hesabın var mı? giriş yap

  • şu alkol boykotunu bir türlü beceremedik gitti. içmeyin amk bir süre... içmeyin de bir ne oluyor ya desinler... en büyük gelir kalemleri bu. buna zam yaptıkça biz de herhangi bir tepki vermedikçe yapmaya devam edecekler. bir organize olun bir ses getirin. birileri ön ayak olsun bir kitlesel mevzu olsun...

    (bkz: bir büyük alkol boykotu vardı ne oldu)?

    edit: çok mesaj geldi haklısın ama nasıl olacak diye? ben bu işlerden pek anlamam. doğru düzgün sosyal medya hesabım bile yok ki takipçim olsun. duyurayım. ama öncelikle kısa vadeli hedeflerle işe başlanır. bir tarih aralığı belirlenir 3 gün ya da 5 gün. günler öncesinden duyurulara başlanır. bir de güzel slogan bulunur. #ucuzbiraiçinbiraniçme vb. o üç gün tüketim yapılmaz... sosyal medya vb ortamlarda duyurulur. mekana gidilmez. mekanlar tekeller boş kalır. biraz onlar bastırır. biraz biz . bunu organize edebilecek gerçekten çok başarılı arkadaşlar var bu platformda. yeter ki el atsınlar...

  • yazılanları okuyunca gözümde mağara adamları canlandı. binlerce yıl önce var olan, yerçekimini acı bir biçimde tecrübe etmiş ve bundan korkan ancak ne olduğunu bilmeyen mağara adamları.

    bir gün bunlardan bir grup dağa tırmanıyor ve içlerinden birisi el kol hareketleriyle aşağıya atlasa ne olacağını sormaya çalışıyor. soruyu anlayan bir kısım mağara adamı ellerini kollarını sallayarak havayı dövmeye başlıyorlar ve sadece ona; ölürsün seni mağara adamı demeye çalışıyorlar. anlamayan diğer kısım ise yere düşüp kalkmaya çalışan bir kaplumbağa gibi yerlerde yuvarlanıyor. ağızlarını açarak garip garip sesler çıkarıyorlar. biz şimdilerde buna gülmek diyoruz... ancak insanın ne için karşı tarafa güldüğü ve onu ne için aptal olarak nitelendirdiği çok önemlidir. arkadaşın sorduğu soruya verilen tepkiler bu mağara adamlarının tepkileri gibi.

    bilmiyorsanız da susun arkadaşlar. konuşmak zorunda değilsiniz. espri yapmak zorunda değilsiniz. ileride çocuklarınız olunca bu aptal sorulardan milyonlarcası gelecek. ona da mi böyle cevap vereceksiniz? ne yapacaksınız? karınıza; "selma bu mal ne diyor ya? şunun eline tableti ver de pepe izlesin" filan mı diyeceksiniz? öyle yapmayın. sonra bakın insanlar böyle;

    "öldüğünüzde ölü olduğunuzu bilmezsiniz. bu sadece başkaları için zordur. aynı şey salak olduğunuzda da geçerlidir."

    aforizmalar yazıyorlar. biz neyse de tanımıyorsunuz sonuçta kimseyi anonimsiniz. ancak çocuğunuzun önünde bir "gerizekalı" olmamak için az biraz araştırma güdünüz, dünya'ya bir bakış açınız, felsefeniz, minimum düzeyde de olsa bir fizik bilginiz olsun.

    gelelim cevaba. bu hem kinetik enerji hem de kinetik enerjinizin yer ile temas ettiği anda, temas eden alanın büyüklüğü ve hava da kapladığınız yer ( yüzey alanınızın oranı ) ile ilgili. yüzey alanınız ne kadar artarsa o kadar çok hava direncine maruz kalırsınız.

    kinetik enerji e = 1/2.m.v2

    burada m kütle, v ise hızdır. kütleniz düştükçe kinetik enerji da azalır. bir insanın düşerken ki kinetik enerjisiyle (ki havada atlamadan önce potansiyel enerjisi de var bu da m.g.h'dır. m kütle, g yerçekimi ivmesi, h yükseklik. burada da ne kadar kütleniz varsa o kadar potansiyel enerjiniz vardır) bir böceğin ki aynı değildir. insanın ki çok yüksek (böceğe göre) ve böceğin ki ise düşüktür. hesaplayalım;

    e(i)=1/2.100 kg . 20 . 20 m/s=20000 kg.m2/s2
    e(b)=1/2.0,001 kg . 20 . 20 m/s=0,2 kg.m2/s2

    kg.m2/s2 ki bu da joule'dur. yani birimimiz joule

    e(b).100000=e(i)

    yani insanın kinetik enerjisi 100000 (yüz bin) kat daha büyüktür. bu da ölmek için güzel bir neden.

    not: ihmal ettiğim bir kaç şey olabilir. (her fizikçinin yaptığı gibi) mesela hızı ve ağırlıkları uydurdum. bir kere düşerken sürekli artacak olan hızı sabit aldım ve düşük tuttum. limit hıza ulaşması daha fazladır. hava direncini (sürtünmeyi) ihmal ederek böceğin çok daha yavaş bir şekilde düşeceği gerçeğini pek umursamadım. çünkü keyfim öyle istedi. bunlara rağmen 100000 katlık bir fark oluştu. çok daha fazladır.

  • cok boktan bir olaydir.
    universite arkadasimin evlerine hafta sonu munasebetiyle gittim. arkadastan cok annesine benziyorum. yani yanyana gorseniz benim annem sanirsiniz. ailecek beni cok sevdiler, sohbet, muhabbet. babasi zaten bana hayretler icinde bakiyor, gozlerine inanamiyor. neyse efendim ertesi gun pazar ve evin en kalabalik oldugu gun. kahvalti sonrasi kahvelerle beraber sigaralarimizi iciyoruz. o sirada arkadasimin evli olan ablasi ve kocasi geliyor. simdi evde ben, arkadasim, annesi, babasi, iki tane ablasi, enistesi ve kedileri var. oturduklari ev kira. bir muddet sonra ev sahibi ve karisi tesrif ediyor. gunun ilk sigarasi bagirsaklarimi haraketlendiriyor. (bkz: durduramiyoruz efendim)
    tuvalete gidiyorum. afedersiniz siciyorum. sifonu cekip klozeti izliyorum. su seviyesinin yukselmesine paralel benim gozler aciliyor. su yukseliyor, gozler portluyor. gozler portlerken su yukseliyor. neyse ki klozet tasmiyor ama ortada bok var. kufur ediyorum. ev kalabalik bok varmis gibi herkes evde. bakiniyorum care yok. arkadasima sesleniyorum. yanima geliyor ve boka bakarak gulmeye basliyor. acil biseyler yapmam lazim napalim diyorum. arkadasim annemi cagiralim diyor olmaz diye karsi cikiyorum. ugrasiyoruz gitmiyor. en son annesi geliyor sorun nedir diye. arkadasim anlatiyor. kadin seviniyor. ev sahibine sikayet ediyor tuvalet tikaniyor halletmek gerek diye. o sirada ev sahibi yanimiza geliyor. butun ev hakli banyoda benim boka bakarak yorum yapiyor. sifonu cekiyorlar bok gitmiyor. millet nasa yada csi da calisir ciddiyetiyle durumu degerlendiriyorlar. hic dusunen yok bu kizin psikolojisi ne hale gelir diye. abi ayip ya.
    tek basina halledenleri sansli insanlar sayiyorum.

  • hulya avsar kizini kameralardan uzak tutma fikrini israr ve inatla surdurmeli, en azindan goz zevkimiz icin.

    kendini turkiye'nin en guzel kadini saniyorken gidip turkiye'nin en tipsiz erkegiyle evlenirsen ortaya cikacak en iyi cocuk bu olurdu zaten.

    neden tek cocuk oldugu da ortada ayrica kizimizin, hulya avsar daha fazla risk almak istememis.

  • aynı adam, "atmlerden para çektiğinizde de bedelini ödeyeceksiniz" ya da buna yakın bişeyler de söylemiştir ! sabah radyoda duydum.

    neymiş ? müşterinin her hizmetinin maliyeti varmış !

    o zaman ne demeye insanlara zorla kart, kredi falan ittirmeye çalışıyorsunuz...
    maliyetinizi artırıp yük olmayalım.

    gidin başımızdan !

    buradan devam edin sayın okur : (bkz: (bkz: #32463607))

  • doğru bir karardir.

    mercimek çorbasi dünyada ki en reliable yemektir.

    belki de yemeklerin toyota'sidir.

    az acikmissiniz, cok acikmissiniz bir mercimek corbasi her zaman kafi gelir. caniniz birsey yemek istedi, yine ama emin degilsiniz mercimek corbasi her zaman safe bir seçimdir.

    ve her ne kadar kotu yapilirsa yapilsin her zaman belirli bir standardi vardir.

  • günlüğü milyon dolar olan oteller bir süre zarar etse de birşey olmaz zamanında aldıkları fahiş fiyatlardan karşılarlar zararı kaldı ki zarar eden sadece oteller değil bütün dünya zararda