hesabın var mı? giriş yap

  • yahu influencer’lar falan hadi yine neyse, iş insanı sayılırlar. bu kadına ne sorup neyin cevabını alacağız amk? eser’in geceleri horlayıp horlamadığını mı soracağız?

  • bütün entrylerini silip kaçman araptaparlar hakkında çok şey anlatıyor ama gg olmayayım.

    "pakistandaki savaşın adı nedir?" diye sorulduğunda cevap veremeyecek araptaparların ağızlarını yaya yaya kurdukları cümle.

  • savarona yatı 1938 yılında 1.250.000 türk lirasına satın alınmış. o yıl dolar kuru 1,26 tl. yani 992.063 dolara alınmış.

    son iki yıldır atatürk orman çiftiliği talan edilerek inşaa edilen yeni cumhurbaşkanlığı sarayına yapılan harcama ise şu ana kadar 1.000.000.000 türk lirası. 2015 sonuna kadar toplam maliyetin 1.500.000.000 türk lirası olacağı söyleniyor. yazı ile bir buçuk milyar türk lirası. bugünün kuru ile 680.272.108 dolar.

    hiç zahmet etmeyin ben sizin için hesaplayayım; cumhurbaşkalığı sarayına harcanan para ile 686 adet savarona alınabiliyor.

  • çoğu düzenli olarak her yıl gerçekleşen meteor yağmurlarını izleyebilmek için gereken adresler ve minimum sistem gereksinimleri aşağıdaki gibidir.

    (bkz: quadrantids meteor yağmuru): bu meteor yağmuru her yıl aralık ayının sonunda başlıyor ve ocak ayının ilk haftası (4-6 ocak) zirveye ulaşıyor. meteorlar, eh1 adlı bir asteroidin parçacıklarından oluşuyor. koşullar iyiyse saatte 100'den fazla meteor görebilirsiniz. görebilmek içi çoban takımyıldızlarına doğru bakmanız yeterli olacaktır.
    radyan yönü: çoban yakımyıldızı.
    ay evresi: dolunaya yakın.

    (bkz: lyrids meteor yağmuru): her yıl 16 nisan gibi başlıyor ve genellikle 22 nisanda zirveye ulaşıyor. thatcher kuyrukluyıldızının arkasında bıraktığı parçacıklardan oluşuyor. saatte 1-2 düzine meteor görmek olası. lyrids meteor yağmurunu izleyebilmek için kuzeydoğu yönündeki lyrids (lyra) takımyıldızına bakmanız yeterli olacak. ayrıca bu meteor yağmuru kayıtlara geçmiş en eski meteor yağmurudur. ilk kaydı yaklaşık 3000 yıl önce yapılmış.
    radyan yönü: lyrids takımyıldızı.
    ay evresi: dolunay.

    (bkz: eta aquarids meteor yağmuru): bu meteor yağmuru 20 nisan civarında başlıyor ve 5- 6 mayısta zirveye ulaşıyor. (bu gece ve yarın gece). mayıs ayının sonuna kadar da devam ediyor. halley kuyrukluyıldızının arkasında bıraktığı parçacıklardan oluşuyor ve bu yağmur, bu yıl içinde halley’in parçacıklarından oluşan ilk meteor yağmuru olacak. koşullara bağlı olarak saatte yaklaşık 60 meteor görülebilir. izleyebilmek için kova takımyıldızının bulunduğu yöne doğru bakmalısınız. 5 mayıs gece 3’ten sonra doğu yönüne, sabaha karşı ise güneydoğu ufuk çizgisine bakarsanız en verimli gözlemlemeyi elde edersiniz.
    radyan yönü: kova takımyıldızı.
    ay evresi: hilal.

    (bkz: perseids meteor yağmuru): en meşhur ve en parlak meteor yağmurudur. swift-tuttle kuyrukluyıldızının arkasında bıraktığı parçacıklardan oluşur. temmuz ayının ortalarında başlar ve ağustos ayının sonuna kadar devam eder. zirve noktası 12 ağustos olup, saatte 100 kadar göktaşı görülebilir. bu tarihlerde ay dolunay evresinde olacağından meteorların görünürlüğü azalacak ancak ay battıktan sonra güneş doğana kadar net bir görüntü oluşacak. izleyebilmek için güneş battıktan sonra kuzeye, gecenin ilerleyen saatlerinden itibaren ise kuzeydoğu yönüne bakmalısınız.
    radyan yönü: perseus takımyıldızı.
    ay evresi: dolunaya yakın.

    (bkz: orionids meteor yağmuru): halley’in arkasında bıraktığı parçacıklardan oluşan ikinci meteor yağmuru. radyan yönü orion takımyıldızının bulunduğu yönden doğru olduğu için adına orionids denilmiş. 2 ekim civarında başlayacak, 21 ekimde zirveye ulaşacak vekasım ayının ilk haftasında sona erecek. 21 ekimin gece saatlerinde doğu ufuk çizgisinde, sabaha karşı ise güneydoğu ufuk çizgisinin üstünde görünür olacak.
    radyan yönü: orion takımyıldızı.
    ay evresi: yarım ay.

    (bkz: leonids meteor yağmuru): bir diğer meşhur ve dengesiz meteor yağmuru. 33 yılda bir düzenli olarak patlayan bir kuyrukluyıldız olan tempel-tuttle’nin bir hayli fazla sayıdaki parçacıklarından oluşur. (1833 yılında saatte onbinlerce meteor yağmuruna sebep olmuş.) kasım ayının ikinci haftası başlayacak olan leonids meteor yağmuru 18 kasımda zirveye ulaşacak ve saatte 20-30 meteor görmek mümkün olacak. görmek için gece saatlerinden itibaren güneydoğu ufuk çizgisine bakmanız gerekiyor. bir dahaki seferiyse 2034’te olacak.
    radyan yönü: leo takımyıldızı.
    ay evresi: yarım ay.

    (bkz: geminid meteor yağmuru): her yıl 4 aralıkta başlayan ve 15 aralıkta zirveye ulaşan bu meteor yağmuru phaethon kuyrukluyıldızının parçacıklarından oluşuyor. gözlemlemek için akşam saatlerinden itibaren kuzeydoğu ufuk çizgisine doğru bakmalısınız. ancak o tarihlerde ay ile aynı bölgede olacağından pek bir seyir keyfi vermeyecek. yine de saatte 120 göktaşı görebilirsiniz.
    radyan yönü: ikizler takımyıldızı.
    ay evresi: yarım ay.

    (bkz: draconid meteor yağmuru): giacobini-zinner kuyrukluyıldızının parçacıklarından oluşuyor. 6 ekimde başlıyor ve 9 ekimde zirveye ulaşıyor. saatte yaklaşık 10 meteor görülebilecek. en iyi gözlem için sabaha karşı kuzeybatı yönünde draco takımyıldızına bakmalısınız. çünkü bu tarihlerde ay dolunay evresinde olacağı için gece saatlerinde gözlemlemek zor olacak.
    radyan yönü: draco takımyıldızı.
    ay evresi: dolunaya yakın.

    meteor yağmurlarını gözlemlemekteki en büyük faktör her zaman ay’dır. bu yüzden meteor yağmurlarını en iyi tan vaktinde, ay ışığını kaybetmeye başladığında izleyebilirsiniz.

  • yancı :

    anti-kahraman bir karakterdir. uslu uslu tarlasını ekenlerin yanına gidip "hşş bak arpa iyi gidicek bu sene,sen hala veriyosun buğdayı,yanlış yapıyosun" der,ev yapanlara bulaşır "age atladın diye betondan yapıyon ama bak ben kerpiçten şaşma derim yine" biçiminde. askeri binaların başında bekler,içerden asker çıktıkça alkışlar "helal abim benim ne de güzel olmuşsun sen" diye çoşar.pisliktir,boş bırakınca catapultların vidasıyla,ipiyle oynar bela olur.

  • sabah saat dokuz sularında durağa giriş yaptım. durakta benden başka yetmişlerinde şık giyimli bir yaşlı teyze vardı. durağın uç kısmında ayakta bekliyor, sık sık kolundaki gümüş saate bakıyor, saatten hemen sonra trenin geliş yönüne değil gidiş yönüne dönüyordu. belki de yanlış yerde bekliyor diye düşünüp onu uyarmak için yanına yürüdüm. yürürken birisi sırtıma dokundu. refleks olarak geri dönüp baktım, kimse yoktu. etrafımda bir tam tur atıp yanlış his kanısına vardım ve tekrar teyzeye baktım. teyze kaybolmuştu. allah korusun raylara mı düştü diyerek koştum. raylarda yarısına kadar içilmiş bir marlboro touch'tan başka bir şey göremeyince doğruldum. nereye gitti lan teyze derken beklediğimiz bostancı istikametine değil de kadıköy istikametine gidecek tren perona geldi. trenden bir kişi indi, yetmiş yaşlarında şık giyimli o teyze. yavaş yavaş yürüyüp önümden geçti ve onu ilk gördüğüm yerde ilk gördüğüm şekilde beklemeye başladı. şu, bir yerdeki fırtınaya katılmak için hızla koşar gibi aniden vurup geçen rüzgarlardan biri esti. benim sırt çantamı bile sallarken teyzenin kılını dahi kıpırdatmadı. dikkatle onu izliyordum ama o bunu zerre umursamıyordu. saatine bakıyor, trenin gidiş yönüne dönüyor, tekrar saatine bakıyordu.

    artık onunla konuşmadan ölemezdim. yeniden depreşen niyetimle bir adım atmıştım ki tren perona yaklaşırken raylardan duyulan o metalik filinta sesi duyuldu. teyze heyecanla elini kalbine koydu. tren yaklaşmaya devam ediyordu ancak görünürde bir şey yoktu. görmediğim bir tren istasyonda durdu. sesi vardı ama kendi yoktu. sonra aniden istasyonda bir adam belirdi; yetmişlerinde şık giyimli bir adam. teyzeye doğru bakıp 'nebahat' diye bağırdı. teyze onu duymuyordu. tekrar 'nebahat' diye bağırdı ve koşmaya başladı. o yaklaşırken ben umursamadan dikilen teyzeye döndüm. dalgın dalgın ona doğru bakınırken amcanın koşu yolunu kapattığımı fark etmedim. yanımdan geçerken sırtıma dokundu. kenara çekilmemi beklemeden yanımdan geçti. teyze bu kez gözlerimin önünde hiç orada yokmuş gibi kayboldu. gözünüzü kırpıp açın ve orada olan bir şeyin artık olmadığını hayal edin, tıpkı öylece. yaşlı amca peronun ucuna gidip rükuya gider gibi eğildi, ellerini dizlerine dayayıp soluklandı ve ağlamaya başladı. sonra doğruldu, kolunu kaldırıp teyzenin kolundaki gümüş saate benzeyen saatine baktı. kadıköy yönüne giden trenin sesi duyuldu. amca oraya doğru koşmaya başladı. tren göründü. gelip efendi gibi peronda durdu ve içinden yetmişlerinde şık giyimli o teyze indi. yaşlı amcayı gördü boynuna sarıldı. tren yeniden hareket etmeden el ele tutuşup trene bindiler ve kapılar kapanıyor sinyali duyuldu. o anda onları kaybetmemek için trene binmem gerektiğini fark ettim ama artık çok geçti.

    tren gitti, ben şaşkın şaşkın durağın, teyzeyi ilk gördüğüm köşesine yürüdüm. bir sigara yaktım. birkaç duman aldıktan sonra orada sigara içilmediğini hatırlayıp sigarayı raylara fırlattım. sonra sigarayı oraya atmamam gerektiğini hatırlayıp ona doğru baktım. az önce orada gördüğüm ikinci sigara yoktu ve benim az önce attığım sigara o ilk gördüğüm sigaranın aynısıydı.

    edit: (bkz: renkli rüyalar oteli hikaye) devamlılığı olan benzer hikaye.

  • bir norveç aşığı olarak içinde bulunduğum coğrafya ve hayata bir defa daha sövdürtmüştür. dünyanın bir yerlerinde bazı insanlar ne hayatlar yaşıyor, tek suçumuz doğduğumuz yeri seçememiş olmamız. diğer taraftan sadece bin kilometre güneyde bir arap veya sefalet içinde bir afrikalı olarak da gelebilirdik hayata. bilemiyorum altan hayat gerçekten çok garip ve adil değil. cennet de cehennem de biz doğmadan çok önce kurulmuş dünyada ve seçim yapma hakkımız yok.

  • sevgili okurlar ve okur dostlari, bu aralar pek cok "350ytl'ye satilan yazar hesaplarindan almaya cali$tim dolandirildim" emaili aliyoruz. belirtmemiz gerekir ki bize bunun geli$i zaten 400. bu tur yalana dolana itibar edip zor duruma du$meyin. oldu da hesap alacak olsaniz dahi size ait olmadigi tespit edildiginde hesabinizi kaybedebileceginizi unutmayin.