hesabın var mı? giriş yap

  • bizdekilerin ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusuna duyduğu nefretin yanında esamesi okunmaz.

    sayın milletvekilinin konuşmasında bir nefret göremedim ayrıca. eleştiri ne zaman nefret oldu? ha doğru siz eleştirilemezdiniz.

    türkiye cumhuriyeti kıbrıs türklerini kurtardı diye kıbrıs'a kendi oyuncağı muamelesi çekemez. demokrasi demokrasi diye yırtınırken iyi, kıbrıs türk halkı ne istiyor diye kulak vermeye gelince kötü. bu arada türkiye olmazsa kktc'yi ham yaparlar, onlar da bunu akıllarından çıkarmamalı.

  • tam tersine bu zincir marketler olmasa küçük esnafın bizi nasıl öpeceği belli değildi. artık en ufak ihtiyacımı bile hemen evin yanındaki bakkaldan değil de bu zincir marketlerden alıyorum. size acıyanın aq. umarım bu zincir marketler daha da çoğalır da bu çakal esnaf toptan yok olur.

  • bir çocuğun, ilerde kimle evleneceğine dair ebeveynleri tarafından başka birilerine söz verilmesinden bahsettiği argümanıyla savunulan insan. evet baya normalmiş adamın söylediği ya, biz kafadan bacaklılar bu kadar modern ve akla yatkın söyleme nasıl tepki göstermişiz allasen

  • üç kuruş maaş için üç kuruşluk insanların ağız kokusunu çeken genç bir kızın sonunda patlaması. insanları işlerinden nefret ettirerek çalıştırın, öfkelerine yenildikleri ilk anda da kaydedip işten attırın. yav ne kötü insanlarsınız.

  • bugün daha bir hüzünlü oldu.
    hiç görmediğimiz, duymadığımız, dinleyemediğimiz bir insan için ağlıyoruz. sevgi bu olsa gerek. istemsiz hıçkırıyoruz. rantsız, çıkarsız sevgi bu olsa gerek.
    özlüyoruz seni atam. öyle ki, ''manzara-i umumiye yi tarih penceresinden ibretle seyrederken'' özlüyoruz.
    şeyhlerin, meczupların talan ettiği bir memleketin arkasından sana ağlıyoruz. ama sen ki, yedi düvele haddini bildirmişsin, senin yolunda yürüyen bu gençler elbet zamanı gelince, üç-beş sarıklıya da haddini bildirecektir.

    rahat uyu atam. ruh'un şad olsun.

    tanım; atatürk'e yürekten bağlı olan insanların gerçekleştireceği eylem.

  • seviyorum bu insanları, gördükçe keyifleniyorum. modern, yobaz olmayan bir şehirde yaşadığımı görüyor, erzurum, yozgat vb. gibi şehirlerin de kendilerini aşmasını can-ı yürekten diliyorum.

    sonuçta her koyun kendi bacağından asılır. içki içenlere afiyet olsun, oruç tutanların da allah kabul etsin.

  • başlık: mordor'a da gittik beraber

    1- sorun ortadünyada değildi biz tam yalandık

    2- orkların olmadığı bi yerde savaşmak isterdim

    3- elflerin olmadığı ülkelerde yaşamak isterdim

    5- bana mordora, vize verecek kişi çok çok çok çok
    kıymetlimisi, dağa atacak kişi çok çok çok çok

    6- cigara da içtik beraaabeeer

    7- kafaları daaa yaşadıık

    8- sorun nazgüllerde değildi

    10- biz tam yayandık.... frodoyla ben, buçukluk adamdık

  • hakkında bazı gerçekler;

    - kendi de dahil tam 4 nesil tiyatroyla uğraşmış bir ailenin üyesi. büyük babası ve büyük annesi, büyük büyük babası tiyatrocu. anne ve babası tiyatroda kostüm tasarımcılığı ve dekorasyonla uğraşmış. evlerinde sabah akşam tiyatro konuşulmasından o kadar çok sıkılmış ki asla tiyatrocu olmak istememiş.

    - büyük annesi ve büyük babası avusturya'daki büyük devlet tiyatrosunda çalışmışlar; naziler 1938'de avusturya'ya geldiğinde ve 1939'da savaş başladığında tiyatroya devam ederek klasik eserleri oynamışlar. 1942'de tiyatro kapanmış.

    - oyunculuk eğitimi sırasında, drama okulunu devam ettirirken bir yandan da müziğe ilgi duyduğu için şan eğitimi almış ve iki taraftan da bir seçim yapması istenmiş. sesi, opera için viyana'daki akademinin seçmelerine katılacak seviyede olmasına rağmen hayatını bir opera sanatçısı olarak sürdürme konusunda çok emin olamadığı için en sonunda oyunculuğu tercih etmiş.

    - gençken amerikan sinemasından çok etkilenmiş ve sinemada yer almak istemiş. bunun üzerine new york'ta drama okuluna giderek senaryo yorumu eğitimi almış. bu eğitimi sırasında bir sözü hayatı boyunca hiç unutmamış ve benimsemiş; "don't love yourself in art, love the art within you" (sanatta kendinizi değil, içinizdeki sanatı sevin).

    - reservoir dogs'tan başlayarak, death proof da dahil olmak üzere bütün tarantino filmlerini ilk çıktığı anda izlemiş.

    - django unchained'in senaryosunu ilk gören, printer'dan çıktığı haliyle okuyan ilk kişi. dolayısıyla flmin yazımının tamamına tanık olmuş ilk ve tek kişi. ayrıca tarantino'nun, yazdığı film senaryosunu herkesten önce paylaştığı ikinci aktör. (diğeri kill bill'in senaryosunu paylaştığı uma thurman)

    - django unchained'in çekimlerinden 2 ay önce ata binme antremanları sırasında attan inerken kötü şekilde düşmüş ve leğen kemiğini kırmış. ameliyat olmuş. 3 ay ata binememiş. tarantino hastanede waltz'u ziyarete gittiğinde waltz, "3 ay ata binemeyeceğim, ne yapacağımı bilemiyorum" dediğinde tarantino bir çözüm bulacağını söylemiş. böylece tepesinde kocaman bir dişin sallandığı dr. king schultz'un at arabası bu şekilde ortaya çıkmış.

    - reflections in a golden eye, the philadelphia story ve martin scorsese filmleri en etkilendiği filmlerden bazıları.

    - dublajlı filmlerden nefret ediyor. "dublajlı filmlerden daha çok nefret ettiğim bir şey varsa o da dublajlı filmlerdir.", diyor. fakat filmlerinde almanca dublajlarını, başka türlüsü saçma olacağı için ve başka birinin yapmasını istemediği için sevmese de kendi yapıyor.

    - klasik müzik tutkunu. ayrıca müzikalleri çok seviyor.

    - en hayran olduğu oyuncu ve rol modeli robert de niro. robert de niro'nun en hayran olduğu özelliği, kendini zorlamaya ihtiyaç duymadan, doğal bir şekilde oynadığı karakterleri görünür kılması ve izleyicinin bakış açısını zenginleştirmesi.

    kaynak: izlediğim röportajları ve katıldığı bir radyo programında anlattıklarıdır.

  • ırak'ın kuzeyinde şehit olan 6 askerimizden piyade er yasin karaca'nın tokat'taki evini görüyorsunuz.
    görsel
    lüks villalarında keyifle oturup son model araba koleksiyonu yapan siyasetçiler vatan millet nutuğu atarken utanır mı? sanmam.
    devletin mal varlığını yeyip de şu gariban aileyi bu hale sokanlar umarım kahrolur gider.

  • baslik cok sacma geldi degil mi? ama olay %100 gercek.

    (bkz: trendyol yemek) artik yapilan yorumlarin altinda kisinin siparis detayini da gösteriyor. eger dikkatli bakarsaniz bazi cakal esnaflarin yuzlerce 0,5lt su gibi basit basit siparislerle kendilerini övdügünü görebilirsiniz.

    bunlardan bir tanesi benim oldukca dikkatimi cekti. bahse konu olan restoranin an itibariyle 96 degerlendirmesi ve 52 yorumu var. 4.8 yildizla trendyol yemekte basi ceken restoranlardan birisi olmus. tam siparis verecektim de yorumlara bakmamla aninda vazgectim.

    yorumlarin neredeyse tamami kendi dükkanindan su alan cakal esnafimiza ait. bu yorumlara kanip da siparis veren gercek müsteriler zaten düsük puan vermis.

    cakal esnaf suyun sicak gelmesini o kadar cok begenmis ki en cok da onu övmüs. tüm yorumlarin görselini yuklemedim ama devami da ayni sekilde. 500ml su üzerinden sebzesine kadar övmüs. siparis verirken dikkat edin.

    edit: yogun istek uzerine bastan sona tum yorumlari ssledim: görsel

    edit 2: telefonum android. ios'da bu ozellik geldi mi bilmiyorum

    edit 3: az yorumlu ama yuksek puanli ilk 5 restoranin 3unde de benzer hile var. bu gorseller de cevredeki farkli restoranlardan.

    görsel
    görsel

  • son zamanlarda gördüğüm en net provakasyon girişimi.

    nedenlerini maddeleyeyim;

    1) istanbullu olmayanlar için bölgeyi tarif edeyim. orası öyle bir yer ki, kaçacak yer yok. bomba patlamış olsa bile kaçış yok. her taraf meydan. hele kaçacağı bir yerin sonunda başbakanlık ofisi var. yani o saldırıyı yapan kişi / örgüt oradan kaçılamayacağını bliiyordur.

    2) el bombası patlamamış. ben böyle ufak tesadüflere inanmıyorum.

    3) patlamayan bomba fünyeyle patlatılmış. halbuki parmak izi, seri numarası derken çok önemli bir delil olabilirdi o bomba.

    4) ülkemizin saçma fenomeni fuatavni cemaat - el bombası tadında twitler atmıştı.

    5) bomba atılan yerin dolmabahçe olması, akp dışındaki kesimin cemaate tepki göstermesini sağlayacak önemli bir sembol.

    6) genelde böyle şeyleri dhkp-c nin üstüne atarlar. yine olabilir bir ihtimal de bu sefer cemaat'in üzerine yıkılacak gibi.