğu için yarışta kendisinin koşması gerektiğini, atanmaya çok ihtiyacı olduğunu bu yüzden hakkının yendiğini düşünüyor ve pınar' a bilenerek survivor hayatını etkileyecek şekilde pınar'ın dedikodusunu yapıyor. pınar da survivor 2017 final gecesinde bu durumu açıklıyor ve yarışta yer alacak kişilerin antrenörün belirlediğini, kişilerin ihtiyacına göre değil de performanslarına göre yarıştırıldığını anlatıyor. ki bu konuda yüzde yüz haklı bana göre. koskoca olimpiyata katılacak kişiler seçilirken sema atansın diye onu seçmelerini beklemesi inanılmaz abes bir durum. sema da iyi bir atlet tabi ki ama olimpiyat gibi çok çok önemli bir yarışmaya katılacak kişiler seçilirken kimse sema'nın kişisel hayatını düşünmez yani.sema da tuhaf bir şekilde bu durumdan pınar'ı sorumlu tutuyor. pınar da haliyle kendisini zan altında bıraktığı ve takım arkadaşlarına karşı doldurduğu için sema'yı hiç sevmiyor ve bu sene yarışmaya katılacağını öğrendiğinde eski konuları gündeme getiriyor.

    bu akşamki mevzu ise pınar'ın sema'nın ismini kağıda yazarken s harfini yılan şeklinde yazmış olması sonucunda çıktı. pınar geçmişten gelen husumetleri sebebiyle sema' yı kışkırtıyor bu doğru. ama ne olursa olsun bir yarışmacının diğerine fiziksel şiddet göstermesi kabul edilemez bir durum. zaten kişilik olarak pınar ve sema çok farklı karakterler. pınar boğaziçi ve nebraska mezunu, iyi eğitimli, başarılı ve kendini iyi ifade edebilen bir kadın.olay ne olursa olsun birine gidip fiziksel temasta bulunacak birisi değil.
    sema ise lise mezunu, atletizm konusunda başarılı ancak hafif tabirle avam bir kadın. duygularını düzgün şekilde ifade edemiyor, bu nedenle pınar'a olan sinirini zekası veya kendini ifade edebilme becerisi ile değil de fiziksel olarak saldırarak gösteriyor. daha önce katıldığı bir programda da uçakta tartıştığı bir kadını kafasını uçak koltuğuna vura vura nasıl dövdüğünü hiç utanmadan gülerek anlatmıştı. hatta şiddet uyguladığı doktor kadın kendisini polise şikayet etmiş, o dönemde milli atlet olması ve yarışmalara katılacak olması sebebiyle ikna edilerek şikayetinden vazgeçmesi sağlanmıştı. özetle sema duygularına hakim olup mantıklı hareket edebilecek biri değil maalesef. performans anlamında iyi olsa da fiziksel temasıyla kendini bitirdi bana kalırsa. bu hareketinden dolayı diskalifiye edilmesi gerekiyor.

  • uzun ve yorucu yolculuk ertesinde yaklaşık bir saat boyunca insan kaynakları çalışanlarının gelmesini bekledikten sonra mülakatte;

    - hmm.. biliyosunuz fransızca bilmeniz bizim için pek birşey ifade etmiyor. ?
    - hmm.. isabet olmuş bende sizin için öğrenmemiştim*