hesabın var mı? giriş yap

  • fragmanıyla,afişiyle örtüşmeyen, izlenince insanda derin etkiler yaratan, sorgulatan, içerisinde pek çok derin subtitle barındıran bir film. film güzel ya da çirkin izleyene göre değişir lakin gerçekten ya olsa ne yapardım diye akılda sorular bırakıyor. en etkileyici sahnelerinden birisi de insanların işitemedikleri müziği hissedebilmek için platforma sarılmaları olsa gerek..

  • ülkenin melihçi misin, eraycı mısın şeklinde ikiye bölünmesi. şimdi şöyle bir geçmişe bakıyorum, yıl m.ö 40 civarı. batı-doğu hun diye bölünmüştü türkler. o günden sonra en büyük bölünmedir türk tarihindeki. belki bir batı hunlu, doğu hunlu'yu severdi ama, bir eraycı asla bir melihçi'yi sevmezdi. eğer bugünlerde bu kadar ayrıştırysak, aha sebebi bi iki elemandır. çok yaşlandım lan :/

  • insanların içindeki derin ve kocaman yalnızlık korkusunun sonucudur. çevreye bakıldığında çoğu kişinin, birini gerçekten sevdiği için değil, yalnız kalmamak için ona katlandığı ve kahrını çektiği fark edilebilir. yalnızlığın artık çok acı verdiği insanın, başka birine tutunarak yalnızlığını gidermek istemesi, o insana bu yüzden çok bağlanması ve sonunda terk edilmesi durumunda faciayla son bulur. yalnız olmamaya alışan insan tekrar yalnız kalır ve bu dayanılmazdır..

  • agota kristof - michael haneke : kristof fethi naci'nin deyimiyle insanı allak bullak eden bir yazar. romanlarında gelişen olaylar bizleri kendi karanlığımızla yüzleştirir. haneke de bu bağlamda farklı sayılmaz, o da şiddetin ışığında siyah bir ayna tutar izleyiciye.

    thomas mann - edward yang : büyük laf etmeden çok büyük işlere imza atan iki sanatçı. ikisinin de bugün klasik sayılan birden çok eseri var. üretkenlikleri arasında uçurum olsa da karakterlerin psikolojisini izleyiciye/okuyucuya yansıtış biçimleri birbirleriyle paralallik taşıyor.