hesabın var mı? giriş yap

  • bir adam et yemeğinin yanında ekmek yemiyorsa zengindir arkadaşım, net.

    bir de bir tabağa komple antep koyup aralıksız happıdı huppudu yiyebiliyorsa da zengindir.

    benim bunlardan başka harhangi bir kriterim yok.

  • kodumunun oyununda nasıl yürünür çözemedim bir türlü. yollara tıklıyom tıklıyom daire çıkıyor ama yürüyemiyorum. bir el atın lütfen.

    edit: gerçekten yürümek gerekiyormuş sağolun.

  • sümerlerin icatları:

    - dokuma atölyeleri

    orta doğu’daki diğer kültürler topladıkları yünü giyecek için kumaş dokumakta kullanırken bu işlemi ilk kez endüstriyel boyuta ulaştıran sümerlerdi.

    -seri üretim tuğlalar

    sümerler ev ve tapınak inşa etmede yaşanan taş ve odun kıtlığını telafi etmek adına kilden tuğla yapmak için özel kalıplar dökmüştü. kili inşa malzemesi olarak kullanan ilk onlar olmasa da büyük miktarda tuğla üretip bunları yine büyük boyutlarda bir araya getirmek beceriyle geliştirilmiş bir yenilikti.

    -metalurji

    bakır geliştirme birliği’ne göre sümerler bakırı mızrak ucu, keski, bıçak gibi faydalı ürünler üretmek için kullanan ilk halklardan biriydi.

    -matematik

    ilkel insanlar sayı saymak için kemiğe çentik atmak gibi basit yöntemler kullanıyordu, sümerlerse bunun yerine 60’lı birliklere dayanan bir sayı sistemi geliştirmişti. başta, bu birliklerin kaydını tutmak için kamış kullanmışlardı, ancak nihayetinde çivi yazısının gelişimiyle kil tabletlere dikey izler kondurmaya başladılar. geliştirdikleri sistem ilerleyen medeniyetlerin matematiksel hesaplamaları için uygun yolu açtı.

    -saban

    kramer’e göre tarımda hayati bir teknoloji olan sabanı sümerler icat etmişti. çiftçilere çeşitli saban türlerini nasıl kullanacaklarını açıklayan detaylı kılavuzlar hazırlamışlardı. kılavuzun yanı sıra, ekinlerin yenmesini önlemek amacıyla sıçan tanrıça ninkilim’e saygı sunmak için okunacak bir dua bile vardı.

    -araba

    sürücünün bir dizi hayvanı yönlendirdiği ilk iki tekerlekli arabayı bulan sümerlerdi.
    sümerler bu araçları sert toprağın tekerlekle yolculuğu güç kılacağı kentdışında dolaşmaktan ziyade törenlerde veya ordu için kullanıyordu.

    -hidrolik mühendisliği

    sümerler, taşan fırat ve dicle nehirlerinin suyunu nasıl toplayıp yönlendireceklerini öğrenmişti. taşan suları içerdiği zengin alüvyonla birlikte topluyor daha sonra bunu ekili tarlaları sulamak ve gübrelemek için kullanıyordu.
    kamış, palmiye gövdesi ve çamurla inşa edilen, kapıları su akışını kontrol edebilmek için açılıp kapanabilen barajlarıyla karmaşık kanal sistemleri tasarlamışlardı.

    -yazı

    yüzde yüz olmasa da çok büyük bir olasılıkla ilk yazı sistemini geliştirenlerin sümerler olduğu söyleniyor. sümerlerin mö 2800’den beri yazılı iletişim kullandıklarını biliniyor.
    sümerler geliştirdikleri bu sistemi derin bir edebiyat oluşturmak veya tarihlerini yazmak için değil daha ziyade alım ve satımını yaptıkları malların kaydını tutmak için kullanıyordu.

    - seri üretim çömlek

    diğer antik halklar çömleği elleriyle yaparken sümerler, seri üretime geçmelerini sağlayan çömlek tekerini icat etmişti.

    sümerler ile ilgili bilgi edinmek isteyenler samuel noah kramer'in sümerler kitabını okuyabilirler.

    kaynak

  • temel parmağını camla kesmiş.telaşla, yeni kurulan aile hekimliği merkezlerinden birine gitmiş. içeri girince, malum iki kapı çıkmış karşısına:
    birinde “hastalıklar”, diğerinde “yaralanmalar” yazıyormuş.
    durumuna uyan “yaralanmalar” kapısından içeri girmiş.
    önünde yine iki kapı belirmiş: birinde “kanamalı” diğerinde “kanamasız” yazıyor. “kanamalı” kapıdan girince iki kapı daha: “hayati önemde olan” ve “hayati önemde olmayan”.
    hayati önemde olmayan yazılı kapıdan girince kendini sokakta bulmuş.
    evde sormuşlar:
    -temel sana iyi baktılar mı?
    -hiç bakmadilar ama organizasyon müthiş!
    işte bir sorunla karşılaştığınızda trendyol'un çözüm stratejisi de aynı bu fıkradaki gibi... canlı yardımdan, trendyol asistandan elli yere bağlanıyorsunuz ama çözüm yok.

  • ekonomik anlamda keyifli bir eleştiri ama ciddi ciddi cevap vereyim.

    1.si, bizim ülkede kurban geleneğinin de büyük etkisi ile kurban edilen hayvanlar dışında başka bir dört ayaklı hayvanın yenmesi pek makul görülmez.

    2.si, hareketli hayvanların etleri sert olur. yağı az olur. kanguru eti yekpare ettir mesela. en az yağlı et olarak bilinir. etin lezzetli olma sebebi ise yağdır.

    3.sü, eşek ve at yük taşıma, köylüye yardımcı olma gibi eski özelliklerin getirdiği bir alışkanlık yüzünden bu amaç dışında pek kullanılmaz. bu yüzden yine tercih edilmez.

    4.sü, çiftlik, üretim tesisi vb. etmenler ha keza büyük bir soru işareti olur.

    ispanya veya fransa'nın hayvan politikası çok iyidir mesela. ispanya özellikle av hayvanı ve deniz ürünü konusunda da inanılmaz bir seviyededir. bizde av hayvanı sunan restoran bile yoktur. deniz ürünleri ise 3-5 balıktan ibarettir. bu ülkelerin koyun, kuzu, keçi gibi hayvanlar ile sanat yapmaları ise bambaşka bir seviyedir.

    bu arada, türkiye de ispanya'dan 1.5 kat büyük, fransa'dan da 1.4 kat büyük yüzölcümüne sahip. buna rağmen ne tarım, ne hayvancılık ne de şehircilik konusunda bunların yakınında.

  • ramiz dayının gençliğini canlandıran abimiz oyunculuk konusunda beni büyülemiştir. hiçbir türk dizisinde bir kabadayı karakteri bu kadar iyi oynanmamıştı zannımca. kendisini izledikçe canım ihaleye fesat karıştırmak veya çıkar amaçlı suç örgütü kurmak istiyor.

  • kesinlikle (bkz: sabun).

    hadi tesadüfen bir şeyleri karıştırıp kaynatıp deneme yanılmayla sabunu buldun (ki o bile çok acayip), bunun temizliğe yaradığını nasıl fark ettin? ben olsam kesin bir tadına bakar, sonra da "bu ne saçma bir şey oldu ya böyle!?" diye tükürüp atardım.

    edit: 83mxx'in dediğine göre ilk olarak nil nehri'nde keşfedilmiş. hatta şöyle açıklamış: "ölüleri yakıyorlar ve cesetlerden süzülen yağ ve kül nil nehrinin sularına karışıyor ve nehirde çamaşır yıkayan kadınlar nehrin bir bölgesinde yıkanan çamaşırların daha temiz olduğunu farkediyor. ve araştırma sonucu devrin mucitlerinden birisi sabunu (yani yağ+kül) keşfediyor." şahsen benim aklıma yattı*.