hesabın var mı? giriş yap

  • kim olduğunu bilmiyorum, ama haklı olan kadındır.

    bu çağda hala geceleri insanları rahatsız eden, uykusundan uyandıran bu gereksiz geleneğin tüm ülkede kaldırılması gerekiyor. ibadetlerinizi insanları rahatsız etmeden de gerçekleştirebilirsiniz. dünya değişiyor, hayat değişiyor artık yaşadığınız çağa ayak uydurmaya çalışın. korkmayın, medeniyet sandığınız kadar kötü bir şey değil.

    bu arada ülkenin %98.7’sini müslüman sanan yazar da, konya'nın herhangi bir köyünde yaşıyor sanırım.

  • rasim: bugün lukac'ın yediği gollerden son derece rahatsızım. ayrıca dikkat ettiyseniz fenerbahçe'de golleri kimler attı ? şener, volkan ve fernandao.
    ertem: ee ne var bunda ?
    rasim: bilmiyorum

    ahahah lan adam yaygara yapacaktı neye yaygara yapacağını bulamadı

  • selamlar arkadaşlar, sizlere şubat 2023 tarihinde araba ile yaptığım yurt dışı seyahatimin deneyimlerini ve önemli noktalarını aktarmak istiyorum. keza ben çıkış yaparken net ve kısa bir bilgi içeren bir yazı ne yazık ki bulamadım.
    öncelikle, araç ile yurt dışına çıkmadan önce ben ve eşimin daha önceden alınmış c tipi ab vizesi bulunuyordu.
    ülkeden çıkışımızı bulgaristan sınır kapsı olan kapıkuleden gerçekleştirdik.
    yurt dışına araba ile çıkmadan önce aracınızı yeşil sigorta yaptırmamız gerektiğini biliyorduk. aldığımız bir tavsiye ile yeşil sigortayı türkiye'de değil bulgaristan sınır kapısında yaptırmaya karar verdik. kapıya geldiğimizde türk gümrük memurları pasaportlarımıza ve aracın ruhsatına baktılar ( ruhsat sahibinin kesinlikle araçla beraber çıkış yapıyor olması gerekli ) yeşil sigorta sorduklarında sınırda yapacağımızı beyan ettik. ve bulgaristan sınır kapısına pasaport vize kontrol noktasına geçiş yaptık. ufak bir sorgunun ardından, vizelerimize çıkış damgasını aldık. memur yeşil sigortamız olmadığından dolayı pasaportları elinde tuttu ve sigorta yaptırıp gelmemizi söyledi. türkiye'de minimum 1 ay olarak yapılan yeşil sigortayı bulgaristan sınırında yarı fiyatına 15 gün olarak yaptık. ardından ufak bir bagaj kontrol noktasından geçerek ( bagajı sözlü ve göz ile kontrol ettiler sadece ) bulgaristan sınırından çıkış yaptık. ülke içerisinde otobanlarda kullanmak üzere ve ceza yememek için bulgar hgs'si olan vignette almanız gerekmekte vingnette'i yine bulgaristan sınırı içerisinden alabilirsiniz. bulgaristandan diğer ab ülkelerine çıkış yaparken yine sınır kapıları bulunuyor ve bu kapılarda ufak çaplı bir pasport, vize kontrolü oluyor.

    edit: 15 günlük yeşil sigorta türkiyede yapılabiliyormuş, bilgisi geldi bir arkadaştan.

  • bir nesli pavlov'un köpeğine çevirmiştir.

    o ki, harıl harıl yanan kaloriferdir. (bazı evlerde soba)

    o ki, pazar banyosundan sonra giyilmiş temiz kalın pijamalar-eşofmanlardır.

    o ki, babanın henüz beyazlamamış bıyığıdır.

    o ki, annenin kabarık saçlarıdır.

    o, neslimizin ülkeyi asla geri gelmeyecek zamanlarına şahit olmasıdır. moda da cumartesi geceleri güvenle yürüyebilmektir, dondurmacı hadi ustadır, kpss'nin olmadığı ama öss'nin iki basamaklı olduğu yıllardır, ford taunus'tur, hemşire maaşının bir milyon lirayı bulmadığı zamanlardır, kuruşun hayatımızdan çıkmasından önceki yıllardır (şimdiki kuruş gibi değildi o zamankiler, böyle büyüktü), uzaktan kumandalı televizyondur, çanak antenlerin kocaman olmasıdır, tv üstü antenlerin kanaları izlemek için yeterli olmasıdır...

    çoğumuzun asla geri gelmeyecek mutlu yıllarıdır, bu yüzden bu kadar seviniyoruz imitasyonunu gördüğümüze...

  • bugün benim için özel bir gün.

    üniversite yıllarından tanıdığım biri ile çok uzaklardan görüşme fırsatım oldu. çocuk 20'li yaşlarının başlarında.

    "cf" oldum, "cf'yim" tarzı bir şey dedi. dikkat bile etmedim. sonra baktım google'dan, cystic fiberosis(sp) diye bir şeymiş.

    "akciğer nakli yaptılar bana" dedi. "geçen sene tam bugün saat 15:xx'te".

    bir an şaşırdım, fotoğraflarını gördüm. çocuğun göğsünün altından boydan boya kesmişler. ameliyattan ~bir hafta sonra hastanede her tarafına borular bağlı iken çekilmiş fotoğrafları vardı. gülüyordu.

    sormadım bile neden "bir yılı kutluyorsun" diye. dinledim sadece. ve sonra baktım google'a...

    akciğer nakillerinden sonra 1 sene yaşama oranı %80, 5 sene yaşama oranı ise %25'lerde imiş.

    çocuk nasıl derseniz, içi içine sığmıyor. nasıl tutunuyor hayata, nasıl değer veriyor her geçen saniyesine. ilk işini de kapmış, nasıl mutlu....allah değil 30'unu, 90'ını, 100'ünü göstersin diye dua ettim...

    ve düşündüm, ulan iki gün öncesine kadar ufak ufak sorunlar yüzünden kendimi dünyalar şanssızı ilan eden ben değil miydim?

    şehir fırsatını kaçırdı diye bütün gün ağlayan iş arkadaşım değil miydi?

    şu an sol frame'de dikkat çeken başlıklardan biri sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk gece değil mi?

    bazı şeyler beynimin içimde dolanıp durdu. hayatı sorguladım, hepimizin elinde olan ve dönüp bakmaya bile tenezzül etmediğimiz rutin "şanslar", "fırsatlar" o çocukta olsaydı neler yapardı diye sordum kendime.

    utandım.

    siz siz olun, kıymetini bilin sahip olduklarınızın. aşk acısıymış, şuymuş buymuş...değmez. insan böyle anlarda anlıyor işte.

    ders dolu bir gün geçirdim.