hesabın var mı? giriş yap

  • "mesajlara dair bir mesaj
    çocuklar için yapılan edebiyatın has örneklerini yalnızca fikirlerin aracı olarak öğretmek, eleştirmek, sanat eseri olarak görmemek vahim hata. sanat bizi özgürleştirir; sözcüklerin sanatı, bizi sözcüklerle dile dökebileceğimiz her şeyin ötesine taşır..."

    ursula k. le guin'in temmuz 2005'te, cbc magazine'de yayınlanan, tolga korkut tarafından türkçeleştirilen yazısını bianet'ten okuyabilirsiniz. buyrun, adresi:

    (bkz: http://www.bianet.org/2006/01/06/73015.htm)

  • bir bilişim öğretmeni arkadaşımın anlattığına göre okullarda ciddi hareketlenmelere sebebiyet veren durum. fizik ve kimya başta olmak üzere bir çok branştan öğretmen neden bu dersi biz vermiyoruz da bilişim öğretmenleri veriyor diye söylenmeye şimdiden başlanmışlar. sonradan kodlamanın optik kağıtları işaretleme olayı değil de programlama olduğunu öğrenince geri adım atmışlar.

    çocuk ölü doğdu beyler. dağılın.

  • yeter be abazanlar. yok traktör süren afet, yok saban yapan afet, yok inek sağan afet. her gün sol tarafta bu şekil bir başlık. nasıl bir yokluk içerisindesiniz anlamadım ki?

    edit: imla

  • adamlar sana bilgi aşılıyor, sözlükte "anlatımı sıkıcı" "gereksiz bilgi deposu" "ateist" "reklam peşinde" falan diyor. inanılır gibi değil.

    tebrik edilesi, güzel ve çalışkan bir ekip olduğuna inanıyorum. severek takip ediyoruz. kendilerinden pek çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.

  • "insanların hayatlarının kararmasıyla ilgili şeyler biliyorum ama belki üç kuruşluk siyasi rant elde ederim diye susuyorum" demektir.

    ulan hepiniz oradaydınız be!

  • --- spoiler ---

    başlık: beyler ülkeyi ecevitte kaydeden var mı

    entry: beyler diyorum ki ülkenin boku çıktı. önceki bölümlerde kaydeden varsa oradan başlatalım. ben ecevit'te kaydetmiştim ama gül ün başbakan olduğu zaman yanlışlıkla üstüne yazmışım.

    çok da parlak değil ama ecevit bölümüne ait kaydı olan oradan başlatabilir mi? oradan 3 kasım 2002 seçimlerinde cem uzana kastırıyoruz. yüzde yedi küsürdü, onu kastırıp yüzde yirmi yirmibeşe çekersek bu iş tamamdır.
    --- spoiler ---

    olm lksjdlkadaklsd

  • ne zaman bu gençleri, bu yavrularımızı, bu can yiğidolarımızı görsem mcdonalds'ın önüne oturup bağlama çalasım geliyor dertli dertli... bilhassa iki katlı mcdonalds'ların üst katına yerleşmiş bu topluluk aslında hemen farkedilebilir. birbirine aşık ve masanın üzerine kafalarını dayayıp el ele tutuşan rosromantik bir genco çift ve onların çevresindeki kızlı erkekli arkadaş grubundan oluşan bu gençler kış sezonunda sağa sola koydukları montlarıyla kurdukları koloninin sınırlarını çizerler. en önemli özelliklerinden biri de masa tutuculuğudur. bu iş için aralarındaki romantik çiftleri kullanırlar. kolonilerinde yaşayan diğer gencolar ise "ben bi' eda'ya bakmaya gideyim", "bizim cenk'ler gelecekti, ben onlara bakacağım" falan diye türlü güdilik nedenlerle koloniyi terketseler de mutlaka dönerler.

    çeşitli konularda sohbet ederken içlerinden biri mutlaka küser. koloninin sevilen üyelerinden biri küsen kişiyi geri getirmeye gider. çünkü koloni ne kadar kalabalık olursa o kadar güçlü görünecektir çevreye karşı. mcdonalds (ya da burger king) kalabalıklaşıp uyarı aldıklarında ise içlerinden birini ortamdaki en ucuz ürünü almaya gönderirler. bu yavrularımızın ömürlerini böyle tüketmelerine üzüleyeim mi yoksa abd gençlik muvilerindeki gibi çete kurmayıp sağ sola saldırmadıkları için sevineyim mi bilmiyorum. ne zaman bu toplulukla karşılaşsam karmaşık hislere kapılıyorum. gerçi ben kenan erçetingöz'ün bıyıklarına bakınca da karmaşık hislere kapılıyorum. gerçekten çok ilginç bıyıkları var kenan abi'nin...