hesabın var mı? giriş yap

  • yan apartmanımızda gerçekleşen durum. resim

    olayı şöyle özetleyebilirim.

    o binanın tam arasından bir dere geçer. resim itfaiye ters istikametten geldiği için karşı yakada kalıyorlar. bundan dolayı baya zaman kaybı yaşanıyor. olayları canlı canlı izlerken itfaiyecilerin ne kadar büyük aptallık yaptıklarını yazmadan rahat edemeyeceğim. isterlerse hakkımda soruşturma başlatsınlar.

    1: ters istikametten geldikleri için 7- 10 dakika arası bir gecikme yaşanıyor

    2: tam teşekküllü 3 itfaiye arabası gelmesine rağmen branda açılmıyor

    3: ilk etapta branda açılması gerekirken o aptal ekipler merdivenle müdahale etmeye çalışıyor.

    kadın daha ne kadar dayanabilir ? itfaiye geldikten sonra o yangın gözlerimin önünde 30 dakika sürdü. daha henüz kadın atlamamıştı. yani bu beceriksiz itfaiye ekibi 20-25 dakika içerisinde bir branda açamadı. bana göre bu cinayetti. ne eksik ne fazla abartmadan yazıyorum. zaten o mahallede yaşayan insanlar bu duruma katılacaktır. tamamen koordinasyon hatası başka bir şey değil.

    yer: mezitli / viranşehir mahallesi

  • kalıcı kolektif kullanılabilir sanal alan ya da üç boyutlu sanal alanların birleştirilmesiyle oluşturulması planlanan sanal evren.

    ana fikrini "internetin, insanların sadece kimi şeylere bakmakla yetinmeyip, içerisinde aktif olduğu üç boyutlu bir evrene dönüştürlmesi" diye özetleyebileceğimiz bir tasarım. eski amazon menajerli, yeni teknolojiler yatırımcısı matthew ball internetin yerine geçeceğini iddia ettiği metaversum'un özelliklerini şurada kısa kısa açıklıyor.

    tık

  • çiprasçılardan da, yunanistan'a tatile gidenlerden de, kürtlerden, zazalardan, kıpçaklardan, eskimolardan ziyade akp'lilere çaktığı yazı. öyle bir robotlaşmışsınız ki okuduğunuzu anlamaktan aciz hale gelmişsiniz. yılmaz özdil görünce "faşist ulusalcı izmirli tukaka". ulan bi okuyun be. adam araştırmış. resimlerle belgelemiş, yazmış. sabah'taki, yeni şafak'taki sikimsonik yazarlar gibi "ben dedim oldu, nasıl olsa ne yazsam inanırlar" yapmamış. oturun o yazdıkları, koyduğu resimler gerçek mi onu tartışın ilk önce.

    sayenizde akp'nin rezillikleri yine arada kaynayıp gidiyor.

  • game of thrones evreninin bize öğrettiği en önemli şeylerden biri, bir kişinin sadece tahta oturmakla kral olamayacağıdır. işin içinde onlarca farklı faktör var. insanlar sizi destekleyecek mi, otoritenizi kabul edecek mi, emirlerinize kendi çıkarlarıyla çatışmasına rağmen itaat edecek mi yoksa herkese tekrar tekrar kral olduğunuzu hatırlatmanız mı gerekecek bunlar çok önemli. bu evren işte bu dinamikleri çok güzel işliyordu öncesinde. benim beklentim de yeni seride bu özelliğin aynen devam etmesiydi. bir şeylerin işaretleri verildi artık ve bölüm game of thrones'un başarıyla gittiği sularda yüzmeye başladı. şimdi o seviyeleri tekrar yakalamışlar mı bir bakalım.

    ama öncelikle bölümün inceleme videosunu da hazırladım. onun da linkini yazının en sonunda bulabilirsiniz.

    --- spoiler ---

    öncelikle kral viserys'ten bahsetmek istiyorum. burada fatih sultan mehmet'ten bir örnek vereceğim. malum kendisi küçük yaşta tahta çıkıp geri inmişti. ayrıca babası ikinci murat aşırı otoriter dediğim dedik bir adamdı. bu nedenle ikinci mehmet tahta çıktığında herkes kendisine şüpheyle yaklaştı. e balkanlar falan da kaynıyor zaten, ikinci mehmet'in bir an önce insanlara otoritesini kanıtlaması gerekiyordu. bu nedenle amansız bir mücadeleye girişti ve 21 gibi çok genç bir yaşta o dönemde fethedilemez görülen istanbul'u alarak hem ülke içinde otoritesini sağladı hem de düşmanlarına korku saldı.

    şte kral viserys'in başına gelenler, insanların sözünü bir türlü dinlememesi, herkesin onu bi tarafa çekmeye çalışması bu yüzden. viserys, barış döneminde doğup büyüdüğü için mücadeleye alışmamış. otoritesini kendi lordlarına kanıtlama gereği de duymamış. bu bölümde de o av sahnesinde insanların ona nasıl şüpheyle baktığını net bir şekilde görebiliyoruz.

    ben açıkçası bu anlatımı ve karakteri o nedenle çok beğeniyorum. iç dinamiklerini ve dıştan gelen etkileri çok güzel anlatıyorlar. mesela dany'i jon'u ya da ne bileyim oberyn'i anlatmak bi nebze daha kolay çünkü bu karakterlerin mücadelesini bire bir gösterebiliyorsunuz. viserys'in mücadelesi ise daha derinden ilerliyor. bunu hem yazmak hem de oyunculuk olarak aktarmak ise hayli zor diyebiliriz ve bu dizide bunu çok başarılı bir şekilde yapıyorlar. bu konu da gerçekten tam puanı hak ediyor.

    dizinin diğer alanlarına bakacak olursak da zaman atlaması dışında yine biraz hızlı ilerleme söz konusu. mesela game of thrones'un bir sezonu oberyn'in hikayesi üzerine kuruluydu ve karakteri o kadar güzel tanıtıp o kadar etkili bir final yapmışlardı ki belki dizi tarihinin en ikonik anlarından birine dönüştü bu. işin güzel tarafı bunu sadece büyük karakterler için yapmadılar. baya her yan karakterin bir tanıtımı ve oynadığı bir rol oluyordu. bu dizide anlıyorum merkezde bir targaryen ailesi var ama geri kalan kısımda tanıtımlar biraz zayıf kalıyor gibi. onu da umarım ileriki bölümlerde tamamlarlar.

    bir de dizinin ağır topları olan daemon, rhaenyra ve otto hightower karakterlerine bakalım. bir önceki bölümde rhaenyra'nın biraz seyircinin önüne eski mekanikler ile atıldığını bu nedenle henüz derinliğe kavuşmadığını söylemiştim. bu bölümde ise bu artık başlamış. daha öncesinde kendisi tek varis olduğu için rahattı ama artık bir rakibi var ve bu bir erkek çocuk. o nedenle yalnızlığının farkında ama gururu tehlikede olduğunu anlamasına engel oluyor. bu da geldiğinde yani biraz da kayıp yaşayıp paniklemeye başladığında çok daha muazzam bir karaktere dönüşeceğini söyleyebiliriz.

    otto ise dizinin kötü adam kontenjanını doldurmak için yazılmış ama game of thrones'taki seviyeye hala ulaşamamış durumda. çünkü game of thrones'ta littlefinger ve lord varys gibi muazzam diyaloglara sahip iki adet karakter vardı. bir de bu karakterlerin yanına tyrion'u ekleyince gerçekten muazzam bir sonuç çıkıyordu. bu karakter ise o alanda biraz zayıf kalmış. mesela ne istediğini pat diye söylüyor. evet kendi gücüne ve kralın zayıflığına çok güveniyor olabilir ama game of thrones da biraz diyaloglardır ve ben burada bi kısa eksiklik hissettiğimi belirtmek istiyorum.

    bir de dizinin aksiyon yükünü sırtlayan daemon abiye bakalım. matt smith başka bir dizide falan oynasaydı da ben izlerdim öyle severim kendisini. ama bu rolde cidden harikalar yaratıyor. mesela fark ettiniz mi bilmiyorum bu bölüm hiç konuşmadan oynadı. her şeyi mimikleriyle, hareketleriyle bakışlarıyla falan anlattı. bu da muazzam bir performanstı gerçekten. aksiyon demişken malum game of thrones'un özellikle ilk sezonlarında öyle haldır huldur savaş izlemiyorduk. belki sezon sonu falan bi olay kopuyorsa kopuyordu. ama bazı izleyiciler bundan sıkılıyordu. bu dizide ise biraz aksiyon biraz saray entrikası falan dengeli gidecekler sanırım. yani aksiyon da bi 15 dakika falan sürdü zaten o nedenle ben bu kararı beğendim diyebilirim.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak her ne kadar her bölüm zaman atlaması falan olsa da hikayeyi takip etmek zor değil. zaten büyük bir olayın kopmak üzere olduğu da artık belli oldu. hatta üç aşağı beş yukarı kimin arasında olacağı da anlaşılıyor. biraz daha yan karakterlere ağırlık verip diyalogların da yükünü taşıyacak anlar yaratılırsa yine efsane bir diziyle karşı karşıyayız demektir.

    ha bir de yukarıda inceleme videosu için link demiştim. ona da buradan göz atabilirsiniz.

    https://youtu.be/itmrauopk08

  • yancı :

    anti-kahraman bir karakterdir. uslu uslu tarlasını ekenlerin yanına gidip "hşş bak arpa iyi gidicek bu sene,sen hala veriyosun buğdayı,yanlış yapıyosun" der,ev yapanlara bulaşır "age atladın diye betondan yapıyon ama bak ben kerpiçten şaşma derim yine" biçiminde. askeri binaların başında bekler,içerden asker çıktıkça alkışlar "helal abim benim ne de güzel olmuşsun sen" diye çoşar.pisliktir,boş bırakınca catapultların vidasıyla,ipiyle oynar bela olur.