hesabın var mı? giriş yap

  • 6 yaşındaki gürbüz crysis 2 oynarken yanıma geldi . bir süre izledi izledi izledi sonra omzuma yattı.

    +oyyy, napıyorsun sen ?
    -salağa yatıyorum (!)
    +ne , nasıl , ne diyo lan bu ! (anlamam 15 dakika süre aldı )

    edit : yazınca şimdi durumun ciddiyetine vardım

    beyler :(

  • ben açıyodum bu numaraları ve karşımdaki kadın erkek demeden yürüyodum. çok tatlısın çok kaslısın falan filan derken baya baya blacklist e alınıyorsunuz. birinde ofisin nerde, çiçek göndercem kısmına kadar gelebilmiştim.

  • sıralama yapmak istiyorum
    -arkadaş sayında azalma oluyor. eliyorsun sıkıntılı bencil tipleri hayatından ayıklıyorsun
    -aşka olan inancın azalıyor. mantık arıyorsun da demiyorum. aramıyorsun hiçbir şey yalnız başına mutlu olmayı seviyorsun.
    -tahammülün azalıyor olanlara o yüzden açıklamak yerine onaylayıp konuyu kapatıyorsun
    -çatı arası inziva arama durumun artıyor
    benim sayacaklarım bunlar

  • almadan önce bir yelkenli kiralayıp farklı koşullarda 1 ay kadar kullandıktan sonra öğrenilen kurallardır.

    ben en önemli noktaları kısaca yazayım. gerisi ayrıntıdır.

    öncelikle almak istediğinizin gerçekten bir yelkenli olup olmadığına karar vermelisiniz. yelkenli ile motoryat arasındaki fark kamyon ile binek araç arasındaki kadar büyüktür. motoryat "genelde" daha pahalı işletilir. yelkenli ise aslında bakımı ve marina kirası hariç çok uzun süre masraf çıkarmayabilir. unutmayın ki insanoğlu sanayi devrimine dek yelkenlileri kullandı ve hatta savaş gemisi dahi yaptı. yani bir yelkenli ile aslında herşeyi yapabilirsiniz ve zaten bugün dizel motoru da olan yelkenli tekneler çok verimli araçlardır. bu nedenle bir motoryata kıyasla çok daha az masrafla dünya etrafında dolaşıp gelebilirsiniz. tamamen bedavaya olmaz elbette çünkü her zaman rüzgar olmaz ve liman girişi ya da bazı özel coğrafyalarda motor kullanımı elbette zorunlu olacaktır. yine de yelkenli hem keyif hem seyahat masrafı açısından daha elverişlidir.

    alınacak yelkenlinin motoru ayrı, yelkenleri ve arması ayrı incelenmelidir. bizde sürveyan denen adamalar bu işi yaptıkları iddiasındadırlar ama doğru dürüst yelkenli inceleyecek adamın gerçekten uzman br yelkenci da olması gereklidir. genelde motoryat türünden tekneler pvc, yatırma fiberglas maddeden yapılırlar ve bunların incelemesi standarttır ama yelkenlinin sadece ozmosis vb gövde malzeme incelemesi yeterli olmaz. kullanımına bağlı olarak armanın gerilime maruz kalan noktaları incelenmelidir. yoksa sürveyandan geçer not alan yelkelinin maazallah ilk yelken açtığında sereni ya da bumbası kopup adam bile öldürebilir. ayrıca mümkünse su altında da salmanın gövdeye bağlandığı noktalar incelenmelidir. içerden ise sintine dibi ve yine salma bağlantıları ile burun ve kıç eklemleri incelenmelidir.

    tekne ahşap ise çürümeye (pek olmaz), fiber ise ozmosa açık noktaları incelenmelidir. boyası yeni ve temiz görünen bir tekne aslında korkunç bir altyapıyı örtmek için makyajdan da geçmiş olabilir.

    bunun dışında motoru zaten bir motor ustası incelemeli ama tekne motorları farklı olduğu için bakılacak noktalar farklıdır. sonradan marinize edilmiş dizel motor ile marin dizel motorlar farklıdır. dikkat edilecek en önemli nokta (çünkü en çok sorunun çıktığı yer burasıdır) şaftın motora bağlı olduğu nokta ve uskura çıkış verdiği yataktır. şaft yatağı sorunluysa tekne su da alabilir, yangın da çıkabilir. yakıt boruları da bir elden geçmeli elbette. ayrıca pis su ve maseratör bağlantıları da incelenmesi gereken noktalardır. kısacası teknenin dış gövdesine çıkış veren delik konumundaki her tür bağlantı bir risktir ve incelenmelidir.

    diğer her şey eskiyse ya da bozulursa yenisi ile değiştirilerek halledilebilir ama bu yazdığım noktalar tüm tekneyi riske sokup kullanılmaz hale getirebilecek noktalardır.

  • ünlü amerikalı yazar ve mizahşör mark twain, başlıkta gördüğünüz üzere kurbağa yemekle alakalı bir alıntıyla ilişkilendirilir, ancak bu sözleri gerçekten söylediğine veya yazdığına dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. alıntının twain'e atfedilmesinin sebebi, twain'in tom sawyer, huckleberry finn ve calaveras ilçesinin ünlü zıplayan kurbağası gibi bazı mizahi ve pragmatik felsefesiyle uyumlu eserler yazmasından kaynaklanır.

    kökenleri ve hangi eserde geçtiği tam olarak bilinmeyen bu alıntı veya metaforun ardındaki fikir, eğer en zorlu veya nahoş görevi günün erken saatlerinde ele alıp çözerseniz, günününüzün geri kalanını muhtemelen daha kolay idare edilebeceğiniz düşüncesidir.

    "eat a live frog first thing in the morning, and nothing worse will happen to you the rest of the day.''

    dilimize şu şekilde çevrilir: "sabah ilk iş canlı bir kurbağa ye, günün geri kalanında başınıza daha kötü bir şey gelmez.''

  • ne renkli coğrafya lan bir giriyorsun her ideolojiden adamla çatışıyorsun.

    counter strike serverı gibi şerefsizim.

  • dünyada eşi benzeri görülmemiş bir toplumsal deneyin ortasındayız. hakikaten üzerine hukuki tez yazılacak cinsten bir durum bu. ortada bir mevzuat yok (varsa söyleyin avukat olarak ben bulamadım) , yetkililerin "doğrudan" alkol yasağı olduğuna dair bir söylemi yok ; sadece toplumsal olarak böyle bir söylem var ve toplumun neredeyse tamamı bunu kabul ederek bu yasağa uyuyor ya da varlığını kabul ediyor. kitlesel histeri yoluyla kanun uydurup buna uyan dünyanın ilk toplumu olarak tarihe geçtik sanırım.

  • "beşinci günün şafağında beni bekleyin. şafakta doğuya bakın." diyerek gandalf'ın unutulmaz bir katkıda bulunduğu repliklerdir.

  • "boynuna ve bacağına kurşun isabet eden" adamın nişan alma ile ilgili zerre alakası olmadığını buradan da anlıyoruz. bildiğin bilgisayar oyununda mouse'a basılı tutup sağı solu tarayan çocuklar gibi ateş etmiş. baya sokaktan geçen hayatında silah eğitimi almamış kişilere silah veriliyor bu ülkede demek ki. o da sonra yol vermedin, yan baktın diye birini öldürüyor.

  • daha önce 17 tür köpekbalığı ile dalış yapmış biri olarak söylüyorum, köpekbalıklarının yani taksonomide ve besin zincirinde asla insan yoktur zaten insan onlar için yağsız bir besin, ama ısırma içgüdüleri bunu yapar sonuçta kan geldiğinde artık durdurulamaz bir hal olabilir çoğu zaman ısırıp yok bu benim yiyeceğim değil diye gider.

    yani o köpekbalığı ultra acıkmış bundan kaçış yok, köpekbalığının 2 özelliği vardır bir lorenzini ampülleri (ampullae of lorenzini)dediğimiz seni elektro manyetik olarak suda 3d boyutunda algılar ikincisi kan.

    doğanın acımasızlığı değil bu gerekliliğidir.