ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sarhoşken yapılan mantıklı hareketler
-
dolaptaki yufkanın son kullanma tarihine 1 gün kaldığını farkedip, bozulmasın diyerek börek yapmak.
masterchef türkiye
-
iki lafı bir araya getiremeyen ve duruma göre konuşan yarışmacıları olan program.
+ bunda sirke kullandın mı?
- ııı (tepkiyi ölçüyor) kullandım şefim.
+ ama bu yemeğe sirke konmaz.
- çok az kullandım hatta kullanmadım şefim.
+ gerçi yüksek ısıda bir miktar koyabilirsin.
- kullandım şefim. çok az ekledim.
+ ama çok fazla sirke geliyor.
- biraz kaçırmış olabilirim.
++ ben sirkenin fazla gelmesini seviyorum.
- o yüzden çok koydum şefim.
bu nasıl bişeydir! koyduysan koydum de. koymadıysan da koymadın...
sürekli bu tarz muhabbetler dönüyor.
inanılır gibi değil.
sevgilinin gerçekten güzel olduğunu anlama anı
çanakkale'de evi yanan yaşlı çifte yardım ediyoruz
-
hem şahsen yardımda bulunup hem de kendi hesaplarımdan paylaştığım bu kampanyayı yürüten kişi tarafından "sedet ibnesi" ünvanına layık görülmüşüm. gerekçe olarak da ekşi sözlük'ün kampanyayı olan biten'de duyurmamış olması gösterilmiş. bunun niye öyle olmadığının izahati yüzyıllardır sözlükte mevcut (bkz: ekşi sözlük yardım kampanyaları/@ssg).
hani kampanyayı kösteklemeye çalışmış olsam, sansürlemiş, kampanyayı yürütenleri görevden alıp, bir gecede sözlük kurallarını kampanyayı dışlayacak şekilde değiştirmiş olsam, yandaşlarıma "faili meçhulleri özledik" diye demeçler verdirsem, yazarlara kefen giydirip yürütsem anlayacağım da, bu haliyle haksızlık bence.
imza: sedet
her gördüğünde kilo almışsın diyen arkadaş
-
elinde tartıyla dolaşıyo sanki pezemenk.
tanım: olmaz olsun öyle arkadaş.
türkiye'nin en iyi enstrümanistleri
-
bağlama: arif sağ
https://www.youtube.com/watch?v=ciaw0zbcvme
elektro bağlama: orhan gencebay
https://www.youtube.com/watch?v=k07cd_1c6d0
perdesiz gitar: erkan oğur
https://www.youtube.com/watch?v=wbhmjnyx1j0
bas gitar: ahmet güvenç
https://www.youtube.com/watch?v=pbpkcq9rqgo
yaylı tambur, cura: cahit berkay
https://www.youtube.com/watch?v=v2hetc99uea
https://www.youtube.com/watch?v=jjmmuiag8y8
bateri: hüseyin sultanoğlu
https://www.youtube.com/watch?v=le-k4llflqs
ıklığ: seyhan karabay
https://www.youtube.com/watch?v=mw-dzfkww5g
klavye: uğur dikmen
https://www.youtube.com/watch?v=wudhsfeajc4
ney: ömer faruk tekbilek
https://www.youtube.com/watch?v=ow4bmqupme8
mey, zurna: binali selman
https://www.youtube.com/watch?v=mu7hparx_s4
elektro gitar: erkin koray
https://www.youtube.com/watch?v=cz8mv-xncjw
kanun: göksel baktagir
https://www.youtube.com/watch?v=dkcprsrvfrs
batı nefesliler: oktay aldoğan
https://www.youtube.com/watch?v=9hlla2ls4im
youtube player: hasan cihat örter
https://www.youtube.com/watch?v=fkjtfthzeks
sonradan akla gelenler:
akordeon: ciguli
https://www.youtube.com/watch?v=aakzuuci64a
perküsyon: okay temiz
https://www.youtube.com/watch?v=-qexndial60
klarinet: önder bali
https://www.youtube.com/watch?v=l521nmtukuq
gitar: doğan canku
https://www.youtube.com/watch?v=x12q0s-32kw
not: düşündüm de evet, coşkun sabah abartı oldu. sildim.
turkovac
-
onbeştemmuzvac olmalıydı. onbeştemmuzşehitlervac olabilir belki.
chernobyl (dizi)
-
daha etkileyici olması için uygun atmosfer yaratıp izlediğim dizi.
https://i.hizliresim.com/odqdkb.jpg
before sunrise
-
spoiler icerir
galiba az önce tüm seride kimsenin fark etmedigi bi' seyi fark ettim. ask ve sevmek hakkında konustuklari bi' sahnede celine güclü ve bagimsiz bi' kadin olmak istediginden bahsediyor ve tum hayatinin bi' erkegin etrafinda sekillenmesinden korktugunu soyluyor. jesse de guzel, ilgili bi' iliskiye sahip olup bir seylerde cok iyi oldugumu kacirdigimin farkina varmaktansa ölmeyi tercih ederdim diyor.
yillar sonra celine bagimsiz, guclu, istedigini yapan ve hicbir erkege bagli olmayan bi kadina donusuyor. jesse ise bu icinde kalan geceye dair bi' kitap yazarak unlu bir yazar oluyor. sonuc olarak ikisinin de basina korktuklari sey gelmiyor ama mutlulugu bulamiyorlar.
bilmiyorum senarist/yonetmen bunu bilerek işledilerse takdire şayan ki filmleri 9 yil arayla cekmeye karar verdiklerini dusunursek (kim 3 filmlik bir seriyi 18 yilda ceker bu cok farkli ve dusununce etkileyici) bilerek yapmislardir. ben de saygimdan 3 ay arayla izlemistim filmleri.
bazen korktugunda beynin kendini rahatlatacak seylere inanabiliyor askın sacma oldugu gibi ve bazen de emin olamiyorsun sen mi asktan kacıyorsun yoksa o mu senden kacıyor.
telefon sapığının polis çıkması
-
kocaeli darıca'da bir kişi eşine gelen taciz mesajları nedeniyle karakola gidip şiklayette bulunuyor ama o da nesi? taciz mesajlarının geldiği telefon bir polise ait çıkıyor!
iş bu kadar da değil, asıl olaylar daha sonra başlıyor. adamın şikayeti alınmıyor ve üstüne üstlük polislerce darp ediliyor. telefonundan görüntüler zorla tehditle siliniyor, hastanede ise eksik darp raporu veriliyor.
adam savcılığa başvurduğunda ise savcı "görüntüler silinmiştir, vermezler" diyor.
burada polisin tacizci çıkmasına mı şaşıralım, sonra tacizci polisi savunan diğer polislerin adamı dövmesine mi, doktorların eksik rapor vermesine mi yoksa savcılığın tutumuna mı?
kim kardeşim bunlar, çete mi? kimse yok mu bu olan bitene ses çıkaracak? içişleri bakanı bunları görüyor mu? bu polis memuru ve onu koruyanlar ceza alacak mı? eksik rapor veren doktor ceza alacak mı? insanlar polise ve adalete nasıl güvenecek?
kaynak
edit: kocaeli valialiğinden bir açıklama gelmiş. yazıya göre bu şahsın tehdit-hakaret-kasten yaralama-dolandırıcılık-resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan toplam 22 şüpheli kaydı bulunuyormuş ve olayın öncesinde gelişen başka bir olay sebebiyle polislere karşı tavır aldığı ve olayı çarpıttığı iddia edilmiş ve bir taciz durumu olmadığı söylenmiş.
şimdi kim haklı kim haksız bilemiyorum. hiç bir kuruma güvenim yok. eğer böyle oldu ise emniyet'in tüm kamera görüntülerini çıkarması gerekir. umarım böyle bir rezalet hiç olmamıştır ve olay gerçekten valiliğin açıkladığı gibidir.
ebrar karakurt
-
milyonlar kazanırken türkçe cümle kuramayan türk futbolcuların olduğu ortamda ingilizcesiyle eleştirilen voleybolcu.
dinledi, anladı, dilinin döndüğünce cevapladı.
işte, futbol ile voleybol arasındaki kültür farkı. sadece oyuncular açısından değil, seyirciler açısından da farkı ortaya koyan durum.
türkiye artık avrupa'da değil
-
bunu anlamak için sokağa çıkmak, sahile inmek falan yeterliydi oysa!
şok olmuş gibi tavırlara girmeye gerek yok kardeş. senin dükkan tabelaların arapça olurken birer birer,
gençlerin bir mülteci tarafından öldürülürken,
genç kızların, kadınların yine bunlar tarafından gizli gizli fotoğrafları, vidyoları çekilirken anlamalıydın gidişatı.
dipçe-i istila: arkadaşlar, yukarıdaki açıklama doğrudur değildir. olay bu değil. avrupa birliği, " siz avrupa'da değilsiniz " dese ne, demese ne!
mevzu başka. mevzu, ülkemizde yaşanan şu olaylardan biri bir avrupa ülkesinde yaşansa halkın tepkisi ne olurdu?
mevzu, benim geçtiğimiz aylarda istanbul'da adres soracakken beşinci denememde bir türk'e denk gelebilmem.
mevzu, bazı semtlerde sokak boyunca sadece arapça tabelalar olması!
uzar gider bu liste. sen önce vatanına sahip çık; sonra bana çemkirirsin " hepsi mültecilerin suçu mu? " diye.
senin ülkende zaten sürüsüne manyak varken bir de ithalatına girdin bu işin!