hesabın var mı? giriş yap

  • sözlügün gercek bir kutsal bilgi kaynagi oldugu eski günlerin anisina basligi ciddiye alip, geyik muhabbeti aksine bilgi verme amacli olarak asagidaki aciklamayi giriyorum:

    1. uluslararasi sivil havacilik kurumu ucak motorlarinin kücük boy kuslari zarar görmeden "yutabilmesini", büyük boy kuslarin carpmasi durumunda ise en azindan "patlamamasi" stardardini zorunlu tutmus. yani kus carpmasi durumunda bir motora gelebilecek en büyük hasarin motorun kullanim disi kalmasi standardi getirilmis.

    2. ucak motorlarinin önüne tel kafes gerilmesi konusu gündeme gelmis ama bir dizi arastirmadan sonra bundan vazgecilmis. nedenleri ise:
    - o hizda ucmakta olan bir ucaga carpan bir kusu engelleyecek gücte bir kafesin cok agir olacagindan dolayi cok fazla yakit israfina sebep olacagi
    - motora hava girisini önemli ölcüde engelleyecegi (ben hoparlör tasarimiyla ugrastigim icin hoparlör önündeki izgaralarin hoparlörden itilen havanin ortalama %40'ini engelledigini biliyorum, dolayisiyla bu tür bir izgaranin hava emilimini hatiri sayilir oranda düsürmesi benim icin sürpriz degil)

    3. bazi havaalanlarinda kullanilan, kuslari kacirtici ses frekans vb yayin imkani olmasi

    4. gelismis radar ve audio teleskop teknolojilerinin de kus sürülerini tespit etmekte etkili olmasi

    orijinal kaynak icin buradan.

    bu linkte de 1960'li yillardan bu yana kus carpmasinin neden oldugu toplam 7 ucak kazasi rapor edilmis ki diger kaza sebeplerine göre pek kayda deger bir rakam degil.

  • son derece elim olan bu olay karşısında gereken cevap mutlaka verilecektir, müsterih olunuz. kimse türkiye'yi denemeye kalkmasın, gazabımız şiddetlidir, herkes haddini bilsin, gereken yapılacak, sen kimsin be! gereken.

  • her fırsatta sandık, seçilmişler, milli irade diye haykıranların yine her fırsatta kendilerine bu seçme hakkını verenlere sayıp sövmesi kadar büyük bir mantık hatası barındırmaz.

  • felsefeci philippa foot ve judith jarvis’in ortaya attığı ikilemdir.

    bir tramvay yolunun yakınlarındasınız . derken uzaktan yaklaşan tramvayın sesini duyuyorsunuz. bir bakıyorsunuz ki tramvay yolunun üzerinde ellerinde aletler olan beş işçi. ama çok geç, işçiler toparlanıp kalkana kadar tramvay onları çoktan ezip geçmiş olacak. birden makası kontrol eden kolun tam yanınızda olduğunu görüyorsunuz. ikilem bu ya, diğer yolun üzerinde de biri olduğunu fark ediyorsunuz. ne yapardınız? kolu çekip beş kişinin hayatını kurtarmak için tramvayı o bir kişinin üzerine yönlendirir miydiniz?

    senaryoyu biraz değiştirelim. bu sefer tramvay yolunun üzerindeki üst geçittesiniz. tramvay yine beş kişinin üzerine doğru ilerliyor. yanınızda bu trajik duruma sizinle birlikte şahit olan cüsseli bir adam var. biliyorsunuz ki adamı köprüden iterseniz o iri cüssesiyle yolu tamamen tıkayacak ve beş kişinin hayatı kurtulacak. bu durumda kararınız ne olurdu?

    felsefeci philippa foot ve judith jarvis’in ortaya attığı “tramvay ikilemi” sonuçlar açısından aynı olsa da duygular işin içine girdiğinde insanoğlunun nasıl farklı karar verdiğini gösteren etkili bir örnek. bu sorulara muhatap olan birçok kişi birinci senaryonun sonundaki soruya olumlu yanıt verirken ikinci senaryodakine olumsuz cevap veriyor. hemen belirtelim, azınlıkta kalsalar da “beş kişinin hayatını kurtaracak şekilde davranır ve adamı köprüden iterdim” diyerek faydacı yaklaşımı elden bırakmayanlar her zaman oluyor. faydacılık, en fazla faydayı sağlayan seçeneği seçtiğimizde doğru hareket etmiş olacağımızı savunan felsefi bir akım. yine de birçoğumuz için ikinci durumda faydacı davranmak ahlaki değil. sonuçlar açısından her iki durum da aynı, ancak birçok felsefeciye göre iyi bir amaç için de olsa kötülük yapılamaz.

    tramvay ikilemindeki sorular yöneltildiğindeki beyin aktiviteleri ölçülen denekler birinci senaryoyu düşünürken dorsolateral prefrontal kortekslerinin ön bölgelerinde hareket görülüyor. duyguların daha çok dâhil olduğu ve faydacı yargılar veremediğimiz ikinci senaryoda ise cingulate korteksin ön bölgesinde etkinlik artıyor ki bu bölge beynimizin yanıt çatışması yaşadığımız durumlarla ilişkilendirilen bölgesi.

  • 19 yıldır yapımı devam eden füzyon reaktörü sonunda tamamlanıp ateşlenmiş ve kısa süreliğine de olsa başarıya ulaşmış. deneyi helyumla yapmışlar. şimdi hidrojenle yapacaklarmış.

    (bkz: wendelstein 7-x)

    https://www.youtube.com/watch?v=u-fbbraxjnk

    http://news.sciencemag.org/…ght-save-nuclear-fusion

    bilgi editi:

    arkadaşlar bu konu hakkında bolca espiri kasılmasının tek nedeni yeterli bilgiye sahip olunmaması. okuduğum birkaç makaleden ve bu başlık altına yazılan birkaç bilgi içerikli iletiden çıkardığım sonuçları buraya yazayım.

    çalışma şekli (en basit haliyle)

    wendelstein 7-x, büyük olarak tasarlanmış ve optimize edilmiş ilk stellarator. görevi yüksek ısı üreterek elektronları atomlarından ayırmak. bu, 100 milyon dereceden fazla yani güneşten 5-10 kat fazla ısı enerjisi demek.

    elektronları atomlardan ayırdıktan sonra ortaya elektronların plazma ve iyonlar kalıyor. iyonlar o kadar hızlı hareket eder hale geliyor ki birbirine itme durumları ortadan kalkıyor ve erimeye başlıyorlar yani füzyon gerçekleşmeye başlıyor. ama bunu bir arada tutacak bir kap kullanmak imkansız olduğu için manyetik alan kullanılması gerekiyor. bu alet de o işe yarıyor. en basit haliyle yüksek ısılara dayanıklı bir mıknatıs yani bu. (tabii en basit hali yani aslında çok daha karmaşık bir mühendislik harikası)

    özet:

    - yapımı için 1 milyon saat (19 yıl) ve 1 milyar yuro harcanmış
    - temiz enerji, her gördüğünüz reaktörü nükleer sanmayın.
    - ocak sonunda hidrojenle deney yapılacak bu daha uzun süreli ve çok ısı-enerji açığa çıkmasını sağlar muhtemelen.

    neyse lan bence biz bina dikmeye devam edelim.

  • - noel tatilinde evine gidecek misin?
    - hayır, zaten biz noel kutlamıyoruz (son anda fark ettim ama iş işten geçti bir kere)
    - (gözler kocaman açılarak) noel kutlamıyor musunuz???!!!!
    - eee evet, biz müslüman olduğumuz için kutlanmıyor genelde pek
    - müslümanlar noel kutlamıyor mu?
    - (yuh!) hayır kutlamıyorlar
    - yani noel ağacı süslemiyor musunuz?
    - yani sokaklarda dekorasyon amaçlı görebilirsin ama evlerimizde noel ağacı olmaz, çünkü noel kutlamıyoruz
    - peki noel kartı da göndermiyor musunuz?
    - hayır, noel kutlamadığımız için, kart da göndermiyoruz.
    - peki noel hediyeleri?
    - hayır noel hediyesi de vermiyoruz (yaa sabırr).
    - peki noel şarkıları?
    (bu noktaya geldiğimizde ben karşımdaki kızın hakikatten sağlam bir gerzek olduğunu anladığımdan ne kendimi ne de onu daha fazla yormamaya karar verdim...)
    - evet noel şarkıları var, meydanlarda toplanıp söylüyoruz.
    - arapça mı?
    -.............