hesabın var mı? giriş yap

  • sozlukte bu ipuclarinin buyuk cogunlugu ogrencilerden gelecegi icin pek de dikkate almamak lazim. ogrenciyken gunler 32 saatti.

  • ulan şu dizinin çekildiği zamanlar o kadar güzeldi ki... her şey eskiden çok güzeldi be. ne sikindirik bir döneme denk geldik. 2014-2020 arası felaket amk. kepazelik.

  • sen zamaninda turk halk profiline, kulturune demedigini birakma, basit gör hakir gör hatta turkten cocuk mu yapilir falan diye zirvala sonra gel hakan altunla sevgili olup ibo show da yeni nesil cansever denemesi yap. puhahahha. olm su ulkede kimseyi ciddiye almayin. valla almayin bak. 3 - 5 sene sonra kim kimdir nedir taniyamazsiniz bile.

  • adli kontrol şartı ile serbest bırakılan göçmen. bu kararı alan hakimlerin karısına kızına taciz yapılsa yine bu şekilde serbest mi bırakılacak?

  • yine ayşe arman'la röportaj yapmış. "iklim farkındalığı" yaratmak istediği şu yeni şarkısıyla ve doğayla ilgili konuşmuş yine.

    tüm yazı bodrum'da teknesinde geçiren kendisi değilmiş gibi, denizi olabildiğine kirleten değilmiş gibi, eşinin denize işerken fotoğrafı yokmuş gibi "çevreci".

    çocuğuna uygun ana okulu bulamayıp "bari ben açayım" deyip milleti silkelememiş gibi de "halkçı"

    10 reklamdan 7-8 tanesinin müziğini kendisi yapmamış, piyasayı domine etmemiş gibi de "eşitlikçi"

    pandemide millet ekonomik zorluklar içinde çabalarken, bu durumu "koza içindeyim gibi düşündüm, kelebek gibi çıkayım kozadan" dememiş gibi de "akıl hocası"

    nefret ediyorum böyle halktan kopuk yaşayıp, halka akıl veren "elitist" insanlardan.

    ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol ya da hiç sesini çıkarma, fikir yürütme de ne olduğun ortaya çıkmasın.

    edit : röportaj yorumlarında da bayağı giydirmişler. neyse ki samimiyetsizliğini anlayanlar çoğunlukta

    ayşe arman'ın nil röportajı

    edit : yahu şu denize işemekle ilgili ne kadar mesaj geldi, bunun neresi yanlış diye. arkadaşlar, yanlış olan direkt tekneden denize işemek. yoksa ben de yüzerken çok sıkıştıysam ve etrafta da kimse yoksa elbette denize işedim. ikinci önemli nokta da, nil ve familyası gibi "kelebek, böcek, koza, doğa, saygı, deniz, toprak...vs" diyip, böyle birşey yapmak. umursamaz davranışlar, şımarıklık, yaparım kimse karışamaz tavrı ve sonrasında da işte bu samimiyetsiz konuşmalar.

  • şimdi ben bunun ticari boyutunu aşan siyasi kısmına girmeden basit birşey anlatacağım.

    birebir yaşamadım ya da hatırlayamıyorum ama avrupa veya herhangi bir batı kültüründe siz bir yerden alışveriş yaparken eğer istediğiniz şey yok ve bundan dolayı ayrılmak üzereyseniz, ve nerede bulacağınızı sorarsanız; dükkan sahipleri "bakın bizde elmalar yok ama armutlar var onlar da nefistir, lütfen tadın" der, ya da hiç sesini çıkarmaz.

    ama türkiye'de size tak diye "köşeyi dönün orada x tuhafiye var orada bulabilirsiniz" der. neden?

    nedeni ta eskilerden, bu ahilik sistemine dayanır.

    ahilik, bir bölgede tüm esnafların örgütlenmesini de sağlayan bir sistemdi bildiğim kadarıyla. esnaflar, oluşturdukları localar ile birbirlerine destek olur, dayanışmada bulunur ve çeşitli etkinlikler veya toplu hareketler düzenlerlerdi. çıraklar, ustalar bu sistemde bir bütündür.

    ve zamanla bu kültür esnafımıza yerleşmiştir. eğer yabancı kökenli bir mağazada değilseniz veya para hırsı bürümüş bir ticarethanede bulunmuyorsanız bu etkileri görebilirsiniz. örneğin "beni x yolladı " dediğinizde %10 indirim yaparlar. bu yalakalık değil, aksine ahiliğe kadar giden dayanışmanın ürünüdür. ama siz bunu bir ingilize veya fransıza, almana, flemenke yapın adamlar size "sooo what?" diye bakarlar.

  • allah'ın rızkını vermeyi unuttuğu milyonlarca çocuğun acı çekmesinden sorumlu olan insanlardır. adam hala hayali arkadaşından yardım bekliyor amk, gel de buna laf anlat..