hesabın var mı? giriş yap

  • şaka maka gözlerimin dolmasına sebep olan açıklama. 25 sene önce okumaya başladım. disiplinli bir okuldu. hayata karışamadım. sokakta fazla vakit geçirebilen bir çocuk değildim. bana kalırsa pek de çocukluğumu yaşayamadım. burjuva tipi sosyal aktivitelerle geçti ömrüm. okula gittim. kursa gittim. yabancı dil öğrendim. sınavlara girdim. iyi derecede ofis programlarına hakimim. presentabl denen bir sıfat var ya hani, onun kelime karşılığı olacak şekilde yetiştirildim. sebebi iyi bir işe girmekti, iyi para kazanmaktı, hayatım, ailemden gördüğüm gibi devam etsin diyeydi hepsi. artık ne için uğraştığımı, neden bir çocukluğum olmadığını, neden hayatımın hiçbir noktasının tadını tasasız biçimde geçiremediğimi bilmiyorum. bana harcanan para bankaya koyulmuş olsaydı, şu anki gelirimin onlarca katını alıyor olurduk. milyarlar... hepsi çöp. bu ülkede bi boka yaramıyor eğitimli ve kültürlü bir insan olmak. kimse, aa maaşallah yavrumuz da ne kadar insaflı ve merhametli demiyor. herkes paranın ve gücün önünde ceket ilikliyor.

    niye okuduk, niye senelerimi çaldınız el birliğiyle? sağıma bakıyorum cahil, soluma bakıyorum cahil. kimse de aa ne cahil adam demiyor.

    deliler, cahiller ve ölüler... öylesine mutlular ki! yalnızca çevrelerindekiler acı çekiyor.

  • istanbul'da bostancı ile küçükyalı arasında kıyı şeridinden yaklaşık 700 metre uzaklıkta bulunan, bizans döneminde din adamları ve sürgüncülerin yaşadığı, istanbul'un 10. adasıdır. dönem içerisinde birbirine rakip olan patriklerden önce aziz ignatius, sonrasında ise aziz fotios patrikliğin başına geçmişlerdir. ortodoks ve katolik kiliselerinin ilk ayrışma süreci, bu dönemlerde vordonisi adası'nda yapılan görüşmeler neticesinde başlamıştır.

    vordonisi adası'ndaki manastırın ismi ise satyros manastırıdır. adını ise kehanet, büyü ve doğa olaylarını kontrolü altında tuttuğuna inanılan pagan tanrısı satir'den almıştır. 1010 yılındaki istanbul depreminde granit kayalıklar üzerinde yer alan diğer 9 ada hasar almazken, alüvyon bir tabakaya sahip olan vordonisi batmıştır. bu adanın zamanının büyü ve maji merkezi olduğu söylenmektedir.

    son zamanlarda ada çevresinde kuzey atacan ve ekibinin yürüttüğü çalışmalarda, iletkenliği çok iyi bir derecede olan altın,bakır ve bilinmeyen bazı metallerin alaşımından oluşan yaklaşık 10 kilogramlık bir başlık bulunmuştur. yine kendi araştırmalarına göre insan melezi bir varlığa ait olduğunu düşündükleri bu garip başlık, o zamanlarda esir olarak alınan melez bir varlığın etrafına zarar vermesini önleyici bir nesne olarak kullanılmıştır. bu melez varlığın da büyü işlerinde kullanıldığı tahmin edilmektedir.

  • var böyle kız. enfes birşey. tanıdım, yaşadım onunla biliyorum. bu sadece bir restaurant ya da barda hesaba ortak olmasıyla ilgili bişey değil.

    bakın şöyle birşeydir;

    erkek: eve geçerken şurdan iki pizza alsak mı ki?
    kız: almayalım
    e: aç değil misin?
    k: açım ama gerek yok. iki pizza için ne kadar para vereceksin?
    e: 20-25 falan heralde.
    k: ver o parayı bana o zaman...

    (kız bir markete geçer çocuk kapıda sigara içiyordur. kız elinde poşetlerle çıkar)

    k: makarna ve yoğurt aldım, sana güzel bir makarna yaparım 15 dakikada. fazladan bir paket aldım evde bulunsun. kola da aldım. bu arada peynir zeytin falan bir kaç şey daha aldım. tavuk alacaktım da para yetmedi. kahve de bitmişti sizin evde biraz kahve aldım.yemekten sonra içeriz. onu da sen yaparsın artık...
    e: bir ömür kahve yaparım sana ben...

    edit: evlendim onunla.

  • önce haber kaynağı:
    https://techxplore.com/…s-scale-twitter-trends.html

    ardından araştırmanın kaynağı:
    https://arxiv.org/abs/1910.07783

    isviçre epfl araştırmacıları türkiye 2015-2019 arası toplanan veriye göre trending topiclerin neredeyse yarısının sahte olduğunu bulmuş. en az 108.000 adet bot hesap keşfedilmiş. haberden alıntı

    "we found that 47% of local trends in turkey and 20% of global trends are fake, created from scratch by bots. between june 2015 and september 2019, we uncovered 108,000 bot accounts involved, the biggest bot dataset reported in a single paper. our research is the first to uncover the manipulation of twitter trends at this scale," elmas continued."

    çevirisi

    "türkiye'deki yerel trendlerin %47'sinin ve küresel trendlerin %20'sinin sahte olduğunu, sıfırdan botlar tarafından oluşturulduğunu tespit ettik. haziran 2015 ile eylül 2019 arasında, tek bir raporda bildirilen en büyük bot veri seti olan 108.000 bot hesabını ortaya çıkardık. araştırmamız, twitter trends'in bu ölçekte manipüle edildiğini ortaya çıkaran ilk araştırmadır" dedi.

    yapımda emeği geçen araştırmacılara saygılarımı sunarım. işi gücü bırakıp ülke kaynaklarını twitterda bot hesaplara yatıran kişileri de allah ıslah etsin, sizden ne köy olur ne kasaba.

  • freud'u mezarında ters çevirecek kadar baba düşkünü oğlumla oynarken, birden içimde aşkım kabarıyor, dağları denizleri aşıp coşuyor.
    bitter: özgür ben bu hayatta en çok seni seviyorum biliyor musun?
    özgür: teşekkür ederim anneciğim, çok iyisin. ben de en çok babamı seviyorum.

  • - icinizde bilgisayar muhendisi var mi?
    (elemanin biri el kaldirir, baska biri secilir. eleman elini indirir)
    -icinizde berber var mi?
    (aynı eleman yine el kaldirir.. bu sefer secilir. mutlu mutlu koşar)

    bizzat yaşanmıştır. (alaşehir, 2000)

  • kendinden emin ve bir o kadar da mesnetsiz iddia.

    öncelikle, bu evrenin simülasyon olması için kesinlikle şunu kabul etmemiz gerekiyor: bizimkinden başka bir evren daha var ve orada yaşayıp bizi simüle edenler, bizim deneyimlediğimiz fizik kurallarına tabi durumdalar ki bu evreni de kendi bildikleri fizik kurallarına göre simüle etmişler. bunu kabul ettiğimizde ortaya şöyle sorunlar çıkıyor:

    1- evren boyutunda bir simülasyon yapmak için gereken bilgisayarın boyutu

    bir sabit disk sürücüsünün, tek bir bitlik bilgiyi depolamak için yaklaşık 100,000 atom kullanıyor oluşundan yola çıkarsak ve bu bilgiyi, gözlemlenebilir evrende yaklaşık 10^82 tane atom olduğu tahminiyle birleştirirsek, bu kadar çok sayıda atomun bilgisini depolayabilmek için gereken bellek ihtiyacı devasa olacaktır. yani şunu desek yanlış olmaz; gözlemlenebilir evreni simüle etmek için bu evrenden daha büyük bir bilgisayara ihtyaç var.

    2- bremermann limiti

    bu limit, bir bilgisayarın ne kadar hızlı olabileceğinin bir ölçüsü. bu da kilogram başına saniyede yaklaşık 1.4 x 10^50 bitlik işlemle sınırlı. tabii ki bu bilgisayar işlem yapabilmek için belirli bir enerji harcayacak. ne kadar harcar? meşhur e = mc^2 ne kadar gerektiriyorsa; yani kütlesiyle doğru orantılı olacak şekilde enerjiye ihtiyaç duyar. diyelim ki 1.5 kiloluk bir laptop kullanıyorsunuz. bunun ihtiyaç duyacağı enerji:

    (1.5) x (8.99 x 10^16) = 134,850,000,000,000,000 joule olur.

    yukarıdaki 1. maddede, gözlemlenebilir evreni simüle etmek için gerekecek bilgisayarın, evrenin kendisinden daha büyük olması gerektiğini söyledim. bu durumda öyle bir bilgisayarın kaç kilo geleceğini ve o boyuttaki bir bilgisayarın da işlem yapabilmek için ne kadar enerjiye ihtiyaç duyacağını başlık sahibi hesaplamak isterse tutmayalım kendisini.

    3- bekenstein sınırı

    bu, fiziksel nesnelerin depolayabileceği bilgilerin temel sınırı olarak da tanımlayabileceğimiz bir ölçü. belirli miktardaki madde için maksimum bir entropi seviyesi ön görür ve bit kullanan klasik bilgisayarları da kübit kullanan kuantum bilgisayarların kapasitesini de sınırlandırır. yerel olarak ihlal edilebilir mi? belki ama zaten ilk iki madde, buna sıra gelmesine bile gerek kalmadan böyle bir simülasyon olasılığını imkânsız seviyesine getiriyor.

    4- simülasyonlar, gerçek hayata kıyasla daha basit algoritmalar ve grafikler kullanır. evrenimiz kadar akıcı ve detaylı bir yapıyı simüle etmek için, ondan çok daha büyük ve karmaşık bir yapıda yaşayan, zekâ olarak da çok daha yüksek seviyelerde gezinen canlılar gerekir. üstelik simülasyonlar genellikle kısa süreler içerisinde sonlandırılır ya da kapatılır. evren simülasyon olmak için fazla uzun süredir "hayatta". sonuçta bunu ne kadar uzun süre sürdürürseniz, o kadar fazla bellek gerekecektir ve evrenin zaten çok fazla bellek gerektireceğine değindik.

    5- simülasyonlar o an'dan ötesini yaratmazlar. bunu açıklamam gerekecek sanırım. mesela rdr2 gibi açık dünya haritalı bir oyun oynadığınızı düşünün. siz haritada ne tarafa doğru gidiyorsanız bilgisayar o bölgedeki haritayı oluşturur. arkanızı, diğer yanlarınızı görmediğiniz, sadece önünüzü gördüğünüz için o kadarını oluşturması yeterlidir. biraz ilerlediğinizde yeni bölgeleri oluşturmaya devam eder. görünenin dışındaki harita (yani dünya) sizin için yoktur. daha basit oyunlarda, mesela bir yaratığı öldürüp geçtiğiniz yere geri dönüşte, yaratığın cesedinin orada olmadığını, izleriyle beraber tamamen yok olduğunu görürsünüz. hatta bazen siz oradayken yok olur. bazı durumlarda oyun hataları (bug'lar) olur ve grafikler bozulur. bazen simülasyonlar çökebilir.

    gerçek hayatta bunların hiçbiri olmaz. hayatın herhangi bir kesiti, anlık olarak ortaya çıkmaz. uzun yıllara ait birikimli bilimsel bilgilere yahut insan zihnindeki anılara her an rastlayabilirsiniz. zaman geçtikçe o bilgilerde de değişim olur. yenileri eklenir, bazıları unutulur, kimileri değişir. bir yerde durup ne yana bakarsanız bakın, oradaki nesnelerin her zaman orada olduğunu görürsünüz. oyunlarda sizin için var olmayan ve sadece ihtiyaç anında ortaya çıkan insanlar yoktur gerçekte. hatta hiç de ihtiyacınız olmadığı sırada telefonla aranmaktan rahatsız bile olabilirsiniz çünkü sizin dışınızda, siz görmeseniz de devam eden bir hayat vardır. grafikler hiçbir zaman bozulmaz. simülasyon hata verip kapanmaz.

    bu kadar gerçekçi ve kusursuz bir simülasyon yapmak için kim, neden uğraşır ya da bu mümkün mü soruları da yanıtlanmayı gerektiriyor bu aşamada ama sözü daha fazla uzatmak istemiyorum.

    tek bir soru var aklımda: fark eder mi? diyelim ki tüm bildiklerimiz yanlış ve bir simülasyondayız. eee? gittiği yere kadar yaşayıp ölecek herkes. dolayısıyla "evrende bizden başkası var mı?" ya da "ya evren gerçek değilse?" gibi soruların cevapları, bizim hayatlarımızda pek de bir şey değiştirmeyecek. yani neticede "madem simülasyondayız, gidip banka soyarak zengin yaşayayım" diyemeyeceksiniz çünkü bu bir simülasyonsa eğer, bu simülasyonda toplumsal ceza sistemi de düşünülmüş ve hapse gireceğiniz kesin. hepimiz aynen böyle devam...