hesabın var mı? giriş yap

  • çünkü akıllı bıdıkçığım;

    6-7 kasım haftasından sonra milli araya giriliyor ve 8 kasım pazartesi maç oynatamıyorsun.

    bu nedenle perşembe günü avrupa maçına çıkacak galatasaray ve fenerbaçhe 7 kasım pazar, çarşamba günü avrupa maçına çıkacak beşiktaş 6 kasım cumartesi oynuyor. böylece adil bir fikstür dağılımı olmuş oluyor.

    bu kadar basit.

    biraz araştırsanız, 2 dakika kafanızı çalıştırıp mantık yürütseniz sonuca ulaşacaksınız ama bizim ülkede genel bir sorun bu maalesef.

  • başlıkta yazılanlara ilaveten;

    çok ilginç bir şekilde amerikan iç savaşı'nda etkin olan başka askeri unsurların da adıdır.

    bu birlikler, amerikan iç savaşında, birleşik devletler subayı albay elmer ephraim ellsworth tarafından meşhur edilmiştir.

    kendilerine has fesli ve şalvarlı kıyafetleri olan askerlerden oluşan bu birlikler, gönüllülük esasına dayalıydı.

    birlik ( bildiğimiz abd, kuzey ) ordusunda 70'ten fazla, konfederasyon ( güney ) ordusunda yaklaşık 25 'zuhaf alayı' savaşta yer almıştır.

    en ünlüleri:

    5. new york piyade alayı, "duryée's zouaves", ikinci manassas muharebesinde, konfederasyona bağlı teksas tugayı tarafından tamamına yakını katledilmiştir.

    11. new york piyade alayı, "fire zouaves", 1861'deki ölümüne kadar ellsworth tarafından yönetilen ilk alaydır, birinci manassas muharebesinde birliğin geri çekilen 'potomac ordusu'nun artçısı oldukları için güneyliler tarafından aynı savaşta feci bir şekilde hırpalanmıştır.

    155. pennsylvania piyade alayı, hikayeleri 1910 tarihli " under the maltese cross "adlı alay tarihinden öğrenilebilir, elemanlar anadolu'nun bağrından çıkmış gibi...

    ve

    146. new york piyade alayı, "garrard's tigers" bu alaydaki askerler diğerlerinin aksine fes yerine sarık takıyorlardı.

    146. new york, savaşın sonuna doğru ağır kayıplar verdi. alay, saunders field, meşhur ' wilderness ' muharebesinde neredeyse yok edildi.

    birliğin aksine konfedere ordusundaki zuhaf'ların çoğu alaydan ziyade bölük şeklinde oluşturulmuşlardı.

    en bilineni "louisiana kaplanları" olarak da adlandırılan binbaşı chatham roberdeau wheat'in white's company b (the "tiger rifles") idi.

    bu ırkçı salakların 'birçoğu, özellikle almanlar ve irlanda asıllı amerikalılar olmak üzere yabancı uyrukluydu ve neredeyse tamamı new orleans'ın kaba işçi sınıflarından geliyordu. bunlar özellikle 19. yüzyılın en düşük sosyal sınıflarından birini oluşturan ve mevcut en tehlikeli, kirli ve istenmeyen işleri yapan rıhtım çalışanlarından ve rıhtım kesiminde yaşayanlardan oluşuyordu.'

    konfederasyon tarafındaki bir diğer önemli zouave birimi, 1861'de georges augustus gaston de coppens tarafından kurulan coppens'in birinci louisiana zuhaf taburuydu. hemen hemen kıtada ki tüm muharebelerde yer alan tabur 1865'te lağvedildi.

    bu zuhaf'ların en ilginç özelliği, irlandalıların yanı sıra orta ve doğu avrupadan gelen göçmenlerden oluşmalarıydı.

    esasen çok büyük bir özenti sonucu oluşturulan bu birliklerde, sanırım osmanlı'ya yakın topraklardan geldikleri için fes, sarık, şalvar giymek askerlere pek de garip gelmedi.

    edit: metin düzenlendi, teksas tugayı ve under the maltese cross linkleri eklendi.

  • birkaç gün önce ncsa mosaic hakkında bir entry girdim, buradan ulaşabilirsiniz.

    web tarayıcıları tarihinde önemli bir yeri var bu mosaic'in, entry'de de anlattım tekrara düşmek istemiyorum fakat önemli bir noktası şu; mosaic'i kuran ekip** daha sonra netscape ismiyle 2000'lerin ortalarına kadar bilinen tarayıcının kurucuları oluyorlar, daha sonra da mozilla vakfında bu işlerine devam ediyorlar.

    netscape ise, onlarca yara ile çıktığı savaşta internet explorer'a yeniliyor. 2003 civarı sanırım, piyasadan tamamen silinmeye yaklaştığı anda mozilla üzerine çalışmalarını başlatıyorlar ve açık kaynak kodlu ilk mozilla sürümü olan phoneix ortaya çıkıyor.

    "mitolojide yanarak öldükten sonra kendi küllerinden yeniden doğan bir kuş olan zümrüdüanka’nın “külleri”, ilk “tarayıcı savaşlarında” microsoft internet explorer tarafından öldürülen netscape navigator’ı temsil ediyordu. ancak phoenix markası phoenix technologies’e ait olduğu için bu addan vazgeçildi ve firebird adında karar kılındı. bu ad ise firebird adını kullanan açık kaynaklı veritabanı yazılımı projesinin tepkisine neden oldu. mozilla vakfı, karışıklığı önlemek için tarayıcının mozilla firebird adını kullanacağını açıkladıysa da tartışmalar sürdü ve 9 şubat 2004’te tarayıcının adı mozilla firefox olarak değiştirildi. firefox, kızıl panda adlı hayvanın takma adıdır ve firefox’un maskotu olarak da bu hayvan benimsenmiştir. " kaynak

    şimdi bunca şeyi niye ekledim, bakın yıl henüz 2003-2004 falan. eylül 2008'e yani google chrome'un çıkmasına henüz 4 sene var. bu adamlar bu işleri yaparken youtube'un kurulmasına bile daha bir sene vardı.

    gelelim güvenlik veya hız konularına.

    firefox'un eklenti marketine girdiğinizde, kendilerinin önerdiği ve güvenlik açığı olmadığını bildirdikleri tüm eklentileri gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. bugün front end ile uğraşanların en büyük kaynaklarından biri olan mdn , zamanın netscape'i ile temelleri atılmış javascript dilinin de en büyük kaynağıdır. bugün internet tarayıcılarında kullanıcı etkileşimli olan her şeyi javascript'e, netscape'e ve bugün de ardılı olan mozilla vakfına borçluyuz da diyebiliriz.kaynak bunca şey için bile mozilla tercih edilebilirdi ama yetti mi? hayır yetmedi, devam edelim.

    senelerce opera fanatikliği yaptım, sonrasında çinlilere satıldı ve arkasında devasa bir boşluk bıraktı opera, o da silindi gitti maalesef. daha sonra brendan eich mozilla ile benzer bir çizgide brave browser'ı kurdu ve yoluna internetin ve kullanıcıların gizliliğine önem veren bir çizgide devam etti. peki neydi bizi oradan uzaklaştıran şey? bingo, google gibi devasa bir şirketle aynı politikaya sahip olmaya yaklaşmaları. veri güvenliği, veri madenciliği.

    bugünlerde herkesten duyarsınız, konuştuğumuz bir şeyin reklamını görüyoruz veya googleladığımız her şeyin 2 sene reklamına maruz kalıyoruz diye. bu nasıl oluyor sanıyorsunuz?

    şu an, chrome olmasa da çoğunlukla android ve google'a muhtaç durumdayız diyebiliyorum maalesef. hem ülkedeki ekonomik şartlar bizi android kullanmaya mecbur bırakıyor, hem de duckduckgo gibi arama motorlarının yeterli veriyi google kadar yeterli şekilde getirmemesi buna sebep olabiliyor ama bunu en azından tarayıcıda mozilla ile kırabiliyoruz.

    gelelim diğer sebeplere,

    1- firefox bellek kullanım açısından google chrome'dan daha iyi.
    2- chrome ile yapabildiğiniz her şeyi verilerinizi güvende tutma artısıyla firefox ile de yapabiliyorsunuz.
    3-firefox daha fazla özelleştirme seçeneğine sahip.
    4-kullanımında herhangi ekstra bir zorluk yok.
    5-mobilde çok ciddi uzantı desteği sağlıyor, firefox nightly isimli mobil web tarayıcısında reklam engelleyicilere kadar birçok eklenti kusursuz çalışıyor. sözlüğe firefox nightly'den girip reklamsız görmek mi yoksa chrome'dan girip gözleri skerten reklamlara maruz kalmak mı?
    6-mozilla üçüncü taraf izleme tanımlama bilgilerini varsayılan olarak engelliyor, facebook gibi avcılara sizi yem etmemek için uğraşıyor.
    7-mozilla kripto madenciliğine karşı sizi koruyor.
    8-mozilla sosyal izleyicilerin izlemelerine karşı da default olarak koruma sağlıyor.
    9-"firefox'un en son sürümü, dünya çapındaki tüm kullanıcılar için varsayılan olarak açık olan gelişmiş izleme koruması (etp) adlı bir özellik içerir. etp, facebook, twitter ve linkedın gibi şirketlerin sosyal izleyicileri de dahil olmak üzere 2.000'den fazla izleyiciyi engeller. ayrıca, şifrenizin ihlal edilmesi veya güncellenmesi gerektiğinde sizi otomatik olarak bilgilendiren firefox monitor adlı entegre bir özelliğe de sahiptir."

    hala ikna olmadıysanız;

    10-

    "chrome güvenli bir web tarayıcısı olduğunu kanıtlasa da gizlilik kaydı sorgulanabilir. google aslında konum, arama geçmişi ve site ziyaretleri dahil olmak üzere kullanıcılarından rahatsız edici derecede büyük miktarda veri toplamaktadır. google, daha önce satın aldığınız veya ziyaret ettiğiniz gibi bir süveter veya bir kafe bulmanıza yardımcı olmak gibi hizmetlerini iyileştirmek için yaptığını söyleyerek veri toplama konusunda iddiasını ortaya koyuyor. ancak diğerleri, google'ın aslında kendi pazarlama amaçları için benzeri görülmemiş miktarda veri topladığını belirterek aynı fikirde olmayabilir. bilgilerinizi bilgisayar korsanlarından gizli tuttuklarını öne sürüyorlar, ancak bu konunun dışında. google'ın kendisi, büyük ölçüde kullanıcılarından topladıkları veriler sayesinde dünyanın en büyük reklam ağını yönetiyor."

    kaynak2
    kaynak3
    kaynak4
    kaynak5
    kaynak6
    kaynak7
    kaynak8

  • uyandırdığı nefret duygularının artması üzerine açıklama ve çağrı yapma gereği hissettim.
    yaz boyunca istanbul - gümüşyaka civarında scolari'yi görürseniz saldırmayın, o adam scolari değil, tıpatıp aynısı olan benim babamdır. kendisine mahalle maçlarında scolari deriz. artık demeyeceğiz zira teknik taktik bilgisi bu dingilden on kat iyidir.
    teşekkürler.

  • işte bu nedenledir ki eğitilmemiş, bağnaz ve din ticaretinin gelişkin olduğu toplumlarda en tehlikeli yönetim biçimi de demokrasidir.

  • ekonomik zorluk yaşayan ve uçuşları bir ay durduran bir firmanın basın açıklaması yaparken bile yalakalık peşinde koşması. neymiş darbe girişiminden olumsuz etkilenmişler.
    tabii başka ne olacak yoksa kriz falan yok, ekonomi tıkırında.

    edit: açıklamanın odağına darbe girişimini koyarsanız, sadece bir cümlede yeni havalimanına değinirseniz, sadece bir cümlede dalgalanma oldu falan derseniz kimilerinin aklında ve manşetlerinde neden olarak sadece darbe konusu kalır. firma hükümete yakın olduğu için bu şekilde bir açıklama yapılmış, paralel bir dil kullanılmış; eleştirdiğim nokta bu.

  • - “düşmanının hastalığına, üzüntüsüne sevinmeyi bilmeyen bir kültürümüz vardı”

    çok doğru hepsini sikip attılar. :)

    nihat hoca'ya da cevabım: herkes ölecek hocam, ne sandınız siz yaşayacak biz ölecek miyiz :)

  • zaman veya mekan hakkkında düşüncelere dalınca yaşanabilir.

    dinozorlar günümüzden 65 milyon yıl önce yaşamıştır. ancak yeryüzündeki ilk modern insana sorulsa o da aynı yanıtı verip 65 milyon yıl önce derdi. bütün insanlık tarihi boyunca bu rakamı değiştirecek kadar bile zaman geçmedi. topu topu 160 bin yıldır buralardayız insanlar olarak. dinozorlar bile 158 milyon yıl yaşamışlar dünyada. insan türünün o kadar yaşayacağından şüpheliyim çünkü çevreyle adaptasyonu sıfır. ve çevreye uyum sağlayamayan türler yok olmaya mahkumdur.

    mekan kısmına hiç girmiyorum. bu yeterli sanırım.

  • merkel'e olan saygımı arttırmış olay. siyasetçi dediğin duygularıyla hareket etmez. hayat adil değil. her acıtmasyon yapanı ülkeye alacak halleri yok.