hesabın var mı? giriş yap

  • . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . /\. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ./ .\ . . . . . . . . . . . . . t. . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . p . . . . . . . . . . . ./. . .\. . . . . . . . . . . . . __ . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . __. . . . . . . . . .. . / . . .. \ . . . . . . . . . . . /. . \. . . . . . . . . .
    . . . . . . . . / . .\. . . . . . . . . . /. . . . .. \ . . . . . . . . . ./ . . . \. . . . . . . . .
    ________/. . . . \____. . . . . /. . . . . .. \ . . . ._____/ . . . . .\______. . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . \. . /. . . . . . . . .\. . ./ . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . \/. . . . . . . . . . \. ./ . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . .q . . . . . . . . .. . .\/ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .s . . . . . . . . . . . . . . . . .

    p: atrium(kulakçık) depolarizasyonu , artium sistolü (kasılması)

    q,r,s kompleksi: ventrikül (karıncık) depolarizasyonu , ventrikül sistolü

    t: ventrikülrepolarizasyonu, ventrikül diestolü

    atriumların repolarizasyonu q,r,s kompleksi içinde kalmaktadır.

    sooonraları edit: oturup uğraşmış bunu çizmişim ya aklımı mikiyim...

  • vakt-i zamaninda, bill gates'in comdex fuarlarinin birindeki sacma yorumlarina general motors'un verdigi yanit da esasli ayarlardandir. söyleki:

    bill gates:

    "eger gm bilgisayar endüstrisinin gösterdigi atilimi gerceklestirebilseydi, bugün 25$'lik arabalarla yolculuk ederdik. 1000 mil'lik yolu da 1 galon benzinle alirdik"

    gm'in basin aciklamasi:

    " eger teknolojimizi microsoft gibi gelistirmis olsaydik, araclarimiz özellikleri asagidaki gibi olurdu:

    1. her ne sebepten olursa olsun araba günde iki kez cökerdi. (orjinal kaynakta cökmek fiili icin crash fiilinin kullanilmasi ayari daha da renklendiriyor tabi)

    2.yollar her yeniden asfaltlandiginda yeni bir araba almaniz gerekirdi.

    3. arabaniz otoyolda durduk yere bozuldugunda yolun kenarina cekmeniz, tüm pencereleri kapatmaniz*, motoru tekrar calistirmaniz ve pencereleri tekrar acmaniz gerekirdi.

    4. sola dönmek gibi basit bir manevra yaptiginizda araciniz duracak ve tekrar calistirilmayi reddedecekti. bu durumda motoru tekrar yerlestirmeniz gerekecekti.

    5. macintosh günes enerjisiyle calisan, daha güvenilir, 5 kat hizli, 2 kat daha kolay kullanilabilir bir araba yapacakti. ama bu araba toplam karayollarinin sadece %5'inde kullanilabilecekti.

    6. yag, isi vs. göstergelerinin yerini sadece "arabaniz gecersiz bir islem yürüttü ve kapatilacak" uyari lambasi alacakti.

    7. hava yastigi acilmadan önce "emin misiniz?" diye soracakti.

    8. genellikle arabaniz sizi durduk yere arabadan disari atacak ve ayni anda kapi kolunu tutup, anahtari cevirip, radyo antenini bükene kadar da tekrar iceri almayacakti *

    9. her yeni bir araba modeli üretilisinde sürücülerin araba kullanmayi tekrar ögrenmesi gerekecekti, cünkü tüm kontrollleri bastan asagi degismis olacakti.

    10. aa tabi son olarak... motoru durdurmak icin "baslat" dügmesine basmaniz gerekecekti * "

    edit: bu noktada bir gercegi ifade etmek lazım efenim. internet'te bircok site ve blog tarafindan, bu açıklama ve ayarlaşma silsilesinin yalan oldugu ifade ediliyor. basit bir şakanın hikayeye dönüştürülüp microsoft ve general motors'a (evet volkswagen degil, gm. düzeltildi) ithaf edilmesi gibi bir durum var gibi.
    entry başucu eserlerimde birinci sıraya yerleştigi icin vicdanen böyle bir aciklama yapmayı uygun gördüm *. olayı ciddiye almayıp gülüp geçelim, ms ve gm patronlarının işi gücü bırakıp mahalle karıları gibi birbirlerine laf yetiştirmeyebileceklerini aklımızdan çıkarmayalım.

  • tarot destesi, bugünkü haliyle 22 adet büyük arkana (veya majör arkana) ve 56 adet küçük arkana (veya minör arkana) olmak üzere toplam 78 karttan oluşur.

    dolayısıyla tarot destesi, büyük ve küçük arkana adındaki iki farklı destenin karışımından oluşmaktadır. tarot kartlarının anlamları, dağıtıldıkları sırada ters veya düz gelmelerine göre, belli bir açılımdaki yerlerine göre değişebilmektedir.

    tarot sözcüğü ilk olarak 1500 civarlarında italyancada "tarocchi", fransızcada "taraux" şeklinde görülmüştür. bunun arapça "tarh" (çıkarma, koyma, bırakma) sözcüğüne dayandığı düşünülmektedir.

    büyük arkana destesi kartlarının her birinin standart bir numarası vardır ve geleneksel olarak roma rakamları ile gösterilirler. rakamlar 1’den değil, sıfırdan sayılmaya başlanır. sıfır (0) numaralı kart mecnun kartıdır. dolayısıyla büyük arkana kart serisinin matematik ve rakam yazımında sıfır kavramının avrupa’da yayılması sonrası günümüzdeki şeklini almış olduğu bellidir. sıfır, yani arap rakamı kullanılmasına rağmen diğer rakamların roma rakamı olmasının sebebinin, özellikle venedikliler'in arap rakamlarının üzerinde çok kolayca tahrifat yapılabileceğini keşfetmeleri ile epey uzun bir süre muhasebe işlemlerini roma rakamları ile yapmaya devam etmeleri olabilir. zaten büyük arkana kartları 14. yüzyılda italya'da trionfi oyunu (kozlu oyun) adıyla ortaya çıkmıştır. büyük arkana destesinin kartları, çeviriye veya tarza göre isimleri biraz değişmekle birlikte şöyledir:

    0. mecnun (joker, bazen deli de denir)
    ı. büyücü
    ıı. azize
    ııı. imparatoriçe
    ıv. imparator
    v. aziz
    vı. aşıklar
    vıı. araba
    vııı. adalet
    ıx. ermiş
    x. kader çarkı
    xı. güç
    xıı. asılan adam
    xııı. ölüm
    xıv. denge
    xv. şeytan
    xvı. kule
    xvıı. yıldız
    xvııı. ay
    xıx. güneş
    xx. mahkeme
    xxı. dünya

    küçük arkana ise kendi içinde 16 saray kartı, 40 takım ve 4 seri kartından oluşur. bu dört seri kılıçlar, kupalar, asalar ve tılsımlardır. her seri 1-10 arası numaralanan kartlara sahipken (takım kartları), vale (veya prens), şövalye, kraliçe ve kral kartlarıyla tamamlanır (saraylı kartlar). küçük arkana destesinin kökeni olarak orta asya ve uzak doğu gösterilir. küçük arkana destesinin saraylı kartları arasından şövalyeleri çıkartırsanız, tam bir iskambil destesi elde edersiniz. (bkz: tarot kartlarıyla iskambil oynamak)

    küçük arkana destesini oluşturan 4 seri ve çok genel anlamları aşağıdaki gibidir:

    kılıç takımı genel olarak kişinin kendini tanıması, sınırları belirlemesi veya bu sınırları aşması hakkında yorumlar içeren kartlardır.

    degnek takımı (asalar da denir), ilk yaratıcı enerji ve bir oluşumu başlatan ilk hareketin ve ekilen ilk tohumların temsilcisi olan kartlardır.

    tılsımlar (bazen para takımı da denir), belli bir yatırımı, bu yatırımın sonucunu veya yatırım fırsatlarını belirten kartlardır. bu yatırım gerçekten meslekle bağlantılı, belki de para olabileceği gibi zaman ve duygu yatırımı da olabilir. bu yüzden tılsımlar serisini “paralar” olarak adlandırmak yanlıştır.

    kupa takımı, yine sezgileri ve duyguları sembolize etmek durumunda tılsımlar ile benzerlik taşırlar, ancak burada bilinçli bir sevgiden değil, tamamen bilinçsiz hatta bilinçaltı sevgilerden bahsediyoruz. ahenk varlığı ve yokluğunu belirten kartlardır.

  • türkiye'de her şey gereksiz yere pahalı. çünkü vergiler ile ayakta duran bir devlet var. gaz açma ücretinden kdv alınan bir ülke türkiye.

    ben gereksiz yere ucuz olanı söyleyeyim, gerisi zaten pahalı. insan hayatı ve emeği. evet, bu ikisi çok ucuz türkiye'de. gereksizce ucuz hem de, utanmazca ucuz.

  • "hayatta iki şey sınırsızdır. birincisi evren, ikincisi de islamcının aşağılık duygusu. birincisinden emin değilim."

    albert anştayn.

  • 1965-75 doneminde cekilen yesilcam melodramlarinda bas erkek oyuncu olarak gormeye alistigimiz kartal tibet in, bu filmleri lead etmekte ve olay orgusunun yaratilarak filmde temponun kurulmasinda oynadigi en kritik rol obsesif bir sekilde yanlis anlama adami olmasidir

    denilebilir ki bir yanlis anlama adami olarak kartal tibet usta olmasa idi yesilcam melodramlari denen turden bahsedilemezdi
    kartal tibet usulu yanlis anlama sureci ise ozetle soyle tanimlanabilir:

    1- oncelikle kartal tibet ile sevgili/ es olan kisi - muhtemelen hulya kocyigit ya da filiz akin- filmde bas kotu kisiyi oynamakta olan erkek tarafindan tecavuz ya da tacize ugramakta iken gorulur

    2-hemen akabinde sevgili/ esin yaptigi hic bir izahat aciklama kesinlikle dinlenmeyerek
    -dunyanin en adi, en asagilik, en igrenc mahlugusun senn !!! defol bu evden!!
    ne istedin bu güzel insanlardannn.!! bu guzel yuvayi bir dakika daha kirlettmeeaa!! defoll!! - seklinde carnihas bir sekilde feryat edilir

    3-sevgili/ es evden kovulduktan sonra -varsa- cocuga annesinin öldüğü mutlaka soylenir

    4- 8-10 yil boyunca yapilan tum olayi aciklama ve uzlasma girisimleri kesinlikle kalasca ve hirt bir sekilde reddedilir
    herkesin yilar boyunca iyice uzulmesi aglamasi dert sahibi olmasi saglanir

    5- oncelikle eski sevgili/ es olmak uzere bir kac kisinin saclarinin beyazlamasi gecen yillar boyunca gozetilecek ana amaclardan biridir

    6- arada korkutuk icilerek zilzurna bir sekilde
    -nnölduuu oooo!! nnnölduuu !! o yokk arrtikkk yokkk yokkkk niaaaa !!!
    - seklinde naralar atilir (bismillah)

    7- velhasil 15 20 sene gecip herkesin hayati mahvolduktan uzuntuden bir kac kisi felc gecirdikten ve saclar iyice beyazladiktan sonra bos bir anda yapilan aciklama dinlenir ve -hay allah oyle mi yanlis anlamisim- gibi tuhaf bir sekilde olaylar ve film bitirilir

    *(ki ee iyi ama neden bunca kan bunca gozyasi demek kalir seyirciye)

  • apartmanin karsisindaki mac yaptiginiz o "koooskoca" cim alan kucucuk kalmistir. bakkala gonderildiginizde gozunuzde bile buyuyen o yol aslinda sayili adimdir ama siz ufaciktiniz ya cok uzakti o zamanlar. yeni cocuklarin cigliklari var simdi bahcede icinizde bir kiskanclik olur, bizimdi lan orasi dersiniz, biz orda agactan agaca ip gerer ustune attigimiz sofra bezlerinden cadir yapardik. s.ktirin gidin lan ordan diyesiniz gelir. zar zor tirmandiginiz bahce duvarina basamak muamelesi yaparsiniz, gulersiniz. o duvara oturup bir sigara yakarsiniz. gozunuden bir kac damla duser "cocuktuk, coktuk, buyuduk hic olduk." dersiniz.