ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilayda alişan'a havalimanı'nda yapılan haksızlık
-
check in genellikle 1 saat önce kapanır çünkü:
yolcu sayısı ve bagaj sayısı sabit hale getirilip, bagajların uçağın kargo bölümlerine nasıl yükleneceği hesaplanır. bu hesaplamalar, uçağın ağırlık merkezinin uygun limitlerde çıkması için gereklidir ve her uçuştan önce yapılması gereken legal işlemdir. uçak tam dolu değil ise yolcuların check in yaptıkları koltukları dahi değiştirmek durumunda kalabilirler ki ağırlık merkezini korumak adına dağılım düzgün yapılsın.
bu hesaplamalar en son kaptan tarafından kontrol edilir ve gerekirse müdahale edilerek düzeltilir.
bunların tamamı için zamana ihtiyaç vardır. çünkü bagajların yüklenmesi, gerekirse farklı kargo bölümüne alınması zaman alan bir işlemdir.
geniş gövdeli yani çift koridorlu büyük uçaklarda yolcu sayısı daha fazla olduğu için ve boarding daha fazla vakit alacağı için boarding'in bir saat önceden başladığı bile olur. böyle durumlarda check in daha önceden kapatılabilir.
dolayısıyla "uçak orada duruyor, daha kalkmadı ama beni almadılar." tamamen cahilce bir önermedir.
sözlük yazarlarına saygılarımla...
jazz'ı özdeştirdiğimiz görüntüler
-
çoğu insan jazz'ı bir davranış olarak betimler. bu davranışın da mekanla doğrudan ilgisi vardır. saksafon ya da trompetin ruhtan üflenerek çıkardığı sesin arkasında ya kent silueti ya da ışıltılı bir gecenin renkleri vardır. bunda sinemanın etkisi olduğu aşikar. insanlar izledikleri kliplerin, filmlerin etkisiyle kendini bir ana karakter, o insanı da bir izleyici olarak düşünür.
müzik dinlerken, türe, melodiye ve ritme göre görüntüler çağırır zihin. bunların büyük bir kısmı öğrenilmiş olanlardır. çoğunlukla o müziği ilk kez duyduğumuzda zihnimizin sıçradığı yer neresiyse sonradan da o sıçrayışın adımını atar, mekanla bütünleşiriz. şanslıysak buna eşlik eden bir insan vardır.
bazen de müzik öyle güçlüdür ki varlığınızı o siluetle birleştirir. insan o hayal dünyasında keskin bir duyumla hayata karışır.
john coltrane 'in naima eserini dinlediğimde loş bir odada mıcırlı garaj yolundan giren eski model bir arabanın farlarından çıkan ışık jaluziler tarafından kesiliyor ve karşımdaki duvarı yalıyor.
untitlet original 11383 bana kentte neon ışıkların hızla kayıp gittiği, yorgunluğun sızısına rağmen uyanık ve canlı kalmanın sarsıntısını yaşatıyor.
chet baker 'ın polka dots and moonbeams eserini dinlerken roma'da ışıltılı bir bahar sabahı kırlara gidiyorum.
bu büyük insanlar, gezegenimizin geçmişte yaşadığı yıkıntıyı temize çeken yüce gönülleriyle enstrumanlarına ses verdiler. aynı nefesle konuşuyorum. sevgiler...
6 kasım 2015 dolar kuru
-
an itibariyle 2.92'yi aşmış kurdur.
seçim sonucuyla zengin olunmaz. çalışarak, üreterek, kendini geliştirerek olur. imam hatiplerde yetişen nesillerle, inşaata dayalı ekonomiyle nereye kadar gidilebilir? hiçbir yere gidilemez.
kadıköy'deki tüm umudunu kaybetmiş adam
4.5 yıl sonra galibiyete deli gibi sevinen bjk'li
-
(bkz: o değil de iyi koyduk)
ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste
-
ofiste hayat güzel, internet gani gani
sözlüğüm full time açık, 24 saat yani
girerim on bin entry, karmam hep yükselişte
ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste
rush hour'da özel araçlar trafiğe çıkmasın
-
(bkz: rush hour ne lan it)
yazarların takıntı boyutunda nefret ettiği ünlüler
-
ay çok var hangi birini yazalım ki? ilk aklıma gelenler,
(bkz: murat boz) iki yüzlü, acun amipi çapar surat.
(bkz: ebru gündeş) tam bir varotik golddigger, pardon "anne"! zarrab bazlamasının biricik eski eşi.
(bkz: gülben ergen) nam-ı diğer 32 diş gülben, kadın yıllardır yapmacıklığın kitabını yazıyor resmen, evli erkeklere olan zaafıyla başı dertte.
(bkz: şeyma subaşı) açıklamaya bile gerek yok, iki kelam edeyim yine de: hipsterlığa terfi etmiş varotiklerden ama en önemli vasfı acunun çocuğunun anası olması, dini bütün bir party girl.
(bkz: fatih terim) konuşan takoz.
(bkz: eser yenenler) offf allahım tam bir gereksiz! ne iş yaptığını anlayan beri gelsin! kadrolu acun yancısı, gördüğüm en sevimsiz şişko.
edit:
(bkz: mustafa ceceli) mü'min çapkın. bir zamanlar romantik şarkıların beyaz atlı prensiyken, eşini aldatıp, ferrari yamultan bir hacıya dönüşmesi uzun sürmemiştir. ay dede suratlı yandaş!
bonus: burak-fahriye ikilisi, kendilerini türkiye tarihinin en itici ve alaman çifti seçmekte bir beis görmüyorum. işleri güçleri poz, kerkenez gibi geriniyorlar etrafta.
default olarak gelenler: bu listede değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez, misak-ı milli sınırları içindeki en ama en itici tipler tabii ki,
(bkz: rte)
(bkz: nihat doğan)
(bkz: arda turan)
son söz: yalnız olmadığımı bilmek çok güzel, ben de kendimi iflah olmaz bir hater sanıp hayıflanıyordum.iyi ki varsınız ahahahaha!
yaran tweet'ler
-
@elif_safak: elif hanim ben konya esnaf odasi başkaniyim, mevlana'dan yediğiniz ekmek kadar konya etli ekmeği yemediniz, esnaf kan ağliyor.
arakibutirofobi
-
arachibutirofobi, fıstık ezmesinin damağınıza yapışmasından korkmaktır. bu fenomen bir noktada herkesin başına gelse de, arachibutirofobisi olan insanlar bundan son derece korkarlar. arakibutirofobinin şiddeti kişiden kişiye değişir. bu fobiye sahip kişilerin bazıları az miktarda fıstık ezmesi yiyebilir, ancak çoğunluğu fıstık ezmesi veya benzer kıvamda herhangi bir şey yemekten tamamen kaçınır.
apartmanda köpek besleme yasağı
-
desteklediğim yasak.
çekilecek çile değil köpek havlaması.