hesabın var mı? giriş yap

  • 77 sene önce oğluna duygun ismini veren ebeveynlerini takdir ettiğim gs başkan adayı. olm duygun nedir len 77 sene önce? zor çocukluk geçirmiştir bu amcamız.

  • ingilizler için tutmaması söz konusu değildir. bilakis ingilizler için toblerone öyle bir şeydir ki, yıllar önce trump başkan seçildiğinde dünyanın her yerinde twitter tt listesinde donald trump 1 numara iken, yalnızca ingilterede 2. sıradaydı.

    çünkü aynı gün ingiltere halkı toblerone dilimlerinin küçültülmesine tepki gösteriyordu ve toblerone 1. sıradaydı.

  • bakın puanlama sistemi ile anlatacağım ;

    erkek : ortalama bir üniversite okumuş, kıdemli mühendis, 15.000 tl geliri var, tipi, boyu ortalama, espri yeteneği ortalama, ortalama genel kültürü var, ortalama model arabası var, kirada tek başına oturuyor, instagramda 163 takipçi; 7 puan verelim

    kadın : lise sonrası devam etmemiş, bir işe girip bir çıkıyor, sabit geliri yok, ailesiyle yaşıyor, ortalama boy, ortalama güzellik, genel kültür ortalama altı, instagramda 761 takipçi. ; 4 puan verelim

    7 puanlık erkeğimiz, 4 puanlık kız ile tanışmak için mesaj atar. ancak 4 puanlık kızımız, 7 puanlık erkeğin profilini inceler, 'ay bu hadsiz ne cesaret bana mesaj atıyor' diye düşünür. mesaja cevap bile vermeye tenezzül etmez. tanışma gerçekleşmez.

  • daron acemoğlu’nun why nations fail kitabını okudum. uzun zamandır merak ettiğim bir kitaptı. kitaba puanım 4 / 5.
    kitapta ilk dikkatimi çeken şey, son derece kapsamlı bir kitap olmasıydı. kitap, neredeyse dünya tarihi gibi. abd, ingiltere, fransa, avustralya, kanada, japonya... gibi ülkelerin neden geliştiğini; orta doğu, afrika, asya ve güney amerika ülkelerinin neden gelişmediğini o ülkelerin tarihinden son derece spesifik detaylar vererek anlatıyor.
    hatta bir keresinde kitap rüyama girdi. rüyamda afrikalı bir liderin başkanlık konuşmasını ingilizce altyazılı olarak gördüm.

    1. gelişmiş ülkeler nasıl bu hale geldi?
    acemoğlu ülkelerin neden geliştiğini açıklamak için bir teori öne sürüyor ve tüm dünyayı bu teorisine göre inceliyor.
    teori şu: şu anki gelişmiş ülkeler zamanında (17 ve 18. yüzyıl) otoriter yani dışlayıcı/sömürücü (extractive) rejimlerine karşı toplumun tüm kesiminden destek alarak ayaklandılar ve çoğulcu yönetimler kurdular. bu çoğulcu yönetimler, mülkiyet hakkının korunduğu, merkezi yönetimin güçlü olduğu sistemlere evrildiler. bu sistemler de herkesi kapsayıcı (inclusive) kurumlar oluşturdu.
    bu kurumlar da yeteneği destekledi. yani kişiler yeteneklerini satabildiler. onlara zorla dayatılan şeyi yapmak zorunda değillerdi, yaptıkları şey teşvikle destekleniyordu. bu da insanların var olan işlere, yeni çözümler bulmasını sağladı. ve bu da sanayi devrimini tetikledi. bu ülkeler bir şekilde yaratıcı yıkımı (creative destruction) aştılar. yani misal matbaa ortaya çıktığında devlet, “bu el yazmacılarının sonu olur. el yazmacılar ayaklanır ve bu benim otoritemi zayıflatır” diye düşünmedi (osmanlı bu şekilde düşünmüştü). bu yüzden yenilikler o ülkelere zamanında geldi ve onlara yenileri eklendi (virtuous circle).

    2. gelişmemiş ülkeler neden böyle?
    burada bölgesel farklılıklar olsa da güney amerika ve afrika ülkelerinde ortak olan şey onların koloni mirasını devam ettirmeleri. yani ispanya bir güney amerika ülkesini işgal ettiğinde (acemoğlu işgal yerine “fetih” yani “conquest” ifadesini kullanmış -aynen bir batılı gibi- buraya daha sonra geleceğim); o ülkede dışlayıcı/sömürücü bir yapı kurdu. o yapı buranın tüm doğal zenginliğini, halkını köle gibi çalışarak sömürdü.
    sömürülen halk isyan edip ayaklansa da ve bağımsızlığına kavuşsa da burada güç sadece el değiştirdi. yani avrupa’daki gibi toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği bir yapı kurulamadı. gelen yönetimin eskisinden bir farkı olmadı. avrupa’da örneklerini gördüğümüz kapsayıcı kurumlar oluşturulamadı. bu yüzden de insanlar yine o yönetimin uygun gördüğü işleri, uygun gördüğü ücretlere yapmak zorunda kaldı. sanayi devrimi bu ülkelere ulaşmadı. yaratıcı yıkım gerçekleşmedi. ve bu durum kendini tekrarladı (vicious circle - kısır döngü).

    3. kitapta gördüğüm eksiklikler
    acemoğlu her nedense atatürk önderliğindeki modern türkiye’yi atlamış. onlarca ülkeyi ayrıntılı bir şekilde incelediği halde türkiye tarihindeki gelişme gösterdiğimiz örnekleri teorisine göre incelememiş.
    acemoğlu ilginç bir şekilde israil’e de hiç değinmemiş.
    acemoğlu tarihi tamamen bir batılı gözüyle incelemiş. yani ispanyolların güney amerika’da yaptığına “fetih” derken emevilerin ispanya’da yaptığına “işgal” demiş; avrupa hun’larını da “barbar” olarak tanımlamış.
    acemoğlu gelişmemiş ülkelerin bu halde devam etmesinde batının günümüzdeki rolüne hiç değinmemiş. batı desteğiyle yapılan darbelerden de batının desteklediği diktatörlerden hiç bahsetmemiş. batı tarafından istikrarsızlaştırılan ülkeleri, desteklenen iç savaşları kitapta göremiyoruz.
    günümüzde batı, gelişmemiş ülkelere yardım eden, onun iyiliğini düşünen bir hayırsever. kitapta günümüzdeki batının yani gelişmiş ülkelerin eleştirildiği tek bir yer var. o da batının gelişmemiş ülkelere yaptığı yardımın ne şekilde yapılması gerektiği üzerine. acemoğlu, bu yardımların yerine ulaşamamasını ve yanlış şekilde kullanılmasını eleştiriyor.

    özetle:
    kitap diyor ki “demokrasi ve çoğulculuk bir ülkede hakim olursa, gerisi gelir, refah gelir”.

  • güzel bir gelişmedir. adamlar yiyor ama çalışıyor.

    darısı temaya.

    edit: yaklaşık 254 tane 'bana da atsana bir bakayım' mesajı aldım. şizofreniden yattığım zamanlardan biliyorum. kendinize mesaj atabiliyorsunuz. yalvarırım artık mesaj atmayın..

    edit 2: hala kendime mesaj atma olayı yok bende diye mesaj yağıyor. bakın anlatıyorum.
    1) mesaj butonuna bas
    2) sağda 'yeni mesaj' kısmına nickini yaz.
    3) altındaki boşluğa 'mesaj yeşilimi görmek istiyorum' yaz.
    4) yolla butonuna bas.
    5) bana mesaj atma.

    edit3: mobilden kendimize atamıyoruz diye hala mesaj atıyorlar efendim durduramıyoruz. mobilden girenler için anlatıyorum:
    1) pc'den girin.
    2) bana mesaj atmayın.

    edit4: mesaj kutusunun bir annesi var mı bilmiyorum ama varsa şu an cayır cayır ağlıyor. follofoş bir mesaj kutusu üzerine istatistik:
    -bana mesaj atsana ehuehuhee %28
    -tamam atmayız kardeş sıkıntı yapma %21
    -ahahahaa iyi güldüm % 15
    -eyvallah panpa %10
    -ne mesajı? %8
    -diğer %13
    -beni 'diğer'e yaz kanka %5

    edit 5: atma. elini ayağını seveyim atma... mesaj kutusu_son_son hali__ensonhali_(38)
    http://i.hizliresim.com/d3x4nn.jpg
    http://i.hizliresim.com/qmbalz.jpg
    http://i.hizliresim.com/pkmal8.jpg
    http://i.hizliresim.com/j3nmwn.jpg
    http://i.hizliresim.com/wky5g8.jpg
    benim mesajı neden yayınlamadın diye mesaj atan var ya. keşke bir görseydiniz burayı. yayınlamadıklarım kusura bakmasın random seçiyorum.

    edit 6: mesaj yeşilinden bıktırdınız. emeği geçen herkesin. teşekkürler.
    (bkz: mesaj yeşili gitsin çingene pembesi gelsin)

  • tarzı olanlardan.

    güntekin onay: hocam bjk çok sakatlık yaşıyo. ?????
    önder özen:bakın sakatlığın nedenleri belllidr. 1) antrenman programı yanlıştır. 2) futbolcu kendine bakmıyordur. 3) darbeye bağlı sakatlık. .........

    güntekin onay: slaben bilic'e öyle böyle diyolar. iyi teknik direktör değilmiş.
    önder özen:iyi bir teknik direktörün parametreleri bellidir 1) taktik2)teknik 3) team management 4) fizik. bakın bilic de bunların hepsi var.

    güntekin onay: hocam pilav böyle tane tane olmuyo neden?
    önder özen: bakın bunların nedeni bellidir. 1) osmancık pirinci değildir. 2) iyi kavurmamışsındır. 3) kesme şeker koymamışsındır..
    bunların hepsi bilic de var.
    vsvsvsvsv.....