hesabın var mı? giriş yap

  • son zamanlarda pek bir popüler olan ve kullanım yerini doğru seçtiğinizde harikalar yaratan sos.

    aslında bir sos isminden daha çok bir yöntemin ismi gibi geliyor bana. çünkü orta çağ boyunca eski akdeniz ülkelerinde çok popüler olan onlarca çeşit balık sosunun hepsine garum deniyor. ot kullanan da var, toprak atan da.

    pek çok açıdan ele alan arkadaşlar var ama bana göre belli noktaları dikkate alıp titiz davranırsanız yapımı basit. belli nokta dediğim yerleri dilim döndüğünce maddeledim. en altta da videosunu ekledim. bu arada bu sosu yapacaksanız ilgilenmeniz gerekiyor. yani benim gibi insanların size endişeyle baktığı, gereksiz ve fuzuli işler peşinde koşan biri olmanız gerek.

    malzemeler: balık (hamsi) - tuz - kavanoz

    -öncelikle kullanılan ekipmanlar steril olmalı. gereç tipi cam olabilir. gereç dediğim kavanoz işte.

    -tuzumuz koşer olabilir. suyu daha çok emdiğine dair hurafeler mevcut.

    -kullanacağımız balık türümüz taze hamsi olmalı hatta çok taze olmalı. hamsi haricinde kullanılan diğer balıklar da var ama en iyi verim canımız hamside.

    -tartışmaya kapalı olan nokta hamsilerin bağırsakları. içini temizlemeden bütün olarak kullanıyoruz. içini temizleyerek bu sosu yapmaya çalışanlar farketmeden italyanların colatura di alici sosunu yapıyorlar. lezzet açısından dikkate değer oranda farklarının olduğunu öğrendim. o yüzden mızmızlanmayın.

    -sosumuz kimine göre bir, üç, kimine göre dört ayda hazırlanıyor ama burada önemli olan sıcaklık. bulunduğunuz bölge çok önemli. zaten eski reçetelerde güneşe maruz bırakılmasını buyurmuşlar. bence kıvamını kendiniz kontrol ederek ilerlemelisiniz. aşağıdaki videoya bakıp karar verebilirsiniz.

    -sıcaklık demişken bu sosun çeşitli kaynaklarda fermantasyon için en uygun 55-60 derece arasını gerçekleştiğini belirtiliyor. güneşe koyacaksanız da ona göre koyun. artık hepinizin elinde şu vucut sıcaklığını ölçen makineler var. farabi isimli suser bunun yüzey ölçen ayarı ile ile yumurta koagülasyonu ve yoğurt mayalama derecesini ölçtüğünü söylemişti. kullanın işte.

    - ilk iki hafta her gün karıştırmanız gerek. burası oldukça önemli. üşenmezseniz günde 3-4 kere de karıştırırsanız çok güzel olur. unutmamanız gerek. ikinci aydan sonra ben mutfak blenderi daldırıp karıştırdım. sonuç muazzam oluyor ama şimdi gelenekselcilere gel de anlat bunu. bunu okuyunca virrrr virrrr ederler artık.

    -karıştırmazsanız balığın kemikleri falan öylece duruyor. denendi. karıştırmak önemli.

    - süre sonunda bir cümlede ile defa kullanacağım kehribar rengini alacak. olgunlaşmış kuşburnu ezmesi gibi olacak işte. önce kalın, sonra ince süzgeçten geçiriyoruz ve en son olarak tülbentten geçiriyorsunuz. sosunuz hazır.

    ilgili video

  • üzücü lakin hayatın gerçeği olan osuruk. sakin olun, bu eninde sonunda bir gün olucaktı.

    pek tabii ki kokmayanı makbuldür. allah her şeyin hayırlısını versin, amin.

  • iş ve eş seçimidir.

    günde 8-9 saat işte zaman geçiyor ve geri kalan zamanın büyük bölümü eşinle birliktesin. eğer sevmediğin bir işin ve huzur bulamadığın bir eşin varsa geçmiş olsun! hayatını stressiz ve huzurlu yaşamak imkansız.

  • sokağa çıkma kısıtlamalarının tümüyle kalktığı bir dönemde getirilmiş enteresan yasak. cumhurbaşkanının gerekçe olacak, “kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok'” demesiyse daha da enteresan. kısacası gece hayatı sizlere ömür.

  • celal hocama çok saygı duymakla beraber bir soru sormak isterim aslında.

    ya araştırma için bağışladığın herhangi bir organdan yada iskeletten bir hastalığa çözüm bulurlar da, bir dangalak tedavi olur ve yaşarsa, yine sorun olmayacak mı?

    edit : msjla gelen soru ve yorumlar üzerine küçük bir açıklama.

    yapılacak organ bağışı sonrası kurtulacak kişinin (çocuğun) ilerde tüm insanlığa faydalı bir buluş, araştırma yapmayacağını nasıl bilebilir. araştırma için bağışladığı organın yapılan araştırma sonucu daha fazla insanin kurtulmasına nasıl kesin gözü ile bakılabilir.

    bu ihtimali kim hesaplayabilir. organ bağışı bekleyenler hep bilgisiz, faydasız ve fakirler mı?

  • sayesinde eiffel manzaralı evde mi kalmadım, otelde yüzlerce lira ödeyeceğiniz konforlu odalarda mı konaklamadım, efendime söyleyeyim tulumumla yerlerde mi yatmadım, turist rehberlerinde bulamayacağınız yerleri mi keşfetmedim, mükemmel partilere gidip, mükemmel insanlarla mı tanışmadım, neresinden tutsam bana harika şeyler katmış olan oluşum. fas'ta bile denedim oluyor, korkacak birşey yok sadece iyi seçmeyi bilmek gerek.

  • 1 dakika bile düşünmeden satardım. dünyaya bir daha mı geleceğim. seçme şansım olmadığı bir ülkede doğdum. satıştan gelen parayla almanya’ya gider coğrafi kaderimi değiştirirdim.

  • -sen de şok’a giriyor musun?
    +market olarak mı? yoksa?
    diyaloğu ile kuruna kur dedirtmiştir.

  • geçen hafta annem ziyarete geldi. polis akademisi filmlerini çok sever, bir de dublajlı sever çünkü polis akademisi filmlerinin dublajı çok iyidir. hatta bence de dublajı orijinalinden daha iyi olan filmlerden biridir. açayım izleyelim dedim çok sevindi.

    filmler arşivimde var ama dublaj yok, aha dedim bedava verilen turkcell tv bir işe yarayacak. sansür vardır ama sigara falan blurlamışlardır, neticede 40 yıl öncesinin komedi filmi.

    neyse izliyoruz, ikimizin de belki tüm seride en sevdiği sahne gelmek üzere olduğu için heyecanlıyız. mahoney, teğmen harris'in iki yalakasını mavi istiridye barına yolluyor. o meşhur müzik gelsin diye bekliyoruz. gelmiyor. mavi istiridye barı yok. içinde sadece dans olan koskoca bir sahne kesilmiş.

    kesilen sahne şu bilmeyenler için:

    https://www.youtube.com/watch?v=niumqldl_k0

    tatlar kaçtı tabii. kapattım turkcell tv'yi, arşivdekini taktım lordlar gibi sansürsüz izledik. başka neler kesilmiş bilmiyorum ama süresine baktığımda 12 dakikasının uçtuğunu gördüm 40 yıllık filmin.

    gerçekten buna para vermeyin.

  • kaplumbağayı bir türlü evrimleştirememiş teoridir. o nedenle kaplumbağayı tanrı yaratmıştır.

    gülmeyin öyle:)