hesabın var mı? giriş yap

  • dün ilkokuldan mezun oldu yazmış damat berat. hangi okul acaba? bizim buradaki ilkokullar geçen hafta kapandıydı.

    mesaj kutusu patlama editi: günübirlik bulgaristan'a gittim geldim mesaj yağmış, hepsini okuyamadım henüz.

    özel okullar nisan ayında 1hafta tatil verdikleri için 1hafta geç kapanıyormuş.
    mevzubahis okul da piyasadaki özel okullardan farklı olarak kapısında polis bekleyen ve gbt yapmadan içeriye almayan, yıllık ücreti geçen sene 90 bin tl olduğu söylenen kısacası buymuş: https://www.nunokullari.com/…s/nun-ilkokulu-kampusu

  • insan 10'lu yaşlarda o günlere gelebileceğini hiç düşünmüyor. "yok artık, ben de mi?" diyor. tıpkı kendini ölümsüz sandığı gibi. 30'a yaklaştıkça ciddileşiyor. sanki 30 olunca hayat birden değişecek. sen evde otururken bir anda kendini başka bir yerde, başka bir hayat yaşarken bulacaksın, gibi geliyor. o kadar saçma 30 yaştan beklentiler. ne olacak 29'da neysen 30'da da osun. hatta aynı çizgide devam edersen 35 de 40 da hepsinde aynısın.

    değişen şeyler de var tabi. insana, hayata bakış değişiyor ilk başta. önceliği kendine verir oluyorsun. bekarsan eğer, kendi isteklerin diğerlerininkinden önce gelmeye başlıyor. bencilleşiyorsun. evliysen eğer, sorgulamaya başlıyorsun yaşadığın hayatı. "mutlu muyum? " diye sormaya başlıyorsun. kendinle daha çok bir şeyler yapmak istiyorsun. kendine zaman ayırmak, kendinle vakit geçirmek. gördüğün ölümler, hastalıklar seni daha çok istediğin gibi yaşamaya teşvik ediyor. cesaret edemediğin şeylere cesaret ediyorsun, ertelediğin şeyleri yapıyorsun. anlıyorsun çünkü, fırsatının bir daha olamayabileceğini. gerçeklerle yüzleşiyorsun en çok da.

    en güzel hediyesi ise senelerdir biriktirdiğin insanlar oluyor. anne babana eskisi gibi kızamıyorsun. daha ne kadar seninle olacaklarını kestiremiyorsun. hayatın gerçekleri kayıplarla daha da yüzleştiriyor insanı. kimsenin ölümsüz olmadığını iyice fark ediyorsun. eskiden boş kalsın diye uğraştığın evinde ses arar oluyorsun.

    36 oldum bu sene. ne zaman ölürüm, ne kadar daha yaşarım bilmiyorum. ama bildiğim, bir gün güneş yine doğacak ama ben o gün göremeyeceğim. her an, her dakika keyifle yaşamayı seçmek için bir sebebim var. yaşamak güzel, sırf güneşin doğduğunu görebilmek için bile.

  • bir müslüman olarak beni de yaz dediğim uygulama.

    müslümanlığı namaz kılmaktan, oruç tutmaktan ibaret sanan insanlar yığınıyla dolu bu memleketten, ateist kardeşlerimle birlikte beni de gönderin. en azından onlar, zihniyet olarak sizin gibi insanlardan daha müslümanca yaşıyorlar.

    edit: bu entryi eksileyerek cennete girmeye çalışanlar var. yapmayın olm. ben diyanete sordum olmuyormuş öyle.

    büdüt: artık deistim. ama hala bu entryi eksileyerek cennete girilmiyor. deist olmam bir şeyi değiştirmedi. heveslenenler oldu görmedim sanmayın.

  • (bkz: enerji ve tabii lan manyak mısın bakanlığı)

    debe editi: işin şakası bir yana 301 madencinin göz göre göre katledilmesinde istifa etmeyen zihiniyetin, ülke genelinde kesilen elektrikler, bu sebeple çalışmayan telefon hatları, bağlanmayan internet, duran metro ve ulaşım sistemleri, çalışmayan trafik ışıkları, kaosa dönen trafik, 100 milyon dolar üretim kaybı* vs. nedeniyle istifa etmesini bekliyor değildik. istifa beklentisini alaya alırken umarım enerji bakanı "nasılsa seçim yakın 3 döneme de takılıyorum istifa etsem iyi olur güzel anılırım" demez diye de aklımdan çok geçti. çünkü dün enerji bakanlığının beceriksizliğiyle yaşanan bütün bu süreç, yitip giden 301 gariban madencinin hayatından, babasız kalan çocuklarından, bir başlarına kalan eşlerinin durumlarından daha trajik, daha beceriksizce ve daha kötü değildi. sizler istifa edip erdemli ve onurlu anılma hakkınızı soma faciası'nda kaybettiniz beyler ve iyi ki dün istifa edeniniz olmadı. unutma unutturma! (bkz: 13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması)