hesabın var mı? giriş yap

  • millet ikinci dozu bitirdi üçüncü dozu vurdurmaya başladı* ancak hala hakkında gırla dedikodu dönüyor.

    öncelikle:

    - corona / korona ispanyolca (ve belki latince) taç* demektir ve korona virus, yuvarlağımsı şeklinin etrafındaki taçlardan ötürü bu ismi alır

    - işte bu vurduracağınız mrna aşısı da en basit tabirle o taçları vücuda tanıtıyor ve böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini öğretiyor

    - mrna ile önceden eğitim yapmış olan vücut bağışıklık sistemi de gerçek taç başlıklı covid'i görünce allah verdi demeden başlıyor kenetlenip vurmaya

    - bunu da işte her 100 olayın 95'inde başarıyla yapıyor ki pfizer biontech aşısının %95 başarı oranı böylece ortaya çıkıyor

    - mrna nucleus içine girmediği için dna'nızı değiştirmiyor. hoş girse de nasıl değiştirecek o ayrı konu

    - türkiye'nin üzerinde en azından burada oynanan herhangi bir oyun yok. bütün israil ve amerika birleşik devletleri'nin çoğunluğu bu aşıyı kullandı. israil bu aşı sayesinde covidden ölen sayısını sıfırladı

    - son olarak uğur şahin ve özlem türeci'ye sevgiler, saygılar ve teşekkürler

    haydi hayırlı vurdurmalar.

  • sevgili dostlar,

    şöyle bir etrafıma baktığım zaman ciddi bir yanlış anlaşılma meselesi yüzünden hayatı hem kendilerine hem de etraflarındaki insanlara cehenneme çeviren oldukça yüklü sayıda insan görüyorum.

    bu yanlış anlaşılma kibirli olmayı kendine güvenli olma sanma meselesidir.

    içi havayla dolmuş market poşetleri gibi salına salına burunları havada gezen milyonlarca insandan biri olmamanız için buraya bir kaç tavsiye bırakmak isterim çünkü sizde kendine güven sandığınız kibrin pençesinde yaşam süren ve başı dertten kurtulmayan bir market poşeti olabilirsiniz. ya da böyle bir tanıdığınız vardır. ama hocam ben poşet olarak gezmek istiyorum diyorsan sen bilirsin tabi.

    yol 1

    hatanı kabul etmeyi öğren.

    kibirli insanları anlamanın en kolay yolu bunların asla hatalarını kabul etmemeleridir. çünkü kafalarındaki sahte kral ve kraliçe imajlarıyla hata yapma kavramını bağdaştıramazlar. insan doğası gereği bolca hata yapar çünkü hata yapmadan öğrenemez. ben hiç hata yapmıyorum diyenler ya ölüdür ya da yalancıdır. bu sebeple bir hata veya yanlış yaptığın zaman güzelce kabullen ve bundan bir şeyler öğrenmeye çalış.

    yol 2

    sürekli savunma halinde olma.

    kibirli insanların en büyük korkusu başka insanların gözünde küçük düşmek ve eleştirilmektir. çünkü bu gariplerimin o kadar kırılgan bir kişilikleri vardır ki gözünde çapak var deseniz onlar için mahşer kopmuş ve hayatları sonsuza kadar lanetlenmiş anlamına gelir. bu sebeple her durumda ve her şartta sürekli savunma halindedirler. bunu yapma. bunun yerine sana yapılan eleştiriyi gerçekten dinle ve farklı bir bakış açısı olarak algıla. her eleştiriden bir şeyler öğrenebilirsin. tabi eleştiri derken hakaret veya laf sokmaktan bahsetmiyorum ancak gidip arabanı birinin garaj çıkışına park ettiysen ve sana da bu konuda bir uyarı geldiyse kendini savunmak yerine uyarıyı kabullenmek insan olmanın gereğidir.

    yol 3

    alevlenmeden önce sakince düşünmeyi öğren.

    sakince düşünme olayına şimdilerde "mindfulness" yani farkında olmak diyorlar. mesela bir arkadaşın iş yerinde senden daha başarılı veya senin beceremediğin bir şeyi yapıyor diyelim. burada egon kendini tehdit altında hissedip seni gazlamaya ufaktan başladığında dur ve düşün. neden böyle rahatsız oldum ve tam olarak hangi duyguları hissediyorum diye kendini sorgula. bunu güzelce yaparsan hem kendini geliştirme fırsatın olur hem de alıngan kendine güvensiz aksi bir şirin olmaktan kurtulursun.

    yol 4

    başkalarıyla kendini kıyaslamaktan vazgeç.

    bak dostum şu dünya üzerinden ne kadar insan varsa ve daha önce yaşadıysa bunların hepsi birbirinden farklıdır. hatta çift yumurta ikizleri bile birbirlerinin kopyası değildir. bu sebeple kendini diğer insanlarla acımasızca kıyaslamanın hiç bir manası yok. başka insanların başarılarından ilham alabilirsin bu güzel bir şeydir. ancak etrafındaki herkesi kamera gibi kayda alıp "onun var benim yok" denklemlerine girersen bu denklemin sonu karanlık yerlere çıkar. en iyi arkadaşın senden fazla mı para kazanıyor buna yoğunlaşmak yerine, kazandığın parayı ne kadar doğru kullanıyorsun buna yoğunlaş. sürekli etrafına tedirgin ve gizli bakışlar atan ürkek sincaplar gibi yaşama arkadaşım.

    yol 5

    kendini ve düşüncelerini sürekli sorgula.

    kibirli insanlar her şeyi tamamen bildiklerini ve her şeyin en doğrusunu düşündüklerini zannederler. bu sebeple hiç bir düşüncelerini ve kararlarını sorgulamazlar, başkalarının da sorgulamasına ayar olurlar. bu garip düşünce şekli de onların genelde kendi bindikleri dalı kesmelerine sebep olur. her zaman görüşünün ve anlayışının kısıtlı olduğunu bil. bol bol kendi kendine sorular sor, hatta güvendiğin arkadaşlarına bol bol danış. her şeyi ben bilirim diyenler genelde hiç bir halt bilmeyenlerdir.

    yol 6

    alçakgönüllü olmaya çalış ve bunu bol bol pratik yap.

    bunun en güzel yolu ufak tefek eksikliklerini ve sakarlıklarını başka insanlarla esprili şekilde paylaşmaya çalışmaktır. örneğin matematiğe kafan basmıyorsa bunu saklamaya çalışmak yerine "dostum hesap işinde bana güvenmeyin, bazen beş artı beş on beş eder sonucunu bile hemen hesaplayamıyorum" yollu ifadelerde bulun. bil ki insanların ezici çoğunluğu mükemmel gözüken insanları sevmezler ama bir kaç ufak tefek eksikliğinin olması seni gereksiz nefret saldırılarından korur.

    yol 7

    dinlemeyi öğren.

    bak arkadaşım kibirli insanların alameti farikası bunların dinlemekten nefret etmesi ve hep konuşmak istemesidir. bu sebeple de hem insanlar tarafından sevilmez hem de hiç bir şey öğrenemezler. dinlemeyen bir insan ne iletişim kurabilir ne de başarılı olabilir. dinlemeyi şu ana kadar öğrenemediysen bunu öğrenmeye başlamanda büyük faydalar var. gerçekten dinlediğin zaman etrafındaki insanların her birinin ne kadar farklı fikirleri ve nasıl ilginç hikayeleri olduğunu fark edersin. üstelik sevilirsin.

    bir taşla iki kuş.

    yol 8

    kibirli modeller sadece eleştirmeyi bilir. bu insanların yaşamlarında "aferin", "teşekkür ederim", "çok iyi iş başarmışsın", "çok yeteneklisin" gibi sözcükler bulunmaz. bunları söylemek yerine bir meydanda kazığa bağlanıp odun ateşinde yakılmayı tercih ederler. bunu yapmalarını da "karakterli olmaya" veya "yalaka olmamaya" bağlarlar. bu nankör arkadaşlar bu sebeple hiç bir zaman gerçek dostlara sahip olmaz, insanlar tarafından sevilmez ve dışlanırlar. bunun bütün sebebini de "insanların onun değerini bilmemesine" bağlarlar. lütfen böyle acayip bir insan olmamaya çalış.

    yol 9

    kibirli insanların başka bir fobileri de yardım istemektir. bir gemiden denize düşseler ve güvertede elinde can simidi olan birisi bulunsa ondan yardım istemek yerine boğulmayı tercih edebilirler. çünkü o kadar gerçek dışı bir benlik algıları vardır ve kendilerini yarı tanrı (hatta tanrı) şeklinde görmektedirler ki birilerinin yardımını almayı "muhtaç olmak" şeklinde yorumlarlar. tek bir kişiye yol sormadıkları için saatlerce kaybolabilen şaşkın tipler genelde bunlardan çıkar.

    yol 10

    kibir abidelerinin bir başka ilginç özelliği de kimseye zırnık vermemeleri ve kimseye yardım etmemeleridir. nasıl ki kendileri yardım istemeyi zayıflık olarak görüyorlarsa kendilerinden yardım isteyenleri de zayıf ve aşağı görürler. kibirli insanlar çöplerini bile paylaşmak istemez. kazandıkları tüm parayı tamamen kendilerinin hakkı sanırlar. paylaşmak ve hizmet etmek onlar için en büyük işkencedir ancak tam tersine başkalarının kendilerine vermesi ve hizmet etmelerinin onların görevi olduğunu düşünürler. bir kafede garsonlara en kötü davranan ve bir lira bile bahşiş vermemeyi akıllı olmak zanneden bu akılsız robotlardır. bu sebeple dostum paylaşmaktan ve başkalarına yardım etmekten zevk almayı öğrenebilirsen (tabi kendini kullandırtmamak şartıyla) yaşamın çok keyifli ve bolluk içinde geçecektir inan bana. çünkü evren sisteminde verene daha çok verilmesi gibi çok güzel bir özellik vardır.

    evet dostlar. bugün kibirli insanlardan bahsettik. umarım faydalı olabilmişimdir.

    klasik yazı sonu ricam geliyor gene.

    efendim hiç kibirli olmayan bir you tube kanalım var. keyifli ve bilgilendirici videolarımı izlemek istersen abone olursan sevinirim. istemezsen canın sağ olsun kardeşim.

    buyurunuz link

    https://www.youtube.com/c/aydinserdarkuru

    sevgilerimle

  • şu fotoğrafta da fantastik duran akp'li bakanın garip açıklamasıdır.

    tamam anladık, tanrınız o adam olmuş da, her söze başlayınca onun adıyla başlamanız da suyunu çıkarıyor artık.

    +sayın nebati, bugünkü sporunuz nasıldı?
    -öncelikle liderimiz, önderimiz, biricik varlık nedenimiz olan sayın cumhurbaşkanımızın destekleriyle sporumuzu yaptık. onun talimatları doğrultusunda kültür fizik hareketleri yaparak, yine onun gözlemleri, bakın altını çiziyorum: sayın cumhurbaşkanımızın bizzat kendi gözleriyle bizi izlemesi yoluyla sporumuzu çok şükür tamamladık. bu konuda sayın cumhurbaşkanımıza liderliği için sonsuz şükranlarımı sunuyorum. o yarattı bizi.

  • yıkmaya ant içip, sabah akşam lanetler yağdırdıkları atatürk havalimanına muhtaç kalan akp'lilerin eylemidir.

  • ülkemizde güncel ve anlık nüfus sayımı oradan yapılıyordu. şimdi işin gücün yok tek tek say insanları. adrese dayalı nüfus sayımı, ikametgah, ıvır zıvır bi ton bürokratik işlem.

  • üstteki deli ne anlatıyorsun anasını satayım. ezan kaldırılsın dedik sanki. yüzyıllardır bayram oluyor bu memlekette ben bir kere bile duymadım bayram öncesi sabah 4te sela okunup üstüne 2 tur tekbir getirildiğini. update mi geldi dine? işiniz gücünüz mağduriyet amk.

  • hakan ve doğukan gönüllüleri öyle bir yerin dibine soktu ki iki kelimeyi bir araya getirmeye zorlanan gönüllü zımbırtıları saçmalıyorlar şu an.

    turabi daha geçenlerde "onlar gülmesin hep biz gülelim" dedi röportajında şimdi diyor ki üzülüyoruz.

    hasan "yiyoruz ama sonra yine acıkıyoruz." ama onlar hiç yemiyor kafan basmıyor sanırım hasan? pama o kadar hamuru yedikten sonra protein eksikliği çok normal...

    hilmicem "önlerinden mi alıyoruz ödülü, kazanıyoruz gidiyoruz." adamlar hak etmediniz demedi ki? kaybettiğimiz için hem karnımız aç hem mutluluğa açız diyorlar. anlamak niye bu kadar güç?

    ulan sen dokunulmazlığı alamayasın diye turabi her türlü psikolojik savaşı yaptı, sen bile dayanamadın o kanka rolünden çıkıp turabi bir sus dedin, begüm seni desteklemedi çünkü sen kazanırsan onu yazacaklardı. karşı tarafa bakacağınıza kendi içinizdeki pisliklere bakın.

    doğukan'a soytarılık yap sana da bu yakışır diyen turabi, o adam hiçbir şey yapmasa sırf babası sayesinde saygıyla anılmayı hak ediyor. ki doğukan'ın da çok sağlam bir karakteri var. sen o adamın boku olamazsın. nasıl yetiştirmişler seni hangi hatalı gecenin ürünüsün anlamadım... beyinsiz maymun.