hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul'da bostancı ile küçükyalı arasında kıyı şeridinden yaklaşık 700 metre uzaklıkta bulunan, bizans döneminde din adamları ve sürgüncülerin yaşadığı, istanbul'un 10. adasıdır. dönem içerisinde birbirine rakip olan patriklerden önce aziz ignatius, sonrasında ise aziz fotios patrikliğin başına geçmişlerdir. ortodoks ve katolik kiliselerinin ilk ayrışma süreci, bu dönemlerde vordonisi adası'nda yapılan görüşmeler neticesinde başlamıştır.

    vordonisi adası'ndaki manastırın ismi ise satyros manastırıdır. adını ise kehanet, büyü ve doğa olaylarını kontrolü altında tuttuğuna inanılan pagan tanrısı satir'den almıştır. 1010 yılındaki istanbul depreminde granit kayalıklar üzerinde yer alan diğer 9 ada hasar almazken, alüvyon bir tabakaya sahip olan vordonisi batmıştır. bu adanın zamanının büyü ve maji merkezi olduğu söylenmektedir.

    son zamanlarda ada çevresinde kuzey atacan ve ekibinin yürüttüğü çalışmalarda, iletkenliği çok iyi bir derecede olan altın,bakır ve bilinmeyen bazı metallerin alaşımından oluşan yaklaşık 10 kilogramlık bir başlık bulunmuştur. yine kendi araştırmalarına göre insan melezi bir varlığa ait olduğunu düşündükleri bu garip başlık, o zamanlarda esir olarak alınan melez bir varlığın etrafına zarar vermesini önleyici bir nesne olarak kullanılmıştır. bu melez varlığın da büyü işlerinde kullanıldığı tahmin edilmektedir.

  • böyle bir eleman var. yakında burada takıla takıla süper bir eleman olacağından eminim. gözü açılacak, espri kalitesi artacak, kültürlü ve entelektüel bakış açısı kazanacak.

    sonunda işten atılır kesin.

  • sonra perdenin arasından sızan güneş beni uyandırdı ve ıslaklık hissettim.evet kamyonu devirmiştim'' diye devam etmesi gereken hikaye.

  • 1676 senesinde isigin hizini gercege yakin bir sekilde (yaklasik olarak 230 bin km/sn olarak) olcmeyi basarmis hollandali gokbilimci ve matematikci. peki roemer isigin hizini mi ariyordu? hayir, hatta yasadigi donemde isigin sonlu bir hizi olabilecegine dahi inanilmiyordu (mesela galileo 15 km mesafedeki iki kulede ates yakarak isigin hizini bulmaya calismis, deneyin sonunda da isigin sonlu bir hizi olamayacagi kanaatine varmisti).

    roemer o siralar ingiltere’de basina odul konulan bir belanin cozumunu gelistirmek icin calisiyordu. derdi, acik denizde ilerleyen denizcilerin, o anda dunya uzerindeki koordinatlarini bulabilmelerini saglayacak etkili ve pratik bir metod bulabilmekti. hadi enlemi tespit etmek o kadar da zor degildi, zira kutup yildizinin yuksekligini usturlap ya da capraz cita ile bulabiliyordunuz ancak boylamin tespiti icin etkili hicbir metod yoktu. galileo’nun, jupiterin uydularinin konumlari uzerinden gunu saat dilimlerine onu da saat basina 15 boylam derecesiyle carparak yola cikilan limana olan uzakliga cevirmek icin bir metodu vardi. ancak bu metodun tesiri icin butun bir yil olcum yapilmasi ve koca koca cetveller hazirlanmasi ve sonra da bu cetvellerle hesap yapilmasi gerekiyordu. pek pratik olmasa da bu metod o siralar en cok ilgi uyandirmis ve uzerinden en cok calisilan metod olmustu. iste bizim roemer de jupiter ve uydularinin davranislarina merak salmis bilim adamlarindan biriydi. roemer, rotterdam’daki evinde, kendi yaptigi dev sabit teleskobu ile gok kureyi tararken ve bahsedilen metodu gelistirmeye calisirken enteresan bir kesifte bulunur.

    calismalari sirasinda jupiterin uydularinin, yilin farkli donemlerinde karanlik bolgeye giris ve cikislarindaki surelerde ritmik sapmalar kesfeder. yani galileo’nun onerdigi metoda gore cikarilacak bir cetvel, bu sapmalardan dolayi asla hassas bir sonuc veremez. ayrica roemer sunu da bilmektedir ki, dunyanin uydulara olan mesafesi, gunes etrafinda donusu sirasinda artip azalmakta yani jupiterin uydulari ile dunya arasi mesafe degiskenlik gostermektedir. kanimca roemer bu kesisimi yakaladiginda donup kalmistir. cunku bu sonuca gore, tespit ettigi sapmalar bu degisken mesafeden kaynaklanmakta yani uydularin goruntulerinin teleskobuna ulasma suresinden kaynaklanmaktaydi. kisacasi isigin belli ve sonlu bir hizi vardi. peki bu hiz neydi? roemer’in bu soruya yanit aradigi calismalarinda yaptigi cizimlerden metodunu ve buldugu sonucu ogreniyoruz. gunes-dunya arasi mesafe o yillarda 155 milyon km olarak kabul edildiginden 61 gunluk (ki yorungesinin yaklasik altida biri ve bu 61 gunluk mesafe de yine 155 milyon km kabul ediliyor) dunya cevriminin 11 dakikalik bir sapmaya yol actigi bilgisinden hareketle isigin 155 milyon km yolu 11 dakikada gectigi sonucuna ulasan roemer, isigin saniyedeki hizini ise yaklasik 230 bin km olarak hesaplar.

  • bu insana yüklü miktarda borç verebilir, ortak dükkan açabilir, tatile ve aynı eve çıkabilir, dolu cips paketiyle yalnız bırakabilirsiniz. öyle müstesna, öyle kadirşinas bir karakter.

    bu insandan kimseye zarar gelmez. etrafındaki insanlar için fedakarlığı enayilik raddesine kadar gelebilir. umarım iyi niyetini suistimal etmeyen kişilerle beraber olur. müsadenizle kendisinden makas alıyorum.

  • dinleyeni, seveni, sayanı gözümde otomatik olarak kalitesizleşen kişi. adına aşk dedikleri ve büyük çoğunlukla salt aşk ile zerre alakası olmayan taklit ve kopya ilişkileri hayatının merkezine koyan zavallılarca girdiği o ağır abla tripleri karizmatik bulunur. "ah ulan biz neler çektik be" temalı leş arabesk kültürün on yıllardır genelde erkeklere hitap etmesi ulaşılmamış kitleler doğurdu, bu durum da aynı kültürün pop soslu lacivertini günümüzde doğurdu. benzerleri hep vardı ancak imaj olarak bu en güncellenmişi ve genele hitap edeni. sürekli bir dert hali, 1.çoğul şahıs ekli kopya sözler. "'rakı candır'cı kadın modeli" de bunu dinleyen kitle işte. erkekler de geri kalır mı tabii modern arabeskten, hemen nasipleniyorlar.

    özet tanım: türkiye'ye yakışan kalitedeki pop yıldızı.

  • başlık: 1.000 lira maaşla işbaşı yapacak

    autocad ve solidworks'u avucunun içi gibi bilen
    ingilizce , fransızca ve japonca dillerinden en az birini konuşabilecek
    prenzentabl , diksiyonu ve fiziği düzgün makina mühendisi arayışımız mevcuttur.

    şartları sağlayan adaylar pm atabilir.

    4. vazelini bizmi getiriyoruz yoksa siz temin ediyor musunuz!